EĞİTİM - 17 Mayıs 2021 Pazartesi 13:21

Çevrimiçi Söyleşiler’in son konuğu Mevlüt Yeni oldu

A
A
A
Çevrimiçi Söyleşiler’in son konuğu Mevlüt Yeni oldu

Akdeniz Üniversitesi İletişim Fakültesi’nin düzenlediği Çevrimiçi Söyleşiler’e konuk olan Antalya Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Mevlüt Yeni, bilgi ve tecrübelerini öğrencilere aktardı.

Akdeniz Üniversitesi İletişim Fakültesi’nin düzenlediği Çevrimiçi Söyleşiler’e konuk olan Antalya Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Mevlüt Yeni, bilgi ve tecrübelerini öğrencilere aktardı.



Akdeniz Üniversitesi İletişim Fakültesi Öğretim Görevlisi Ayşen Yalman moderatörlüğünde gerçekleştirilen Çevrimiçi Söyleşiler programı her hafta sektörün deneyimli isimlerini öğrenciler ile buluşturmaya devam ediyor. Çevrimiçi Söyleşiler programının bu haftaki konuğu Antalya Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Mevlüt Yeni oldu. Programda Öğr. Gör.Ayşen Yalman’dan ve öğrencilerden gelen sorulara yanıt veren Yeni, bilgi ve tecrübeleri ile öğrencilere bilgiler aktardı. Konuşmasına Yalman’ın, “Öğrenciler daha çok yerel basın yerine ulusal basına yönelmeyi tercih ediyor, nedeni nedir?” sorusuna yanıt vererek başlayan Yeni, “Mezun arkadaşlarımızın hayalleri, beklentileri var ancak siz de takdir edersiniz ki her yıl iletişim fakültelerinden 6 bin öğrenci mezun ediyoruz ve tamamını istihdam edebilme şansımız maalesef yok. Yerel medyanın önemini kavramamız gerekiyor çünkü yerel medya, demokrasinin işleyişinde, yerel sorunların çözümünde, yerel bürokrasinin, iş dünyasının işlemesinde çok önemli bir rol oynuyor” dedi.



“Yerel medyanın kaynakları daralıyor”


Yerel basın organlarının şehre katkılarına da değinen Yeni, “Şehrin tanıtılması, şehirle ilgili şehir dışından haber almak isteyenlerin ilk adresi tabii ki yerel medyadır. Ancak son zamanlarda özellikle pandemi süreci öncesinde başlayan ve sonrasında pandemi ile ivme kazanan bir kaynak daralmasıyla karşı karşıya. İlan almak, gazetenin devamlılığını sağlamak çok daha güç bir hale geldi. Artık birçok insan kendi yayın organını çıkartıyor, kendi yayın organını yaratıyor dolayısıyla bir belediye başkanı veya herhangi birisi kurumsal bir reklamını kendisi yayınlıyor yani o kadar basit bir şekilde yayıncılık yapılmaya başlandı ki kimse emek harcamıyor” dedi.



“Gazetecilik dijital dünyaya evriliyor”


Teknolojinin gazeteciler için sağladığı imkanlara değinen Yeni, “Teknoloji bizlere birçok yeni olanak sağladı. Örneğin, şu an yaptığımız yayın dahil eski şartlarda bir sürü iş yükü gerektiriyordu. Kameraların kurulması, kabloların yerleştirilmesi, ışıkların ayarlanması, kameraların ayarlanması gibi ancak şu an sadece cep telefonlarımızı kullanarak bunlar gerçekleştirebiliyoruz. Bu da İletişim Fakültelerimizde eğitim gören arkadaşlarımızın kendilerini daha fazla geliştirmeleri gerektiğini gösterir çünkü artık daha fazla iş gücüne ihtiyaç yok” diye konuştu.



“Antalya dünya ile bağlantısı olan bir şehir”


Antalya’nın haber potansiyelini değerlendiren Yeni, “Antalya kesinlikle yüksek haber potansiyeline sahip bir şehir özellikle ana haber bültenlerine bakarsak, gazetelere bakarsak mutlaka Antalya ile ilgili bir haber görmemiz mümkündür. Gerek tarım gerek turizm olarak Antalya gerçekten sürekli kendi haberini oluşturan bir şehir. Teknoloji konusunda birçok insanın yine Antalya’yı ziyaret ettiğini söylemek mümkün. Futbol takımımızın üst liglerde olması spor açısından, Belek bölgemizdeki golf sahalarımız sayesinde tanınmış pek çok sporcu yine Antalya’yı ziyaret ediyor ve bunların her biri birer haber niteliği taşıyor. Kısacası Antalya’da gazetecilik yapan kişilerin haber sorunu yaşaması çok zor” şeklinde konuştu.



