KÜLTÜR SANAT - 10 Mayıs 2024 Cuma 11:31

Okul inşaatında ortaya çıkan havan topları, savunma sanayiinin öncülerinden Nuri Killigil’in hazin hikayesini gündeme getirdi

A
A
A

Beyoğlu'nda okul inşaatında ortaya çıkan 30 havan topunun bulunduğu tarihi Sütlüce Baruthanesi alanı, Cumhuriyet'in ilk yıllarında Nuri Killigil'in silah fabrikasına ev sahipliği yaptı.

Topların silah fabrikasından kaldığı değerlendirilirken, inşaatın temel kazısından Nuri Paşa'nın hazin hikayesi de yeniden gün yüzüne çıktı. Tarihçi Zafer Bilgi, “Nuri Paşa, Filistinli direnişçilere destek verdi ve silah noktasında onlara yardımcı oldu. Fabrikası bir sabah ansızın infilak etti. İsrail'e karşı verdiği mücadele nedeniyle Nuri Bey'in fabrikasının İngiliz veya İsrail ajanları tarafından infilak ettirildiği, suikasta kurban gittiği ve şehit olduğu yazıldı. Hazin olan da şu, 28 çalışanın cesetlerine dahi ulaşılamadı” dedi.

Beyoğlu İmam Hatip Ortaokulu inşaat alanında yapılan çalışmalar sırasında 30 havan topu bulunması, Nuri Paşa ve çalışanlarının hazin sonunu gündeme getirdi. Nuri Paşa'nın silah fabrikasından kaldığı değerlendirilen havan topları, İstanbul Valiliği tarafından korumaya alındı.

Okul inşaatında ortaya çıkan havan topları, savunma sanayiinin öncülerinden Nuri Killigil’in hazin hikayesini gündeme getirdi

Enver Paşa'nın kardeşi, Kut'ül Amare Zaferi fatihi Halil (Kut) Paşa'nın yeğeni olan Nuri Paşa, Osmanlı Cihan Devleti'nin Birinci Dünya Savaşı'na girmesiyle "padişah yaverliği" rütbesi verilen bir askerdi. 1917 yılına kadar Trablusgarp ve Bingazi'de görev yaparken İngiliz, İtalyan ve Fransız kuvvetlerine karşı birçok savaşa giren Nuri Paşa, ağabeyi Enver Paşa tarafından Azerbaycan ve Dağıstan'ın Osmanlı'dan yardım talep etmesi üzerine kurdurduğu Kafkas İslam Ordusu'nun kumandanlığına getirildi. 12 bin askerden oluşan Kafkas İslam Ordusu, Azerbaycan harekatı çerçevesinde güzergahındaki ilçeleri, Bolşevik birlikleri ve Ermeni çetelerinden temizledi. 15 Eylül 1918'de ise Bakü'yü kurtaran Nuri Paşa, 'Bakü Fatihi' olarak anılmaya başlandı. Kafkas İslam Ordusu, Bakü'nün kurtuluşu için yaklaşık bin şehit verdi. Azerbaycan'da gittiği her yerde saygı ve hürmetle karşılanan Nuri Paşa, Bakü'de bulunan Tezepir Camisi'nde minbere çıkarak halka hitap etti. Söz konusu minber, bugün 'Nuri Paşa minberi' diye anılıyor. Mondros Ateşkes Antlaşması imzalandıktan sonra Kafkas İslam Ordusu, Bakü'yü terk etmek zorunda kalırken Nuri Paşa, İngilizler tarafından Batum'da tutuklandı. Nuri Paşa ise hapisten Kafkasyalıların yardımıyla kaçmayı başardı. 1921'de Berlin'e giden Nuri Paşa, çiniciliği öğrenerek İstanbul'a döndü ve 1925'te Kütahya Çinicilik Anonim Şirketi'ni kurdu. Askerlik hayatı kahramanlıklarla geçen Nuri Paşa, daha sonra fabrikasını devrederek savaş sanayisine yöneldi. İstiklal Savaşı'nda Sarıkamış'ın kurtarılmasına iştirak eden Nuri Paşa'ya, 1929 yılında İstiklal Madalyası tevdi edildi. Nuri Paşa sınırlı sayıda da olsa 9 mm çapında yarı otomatik tabanca da üretti.

