SAĞLIK - 08 Şubat 2025 Cumartesi 12:41

Anne ve baba, evlatlarına ikinci kez can oldu

A
A
A

Çocuklarının üst üste yaşadıkları organ yetmezliği sıkıntısına hep birlikte göğüs geren ailenin hikayesi duygulandırdı.

Filmlere konu olacak hikaye, Songül ve Fahri Efe çiftinin, 2012 yılında 14 yaşındaki oğulları Fatih’in böbrek yetmezliği olduğunu öğrenmesiyle başladı. Yapılan tedavilerin sonuçsuz kalmasıyla birlikte Fatih için böbrek nakli gerektiği kesinleşince aile için telaşlı günler başladı. Anne Songül Efe, oğlu için gönüllü olduğunu belirterek başvuruda bulununca gerekli testler yapıldı ve Songül Efe’nin böbreğinin, oğluna uyumlu olduğu belirlendi.

Nevşehir’de yaşayan Songül Çiftçi ve Fahri Efe çifti, çocuklarına hayat vermek için birer böbreklerini bağışladı. 11 yıl önce babaannesinin böbreğiyle can bulan Ayşe Pekcanlı, yıllar sonra böbreğinin tekrar iflas etmesinin ardından bu kez de babasının böbreğiyle kendisine hayat verdiğini aktararak, "Diyaliz büyük bir yüktü. Haftada üç gün, dört saat boyunca makineye bağlı kaldım. Yeme içme sınırlıydı. Suyu bile daha doğru düzgün içemiyordum. Yani, suya gerçekten hasret kalmıştım. Böbrek nakliyle yeniden nefes aldım, suya kavuşmak en büyük mutluluğum oldu. Şimdi suyu doya doya içebiliyorum, babamın sayesinde" şeklinde konuştu.

Anne ve baba, evlatlarına ikinci kez can oldu

Nevşehir’de yaşayan Songül Çiftçi ve Fahri Efe çiftinin hayatı, 2012 yılında 14 yaşındaki oğulları Fatih Efe’nin böbrek yetmezliği tanısı almasıyla tamamen değişti. Fatih, hastalığının ilerlemesiyle karın diyalizine başladı ancak bu süreç hem fiziksel hem de duygusal olarak aileyi derinden etkiledi. Oğlunun diyalizde yaşadığı zorlukları gören anne Songül Çiftçi, oğluna bir kez daha hayat verebilmek için tereddütsüz bir şekilde böbreğini bağışlamaya karar verdi. Yapılan tıbbi testlerin uyum sağlamasıyla birlikte Medical Park Antalya Hastane Kompleksi Organ Nakli Merkezi’nde Prof. Dr. İbrahim Aliosmanoğlu ve ekibi tarafından nakil başarıyla gerçekleştirildi.

Efe çiftinin kızları Ayşe Pekcanlı ise 2014 yılında 18 yaşında böbrek yetmezliği tanısı aldı. Konu hakkında bilinçli olan aileye bu sefer 58 yaşındaki babaanne Gülser Efe böbrek vericisi olmak istedi. Yapılan tıbbi testlerde uyum sağlayınca hemen Medical Park Antalya Hastane Kompleksi’nde nakilleri gerçekleşti. Nakil sonrası evlenen, 1 kızı ve 1 oğlu olan 29 yaşındaki Ayşe Pekcanlı’nın babaannesinden aldığı böbrek 11 yıl sonra iflas edince, bu sefer de baba Fahri Efe, hemen kızına bağışçı olmak için gönüllü oldu ve 4 şubatta böbrek nakli başarıyla gerçekleşti.