“AKİL Haber Ajansına iş birliği mesajı”


Akdeniz Üniversitesi İletişim Fakültesinde yayın yapan AKİL Haber Ajansı ile ortak bir proje ile çalışılabileceğini söyleyen Yeni, “AKİL Haber Ajansı, önemli bir kapasiteye sahip. Akdeniz Üniversitesi, bünyesinde 70 bin kadar öğrenci barındırıyor ve farklı fakültelerden gelecek haberlerin yoğun bir akışı olması mümkün. Yerel medya kuruluşları olarak sizlerin haber ajansıyla da ortak bir çalışma yapmamız ve onların yerel medyada haberlerini kendi isimleriyle duyurması son derece verimli olacaktır. Öğrencilerimiz de üretim ve kendilerini geliştirme anlamında faydalanacaklardır. Bizler iş birliği için hazırız yerel medya organlarımızın hemen hemen tamamı şu anda Cemiyetimize üye ben onların da böyle bir fikre sıcak bakacağına inanıyorum” ifadelerini kullandı.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Antalya Kaleiçinde hanutçular, dilenciler ve etiket denetimi için için özel ekip Antalya’nın Kalbi Kaleiçi’nde Polis ve Zabıtalardan oluşan Hanutla Mücadele ve Etiket Denetimi ekipleri turistleri ve vatandaşları canından bezdiren hanutçulara göz açtırmıyor. 7/24 esasına göre görev yapan ekipler, turist kafilelerinin ve vatandaşların yoğun bulunduğu Kaleiçi, Cumhuriyet Meydanı, Işıklar Caddesi, Kazım Özalp Caddesi (Kapalı Yol) gibi alanlarda hanutçulara, dilencilere, seyyar satıcılara göz açtırmıyor. Geçen yıl ilçede Hanutçuluk yaptığı tespit edilen 5680 kişiye 3 milyon 508 bin 560 TL’lik idari para cezası uygulayan ekipler, 2024 yılının ilk üç ayında ise bin 828 kişiye 1 milyon 788 bin 106 TL’lik idari para cezası uyguladı. Özel ekipler kuruldu Antalya’da yoğun turizm sezonun başladığını ve Antalya’da gece gündüz demeden 24 saat boyunca yaşamın devam ettiğini belirten Muratpaşa Kaymakamı Orhan Burhan, “Günün her saatinde oldukça yoğun bir sezon geçiriyoruz. Pandemi dönemi öncesi 2019’da yaşadığımız turizmdeki en yüksek seviyeyi bu sene egale edeceğiz diye düşünüyoruz. Bu bizi turizm açısından oldukça mutlu ediyor. Bu anlamda gelen turistin rahat etmesi gerekiyor. Bu konuda da bir takım tedbirler aldık, almaya da devam ediyoruz. Özellikle turistlerin rahatsız edilmemesi, hanutçulukla karşı karşıya kalmaması için “Hanutla Mücadele ve Etiket Denetimi” ekipleri oluşturduk. Özellikle Kapalı Yol, Kaleiçi, Atatürk Caddesi, Karaalioğlu Parkı gibi turistin yoğun olduğu bu alanlarda denetimler yapıyoruz. Ekiplerimizde Polis Memurlarımız, Büyükşehir ve Muratpaşa Belediyelerimizin Zabıta personeli birlikte görev yapıyor. Hanuta ve turistlerin rahatsız edilmesine kesinlikle müsaade etmiyor. Hanut dışında esnafımıza etiket denetimi de yapıyoruz. Etiket denetimi önemli, turiste farklı farklı fiyatların uygulanması kesinlikle taviz veremeyeceğimiz bir husus” dedi. Huzuru bozanlara ceza yağdı Hanutla yaptıkları mücadele kapsamında çok sayıda cezai yaptırım uyguladıklarını belirten Muratpaşa Kaymakamı Orhan Burhan, çalışmalarını aylık, yıllık ve üç aylık olarak raporladıklarını ifade etti. Burhan, “2023 yılında rahatsız etme adı altında hanut, dilencilik, gürültü gibi konularda kabahatler kanunu çerçevesinde 5 bin 680 kişiye, 3 milyon 508 bin 560 Türk lirası idari para cezası uyguladık. 2024 yılının ilk üç ayında ise bin 828 kişiye 1 milyon 788 bin 106 Türk lirası idari para cezası uyguladık” açıklamasında bulundu.
