EKONOMİ - 26 Şubat 2024 Pazartesi 10:16

Antalya’da belediyenin sudan ucuz suyu ’yok’ satıyor

A
A
A
Antalya’da belediyenin sudan ucuz suyu ’yok’ satıyor

Antalya Büyükşehir Belediyesi’nin vatandaşın kaliteli ve hesaplı suya ulaşabilmesini için hayata geçirdiği ANTSU Projesi Antalyalılarla buluştu. Torosların doğal kaynak suyu ANTSU halk ekmek büfelerinde, mobil araçlarla mahalle aralarında ve pazar yerlerinde satışa sunuldu. Piyasa şartlarında 65-75 TL bandında olan ve ANTSU tarafından 25 TL’ye satılan 19 litre damacana suyu adeta ’yok’ satıyor. ANTSU, 100’ün üzerinde halk ekmek büfesinde, mobil araçlarla mahalle aralarında ve pazar yerlerinde satışa başladı.



Bir damacana fiyatına 3 damacana su


Hijyen ve kaliteden taviz vermeden piyasa şartlarında 65-75 TL bandında olan 19 litre damacana su hesaplı bir şekilde halkın hizmetine sunuldu. Antalya Büyükşehir Belediyesi tarafından kendi tesislerinde hijyen ortamında dolumu yapılan ANTSU, maliyet fiyatı olan 25 TL’den Antalyalı vatandaşlarla buluştu.



Her evde olacak


Kumluca Büyükalan köyünde Karaağaç kaynağından çıkan doğal kaynak suyu modern arıtma tesisinde en son teknoloji ile en üst düzeyde arıtılarak, uluslararası standartlardaki damacana dolum tesisinde paketleniyor.



Halkın suyu


Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek, "‘Su halkındır, sağlıklı ve ekonomik su herkesin hakkıdır’ diyerek ANTSU Projesi’ni hayata geçirdik. Toroslardan gelen eşsiz lezzetteki doğal kaynak suyu, Antalyalılara ulaştırmanın mutluluğunu yaşıyoruz. Afetlerde de vatandaşımıza ücretsiz olarak Antalya’nın suyunu dağıttık. ANTSU artık her evde gönül rahatlığıyla içilebilecek. Piyasadan çok uygun fiyata satışa sunuldu. Bir damacana fiyatına üç damacana su alınabilecek. Biz de bu vesileyle su içenleriniz çok olsun diyoruz’ dedi.


Halk Ekmek büfe işletmecisi Bilal Akkuş, ANTSU’ya ilginin yoğun olduğunu belirterek, “Su satışına başladığımızı gören vatandaşlar kısa sürede gelen suları tüketti. Su fiyatının piyasaya oranla çok uygun olması nedeniyle kısa sürede satışı yapıldı. Yeni siparişleri bekliyoruz” dedi.



25 TL


ANET Genel Müdür Yardımcısı Buğra Samsunlu, ANTSU’nun gezici araçlarla birlikte Antalyalıların hizmetinde olduğunu belirterek, "Konyaaltı, Kepez ve Muratpaşa ilçesinde sokaklarda belirli güzergah ve saatlerde gezerek, vatandaşımızı uygun fiyatlı suyu tedarik ediyoruz. 19 litrelik tek kullanımlık pet damacana bir de geri dönüşümlü polikarbon damacana olmak üzere iki ürünümüz var. Bunların satışlarını araçlarımızda gerçekleştiriyoruz. Kurmuş olduğumuz sistemle kredi kartı ve nakit olarak satılıyor. Tek kullanımlık damaca ve polikarbon geri dönüşümlü damacananın fiyatı aynı 25 TL. İlk defa sisteme girenler için bir defalık 100 TL’lik depozito ücreti alıyoruz. Vatandaşımızın elinde kullanım ömrü dolmamış damacanaları takas ederlerse 50 TL veriyorlar. Onun haricinde her seferinde her damacanayı 25 TL’ye alabilirler. ANTSU iki ay önce sahaya çıktı. Marketlerde satışı yapılıyordu ama şimdi halkımıza da indirgendi. İlk günden satışlarda büyük bir yoğunluk var" dedi.