Okul inşaatında ortaya çıkan havan topları, savunma sanayiinin öncülerinden Nuri Killigil’in hazin hikayesini gündeme getirdi

Savunma sanayi kahramanı: Nuri Paşa

Cıvanın savunma sanayii açısından hayati önem taşıyan bir maden olduğunu anlayan Nuri Killigil, 1946'da İzmir Karaburun'da bulunan cıva madenini de faaliyete geçirdi. Cıva ihracatıyla ekonomiye de önemli bir katkı sağlandı. Nuri Paşa, aynı yıl Sütlüce'de 30 havan topunun bulunduğu alandaki bir fabrikayı satın alarak ordu için silah ve cephane üretti. Çeşitli silah tasarımları yapan Nuri Killigil, söz konusu silahların patentlerini aldı. 'Nuri tabancası' adını verdiği Türkiye'nin ilk 9 milimetrelik silahının da seri imalatını gerçekleştirdi. Kurduğu fabrikada top, havan, uçaksavar mermi ve tapalarının yanı sıra uçak bombaları imal eden Killigil, özel sektör olarak yerli harp sanayisinin gelişmesine katkı sağladı. Türk ordusunun ateş gücünün artırılmasına öncülük eden ve ilk girişimcilerden olan Nuri Paşa, İsrail'in Filistin'e saldırılarında Arap ordularını ve Filistin halkını destekledi. İsrail'in kuruluşundan sonra da Nuri Killigil, Filistinli direnişçiler için silah ve cephane üretti. Çalışmaları ve Filistin'e desteği dolayısıyla Nuri Killigil, Batı dünyasının tepkisini çekmiş ve hedef tahtasına konulmuştu. Paşa, 1949 yılının Ocak ayında Avrupa seyahati sırasında Atina'da zehirlendi. Hastanede tedavi görse de eski sıhhatine kavuşamadı. Nihayet Nuri Paşa'nın silah üretim fabrikasında, 2 Mart 1949'da büyük bir patlama meydana geldi. Patlamada Nuri Paşa ve 28 çalışanı hayatını kaybetti. Patlama, kimileri tarafından kaza, kimileri tarafından İsrail istihbaratı tarafından organize edilen suikast olarak değerlendirildi. Patlamanın etkisiyle vücut bütünlüğü bozulan Nuri Killigil'den kalan kısımlar bir karton kutuya konularak defnedildi. Killigil'in cenaze törenine ise hiçbir yetkili katılmadı.

“Enver Paşa, 12 bin kişilik ‘Kafkas İslam Ordusu'nun komutanı olarak kardeşi Nuri Paşa'yı görevlendirdi”

Nuri Paşa'nın hikayesini anlatan Tarihçi Zafer Bilgi, “Sütlüce'nin kıyısında 1. Dünya Savaşı'ndan yani 1920'li yıllardan sonra Cihan Harbi'nde başarılı olan ‘Kafkas İslam Ordusu Komutanı Nuri Killigil Paşa'nın, 1930-1950'li yıllar arasında savunma sanayinin özel sektördeki girişimcilik örneği yaşandı. Nuri Paşa Manastır'da doğdu. Enver Paşa'nın kardeşi olması hasebiyle aynı yolda bir vatanperver olarak 1. Cihan Harbi'nde ve Kurtuluş Savaşı'nda başarılı bir mücadele etti. Dönemin ordusunda üst düzey görevleri başarıyla ifa ettiği için hızlıca yükselmiş bir askerdir. Ama bu sıradan bir asker değil. Enver Paşa'yı, 1. Cihan Harbi'nde dönemin Genelkurmay Başkanı olarak düşünebiliriz. O dönemdeki ismiyle harbiye nazırı deniyordu. Azerbaycan o dönemde henüz yok. Bakü'de bir İslami diriliş yaşansın diye bir yardım isteniyor. Enver Paşa, 12 bin kişilik ‘Kafkas İslam Ordusu'nun komutanı olarak kardeşi Nuri Paşa'yı görevlendirdi. Nuri Paşa 1918'li yıllarda ‘padişah yaveri' olarak biliniyordu” ifadelerini kullandı.