Düzce Düzce Üniversitesi’nin ilk akredite bölümü DÜZCE(İHA) – Düzce Üniversitesinin ilk akredite bölümü Peyzaj Mimarlığı değer üretmeye ve değer katmaya devam ediyor. Düzce Üniversitesi Orman Fakültesi Peyzaj Mimarlığı Bölüm Başkanı Prof. Dr. Engin Eroğlu, Dünya Peyzaj Mimarlığı Ayı ve Ulusal Peyzaj Mimarlığı Gününde önemli açıklamalarda bulundu. Peyzaj Mimarlarının, ekolojik sürdürülebilirliği, peyzajların kalitesini ve işleyişini sağlamak, kolektif hafızayı, mirası ve kültürü canlı tutmak için estetik ve bilimsel ilkeleri uygulayarak, doğal, kırsal ve kentsel çevreleri planlandıklarını, tasarladıklarını ve yönettiklerini belirten Eroğlu, “Peyzaj Mimarları, diğer disiplinleri yönlendirerek, koordine ederek, iklim değişikliği ve ekosistemlerin istikrarı, sosyo-ekonomik iyileştirmeler, toplum sağlığı, refahı ile ilgili uyum ve azaltma gibi doğal ve kültürel ekosistemler arasındaki ilişkileri planlarlar ve yönetirler” ifadelerini kullandı. Peyzajı farklı ekosistemlerin birleşiminden oluşan bir mozaik şeklinde nitelendiren Eroğlu, “Bu mozaikte insan ve doğa arasındaki etkileşimlerin dengeli bir şekilde yönetilmesinde Peyzaj Mimarlarına ihtiyaç bulunmaktadır. 1968 yılında Peyzaj Mimarlığı eğitiminin ülkemizde başlamasının 56. yılı, Peyzaj Mimarlığı Bölümü’nün Düzce’de eğitime başlamasının 30. yılında, Düzce Üniversitesi’nin ilk akredite olmuş bölümü olarak ilimizde, bölgemizde ve ülkemizde değer üretmeye ve değer katmaya devam ediyoruz” dedi.
Tokat Tırın önünde metrelerce sürüklenip burunları bile kanamadan kurtuldular Emniyet Müdürlüğü Kent Güvenlik Yönetim Sistemi (KGYS) kameralarınca Mart 2024 tarihinde Tokat’ta meydana gelen kazalar paylaşıldı. Kaydedilen görüntülerde bir otomobil tırın önünde metrelerce sürüklendi. Araç içerisinde bulunanlar şans eseri burunları bile kanamadan kurtuldular. Türkiye’nin birçok ilinde farklı tarihlerde meydana gelen trafik kazalarının görüntüleri, Emniyet Müdürlüğü Kent Güvenlik Yönetim Sistemi (KGYS) kameralarınca kaydedildi. Tokat’ta şubat ayında meydana gelen 4 ayrı kaza da kameralar tarafından an be an kaydedildi. Emniyet Genel Müdürlüğü, 2024 yılının Mart ayında Kent Güvenlik Yönetim Sistemi (KGYS) kameralarının kaydettiği farklı illerdeki trafik kazalarının görüntülerini paylaştı. Paylaşılan görüntülerde Tokat’ta 4 ayrı kaza kameralara yansıdı. Dikkatsizlik ve geçiş üstünlüğüne dikkat etmeyen sürücüler kazalara neden oldu. “Metrelerce sürüklendi” İlk görüntüde Tokat Gaziosmanpaşa Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi önündeki caddede meydana geldi. Görüntüde bir otomobil aynı yönde ilerleyen tırın sıkıştırması ile yan döndü ve metrelerce sürüklendi. Kazada şans eseri otomobilde bulunanlar yara almadan kurtuldu. “Otobüs hızını alamadı” İkinci görüntüde ise şehir içi Özel Halk otobüsü durmayarak kırmızı ışıkta duran arabalara arkadan çarptı. Kaza nedeniyle araçlarda maddi hasar meydana geldi. “Yine kavşak yine kaza” Paylaşılan diğer iki kaza da şehirdeki farklı kavşaklarda meydana geldi. Geçiş üstünlüğüne dikkat etmeyen araçlar çarpıştı. Çarpmanın etkisiyle araçlarda maddi hasar meydana geldi.