"Sanki bedavaya alıyorum"


Suyu gören Arif Kaya, başka markalarda su aldığını ama fiyatının sürekli yükseldiğini dile getirerek, "Son getirildiğinde damacana suyu 75’e almıştım. 75’in yanında 25, sanki bedavaya alıyormuş gibi bir durum oluyor. Fiyat çok uygun, evime alacağım" diye konuştu.



"Bedava gibi bir şey"


6 adet tek kullanımlık damacana alan Lütfiye Yıldız, Fiyat çok uygun, biz normalde 80 TL’ye alıyoruz. Bu fiyat bedava gibi bir şey, 25 TL. 5 tane aldım, bir daha alacağım. Çok memnunuz, biz zaten sürekli buradan alışveriş yapıyoruz" dedi.


ANET noktasından 2 damacana su alan Murat Camgöz, "25 TL’lik fiyattan çok memnunum. Bundan daha güzel ne var. Normalde damacana suyu 65 TL’ye alıyordum. Bugün bu fiyatı gördüm ve aldım. Bundan sonra da almaya devam edeceğim" diye konuştu.



"Fiyatı çok iyi"


Mustafa Altın isimli vatandaş fiyatın çok uygun olduğunu, bundan sonra merkezden almaya başlayacağını söyledi. Daha önce bir damacana suya 80 TL verdiğini hatırlatan İhsan Uzun, "Daha almadım, içeriğinin fotoğrafını çektim, bakacağım. Araştırıp ardından deneyeceğim ama fiyatı çok iyi. Kalitede iyiyse neden almayayım" dedi.



"Maliyetin bile altında"


Esnaflık yapan Züleyha Acar ise, "Suların fiyatı markasına göre değişiyor. Alan alamayan var. Emeklinin bu fiyatlara haftada bir damacana alsa bile ayda 400-500 TL yapar. 25 TL’ye su harika bir şey, bidonun maliyeti bile bu fiyatı geçer. Kapımıza kadar gelmesi de ayrı güzel" ifadelerine yer verdi.


Bir damacana su alan Turan Rende, fiyatının çok iyi olduğunu belirterek böyle devam etmesini istedi.