Okul inşaatında ortaya çıkan havan topları, savunma sanayiinin öncülerinden Nuri Killigil’in hazin hikayesini gündeme getirdi

“Nuri Paşa'nın ilk tecrübesi: Ruslardan kalan cephaneleri onardı ve silahları tekrar mühimmata kazandırdı”

Nuri Paşa'nın silah sanayisinde ilk tecrübesini Erzurum'da, Ruslardan kalan cephanelerle kazandığını söyleyen Bilgi, “Bizim 1. Cihan Harbi'ne girdiğimiz ve yenik çıkmak üzere olduğumuz zamanlardı. Bu esnada Nuri Paşa, Cihan Harbi'nde, Ruslara karşı Doğu'da başarılı savaşlar verdi ve Bakü'yü muhteşem bir şekilde savundu. Bine yakın şehit verdiğimiz bir direnişe imza attı. Hatta Bakü'de bir camide hutbenin verildiği minbere ‘Nuri Paşa minberi' deniliyor. Nuri Paşa'yı yad etmek adına minberin adını onunla anıyorlar. Daha henüz Azerbaycan diye bir ülke kurulmadan önce tohumu atan Nuri Paşa'ya onlarda çok değer veriyor. Nuri Paşa'nın hedefi de şu; ‘Acaba biz Doğu'yu, Bakü'ye kadar uzatabilir miyiz?' diye düşünüyordu. Devletin ömrü vefa etmiyor. 1918'de Mondros Ateşkes Antlaşması imzalanıyor. Biz o topraklardan geri çekilmek zorunda kalıyoruz. Nuri Paşa ısrarla orada kaldı. Çekilmeme taraftarı ancak Batum'da İngilizler onu tutukladı. Buna rağmen o mücadelesinden vazgeçmedi. Bakü'deki direnişçiler, Nuri Paşa'yı hapishaneden kurtardı ve önce Erzurum'a gitti. Kurtuluş Savaşı esnasında Erzurum'da bazı Ruslardan kalan cephanelerin onarılması veya silahların tekrar mühimmata katılmasıyla ilgili silah sanayisine dönük çalışmalarla ilk tecrübesini kazanmış oldu. Ardından bir çinicilik macerası, bir fabrika kurma girişimi var” şeklinde konuştu.

 

"Nuri Paşa, Azerbaycan Türkleri için çok büyük bir lider”

28 Eylül 2023 tarihinde hayata gözlerini yuman Azerbaycan Milletvekili Ganire Paşayeva da Nuri Killigil'den övgüyle bahsederek, "Nuri Paşa, Azerbaycan Türkleri için çok büyük bir lider. Osmanlı Devleti 1. Dünya Savaşı'nda yenilmişti ve çok zor günler geçiriyordu. Buna rağmen Azerbaycan'a Nuri Paşa'nın başkanlığında Türk Kafkas İslam Ordusu desteği geldi. Zor günler yaşamalarına rağmen Anadolu'daki insanımız Azerbaycan'a yardıma geldi. Nuri Paşa Azerbaycan'dan döndükten sonra da Azerbaycan için Türkiyemiz için fedakarlıklar etmişti. İlk silah fabrikasını kurmuştu. Türk dünyasının buna ne kadar ihtiyacı olduğunu biliyordu. Nuri Paşa her zaman gönlümüzde yaşayacak, Türk dünyasının bütün insanlarının gönlünde yaşayacak. Milleti için hayatını feda eden insanlar hiçbir zaman unutulmaz. Her bir Azerbaycan insanı 'Nur içinde yat Nuri Paşa, seni hiçbir zaman unutmayacağız, milletimizin kahraman evladı' diyerek saygıyla anıyor” ifadelerini kullanmıştı.

