SAĞLIK - 17 Aralık 2025 Çarşamba 13:30

10 yıllık böbrek hastası, 1 yıldır beklediği nakille adeta yeniden doğdu

A
A
A
10 yıllık böbrek hastası, 1 yıldır beklediği nakille adeta yeniden doğdu

Antalya’da beyin ölümü gerçekleşen bir hastanın ailesi tarafından bağışlanan karaciğer ve iki böbrek, nakil bekleyen hastalara umut oldu. Böbrek nakli yapılan 47 yaşındaki Eşe Çalışkan, "Organ nakli yapılacağını duyduğumda yeniden doğdum. Telefonum çaldığında kızım açtı ve ’Anne hemen gidiyoruz’ dedi. O an yeniden doğdum. Bir kızım, bir oğlum var. Çocuklarım için yaşamak istedim. Allah’ıma binlerce şükür bugünü gördüm" dedi.


Antalya’nın Manavgat ilçesinde 67 yaşındaki erkek hasta, beyin kanaması şüphesiyle yaklaşık 15 gün önce Manavgat Devlet Hastanesi’ne kaldırıldı. Yoğun bakım ünitesinde tedavisi süren hastanın beyin ölümünün gerçekleşmesinin ardından Manavgat Devlet Hastanesi Organ Nakli Koordinatörlüğü, hasta yakınlarıyla temasa geçti. Ailenin organ bağışını kabul etmesi üzerine, 14 Aralık Pazar günü akşam saatlerinde hayatını kaybeden hastanın karaciğeri ve iki böbreği, Antalya’dan gelen uzman ekip tarafından alındı. Alınan organlardan karaciğer ve bir böbrek Antalya’ya, diğer böbrek ise Konya’ya gönderildi.


Organ bağışının ardından, polikistik böbrek hastalığı nedeniyle yaklaşık 1 yıldır nakil bekleyen evli ve iki çocuk annesi Eşe Çalışkan’a, Medical Park Antalya Hastane Kompleksi Organ Nakli Merkezi’nde sol böbrek nakli gerçekleştirildi. Operasyon, Genel Cerrahi Uzmanı Uzm. Dr. Eyüp Mehmet Kılınç ve ekibi tarafından başarıyla tamamlandı.



"Nakil için kadavra listesinde bekliyordu"


Operasyonu gerçekleştiren Uzm. Dr. Eyüp Mehmet Kılınç, hastanın uzun süredir böbrek yetmezliğiyle mücadele ettiğini belirterek, süreci şu sözlerle anlattı: "


Eşe hanımda polikistik böbrek hastalığına bağlı böbrek yetmezliği tanısı yaklaşık 10 yıldır mevcuttu. Bir yıl önce merkezimize organ nakli için başvurdu. Yakın çevresinde uygun verici bulunamadığı için kadavra listesine kaydedilmişti. Pazar günü bir hastamızın organlarının bağışlanması üzerine, bu böbreğin Eşe hanıma uygun olduğunu tespit ettik ve kendisini merkeze çağırdık. Pazartesi sabah ameliyattan çıktığında yeni böbreği gayet iyi çalışıyordu. Böbrek, bekleme listesinde yalnızca Eşe hanımla uyumluydu. Bu nedenle tek bir hastayı çağırdık."


Ameliyat sürecine de değinen Kılınç, "Ameliyat öncesinde hastamızda doğal olarak stres ve korku vardı. Ancak ameliyat sonrası süreci oldukça olumlu geçiyor. Kendisi pozitif bir hasta, iyileşme süreci de gayet iyi. Şu an hem hastamız mutlu hem biz mutluyuz" ifadelerini kullandı.



"Her 10 nakilden biri kadavra bağışıyla"


Organ bağışının önemine dikkat çeken Uzm. Dr. Kılınç, Türkiye’de kadavra bağışıyla yapılan nakillerin halen yetersiz olduğunu vurgulayarak, "Ülkemizde kadavra bağışıyla yapılan organ nakilleri ne yazık ki çok az. Bizim merkezimizde de her 10 nakilden yalnızca biri kadavra bağışıyla gerçekleşiyor. Türkiye genelinde de tablo bu şekilde. Organ bağışının artması, bekleme listesindeki hastalar için hayati önem taşıyor" dedi.



"Çocuklarım her gün soluğumu dinliyordu"


Nakil sonrası duygularını paylaşan Eşe Çalışkan ise yaşadığı süreci şu sözlerle anlattı:


"Polikistik böbrek hastalığı annemden irsi olarak bana geçti, yaklaşık 10-12 yıldır bu hastalıkla yaşıyorum. Son bir yıldır nakil bekliyordum ve çok umutsuzdum. Nakil beklerken halsizdim, ayaklarımda ağrılar bitmiyordu, uykularım kaçıyordu. Sıkıntılarım başlamıştı. Çocuklarım gözüme bakıyordu, her gün benim soluğumu dinliyorlardı."