Antalya’da belediyenin sudan ucuz suyu ’yok’ satıyor

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bursa Nilüfer’de afet bilinci için güç birliği Nilüfer Belediyesi, sivil toplum kuruluşları ile iş birliği yaparak afet bilincini artırıyor. Nilüfer Belediyesi Dr. Ceyhun İrgil Sağlık Müzesi, Nilüfer Belediyesi Yüksek Öğrenim Kız Öğrenci Yurdu ve Pancar Deposu’nda düzenlenen eğitimlerde, deprem ve yangın anında yapılması gerekenler uygulamalı olarak anlatıldı. Afetlerde dirençli bir kent oluşturma hedefiyle çalışmalarını sürdüren Nilüfer Belediyesi, personelini ve vatandaşları tehlikelere karşı bilinçlendiriyor. Nilüfer Belediyesi, BAKUT, ANDA ve MAG-AME Arama Kurtarma dernekleriyle iş birliği yaparak kapsamlı bir eğitim programı gerçekleştirdi. İş birliği kapsamında Nilüfer Belediyesi Yüksek Öğrenim Kız Öğrenci Yurdu, Nilüfer Belediyesi Dr. Ceyhun İrgil Sağlık Müzesi ve Pancar Deposu’nda bir dizi etkinlik düzenledi. Eğitimlerde teorik bilgilendirmelerin yanı sıra, tahliye planları gözden geçirildi ve afet anında paniğin önüne geçilmesi için yapılması gerekenler anlatıldı. Eğitimler kapsamında, tatbikatlar da gerçekleştirildi. Senaryo gereğin alarmın çalmasıyla birlikte binaların tahliyesi sağlandı. "Çök-Kapan-Tutun" uygulamasını başarıyla gerçekleştiren personel, güvenli bir şekilde toplanma alanlarına ulaştı. Tatbikatlarda, yangın tüplerinin doğru kullanımı ve başlangıç aşamasındaki yangınlara müdahale teknikleri uygulamalı olarak gösterildi.
İzmir Adet sancılarının çaresi mutfakta Şişkinlik, karın ağrısı, iştah artışı ve benzeri durumlar; adet dönemlerinde çoğu kadın için zorlayıcı ve can sıkıcı olabiliyor. Buna karşı adet sürecinde görülebilen bu etkilerin hafif geçmesinde beslenmenin etkili olabileceğini aktaran Medicana Sağlık Grubu Kadın Hastalıkları ve Doğum Bölümü’nden Op. Dr. M. Zeynep Kuşku, "Adet döneminde beslenme, hormonel dengesi ve sancılar üzerinde etkili olabilir. Ancak tek başına çözüm olarak düşünülmemelidir. Adet sancısının ana biyolojik sürücüsü çoğu kişide prostaglandin artışıyla oluşan rahim kasılmalarıdır. Beslenme; inflamasyon düzeyi, kan şekeri dalgalanmaları, su ile tuz dengesi ve bazı mikrobesin yeterlilikleri üzerinden şişkinlik, ödem, yorgunluk ve ağrı algısını etkileyebilir. Diyet örüntülerinin dismenore şiddetiyle ilişkili olabildiğini gösteren çalışmalar vardır" dedi. Adet dönemleri çoğu kadın için sıkıntılı geçebiliyor. Özellikle adet sancısı ve şişkinlik durumu çoğu kadının yaşam konforunu bozabilecek noktalarda seyredebiliyor. Bu dönemi konforlu geçirmek adına çeşitli ilaçlar kullanılabiliyor. Ancak adet sürecinde hafiflemenin daha sağlıklı ve dengeli bir yolu olduğuna dikkat çeken Medicana International İzmir Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Bölümü’nden Op. Dr. M. Zeynep Kuşku, beslenmenin hormon dengesi ve sancılar üzerinde etkili olabileceğini dile getirdi. Kuşku, "Adet döneminde beslenmeyi tek başına çözüm gibi düşünmemek gerekir. Adet sancısının ana biyolojik sürücüsü çoğu kişide prostaglandin artışıyla oluşan rahim kasılmalarıdır. Beslenme; inflamasyon düzeyi, kan şekeri dalgalanmaları, su-tuz dengesi ve bazı mikrobesin yeterlilikleri üzerinden şişkinlik, ödem, yorgunluk ve ağrı algısını etkileyebilir. Diyet örüntülerinin (yüksek şeker/atıştırmalık ağırlığı gibi) dismenore şiddetiyle ilişkili olabildiğini gösteren çalışmalar vardır" açıklamalarını yaptı. Adet döneminde özellikle aşırı tuzlu ve işlenmiş gıdaların ödem ve şişkinliği artırabildiğini, bunun yanında; yüksek şeker ve rafine karbonhidratlı gıdaların kan şekeri dalgalanmasına neden olmakla birlikte iştah artışı, yorgunluk ve ağrı gibi sorunlara neden olabildiğini aktaran Kuşku, "Adet döneminde paketli işlenmiş gıdalardan, şeker ve karbonhidrat içeren gıdalar