Sivas 58 yıldır gerçek kimliğini arıyor Sivas’ta yaşayan 58 yaşındaki Raziye Şimşek, doğduğu günden bu yana gerçek kimliğine kavuşamadı. Hikâyesiyle filmlere konu olacak olayın aydınlatılması için Şimşek’in biyolojik babasının mezarı açılarak DNA örneği alındı. Sivas kent merkezinde yaşayan Raziye Şimşek, 1 yaşında annesini kaybettikten sonra yaşadığı dramatik hayat hikâyesiyle duyanları derinden etkiliyor. Şimşek, annesinin vefatının ardından babası tarafından 1 yaşındayken yurda verildi. İddiaya göre, o dönemdeki yurt müdürü Şimşek’i kaydettirmeden resmi olmayan şekilde bir aileye verdi. Bu aile de sahte kayıtlarla Şimşek’i öz çocuklarıymış gibi nüfusa kaydettirdi. Şimşek, evlendikten sonra evlat edinen aile tarafından reddedilerek evlatlıktan düşürüldü. Evlat edinen ailenin çıkarttığı kimlik kartı numarası ve kendisinin mecburiyetten çıkarttığı kimlik kartı numarası bulunan Şimşek, bu nedenle resmi bir kimliğe sahip olmadığı için devlet kurumlarına gittiğinde kimlik eksikliği nedeniyle birçok sorunlarla karşılaşıyor. “Ölünce mezarıma yazılacak bir baba adım yok” Yaklaşık 3 yıldır bu durumun çözümü için mücadele eden Şimşek, “Ben bir yaşımdayken annem vefat etti. Bana bakan olmadığı için beni yurdun kapısının önüne bırakıyorlar. O dönemin yurt müdürü beni el altından yurda kaydetmeksizin beni büyüten aileye veriyor. Onlarda sahte kayıtla beni kendilerinin üzerine geçiriyorlar. 18, 19 yaşına gelip evlendiğimde beni üzerlerinden düşürüyorlar. Bunlarda olmadığı için benim bir kimliğim yok. Hiç bir resmi kurumlarda kaydım yok. Ölünce mezarıma yazılacak bir baba adım dahi yok. Bunun zorluğunu hep yaşıyorum. Benim ablalarım bütün aile fertlerim beni kabul ediyor ama daha büyük aile bireylerimiz olmadığı için Hâkim Bey DNA testine karar verdi. 2,5 yıldır çok büyük zorluklarla uğraşıyorum. Hem maddi hem de manevi sıkıntılar yaşıyorum. Sürekli mahkemelere gidip geliyorum. Yaşadığım şeyleri tekrar tekrar yaşıyorum” dedi. Resmiyette gözükmüyor, iki farklı kimlik numarası bulunuyor Adına iki farklı kimlik numarası olduğunu ifade eden Şimşek, “Geçmiş yakamı bırakmıyor ki rahat edeyim. 1965 yılından bu yana bu hayatı yaşıyorum ama hiçbir yerde resmiyette görünmüyorum. Şuanda benim adıma iki farklı TC kimlik numarası var. Birisi onların üzerine diğeri de benim şuan mecburiyetten kullandığım sahte TC kimlik kartı numarası. Devlet kurumlarına gittiğim zaman ‘kayıtlarda böyle birisi yok’ diyorlar. ‘Sadece baba adı var alt soy üst soy yok’ diyorlar. Hastanelere falan gittiğimde eşimin üzerine muayene olduğum için pek sorun yaşamadım ama yine de ben bu durumdan da rahatsız oluyorum. Her zaman elim yüreğimde. İnşallah son mahkeme olur, bu konudan dolayı hem maddi hem manevi çok yoruldum. 58 yaşındayım 25 yıl olmuştu ben unutalı. Ama ben 2,5 yıldır bu durumu mahkeme kapısında tekrar tekrar yaşıyorum, geçmiş yakamı bırakmıyor” şeklinde konuştu.