Bağışçı aileye teşekkür eden Çalışkan, "Allah bağışlayan aileden razı olsun, mekanı Cennet olsun. Organ bağışı çok önemli, çünkü bu gerçekten çok çaresiz bir durum. Telefonum çaldığında kızım açtı ve ’Anne hemen gidiyoruz’ dedi. O an yeniden doğdum. Bir kızım, bir oğlum var. Çocuklarım için yaşamak istedim. Allah’ıma binlerce şükür bugünü gördüm. Doktorlarımızdan Allah bin kere razı olsun. Haber geldiğinde biz gelene kadar bütün ekip her şeyi hazırlamışlar" diye konuştu.



"Bir telefon her şeyi değiştirdi"


Eşe Çalışkan’a refakat eden kızı Nazlı Balık da yaşadıkları duyguları, "Açıkçası umutsuzduk. Ama o telefon geldikten sonra her şey değişti. Bizim için büyük bir şans oldu. Herkes organlarını bağışlamalı. Organlarını bağışlayan aileden Allah razı olsun, mekanı Cennet olsun" sözleriyle dile getirdi.



10 yıllık böbrek hastası, 1 yıldır beklediği nakille adeta yeniden doğdu

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara Uzmanından uyarı: Yaygın olan virüs influenza Medicana Sağlık Grubu Enfeksiyon Hastalıkları Uzmanı Dr. Gülay Kılıç, gribal enfeksiyonlar arasında COVID-19 virüsünün daha sık görüldüğünü, ancak son 2 haftadır yaygın olan virüsün influenza olduğunu belirtti. Medicana Sağlık Grubu Enfeksiyon Hastalıkları Uzmanı Dr. Kılıç, sonbaharın ilk aylarında artan gribal enfeksiyonlara dair yazılı açıklama yayımladı. Dr. Kılıç, gribal enfeksiyonlar arasında COVID-19 virüsünün daha sık görüldüğünü ancak son 2 haftadır yaygın olan virüsün influenza olduğunu belirtti. Aynı zamanda Gülay Kılıç, hastalık belirtilerinin bu 2 hastalıkta olduğu gibi birçok üst solunum yolu enfeksiyonunda ortak olduğunu da bildirdi. "COVID-19 grip virüslerinden daha bulaşıcıdır" Kılıç, COVID-19 ile gribin ortak görülen belirti ve farklılıklarını şöyle sıraladı: "Ateş ve ateşlenme hissi, titreme, öksürük, nefes darlığı ya da nefes almada zorluk, yorgunluk, boğaz ağrısı, burun akıntısı veya tıkanıklığı, kas ve vücut ağrıları, baş ağrısı, kusma ve ishal ortak belirtiler arasındadır. Virüsü taşıyan kişilerin öksürme, hapşırma veya konuşma sırasında etrafa saçtığı büyük ve küçük damlacıklar yoluyla yayılır. Bu damlacıklar yakındaki kişilerin ağız ve burunlarına ulaşabilir ya da solunum yoluyla vücuda alınabilir. Havalandırması yetersiz kapalı ortamlarda, virüs içeren küçük parçacıklar daha uzak mesafelere yayılarak enfeksiyona neden olabilir. Ayrıca virüsle temas etmiş kişilerle tokalaşma gibi doğrudan temas yoluyla ya da virüs bulunan yüzeylere dokunduktan sonra ağız, burun veya gözlere temas edilmesiyle de enfeksiyon bulaşabilir. COVID-19’a neden olan virüs, belirti başlamadan önce, hafif belirtileri olan ya da hiç belirti göstermeyen kişiler tarafından da başkalarına bulaşabilir. COVID-19 grip virüslerinden daha bulaşıcıdır ve COVID-19 belirtileri temastan 2-14 gün içinde kendini gösterirken, grip daha kısa sürede 1-4 gün içinde belirti verir." Hem influenza hem COVID-19’da hastaların çoğunlukla ateş, boğaz ağrısı ve öksürük şikayetleriyle başvurduğunu vurgulayan Dr. Gülay Kılıç, eşlik eden bulgularının ayırıcı tanı açısından önemli ipuçları sunduğunu ifade etti. "Vakit kaybetmeden bir sağlık kuruluşuna başvurmak hayati önem taşır" Aynı zamanda Dr. Kılıç, şu bilgileri paylaştı: "Ateşle birlikte şiddetli boğaz ağrısının görülmesi ve öksürüğün eşlik etmemesi bakteriyel tonsilliti düşündürürken; halk arasında ‘nezle’ olarak adlandırılan soğuk algınlığı, rinovirüsün neden olduğu ve burun akıntısı dışında genel hastalık bulguları yapmayan, kısa sürede basit önlemlerle iyileşen bir hastalıktır. Ateşin üç günden uzun sürmesi, nefes darlığı, göğüs ağrısı, belirgin halsizlik, derin nefesle artan öksürük veya balgam renginin koyulaşması enfeksiyonun zatürreye ilerlediğini düşündüren önemli bulgulardır. Bu