GENEL - 14 Ocak 2021 Perşembe 17:16

Başkan Böcek: “2021-2023 yılları arasında alt yapıya 2 milyar 485 milyon liralık yatırım planlıyoruz”

A
A
A
Başkan Böcek: “2021-2023 yılları arasında alt yapıya 2 milyar 485 milyon liralık yatırım planlıyoruz”

Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek, ASAT’ın alt yapı ile ilgili yatırımlarına hız kesmeden devam edeceğini belirterek “2021-2023 yılları arasında toplamda 2 milyar 485 milyon liralık yatırım planlıyoruz.

Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek, ASAT’ın alt yapı ile ilgili yatırımlarına hız kesmeden devam edeceğini belirterek “2021-2023 yılları arasında toplamda 2 milyar 485 milyon liralık yatırım planlıyoruz. Planlı, kurallı, kimlikli bir kent hedefimiz doğrultusunda çalışmalarımıza devam edeceğiz” dedi.


Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek, Antalya Su ve Atıksu İdaresi (ASAT) bürokratları ile yatırımlar hakkında toplantı gerçekleştirdi.


Toplantıya Büyükşehir Belediyesi Başdanışmanı Cem Oğuz, ASAT Genel Müdürü İbrahim Kurt ve ASAT yöneticileri katıldı. Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek’e yapılan sunumda 1 Nisan 2019 ile 31 Aralık 2020 tarihleri arasında yapımı tamamlanan ve devam eden yatırımlar ile ilgili bilgi verilirken ayrıca 2021-2023 yıllarında yapılması planlanan yatırımlar anlatıldı.



644 milyon 829 bin 995 TL yatırım


Başkan Muhittin Böcek, ASAT’ın, 1 Nisan 2019 ile 31 Aralık 2020 tarihleri arasında Antalya’ya toplamda 644 milyon 829 bin 995 TL yatırım yaptığını belirterek, “Bugüne kadar yapılan yatırımlar arasında aslan payını içme suyu şebeke ve isale hattı ile içme suyu terfi merkezi yatırımları aldı. Bu alanda toplamda 183 milyon 61 bin 353 TL’lik yatırım gerçekleştirildi” dedi.



İkinci büyük yatırım Atıksu Arıtma’ya


ASAT’ın bu dönemde ikinci büyük kaynağı atıksu arıtma, deniz deşarj hattı ve atıksu terfi merkezi yatırımlarına harcadığını ifade eden Başkan Muhittin Böcek, şu bilgileri verdi: “Bu alanda da ASAT toplam 125 milyon liralık yatırım yaptı. ASAT bu dönemde kanalizasyon şebeke ve kollektör hattı yatırımlarına 101 milyon 209 bin, yağmursuyu yatırımlarına 39 milyon 489 bin, içme suyu depo yenileme ve yeni depo yatırımlarına 11 milyon 921 bin, tarımsal sulama yatırımlarına 14 milyon, enerji GES yatırımlarına 8 milyon 547 bin, mamul mal ve ekipman yatırımlarına 86 milyon 602 bin, asfalt yatırımlarına ise 75 milyon lira harcadı.”