mümkün olduğunca tüketilmemeli. Ayrıca, yağdan çok zengin, ağır kızartmalar: sindirim yükü ve inflamatuar yanıt üzerinden yakınmaları artırabilir; düşük yağlı diyetle ağrıda azalma bildiren çalışmalar vardır. Alkol de PMS yakınmalarını artırabildiği için bu dönemde sınırlanması önerilir. Öte yandan gaz yapan gıdalarda belirlenerek tüketiminde dikkatli olunmalıdır" diye konuştu. Zencefil, bitkisel destekçilerden biri Adet sancılarıyla beslenme arasında bir ilişki olduğunun artık daha net bilindiğini aktaran Kuşku, sözlerini şöyle sürdürdü: "Özellikle bazı besin grupları ağrının şiddetini azaltmada destekleyici olabiliyor. Omega-3’ten zengin besinler, örneğin haftada 2 kez tüketilen yağlı balık, ceviz ya da chia tohumu, vücuttaki iltihap yolaklarını baskılayarak adet ağrısında hafif-orta düzeyde azalma sağlayabiliyor. Etkisi çok keskin değil ama düzenli tüketim genel sağlık açısından da oldukça faydalı. Magnezyum içeren besinler (ıspanak, avokado, kakao gibi) kas gevşetici etkileri sayesinde adet sancılarını hafifletebilir. Bu konuda çalışmalar umut verici olsa da herkese rutin magnezyum takviyesi önermek doğru değil. En güvenli yol, magnezyumu gıdalardan almak ve gerekirse kişiye özel değerlendirme yapmak. Kalsiyum, özellikle PMS belirtilerinde; şişkinlik, hassasiyet ve duygu durum değişikliklerinde fayda sağlayabiliyor. Potasyum ise doğrudan ağrı kesici bir etki göstermese de sıvı dengesini düzenleyerek ödem ve şişkinliği azaltmaya yardımcı olabilir. Özellikle zencefil adet sancısı konusunda en çok çalışılmış bitkisel desteklerden biri. Zencefilin klinik çalışmalarda ağrıyı azaltabildiği gösterilmiş durumda. Rezene ve papatya çayı da bazı kadınlarda rahatlama sağlayabiliyor. Ancak bitkisel ürünlerin de bilinçsiz ve sürekli kullanımının riskleri olabileceğini unutmamak gerekir. D vitamini eksikliği olan kadınlarda, bu eksikliğin giderilmesiyle adet ağrılarında azalma görülebiliyor. B6 vitamini daha çok PMS semptomları üzerinde etkili; B12’nin ise doğrudan ağrı azaltıcı güçlü bir kanıtı yok, ama eksiklik varsa mutlaka yerine konmalı. Yeterli su tüketimi de önemli. Hidrasyon, hem ağrı şiddetini hem de şişkinliği azaltmada destekleyici olabilir." Vücudunuz uyarı veriyor olabilir Adet sürecinde beslenmeye dikkat edildiği halde şiddetli sancı durumunun geçmemesi durumunda mutlaka altta yatan bir neden olup olmadığına bakılması gerektiğini vurgulayan Kuşku, "Özellikle ağrının ilk kez çok şiddetli başlaması ya da yıllar içinde giderek artması, ağrı kesicilere rağmen belirgin rahatlama olmaması önemli bir uyarı işaretidir. Bunun yanında aşırı veya pıhtılı kanama, ara kanama, ateş, kötü kokulu akıntı, cinsel ilişkide ağrı, idrar yaparken ya da dışkılama sırasında ağrı, bayılma hissi ya da günlük yaşamı ciddi şekilde aksatan sancılar mutlaka değerlendirilmelidir. Bu yaklaşım, uluslararası kılavuzlarda da açıkça vurgulanmaktadır. Adet ağrısı yalnızca adet günleriyle sınırlı değilse, adet dışı pelvik ağrı da eşlik ediyorsa; cinsel ilişkide derin ağrı, çocuk sahibi olamama öyküsü varsa veya kanamalar belirgin şekilde artmışsa endometriozis, miyom ya da adenomyozis gibi altta yatan hastalıklardan şüphelenmek gerekir. Muayene ve ultrason temel değerlendirme yöntemleridir; gerekirse ileri tetkikler planlanır" ifadelerini kullandı. Toplumda adet süreciyle ilgili bazı yanlış inanışlar olduğunu da belirten Kuşku, şöyle konuştu: "Soğuk içeceklerin herkeste mutlaka sancıyı artırdığı ya da şeker tüketilmezse ağrının dayanılmaz olacağı düşüncesi bilimsel bir genelleme değildir. Bitki çaylarının tamamen zararsız olduğu ve sınırsız içilebileceği algısı da doğru değildir. ‘Adet sancısı normaldir, katlanmak gerekir’ düşüncesi de yanlıştır. Şiddetli ve yaşam kalitesini bozan ağrı mutlaka ciddiye alınmalıdır."