“General Nuri Killigil'in fabrikası bir sabah ansızın infilak etti”

Nuri Paşa'nın ölümü hakkında konuşan Zafer Bilgi, “Nuri Bey savaş ortamı geçince İstanbul'da ‘savunma sanayisi ile ilgili nasıl mücadele edebiliriz' diye düşünerek Sütlüce'de şahsına has bir toprak aldı. Aldığı toprakta ilk silah üretimi, top üretimleri veyahut o dönemdeki askeri mühimmat üretimlerine girişti. Hatta dönemin bekçilerinin ve polislerinin silahlarını üretti. Killigil silahının patentini aldı. Kayıtlara, 20'ye yakın silahın patentini aldığı geçti. O dönemde Nuri Paşa'nın, Enver Paşa ile yazışmalarına ve anılarına baktığımızda, ‘yerli ve milli savunma sanayisinin nasıl temellerini atabiliriz' diye dertlendiğini biliyoruz. Sütlüce'deki fabrikada 1949'lara kadar üretim yaptı. Bu üretimlerde, kısa sürede başarılı oldu. Bu başarı etrafa isminin yayılmasını sağladı. 1948-1949'lı yıllarda Arap coğrafyasında İsrail devletinin kurulması ve Filistinli direnişçilerin Nuri Paşa'dan silah isteme olayı var. O da Arap direnişçilere destek verdi, silah noktasında onlara yardımcı oldu. O esnada Suriye'de bir tane silah fabrikası kurma girişimi var. Mısır'da 2 tane silah fabrikası kurulacak. Fakat daha kurulamamışlardı. Bizimkisi erkenden kurulduğu için tarihi Sütlüce Baruthanesi diye adlandırdığımız alandaki mühimmatın direnişçilere destek olma da kullanıldığı söz konusu olunca hazin bir olay gerçekleşti. Sütlüce'deki bu tarihi baruthane yani General Nuri Killigil'in fabrikası bir sabah ansızın infilak etti. Dönemin görsel ve yazılı medyasında haber olarak yer aldı. 28 kişi de kendisiyle beraber orada infilak oldu. Bu patlamayla ilgili ‘içeride mühimmatta bir sıkıntı mı oldu yoksa bir suikast mi düzenlendi' şaibesi dolaştı. Tam net olmamakla birlikte İsrail'e karşı verdiği bu mücadelede Nuri Bey'in İngiliz ajanları veya İsrail ajanları tarafından fabrikasının infilak ettirildiği, suikasta kurban gittiği ve şehit olduğu yazıldı. Bu tam aydınlatılmamakla beraber belki ileride ortaya çıkacak. Hazin olan şu, 28'e yakın çalışanın cesetlerine dahi ulaşılmadı. Etrafta araştırmalar yapıldı, dönemin adli tıp raporlarına göre bulunan parçalar Edirnekapı Sakız Ağacı Şehitliği'ne defnedildi” dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan: “Nuri Killigil, şüpheli bir yangında şehit oldu”

Cumhurbaşkanı Erdoğan da 12 Şubat 2019'da yaptığı bir konuşmada, Türkiye'nin senelerce kendi kaynaklarını kullanmaktan, kendi potansiyelini harekete geçirmekten alıkonulduğuna dikkati çekerek, “Bunu kimi zaman düşmanlarımız yaptı, kimi zaman da içimizdeki gafiller ve hainler yaptı. 1930'larda Nuri Demirağ, Vecihi Hürkuş gibi vizyon-misyon sahibi insanların çabaları engellendi. Türkiye'nin ilk silah fabrikatörü Nuri Killigil, şüpheli bir yangında şehit oldu” demişti.