"Nakilden sonra yeme-içme rutinim düzeldi"

14 yaşında annesinin böbreğiyle hayata tutunan Fatih Efe, küçük yaşlarda 2 ay aldığı karın diyaliziyle zor günler yaşadığını, annesinin böbreğiyle hayatının normale döndüğünü aktardı. Efe, zorlu günleri şöyle anlattı: "Böbreğimi 2012 yılında annemden aldım. İki ay karın diyalizi gördüm. Okula gidemiyordum, dışarı çıkamıyordum, arkadaşlarımla vakit geçiremiyordum. Karın diyalizi çok zorluydu. Sonrasında annem bana böbreğini verdi. O an hayatım değişti. Nakilden sonra yeme-içme rutinim düzeldi. Normal bir insan gibi gezebiliyor, istediğim yere gidebiliyorum. İstediğim yemekleri yiyebiliyorum. Annem sayesinde 13 yıldır sağlıklı bir hayatım var. Annem de sağlıklı, tek böbrekle hiçbir sorunu olmadı."

Bir annenin şefkatiyle hayat bulan umut

Anne Songül Çiftçi, oğlunun yaşadığı zorlukları ve bir anne olarak hissettiklerini şu sözlerle paylaştı: "Ben de evlat deyince akan sular durur, hayatta değişemeyeceğim bir şey evlat. Fatih’e böbreğimi verdiğimde hiçbir şey düşünemedim. Sadece onun sağlıklı olmasını istedim. Çok şükür şu anda çok sevinçliyim. Kızım da önce babaannesinin, 11 yıl sonra da babasının böbreği sayesinde kurtuldu. Rabbime şükürler olsun. Doktorlarımıza, hemşirelerimize emeği geçen herkese teşekkür ederim. Çok memnun kaldık. Kızım 8 aylıkken, önce epilepsi hastalığına sonra böbrek hastalığına yakalandı. Nefrotik sendrom dediler. Sonra oğluma da 2 yaşında nefrotik sendrom tanısı konuldu. Sonra Fatih 12 yaşındayken böbrek iflas edince diyalize girdi. Karın diyaliziydi. Çok kötüydü o aralar. Sonra bize komşularımızın önerisiyle apar topar hemen hastaneye geldik ve nakil olduk. Çok şükür çok iyi geçti. Oğlumun da sağlığıyla ilgili nakil olduktan sonra sorunu olmadı. Benim de hiç sorunum olmadı. İnsanlar tek böbrekle yaşamaktan korkuyor ama korkmasınlar. Benim için hiçbir farkı yok. Şimdi evlatlarımın sağlıklı olduğunu görmek en büyük mutluluğum."

Anne ve baba, evlatlarına ikinci kez can oldu

Küçük yaşta gelen hastalık, büyük mücadele

Fatih Efe’nin sağlığına kavuşmasının ardından, 2014 yılında böbrek yetmezliği tanısı konan ailenin diğer kızı Ayşe Pekcanlı’ya Fahri Efe’nin annesi, 58 yaşındaki Gülser Efe (babaannesi) böbreğini bağışladı. Yıllar içinde nakil sayesinde sağlığına kavuşan Ayşe, aradan 11 sene geçtikten sonra babaannesinden nakledilen böbreğini kaybetti. Bu kez de baba Fahri Efe, hiç düşünmeden gönüllü oldu ve 4 Şubat’ta başarıyla gerçekleştirilen nakil operasyonuyla kızına yeniden hayat verdi. Ayşe, bu süreci şu sözlerle aktardı: "Diyaliz büyük bir yüktü. Haftada üç gün, dört saat boyunca makineye bağlı kaldım. Yeme içme sınırlıydı. Suyu bile daha doğru düzgün içemiyordum. Yani suya gerçekten hasret kalmıştım. Böbrek nakliyle yeniden nefes aldım, suya kavuşmak en büyük mutluluğum oldu. Şimdi babamın sayesinde suyu doya doya içebiliyorum. Organ bağışı hayat kurtarır. Organlarımız toprak olmasın. Bağış yapalım, kadavraya başvuralım. Daha çok insan bağışçı olsun."