şikayetler ortaya çıktığında vakit kaybetmeden bir sağlık kuruluşuna başvurmak hayati önem taşır." "Kapalı alanların havalandırılması gibi basit koruyucu davranışlar da önemlidir" Virüslerden korunmaya ilişkin konuşan Dr. Gülay Kılıç, "Aşılanma bilimsel olarak ağır hastalık, komplikasyon ve hastaneye yatış riskini önemli ölçüde azaltmaktadır. Her yıl influenza virüsünün türleri değiştiğinden, grip aşısının her kış dönemi başında uygulanması önerilmektedir. Enfeksiyonların yayılmasını önlemek için aşı olmanın yanı sıra bulaşma yolları göz önüne alınarak hasta iken evde kalmak, çıkmak zorundaysa maske takmak, mesafeyi korumak, öksürük ile hapşırıkta ağız ve burun kapatmak, elleri sık yıkamak ve kapalı alanların havalandırılması gibi basit koruyucu davranışlar da önemlidir" ifadelerini kullandı.
Kayseri Sosyal medyada öğrendiği Heimlich manevrası bebeğin hayatını kurtardı Kayseri’de nakliye işi yapan esnaf boğazına şeker kaçan bebeği sosyal medyadan öğrendiği Heimlich manevrasıyla kurtardı. Olay, önceki gün akşam saatlerinde Melikgazi ilçesine bağlı Gülük Mahallesi’nde meydana geldi. Bebeğinin boğazına şeker kaçan baba, panikle bir nakliyeciye girerek yardım istedi. İş yerinde bulunan firma sahibi Ferhat Sarıca, bebeğin nefes alamadığını görünce Heimlich manevrası uygulayarak, bebeği kurtardı. "Bir hayata dokunduğum için çok mutluyum" Yaşadığı anları anlatan Sarıca, "Akşam üzeri ofisimde oturuyordum. Panikle bir babanın içeri girdiği gördüm. O durumda olayı anlamaya çalıştım. Çocuğun nefes borusuna bir cisim kaçtığını söyledi. Yabancı uyruklu olduğundan dolayı ilk başta ne olduğunu anlayamadım. Çocuğa baktığımda kızarmasından, nefes alamayışından anladım ve aklıma direk Heimlich manevrası geldi. Telefonumu kardeşimin üzerine attım ve bir anda çocuğu babasının kucağından alarak Heimlich manevrasını yapmaya çalıştım. İlk yaptığımda çocuğun nefes aldığını hissettim. İşi garantilemek adına tekrar yaptım. Çocuğu çevirdiğimde zaten kendine gelmişti. Korku dolu gözlerini gördüm ve sevmeye çalıştım. Heimlich manevrasını sosyal medyada görmüştüm, oradan aklımda kalmıştı. Böyle bir aileyi sevindirdiğim için, o çocuğu yaşama, geleceğe tutundurduğum için kendim adına çok mutluyum. Bütün vatandaşlarımızın da bu manevrayı bilmesini istiyorum. Ufak şeyler hayat kurtarır" diye konuştu.
İstanbul İstanbul’da yeni nesil suç örgütüne 4 ayrı operasyon: 25 gözaltı, kadın tetikçiler de yakalandı İstanbul’da iş yeri, ev, araç kurşunlama gibi suçlara karışan yeni nesil suç örgütüne yönelik yapılan 4 ayrı operasyonda 4’ü çocuk, 25 şüpheli gözaltına alındı. 2 kadın şüphelinin tetikçi oldukları öğrenilirken, çete üyelerinin gerçekleştirdikleri saldırıların bazılarının güvenlik kamerası görüntüleri ortaya çıktı. Edinilen bilgilere göre İstanbu Emniyet Müdürlüğüne bağlı Asayiş Şube Müdürlüğü ekiplerince; haraç almak için hastane, ev, işyeri ve araç kurşunlama olayları ile kasten yaralama suçlarına karışan yeni nesil suç örgütüne yönelik 4 ayrı operasyon düzenlendi. Beyoğlu, Küçükçekmece, Kadıköy, Bakırköy, Ümraniye, Üsküdar, Beşiktaş, Başakşehir, Şişli ve Sancaktepe ilçelerinde düzenlenen operasyonlarda 4’ü çocuk 25 şüpheli gözaltına alındı. Şüpheliler arasında 2 kadın tetikçinin de olduğu öğrenildi. Şüphelilerden bazılarının saklandıkları otellerde ve evlerde yakalandığı öğrenildi. Yapılan aramalarda 4 silah, 7 cep telefonu ve 4 bilgisayar ele geçirildi. Şu ana kadar adliyeye sevk edilen 18 kişiden 13’nün tutuklandığı, son operasyonda yakalanan 7 kişinin ise adliyedeki işlemlerinin sürdüğü öğrenildi. Öte yandan şüphelilerin gerçekleştirdikleri bazı eylemlerinin güvenlik kameraları görüntüleri ortaya çıktı. Görüntülerde şüphelilerin kurşunlama olaylarını gerçekleştirdikten sonra hızla kaçtıkları görülüyor.