ASAYİŞ - 12 Ekim 2021 Salı 10:41

Kardeşini öldüren sanık: "Kaçmaktan usanmıştım, o gün ya o ölecekti ya ben"

A
A
A
Kardeşini öldüren sanık: "Kaçmaktan usanmıştım, o gün ya o ölecekti ya ben"

Antalya’nın Manavgat İlçesi’nde zeytin ağacı yüzünden yaşanan tartışma sonrasında kardeşi Hüseyin Baran’ı tüfekle öldüren Mustafa Baran hakkında 18 yıldan 24 yıla kadar ceza istendi.

Antalya’nın Manavgat İlçesi’nde zeytin ağacı yüzünden yaşanan tartışma sonrasında kardeşi Hüseyin Baran’ı tüfekle öldüren Mustafa Baran hakkında 18 yıldan 24 yıla kadar ceza istendi. Mahkemede savunma yapan sanık kardeş, "Kaçmaktan usanmıştım. Suç tarihinde ya o ölecekti ya ben. Olaydan dolayı pişmanım, keşke ben ölseydim" dedi.


Manavgat Demirciler Mahallesi’nde zeytin ağaçlarının kesilmesi yüzünden aralarında çıkan tartışmada ağabeyi Hüseyin Baran’ı (64) tüfekle öldürdüğü gerekçesiyle tutuklanan Mustafa Baran’ın (62) yargılanmasına Manavgat 2’nci Ağır Ceza Mahkemesinde devam edildi. Edinilen bilgiye göre, Demirciler Mahallesi Külcüler Sokak Kayabaşı mevki’inde mülkiyeti hazineye ait araziye bir süre önce 5 kardeş tarafından zeytin ağacı dikildi. 16 Martta araziye gelen Hüseyin Baran ile kardeşi Mustafa Baran arasında zeytin ağaçlarının kesilmesi nedeniyle tartışma yaşandı. Tartışma sırasında Mustafa Baran, ağabeyi Hüseyin’i av tüfeğiyle vurmak suretiyle öldürdükten sonra otomobiliyle olay yerinden kaçtı. Jandarma tarafından Sanayi Mahallesindeki evinde yakalanan Mustafa Baran, işlemlerinin ardından sevk edildiği sulh ceza hakimliğince ’kasten öldürme’ suçundan tutuklandı.


Olayla ilgili Cumhuriyet Başsavcılığı’nca hazırlanan ve Manavgat 2’nci Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edilen iddianamede, cinayete konu olan arazinin kullanımından kaynaklı taraflar arasında sorunların bulunduğu aktarılırken, olayın tasarlanarak işlediğine dair delil elde edilemediği belirtildi. İddianamede Mustafa Baran’ın ’kardeşi kasten öldürmek’ suçundan yargılanması talep edildi.


Duruşmaya tutuklu sanık Mustafa Baran, Alanya L Tipi Kapalı Cezaevi’nde Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) aracılığıyla katılırken, tarafların yakınları ve avukatları salonda hazır bulundu. Olayla ilgili esas hakkında görüşünü açıklayan savcı, sanık ile ölen Hüseyin Baran’ın öz kardeş oldukları ve aralarında yaklaşık 10 yıldır arazi anlaşmazlığından dolayı husumet bulunduğunu belirterek “Olay günü sanığın tarlaya gittiği, olayda kullandığı tüfeğin aracında bulunduğu, sanığın ekmiş olduğu soğanlara gübre atmaya başladığı sırada maktul Hüseyin’in olay yerine geldiği, taraflar arasında arazide bulunan zeytin ağaçlarının kesilmesinden dolayı tartışma yaşandığı, yaşanan tartışmanın devamında maktul Hüseyin’in Mustafa’yı elinde nacakla kovalamaya başladığı, bir süre sonra sanık ile maktulün boğuşmaya başladığı akabinde sanığın eline aldığı tüfekle maktule ateş ederek öldürdüğü anlaşılmıştır. Maktul Hüseyin Baran’a ait giysiler üzerinde yapılan incelemeler neticesinde atışın ‘uzak atış’ olduğu tespit edilmiştir. Sanığın öldürme eylemi öncesinde maktulle yaşamış olduğu tartışma ve arbedenin ‘haksız tahrik’e neden olduğu ve eylemi haksız tahrik etkisi altında gerçekleştirdiği anlaşılmıştır” ifadelerini kaydetti.


Savcı esas hakkında görüşünde cinayetin haksız tahrik altında işlendiğini belirterek, sanık Mustafa Baran’ın 18 yıldan 24 yıla kadar cezalandırılmasını talep etti.


Mahkeme başkanı tarafından savcının esas hakkında görüşüne karşı bir diyeceği olup olmadığı sorulan sanık Mustafa Baran, “Dosyaya bakılırsa bu şahıslardan 10 yıldır kaçtığım anlaşılır. Kaçmaktan usanmıştım. Suç tarihinde ya o ölecekti ya ben. Olaydan dolayı pişmanım, keşke ben ölseydim. Tahliyemi ve beraatımı istiyorum” dedi.