"Çift böbrek veya tek böbrek yaşayan arasında hiçbir fark yok"

Baba Fahri Efe ise, yaşadıkları süreci şu şekilde dile getirdi: "2012’de kızım nakil olmuştu. 10- 11 sene o böbrekle devam etti. Sonrasında böbreği iflas edince bu kez de ben böbreğimi verdim. Şu an da sağlığına kavuştu. 2012’de böbreğini babaannesinden almıştı. Annem de şu anda çok iyi, sağlığı yerinde. Bir sıkıntısı yok. Böbrek naklinden kimse korkmasın. Herkes böbreğini verebilir. Çift böbrek veya tek böbrek yaşayan arasında hiçbir fark yok."

Anne ve baba, evlatlarına ikinci kez can oldu

"Diyaliz süreci hastalar için çok zorlu"

Medical Park Antalya Hastane Kompleksi Organ Nakli Merkezi Genel Cerrahi Uzmanı Prof. Dr. İbrahim Aliosmanoğlu, organ bağışının hayati önemine dikkat çekerek şu açıklamalarda bulundu: "Ayşe hastamız, ailesel genetik bir probleme sahip. Nefrotik sendrom dediğimiz bu durum, akraba evliliğinden kaynaklanıyor. Ayşe’nin erkek kardeşi Fatih’te de aynı problem meydana gelmişti. İki kardeş de küçük yaşlarda nefrotik sendromla mücadele etmek zorunda kaldı. 2012 yılında Fatih’e annesinden böbrek nakli gerçekleştirdik. Fatih şu an 27 yaşında ve diyalizsiz, sağlıklı bir şekilde hayatına devam ediyor. Ayşe ise babaannesinden aldığı böbrekle 10 yıl sağlıklı yaşadı ancak böbrek yetmezliği tekrar başladı. Bu süreçte Ayşe bir yıl boyunca yeniden diyalize bağlı yaşamak zorunda kaldı. Diyaliz süreci hastalar için çok zorlu. Hem yaşam süresini kısaltıyor hem de yaşam kalitesini ciddi şekilde düşürüyor. Organ bağışı günümüzde çok önemli. Çünkü özellikle diyalize giren şu an 30 bine yakın hasta var. Bu hastalarımızın da hem topluma kazandırılması hem de daha sağlıklı ve uzun yaşamaları için organ bağışının olması gerekiyor. Bu sadece canlı yani aileden bağışlar değil, kadavra bağışının da yapılması önem taşıyor. Maalesef ülkemizde bu oran çok düşük. Bu açıdan da Sağlık Bakanlığı ve yine lokal hastaneler bazında önemli çalışmalar yapılıyor ama maalesef istediğimiz düzeyde kadavra organ bağışına ulaşmış değiliz. Umarım, bir an önce ülkemizde de kadavra organ bağışı istediğimiz düzeylere gelir ve hastalarımızın hepsi diyalizden kurtulur."