Planlı, kurallı, kimlikli bir kent hedefi doğrultusunda ASAT’ın 2021-2023 yılları arasında da 19 ilçede alt yapı yatırımlarına ara vermeden devam edeceğini belirten Başkan Böcek, “İçme suyu şebeke, isale ve terfi merkezi yatırımları, kanalizasyon şebeke ve kolektör hatları ile yağmur suyu yatırımları, atık su arıtma, atık su terfi ve derin deniz deşarjları yatırımları, Antalya merkez ve tüm ilçelerde depo ve kaptaj yenileme, yeni depo yapımı, mamül mal ve ekipman temin yatırımları, asfalt yatırımları, lojistik merkezleri yapımı yatırımları sürecek. GES, HES, biyoenerji yatırımları, bilişim sistemleri ve sayaçlandırma yatırımları, master plan ve projelendirme yatırımları devam edecek. ASAT’ın 2021-2023 yılları arasında toplam 2 milyar 484 milyon 656 bin liralık yatırım yapmasını planlıyoruz” diye konuştu.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Kayseri Kayseri Üniversitesi Filistin halkının yanında Kayseri Üniversitesi tarafından Filistin halkına destek etkinliği çerçevesinde ’Gazze’deki Soykırıma Dur De’ yürüyüşü gerçekleştirildi. Cuma namazının ardından 15 Temmuz Merkez Kampüsü yanındaki camiden başlayan yürüyüşe üniversite senatosu, öğrenciler, akademik ve idari personel katıldı. ’Filistin Halkının Yanındayız’ pankartı ve sloganlar eşliğinde üniversitenin ana nizamiyesi önüne kadar yapılan yürüyüş sonrası yapılan basın açıklamasında Kayseri Üniversitesi Öğrencisi Mehmet Ali Kilci, Kayseri Üniversitesi öğrencileri olarak, İsrail’in Gazze’de yaptığı soykırımı lanetlediklerini söyledi. 7 Ekim’den bu güne İsrail tarafından Gazze’de uygulanan soykırımın dünyanın gözü önünde aralıksız devam ettiğini kaydeden Kilci; "Türkiye başta olmak üzere birkaç ülkenin barış çabaları haricindeki tüm devlet yönetimlerinin vicdanları kararmış ve akılları tutulmuş vaziyettedir. Batılı ülkelerin dillerinden düşürmedikleri, özgürlük, insan hakları, barış ve demokrasi kavramlarının, öldürülenler Müslüman olduğunda, yine kendileri tarafından içlerinin nasıl boşaltıldığını bir kez daha ibretle ve öfkeyle takip ediyoruz. ABD’de soykırıma dur diyen vicdan sahibi üniversite öğrencilerinin ve akademisyenlerin tavrı insanlık ve demokrasi adına bir umut ışığı yakmıştır. Ancak öğrenciler tarafından yapılan insani, vicdani ve barışçıl eylemlerin polis zoruyla ve kaba kuvvetle bastırılmaya çalışılması, kendini sözde demokrasi havarisi olarak gören ABD’nin demokratik değerlerinin iflası anlamına gelmektedir. Bugün tüm dünya; özgürlük, demokrasi ve insan hakları gibi evrensel kavramların Siyonist sermaye tarafından nasıl manipüle edildiğini çok acı bir tecrübeyle öğrenmiştir. Kayseri Üniversitesi öğrencileri olarak, İsrail’in Gazze’de yaptığı soykırımı lanetliyoruz. ABD ve diğer batılı ülkelerde üniversite öğrencilerinin barışçıl eylemlerine yapılan müdahaleleri kınadığımızı net bir şekilde ifade ediyoruz. 15. yüzyılın ikinci yarısında İspanya’da, 20. yüzyılda Almanya’da ve Bosna Hersek’te yaşanan soykırımlarda din, dil, ırk fark etmeksizin mazlumun yanında yer alan aziz Türk Milletinin fertleri olarak bugün de mazlum Gazze’nin yanında olduğumuzu açık şekilde ilan ediyoruz. Yeryüzünün vicdan sahibi tüm insanlarını, soykırımın durdurulabilmesi adına harekete geçmeye davet ediyoruz” dedi. Masum Filistin halkının yanında olduklarını kaydeden Rektör Prof. Dr. Kurtuluş Karamustafa da, İsrail’in Gazze’de yaptığı soykırımı şiddetle kınadıklarını belirterek, Filistin halkına destek vermek için yapılan yürüyüşe katılanlara teşekkür etti.
Samsun Rektör Ünal: “Hamas neyse Kuva-yı Milliye ve Misak-ı Milli oydu” ı Milli oydu, Kuva-yı Milliye oydu. Hamas neyse Filistin’deki mücadele neyse Kurtuluş Savaşı da oydu” dedi. OMÜ Öğrenci Toplulukları tarafından Filistin halkına destek için ‘İnsanlık İçin Yürüyoruz’ etkinliği düzenlendi. Cuma namazının ardından OMÜ Kampüs Camisi’nde toplanan öğrenciler ve öğretmenler buradan tekbirler eşliğinde Filistin direniş çadırlarının bulunduğu OMÜ Yaşam Merkezi’ne kadar yürüdüler. “Gazze’de yaşananlar sadece Gazzelilerin değil, bizim imtihanımız” Filistin’de yaşanan zulme sessiz kalınmaması gerektiğini ifade eden Rektör Yavuz Ünal, “Gazze’de yaşananlar sadece Gazzelilerin değil, bizim imtihanımız. Aciziz, aciz kaldık. Ancak ulaşmakta, onlara yardım götürmekte aciz kaldık. Ancak buradan vereceğimiz sesin onlar