Duruşmada tarafların avukatları savcının esas hakkındaki görüşüne karşı beyanda bulunmak için süre istedi. Mahkeme ileri bir tarihe ertelendi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Sakarya Fabrikanın dereye bıraktığı atık, mahalleliye eylem yaptırdı Sakarya’nın Ayazı ilçesinden geçmekte olan ve bölgedeki birçok köyün tarım için kullandığı dere, iddiaya göre gıda fabrikasının atıkları sebebiyle kirli akıyor. Yıllardan beri kötü koku ve dere pisliğinden isyan eden mahalleli, fabrikanın önüne kadar yürüyüş eylemi yaptı. Kzıılcıkorman Mahallesi’nden geçen ve çevre mahallelerden geçerek Mudurnu Deresi ardından da Sakarya Nehri üzerinden Karadeniz’e dökülen derenin, bölgede bulunan GSF Gıda Sanayi Fabrikaları’nın atıklarından dolayı yıllardan beri kirli aktığı iddia edildi. Adeta siyaha bürünen derenin yıllardır bir çözüme kavuşturulmadığı için duruma tepki gösteren mahalle halkı, fabrikanın önüne kadar yürüyerek eylem gerçekleştirdi. Fabrikanın önünde toplaşan mahalle sakinleri ellerindeki ‘Balıklar öldü sıra çocuklarda’, ‘Yeter artık 40 yıl oldu, bıktık’, ‘Doğaya zulüm insana zulümdür’ pankartlarıyla yaptığı yürüyüşte ise jandarma ekipleri geniş güvenlik önlemi aldı. Mahallelinin tek istediği ise fabrikanın arıtma cihazını aktif hale getirip bölgenin pislik ve kötü kokudan arındırılması. “Artık ceza da işe yaramıyor” İnsanların mağdur olduğunu belirten mahalle sakini Mehmet Gülşen, “Deremiz hali çok kötü ve yıllardan beri biz bu çileyi çekiyoruz. Dere yakınlarında okul var ve birçok çocuk kötü kokudan dolayı sınıflara giremiyor. Derenin hemen kenarında Kur’an kursu var ve buraya çocuklar gelemiyor. Zamanında biz bu derede yüzerdik şimdi ise siyahlaştı. Köyün içinden geçeni geçtim D-100 kara yolundan geçen insanlar bile kokuya dayanamıyor. Artık köyümüzün ismi ‘Pis kokulu köy’ kaldı. Burada kahvehaneler, lokantalar var kimse buralara gelemiyor. Geçtiğimiz Cuma günü atık suyu bırakan fabrikaya ceza kesildi ve 2-3 gün kapalı kaldı ama bugün yine atık, yine koku var artık ceza da işe yaramıyor” dedi. “Kokusu ile pisliği artık bizi bezdirdi ve gerekli olan her yere müracaatımızı yaptık” Yaklaşık 40 yıldan beri kokudan rahatsız olduklarını belirten Kızılcıkorman Mahallesi Muhtarı Mecid Kızıldağ, “Mahallemizin içinden geçmekte olan tarla seviyelerini düşürmek için açılan kanalda 1982 senesinde açılan bu fabrika ürettiği nişasta ve glikoz üretiminin atıklarını kanalımıza bırakıyor. Burası 1982 senesinde açıldı ve o günden bu güne kadar kanala akıtıyor pisliklerini. Kokusu ile pisliği artık bizi bezdirdi ve gerekli olan her yere müracaatımızı yaptık. Dilimizin döndüğünce insanlara anlattık ama hiç kimse bir çare bulamadı ev bu günlere kadar geldik. Çevre mahalle sakinleri muhtarları herkes burada ve bu işten muzdarip, biz de bunu dile getirmek için yürüyüş gerçekleştirdik. Bizim kimseyle sorunumuz yok, art niyetimiz yok. Fabrikanın üretim yapması gerekiyorsa üretimini yapsın ama arıtmasını çalıştırsın. Bu fabrikadan 100-150 kişi ekmek yiyorsa diğer taraftan yoldan geçenler hariç 3 bin, 5 bin kişi kokuyu çekmek zorunda bırakılıyoruz. Muhtarlıkta benim dördüncü dönemim gelen her kaymakama, belediye başkanına ve valiye yani bu işte etkisi olabilecek herkese anlatmaya çalıştım ama herkes topu başkalarına attı. Sağ olsunlar yeni gelen vali ve kaymakam bize sahip çıktı, biz de mahalle halkı olarak düzen içinde eylem yaptık” diye konuştu. “İnsanlar evinde dururken, sokakta gezerken maske takıyor” Mahalle halkının çoğunun maske taktığını aktaran Kızıldağ, “Sinekler öyle bir hale geldi ki eşek arısı gibi oldu. Burada insanlar pencerenin camlarını açamıyor, misafir ağırlayamıyor hatta kanala yakın olan insanlar daha kötü durumda. Ben muhtar olarak utanıyorum. Buradan kim kime sıkıntı oluşturarak para kazanıyorsa haram olsun. İnsanlar evinde dururken, sokakta gezerken maske takıyor artık çünkü kokudan durulmuyor. Ben muhtarlık dönemimde defaten temizlettim ama yine de pislik içinde kalıyor” şeklide konuştu.