Begüm Aksoy - Ramazan Bozca

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Ederson ve Jhon Duran, Beşiktaş maçında forma giymeyecek Fenerbahçe Kulübü, Ziraat Türkiye Kupası’nda Beşiktaş ile oynayacakları derbide Ederson ve Jhon Duran’ın forma giymeyeceklerini açıkladı. Sarı-lacivertli kulüpten konuyla ilgili yapılan açıklamada, "Futbol A Takımımızın, Ziraat Türkiye Kupası ilk karşılaşmasında 23 Aralık tarihinde Beşiktaş ile oynayacağı müsabakaya ilişkin olarak kamuoyunu bilgilendirmek istiyoruz. Takımımızda yer alan futbolcularımızdan Ederson ve Jhon Duran, 24 Aralık tarihinin Noel Bayramı arifesi olması nedeniyle, yoğun maç takvimi içerisinde önceden kulübümüze ilettikleri kişisel ve ailevi talepler doğrultusunda bu karşılaşmanın maç kadrosunda yer alamayacaklardır. Söz konusu durum, sezon başından bu yana devam eden yoğun müsabaka programı kapsamında sporcularımızın insani hassasiyetlerine saygı gösterilmesi anlayışıyla değerlendirilmiştir. Diğer futbolcularımızdan Fred cezası nedeniyle; Edson lvarez, Archie Brown ve Nelson Semedo ise sakatlıkları sebebiyle bu karşılaşmada forma giyemeyecektir. Kulübümüz; sportif yükümlülükler, yoğun maç takvimi ve zorunlu müsabaka dışı durumları bir bütün olarak ele almakta, sporcularının profesyonel sorumlulukları ile sağlık ve bireysel ihtiyaçları arasında dengeli bir yaklaşım benimsemektedir. Futbol A Takımımız, sahaya çıkacak kadrosuyla birlikte Ziraat Türkiye Kupası’ndaki hedefleri doğrultusunda kararlılıkla mücadelesini sürdürecektir" denildi.
Eskişehir Eskişehir 1 gün boyunca susuz kaldı Eskişehir’de arıza sebebiyle yaklaşık 24 saat boyunca yaşanan su kesintisi vatandaşları mağdur etti. Eskişehir Büyükşehir Belediyesi Su ve Kanalizasyon İdaresi (ESKİ) Genel Müdürlüğü İçme Suyu Arıtma Tesisi’nde D4 deposunu besleyen ana hatta arıza meydana geldi. Buna bağlı olarak Batıkent, Yaşamkent, Aşağı Söğütönü, Yukarı Söğütönü, Zincirlikuyu, Şirintepe, Uluönder, Ertuğrulgazi, Çamlıca, Sazova, Orhangazi, Boyacıoğlu, Karagözler ve Karacaşehir mahallelerinde dün gece saat 22.00 itibariyle su kesintisi yaşandı. Gece saatlerinde başlayan onarım çalışmalarına rağmen arıza gün boyunca onarılamadı. Günü tamamen susuz geçiren vatandaşlar, büyük mağduriyet yaşadıklarını belirtti. "Şu anda perişan bir haldeyiz" Çamlıca Mahallesi’ndeki güncel durumu anlatan vatandaş Kadir İri, "Lavabolara, tuvaletlere giremiyoruz. Su olmadığı için kombileri kullanamıyoruz. Parasını almayı biliyorlar ama çalışma hiç yok. Marketlerde de su kalmamış, yetişemedik. Şu anda perişan bir haldeyiz" dedi. "Taşıma suyla işlerimizi görmeye çalışıyoruz" Kıraathane işletmecisi Ahmet Sallabaş, "Sabahtan beri sular yok. Kahvemiz sabah 06.00’da açılıyor, 07.30 gibi sular gitmiş. Taşıma suyla işlerimizi görmeye çalışıyoruz. Çay için damacana su kullanıyoruz. Bugün 4 damacana su taşıdık" şeklinde konuştu. "ESKİ ne zaman işini gerçekten yapacak?" AK Parti Eskişehir Büyükşehir Belediyesi Grup Başkan Vekili Ahmet Sivri, sosyal medyadan açıklama yaparak duruma tepki gösterdi. Sivri’nin açıklamasında şu ifadeler yer aldı: "Plan var, hizmet yok! ’Planlı çalışma’ denilerek başlatılan kesintilerin saatlerce uzaması artık teknik bir sorun değil, açık bir yönetim problemidir. En temel hizmet olan suyun bile zamanında verilememesi, plansızlık ve kriz yönetimi eksikliğini ortaya koymaktadır. Sorun sadece bir arıza değil verilen saatlerin tutulmaması, muhatap bulunamaması ve vatandaşın