“Nuri Paşa, İHA ve SİHA girişimlerinin bundan yaklaşık 100 yıl önce tohumlarını attı”

Türkiye'nin savunma sanayisinin gelişmesinde Nuri Paşa'nın rolüne değinen Bilgi, “Bu şu açıdan önemli; bugünkü İHA'lar ve SİHA'LAR gibi özel girişimlerin, devlet savunma sistemlerinin oluşturulmasına yol açtığını düşündüğümüzde Nuri Paşa bundan yaklaşık 100 yıl önce 1930-1940'lı yıllarda tohumları attı. Biz kendi ürettiğimiz silahlarla girdiğimiz bütün savaşlarda başarılı oluyorduk ama başka ülkelerden gelen silahlarla girdiğimiz savaşlarda genelde muvaffakiyet gösteremiyorduk. Tarih bize hep bunu gösterdi. Hem Enver Paşa hem de Nuri Paşa bunun farkında tabii, ondan dolayı bizim gireceğimiz savaşlarda başarılı olmamız adına önemli boşluğu doldurma derdine girdiler. Dönemin milli savunmasının, silah sanayisinin öncülerinden biri oldular. 100 sene önce bu tohum tutmasa da böyle bir girişim var. 100 sene sonra ise İHA ve SİHA özel girişim örneği olarak devletin uhdesine girdi ve şu an önemli bir bel kemiği olarak yaşıyor” diye konuştu. 