için ruh olacağını, onları güçlendireceğini, dünyanın geleceğinde hala Müslümanların bir ümit olduğunu ortaya koyan bir hakikat, bir ses, bir duruş. Bu nedenle bu direnişi, bu duruşunuzu kaybetmeyin. Bu duruşunuzu protestolarla, bu duruşunuzu özellikle de ürünlere karşı yapılacak olan boykotlara, onlara menfaat sağlayan, onların çıkarını, onların dünyadaki üstünlüğünü ifade eden her şeye karşı karşıt olarak bu duruşun sürdürülmesi gerekiyor. Aksi takdirde önce kaybeden Müslümanlar olacak, arkasından da bütün insanlık kaybedecek. İnsanlık kıyamete kendisini zorluyor artık, kıyameti hazırlıyor” diye konuştu. “Hamas neyse Kuva-yı Milliye ve Misak-ı Milli oydu” Hamas’ın verdiği mücadeleyi Kurtuluş Savaşı’na benzeten Rektör Ünal, “Bu senaryo aslında bugün yaşanmıyor. Bizim milletimizin Kurtuluş Savaşı’nda yaşandı. Hamas’ın bugün terör örgütü olarak ilan edilmesi için bütün dünyada çaba harcanıyor. Hamas neyse Misak-ı Milli oydu, Kuva-yı Milliye oydu. Hamas neyse Filistin’deki mücadele neyse Kurtuluş Savaşı da oydu. Bugün Kurtuluş Savaşı’nı yaşayan bir millet eğer Hamas’ın mücadelesini anlamayacaksa, Hamas’a destek veremeyecekse çok konuşacak bir şey kalmıyor demektir. Onları en iyi anlayacak, onlara en güçlü sesi verecek, en güçlü desteği verecek ve veren liderimizden en alttaki vatandaşımıza kadar herkesin gönlünün Gazze’de olduğunu, gönlünün Filistin’de olduğunu, gönlünün özgür, bağımsız ve dünyaya insanlık dersi veren bir Filistin devletiyle sonuçlanana kadar bu mücadelenin süreceğini ima etmek, ikaz etmek, ilan etmek gerekiyor. Bu nedenle Ondokuz Mayıs Üniversitesi olarak biz baştan itibaren durduğumuz yerde durduk, hala aynı yerdeyiz” şeklinde konuştu. “Tepki sadece Siyonist İsrail’e değil, biri silahı veren diğeri de tetiği çeken” Tepkilerin İsrail ile sınırlı olmadığına da değinen Ünal, “Bu hareketin Batıda özellikle intifada olarak tanımlanması kampüslerde harekete geçmesi açıkçası bizim ümidimizi artırdı. İsrail’i, soykırımcı, lanetlenen bir milletin temsilcisi olarak İsrail’in çocuk, kadın, yaşlı, mağdur, hiçbir şeye bakmaksızın katlettiği, katlederken soykırım gerçekleştirdiği ve bunun yanında en güçlü bir şekilde destek verdiğini ilan eden Amerika’nın bu süreç içerisinde yer alan Batı’nın bütün ülkelerinin aynı safta görünmesi gerekiyor. Hiç birisinin birbirinden farkı yok. Birisi tetiği çeken, öbürü silahı veren. Dolayısıyla buradaki tepkinin sadece Siyonist İsrail olarak algılanması gerekiyor. Buradaki Siyonist İsrail’in havuzuna su taşıyan, onun gücüne güç katan, onun itibarını güçlendiren ne varsa varlık olarak, güç olarak, imkan olarak ne varsa tamamının kısıtlanması, tamamının üzerine gidilmesi gerekiyor” ifadelerini kullandı. Etkinlik, katılımcıların bir süre slogan atmasının ardından sona erdi.
Sinop Sinop’ta Engelliler Haftası etkinliği Sinop’ta Engelliler Haftası coşkuyla kutlandı. Sinop Hükümet Meydanı’nda düzenlenen etkinliğe Sinop Valisi Dr. Mustafa Özarslan, İl Jandarma Komutanı J. Kd. Alb. Ferhat Kuran, İl Emniyet Müdürü Tarıkhan Çetiner, protokol üyeleri, öğrenciler ve vatandaşlar katıldı. Çelenk töreni sonrası günün anlam ve önemine ilişkin açıklamalarda bulunan Sinop Aile ve Sosyal Hizmetler İl Müdürü Zeki Yıldırım, “Ülkemizde ve Birleşmiş Milletler’e üye ülkelerde her yıl 10-16 Mayıs arası Engelliler Haftası olarak kutlanmaktadır. Hafta boyunca engellilerin sorunları tartışılır, topluma kazandırılmaları konularında çalışmalar yapılır. Toplumda farkındalık oluşturmak, onlara gerekli desteği vermek, onların da hakları olduğunu bilerek yaşamak hepimizin sorumlulukları arasındadır. İnsanlar birbirlerinden farklı olsa da eşit haklara sahiptir. Engelli ve özel bireylerimizin ihtiyaç ve sorunlarını sevgi ve anlayışla ele alıp soyutlamadan, ötekileştirmeden, bütünüyle aramızda olduklarını her daim hissettirmemiz gerekmektedir. Kurumlarımızın verilerine göre ülkemizde çeşitli engellere sahip beş milyonu aşkın vatandaşımız bulunmaktadır. Bu sayının yaklaşık bir milyon beş yüz binini çocuklar oluşturmaktadır. Aileleriyle birlikte ele aldığınızda engellilik konusu 85 milyonluk nüfusumuzun yaklaşık 35 milyonunu çok yakından ilgilendiriyor. Toplumda farkındalık oluşturmak, onlara gerekli desteği vermek, onların da hakları olduğunu bilerek yaşamak hepimizin sorumlulukları arasındadır” dedi.