bilgiye ulaşamamasıdır. Yazıktır, günahtır! Sizin iş bilmezliğiniz yüzünüzden Eskişehirli hemşehrilerimiz eziyet çekmek zorunda mı? Hafta sonu yaşanan bu tablo, birkaç açıklamayla geçiştirilemez. Vatandaş artık geçici çözümlerden ve sürekli istenen ’sabırdan’ yorulmuştur. Tepebaşı’nın neredeyse tamamında sular kesik. Vatandaştan sabır ve anlayış bekleniyor ama konu zamlar olunca kimse vatandaşı düşünmüyor. ESKİ ne zaman işini gerçekten yapacak?" Arıza yaklaşık 24 saatin ardından onarıldı Öte yandan, kısa bir süre önce ESKİ yetkilileri tarafından yapılan açıklamada ise, "Müdahale sırasında çelik boru kesimi, ara parçaların hazırlanması, montaj ve kaynak işlemleri tamamlandıktan sonra borunun sızdırmazlık testi yapılmıştır. Sonrasında kontrollü olarak depoya su basılması gerçekleştirilmiş olup şebeke hatlarına su verilmiştir. Suyun depoya dökülerek hatta ulaşması mahallelerimizin yerleşim kotlarına göre zaman alabilecektir. Elimizde olmayan nedenlerden dolayı yaşanılan su kesintisinden ötürü vatandaşlarımızın gösterdiği sabır ve anlayışa teşekkür ederiz" denildi.
Elazığ Şehit aileleri ve gaziler vefa buluşmasında bir araya geldi EMŞAV Elazığ İl Başkanlığı tarafından düzenlenen programda şehit aileleri ve gaziler, vefa buluşmasında bir araya geldi. Emniyet Teşkilatı Vazife Malulü ve Şehit Aileleri Vakfı (EMŞAV) tarafından, şehit aileleri ile gazilerin birlik, beraberlik ve vefa duygularını pekiştirmek amacıyla "Şühedaya Vefa, Gazileri Hürmet Buluşması" düzenlendi. Program, İl Müftüsü Yusuf Bingöl’ün yaptığı dua ile başladı. EMŞAV Elazığ İl Başkanlığı öncülüğünde bir düğün salonunda gerçekleştirilen programa, Elazığ Valisi Numan ve Ayfer Hatipoğlu çifti, Elazığ Cumhuriyet Başsavcısı Aşkın Yeğin, Elazığ İl Jandarma Komutanı Tuğgeneral Alparslan Doğan, İl Emniyet Müdürü Adnan Karayel, Aile ve Sosyal Hizmetler İl Müdürü Ömer Faruk Ergün ile çok sayıda şehit ve gazi ailesi katıldı. Programın açılış konuşmasını yapan EMŞAV Elazığ İl Başkanı Murat Demir, vakfın kuruluş süreci ve yürüttüğü faaliyetler hakkında bilgi vererek, "Emniyet Teşkilatı, Vazife Malulü ve Şehit Aileleri Vakfı 1998 yılında dernek olarak Emniyet Teşkilatı’nın şehit yakınları ve gazileri tarafından kurulmuş olup, 2011 yılında vakıf statüsüne yükselmiştir. Şu an 50’ye aşkın şubemiz ve il temsilcilerimizde ve biri Avrupa ve biri Almanya olmak üzere temsilciliklerimiz bulunmaktadır. Vakfımız şehit ayrımı yapmadan, gazi ayrımı yapmadan yani mesleki olarak ayrım yapmadan değerli ailelerimize hizmet etmekte yarışan bir kuruluştur" dedi. Şehit aileleri ve gazilerin devlet için taşıdığı anlamı vurgulayan Vali Hatipoğlu ise "Sizlerle bir arada olmaktan dolayı büyük bir mutluluk duyduğumu ifade etmek istiyorum. Şehit ailelerimizi ve gazilerimizi biz kendi ailelerimiz olarak, devletimizin birer emaneti aynı zamanda aziz şehitlerimizin bize emanetleri olarak görerek onları kendi ailelerimiz bilerek, devletimizin bir ailesi olarak görerek elimizden geleni yapmaya çalışıyoruz. Bu anlamda bundan sonra da aynı şekilde davranacağız. Sizler en sevdiğiniz evlatlarınızı yitirmiş olan, yine çeşitli çatışmalarda belki gazilik payesini almış olan kardeşleriniz olarak ülkemiz için en zor zamanda, en kara günde ortaya çıkmış kahramanların emanetisiniz. Bu anlamda sizleri saygıyla, hürmetle selamlıyorum" şeklinde konuştu. Program, yapılan konuşmaların ardından şehit aileleri ve gazilerle yapılan sohbet ve hatıra fotoğraflarıyla sona erdi.