Semanur Kaygısız - Hacer İnci

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Kastamonu Kastamonu Üniversitesi’nde 4 bin 500 öğrenci mezuniyet sevinci yaşadı Kastamonu Üniversitesi’nden 4 bin 500 öğrenci, düzenlenen törenle mezun oldu. Kastamonu Üniversitesi’nde mezuniyet sevinci yaşandı. Fakültelerden mezun olan 4 bin 500 üniversiteli, hep birlikte kep attı. Kastamonu Üniversitesi Kuzeykent Kampüsü Emin Baydil Futbol Sahası’nda düzenlenen mezuniyet törenin, kortej yürüyüşü sırasında öğrenciler tarafından “Filistin bu yıl mezun veremedi, dünya sınıfta kaldı” pankartı açıldı. Öğrencilerin duyarlılığına programa katılan davetliler de alkışlarlar destek verdi. “Sadece dünyaya geldiği için acı çeken masum tüm canlar adına özgür Filistin için tek yüreğiz” Kastamonu Üniversitesini birincilikle bitiren İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi Psikoloji Bölümü’nden Rüveyda Karaca, mezun olan öğrenciler adına yaptığı konuşmada “Hiç de uzak olmadığımız coğrafyalarda hayatını kaybeden 10 binlerce canı ve özellikle savunmasız masum çocukları kimlik üstü bir anlayışla huzurlarınızda anmak istiyorum. Dünyanın hiçbir yerinde hiç kimsenin gerçekleştiği sivil katliamları kabul etmiyoruz. Etmeyeceğiz. Sadece dünyaya geldiği için acı çeken masum tüm canlar adına özgür Filistin için tek yüreğiz” dedi. Karaca, konuşmasının ardından ismini mezuniyet yaş kütüğüne çaktı. “Atalarımıza ve yaşananlara bakarak adil bir dünya kurmak sizlerin en önemi görevi olacaktır” Törende konuşan Kastamonu Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ahmet Hamdi Topal, Kastamonu Üniversitesi olarak büyük bir aile olduklarını belirterek, “Bu büyük aileyi oluşturan her bir mensubumuzun gayretiyle 2006 yılında kurulan üniversitemizi eğitim-öğretim, araştırma- geliştirme, uluslararasılaşma, topluma hizmet ve kalite alanları başta olmak üzere her geçen gün geliştirmek, ulusal ve uluslararası seviyede her yönüyle öncü ve örnek bir yükseköğretim kurumu haline getirmek için çalışıyoruz” diye konuştu. “Maalesef Gazze bu yıl mezun veremedi, çünkü bütün insanlık sınıfta kaldı” İsrail’in Filistin’e yönelik saldırılarına da değinen Rektör Topal, “Maalesef Gazze bu yıl mezun vermedi, veremedi. Çünkü bütün insanlık sınıfta kaldı. Bir milletin geleceği olan gençlerini yetiştirdiği en kıymetli eğitim kurumlarından biri olarak elbette Gazze’de de üniversiteler vardı. Yakın zamana dek zor şartlarda kıt imkanlarla oluşturdukları binalarında kampüslerinde özverili hocalarının elinde bilgi hazinesine dönüşen ümit dolu yürekler artık atmıyor. Pırıl pırıl bakan gözler ölüm karanlığına kapandı. Duvarlarında bilginin yankılandığı Gazze Üniversitesi şimdi onu tutan duvarların enkazı altında. Ve aynı enkazın altında hocası ile talebesi, geçmiş ve gelecek, baba ile evlat birlikte yatıyor. Bir milletin hakkı, hukuku, namusu ve geleceği yok ediliyor. Kendi ata yurdu topraklarda yaşamaktan başka hiçbir suçu olmayan bu masum kardeşlerimiz gözü dönmüş ve insanlıktan nasibini almamış bir güruh tarafından her gün ve her gün daha beter bir hunharlıkla öldürülüyor, katlediliyor, soykırıma uğruyor. Tüm bunlar olurken modern dünyanın sessizliğe gömüldüğünü bırakın yaşananlara engel olmayı katillere destek verdiğine şahit olduk. Kısacası insanlık bitti. Tüm dünya sınıfta kaldı. Mazlum kardeşlerimizin çektiği acı ve ıstırabı yaşayan insanlar olarak izninizle ve hep birlikte zalimin yüzüne bir kez daha zalim diyebilmek, katil diye haykırmak için de bir olalım diyorum. Susmak, zalimi onaylamak ve cesaretlendirmektir. Bizim ruhumuzun da ölmesi demektir. O halde, ruhumuzun zerreleri adedince mazlumlar için Rabbimizin yardımın bir an önce gelmesi duasını ederken zalimler için de defalarca yaşasın cehennem diye haykırıyoruz” şeklinde konuştu. Törende konuşan AK Parti Kastamonu Milletvekili Fatma Serap Ekmekci ise, “Üniversitemizin akademik kadro, mekan, donatı ve yayın olarak bünyesi, güçlenmesi için elimizden gelen desteği vermeye devam edeceğiz. Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan liderliğinde Türkiye yüzyılı yolculuğunun en kıymetli rotalarından biri gençlik. Türkiye yüzyılının siz gençlerimizin omuz ve bilinçlerinde yükseleceğinden şüphe duymuyorum. Mezuniyetiniz kutlu olsun” ifadelerini kullandı. Öğrencilere başarı dileklerinde bulunan Kastamonu Valisi Meftun Dallı da, “Öğrencilerimizin, üniversitemizin Gazze’deki zulme gösterdiği duyarlılıktan dolayı ben de kendilerini şükranlarımı ifade ediyor. Oradaki zulmün bir an önce sona ermesini, artık oradaki kadınların, çocukların herkesin bu zulümden kurtularak hayatın normale dönmesini bütün kalbimle Cenab-ı Hak’tan niyaz ediyorum” dedi. Konuşmaların ardından üniversiteyi dereceyle bitiren öğrencilere başarı belgeleri ve hediyeler takdim edildi. Mezuniyet töreni, öğrencilerin keplerini havaya atmasıyla sona erdi. Törenin ardından "Raksan Halk Dansları Topluluğu", halkoyunları sergiledi. Düzenlenen mezuniyet gecesinde de Fehmi Kökgöz ile Can Kavalcı konser verdi.
İstanbul Milli güreşçi Buse Tosun Çavuşoğlu, İBB Spor Kulübü ile sözleşme imzaladı İBB Spor Kulübü, Başkan Fatih Keleş’in katılımıyla Cebeci Spor Kompleksi İBB Spor binasında düzenlenen imza töreniyle 2023 ve 2024 Dünya Güreş Şampiyonası’nda altın madalya kazanan şampiyon güreşçi Buse Çavuşoğlu ile sözleşme imzaladı. Dünya Güreş Birliği (UWW) tarafından 2023 yılının en iyi çıkış yapan kadın güreşçisi de seçilen dünya ve Avrupa şampiyonu Çavuşoğlu, 2024 Paris Olimpiyatları’nda İBB Spor Kulübü’nü ve Türkiye’yi temsil eden sporcularımız arasında yer alacak. Fatih Keleş: “İnancımız tam” Başkan Fatih Keleş, yaklaşan 2024 Paris Olimpiyatları öncesi şampiyon bir sporcuyu kulübümüz bünyesine dahil etmenin mutluluğunu yaşadığını belirterek, “Tarihi başarılara imza atmış ve kadın güreşinin önemli isimlerinden Buse Çavuşoğlu İBB Spor Kulübü’müze katıldı. Paris’te düzenlenecek 2024 Olimpiyatları’nda da kulübümüzü ve ülkemizi en iyi şekilde temsil edeceğinden şüphem yok. Buse’nin, güreş branşımızdaki altyapı sporcularımıza da örnek bir isim olacağına inanıyorum. Sözleşmemizin her iki taraf için de hayırlı uğurlu olmasını ve kazasız belasız sakatlıksız bir dönem geçirmemizi diliyorum” ifadelerine yer verdi. Buse Tosun Çavuşoğlu: “İBB Spor Kulübümüz ile yeni tarih yazacağız” Milli sporcu Buse Çavuşoğlu ise kendisini kulübümüze bağlayan sözleşmeye imza attıktan sonra, “Kadın güreşi son zamanlarda tarihi başarılara imza atmış bir branş. Ben de elimden geldiği kadar buna en iyi şekilde katkı vererek Türk kadınının gücüne güç katmaya çalıştım. Hayalim ve hedefim zirvede kalmak. İBB Spor Kulübü’yle beraber zirvedeki yerimizi birlikte güçlendireceğimize ve 2024 Paris Olimpiyatları’ndan altın madalyayla döneceğimize inanıyorum” sözleriyle duygu ve düşüncelerini aktardı. İmza töreni, Başkan Fatih Keleş ve Buse Çavuşoğlu’nun fotoğraf çekimi sonrası tamamlandı.
Sinop Sinop’un bir aylık asayiş raporu yayınlandı Sinop İl Emniyet Müdürlüğü ekiplerince mayıs ayında yürütülen uygulamalarda 29 aranan şahıs ile haksız kazanç sağladıkları tespit edilen 47 şüpheli yakalandı. Sinop İl Emniyet Müdürlüğü tarafından 1 Mayıs-1 Haziran tarihleri arasında genel güvenlik ve asayişin temini açısından yürütülen şok uygulamaların raporu yayınlandı. Rapora göre 1 ayda yapılan asayiş kontrollerinde 30 bin 227 araç sorgusu, 34 bin 486 GBT sorgusu yapıldı. 29 aranan şahıs yakalanırken, 7 adet silah ve 101 adet mermi ele geçirildi. 169 umuma açık iş yeri kontrol edildi. 8 hırsızlık şüphelisi yakalandı, 12 günübirlik yer denetimi yapıldı, 12 dolandırıcılık olayı aydınlatıldı. 791,2 gram uyuşturucu, 96 adet sentetik ecza maddesi, bin 282 adet ectasy hap, 261 adet gümrük kaçağı malzeme ele geçirildi. Sinop İl Emniyet Müdürlüğü Siber Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğünce 10 ilde eş zamanlı düzenlenen operasyonlarda ise forex yatırımı ve yüksek kazanç vaadiyle bin 218 müşteriden yaklaşık 17 milyar TL haksız kazanç sağladıkları tespit edilen 47 şüpheli yakalandı. Operasyonda 65 milyon TL değerinde taşınır/taşınmaz mal varlığına, 425 adet banka hesabına, 69 adet kripto varlık cüzdanına şerh konuldu. Yapılan aramalarda 360 bin 600 euro, 320 bin 650 TL, bin dolar, 1 adet tabanca, 2 adet soğuk cüzdan, 127 dijital materyal ele geçirildi. Yakalanan 47 şüpheliden 24’ü tutuklanırken, 23 şahıs adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı. Sinop İl Emniyet Müdürlüğü tarafından yapılan açıklamada, “Şehrimizin huzur ve güvenliği için görevimizin başında vatandaşlarımızın yanındayız” denildi.