- 15 Mayıs 2021 Cumartesi 10:51

Arı dolu çıtayı öpüp, arıları eliyle tutuyor

A
A
A
Arı dolu çıtayı öpüp, arıları eliyle tutuyor

Antalya’da 10 yıldır arıcılık işiyle uğraşan adam, özel kıyafet giymeden binlerce arıyla çıplak elle ilgileniyor.

Antalya’da 10 yıldır arıcılık işiyle uğraşan adam, özel kıyafet giymeden binlerce arıyla çıplak elle ilgileniyor. Arıları kendisine göre eğittiğini iddia eden Yaşar Doğan, “Ben çok istiyorum beni 3-5 tane arının sokmasını. Sokmuyor” dedi.


Döşemealtı ilçesinde 10 yıldır arıcılık işiyle uğraşan 60 yaşındaki Yaşar Doğan, bahçesinde bulunan kovanlardaki yüzlerce arıyla özel koruyucu kıyafet giymeden ilgileniyor. Arılarla ilgilenmekle kalmayan Yaşar Doğan, onları öpmekten de çekinmiyor. Hayvanları kendisine göre eğittiğini iddia eden Doğan, arı sokmalarının da çok faydalı olduğunu belirterek 3-5 tane arı tarafından sokulmak istediğini dile getirdi.



“Arı gelir bana konar, severim. O da beni sever”


Arıcılık işiyle uğraşan Yaşar Doğan, “10 yıldır arı işi ile uğraşıyorum. Arıları kendime göre eğittim. Arılarda tabi kendine zarar vermeyen kişiyi biliyor, bildiği içinde zarar vermiyor. Her akşam gelip açıp bakıyorum, elime alıyorum. Arı gelir bana konar, severim. O da beni sever. Benim onlara zarar vermeyeceğimi bildiği için o da bana zarar vermez. Arı soktuğu zaman, insana çok faydalıdır. Elinde, kolunda, dizinde, herhangi bir yerinde ağrı sızı kalmaz. İnsanı rahatlatır. Ben çok istiyorum beni 3-5 tane arının sokmasını. Sokmuyor” diye konuştu.



“Her zaman yanlarına korumasız girerim, korumasız bakarım”


Arıların yanına her zaman korumasız girdiğini belirten Yaşar Doğan, “Arı, doğayı dengeleyen ekolojik bir sistemin parçasıdır. Çiçekten çiçeğe döllendirme yapar, aşılama yapar. Bitkinin daha uzun yaşaması, ağacın kaliteli meyve vermesi için sürekli yardımcı olur. Bugüne kadar beni 50-100 tane arı sokmuştur. Ben hiç birinden şikayetçi değilim. Her zaman yanlarına korumasız girerim, korumasız bakarım” şeklinde konuştu.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul İstanbul’da düzenlenen “Mahzen-34” operasyonunda elebaşılığını Sezai Gülmez’in yaptığı organize suç örgütü çökertildi İstanbul’da düzenlenen “Mahzen-34” operasyonunda elebaşılığını Sezai Gülmez’in yaptığı organize suç örgütü çökertildi. Operasyonda elebaşının da içerisinde bulunduğu organize suç örgütü üyesi 9 şüpheli yakalandı. İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, İstanbul’da düzenlenen “Mahzen-34” operasyonunda elebaşılığını Sezai Gülmez’in yaptığı organize suç örgütünün çökertildiğini belirterek operasyonda elebaşının da içerisinde bulunduğu organize suç örgütü üyesi 9 şüphelinin yakalandığını kaydetti. "Aziz milletimizin bilmesini isterim ki; hangi büyüklükte olursa olsun organize suç örgütlerini çökertip, adalete teslim edeceğiz. Şafak sökerken de gün batarken de operasyonlarımız devam edecek" diyen Bakan Yerlikaya şunları kaydetti: "Emniyet Genel Müdürlüğü KOM Başkanlığı koordinesinde; İstanbul İl Emniyet Müdürlüğü Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğünce yapılan çalışmalar sonucu elebaşılığını Sezai Gülmez’in yaptığı organize suç örgütü üyesi şüphelilerin; suç işlemek amacıyla örgüt kurmak, kasten adam öldürmeye teşebbüs, iş yerlerine yönelik çok sayıda molotofkokteyli ve silahlı saldırı, genel güvenliğin kasten tehlikeye sokulması, 6136 sayılı kanuna muhalefet, tehdit ve mala zarar verme suçlarını işledikleri tespit edildi. Operasyon sonucu 3 adet ruhsatsız tabanca, çok sayıda şarjör ve fişeğe el konuldu. Operasyonları gerçekleştiren kahraman polislerimizi tebrik ediyorum. Allah ayağınıza taş değdirmesin. Milletimizin duası sizinle."
Adana Dede Korkut hikayeleri Türklerde kadının konumunu ortaya koyuyor Çukurova Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Refiye Şenesen, “Türk Kültüründe Dede Korkut Kitabı” adlı konferansında Dede Korkut hikayelerindeki kadının konum ve önemine değindi. Prof. Dr. Şenesen, Çukurova Üniversitesi Türkoloji Araştırmaları Merkezi’nde (ÇÜTAM) verdiği konferansta, Dede Korkut Hikayelerinde genel olarak Oğuzların birtakım mücadelelerinin yer aldığını ifade ederek, “Bu mücadelelerin ikisi Oğuzların kendi aralarında yaptıkları mücadelelerdir. Bunlardan birinde Dirse Han ve oğlu Boğaç Han arasında geçer. Bir başka mücadele ise İç Oğuz ve Taş Oğuz karşılaşır” dedi. Prof. Dr. Şenesen, şunları kaydetti: “Dede Korkut Hikayelerinde sağlam temellere oturtulmuş bir sosyal yapıyla karşılaşırız. Eski kültür hayatımızı ile ilgili zengin bilgiye bu hikayelerde rastlıyoruz. Hikayelerde toplumun başında hanlar hanı diye gösterilen Begil oğlu Emren Hikayesinde padişah olarak ifade edilen Bayındır Han vardır. Bayındır Han’ın hikayelerindeki rolü beylere akın izin vermek, divanı toplamak, yılda bir defa büyük bir ziyafet vermektir. Hikayelerde kahraman olarak görünmez.” Dede Korkut Hikayelerinde hemen hemen tüm hikayelerde kadının önemli bir yer tuttuğunu söyleyen Ç.Ü. Fen Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Refiye Şenesen, “Kadın bir güzellik sembolü olmanın yanında sosyal hayat içinde erkeğin yanında onun eşi ve ortağı olarak yer alır. Kadın sosyal hayat içinde düşüncesi alınan, eş seçiminde özgür, vefa duygusu gelişmiş, anne, iffet sahibi, saygı duyulan biridir. Bu özelliklerinin yanı sıra ata biner, kılıç kullanır, ok atar ve erkeklerle yarışır” şeklinde konuştu. Konferans sonunda Prof. Dr. Refiye Şenesen’e teşekkür belgesi verilirken hatıra fotoğrafı çekimi de gerçekleştirildi.