GÜNDEM - 29 Nisan 2025 Salı 21:10

Düden alarmı masada: İl Koordinasyon Kurulu 147 milyarlık proje gündemiyle toplandı

A
A
A
Düden alarmı masada: İl Koordinasyon Kurulu 147 milyarlık proje gündemiyle toplandı

Antalya’da sürdürülebilir kalkınma, çevresel hassasiyet, ulaşım yatırımları ve 24 yıl sonra gerçekleşecek tarım sayımı aynı masada buluştu. 2025 yılı itibarıyla 460 projenin sürdüğü kentte, su kaynaklarının korunmasından yat limanlarına, genel tarım sayımından kıyı erozyonu mücadelesine kadar geniş bir çerçevede çözüm odaklı gündem öne çıktı. Düden Çayı’nda yıllardır süregelen kirlilik riskinin yeniden gündeme taşındığı toplantıda Prof. Dr. Bülent Topkaya, "Bugün atacağımız adımlar, gelecekte Antalya’nın su güvenliğini belirleyecektir" diyerek acil önlem çağrısında bulundu. Bilim Kurulu’nun önerileri doğrultusunda, ilk aşamada düden sahalarındaki vahşi atıkların 1 ay içinde kaldırılması ve kirletici kaynakların izlenmesi planlanıyor.


Antalya’da yılın ikinci İl Koordinasyon Kurulu Toplantısı, Vali Hulusi Şahin başkanlığında Milli Eğitim Müdürlüğü’nde gerçekleştirildi. Yatırımların seyri, çevresel sorunlar, ulaşım altyapısı ve gıda güvenliği gibi başlıklarda yapılan sunumlarda, şehrin geleceğine yön verecek kritik değerlendirmeler ve projeksiyonlar masaya yatırıldı. Toplantıda Antalya Valiliği, bilim kurulu ve ilgili kamu kurumlarının sahadaki duruma dair güncel verileri paylaşıldı.



Antalya’da 460 proje üzerinde çalışılıyor


Vali Hulusi Şahin, Antalya İl Koordinasyon Kurulu Toplantısı’nda yaptığı konuşmada, il genelindeki yatırımlara ve projelerin mevcut durumuna ilişkin detaylı bilgi verdi. Vali Şahin, 2025 yılı Mart ayı sonu itibarıyla Antalya’da toplam 460 proje üzerinde çalışmalar yürütüldüğünü belirtti. Bu projelerin 326 adedinin genel ve özel bütçeli kuruluşlarca, 134 adedinin ise belediyelerin imkanlarıyla yürütüldüğünü ifade etti.



Projelerin toplam bedeli 147 milyar lirayı aştı


Vali Şahin, söz konusu projelerin toplam bedelinin 147 milyar 398 milyon lira olduğunu, 2025 yılı ödeneklerinin ise 25 milyar 372 milyon lira olarak belirlendiğini kaydetti. Mart ayı sonu itibarıyla 4 milyar 207 milyon liralık harcama yapıldığını ve yüzde 17 nakdi gerçekleşme oranına ulaşıldığını söyledi.


Genel ve özel bütçeli kuruluşlarca yürütülen 326 projenin toplam bedelinin 129 milyar 810 milyon lira olduğunu aktaran Şahin, 2025 yılı için bu projelere ayrılan ödenek tutarının 16 milyar 937 milyon lira olduğunu, Mart ayı sonu itibarıyla 2 milyar 581 milyon lira harcama yapılarak yüzde 15 nakdi gerçekleşme sağlandığını ifade etti.



Belediyelerin yürüttüğü projelerde yüzde 19 nakdi gerçekleşme


Belediyeler tarafından yürütülen 134 projenin toplam bedelinin 17 milyar 587 milyon lira olduğunu belirten Vali Şahin, bu projelerin 2025 yılı ödeneklerinin toplam 8 milyar 435 milyon lira olduğunu, Mart ayı sonuna kadar 1 milyar 626 milyon lira harcama yapıldığını ve yüzde 19 nakdi gerçekleşme sağlandığını kaydetti.


Vali Şahin, yatırımcı kuruluşlar ve belediyelerce yapılan harcamalar içerisinde en büyük payın 1 milyar 725 milyon lira ile diğer kamu hizmetleri sektörüne ait olduğunu, bunu sırasıyla 1 milyar 421 milyon lira ile Ulaştırma-Haberleşme sektörü ve 380 milyon lira ile Eğitim sektörünün takip ettiğini söyledi.


460 adet projeden 35’inin tamamlanarak hizmete alındığını, 300 projenin çalışmalarının devam ettiğini, 68 projenin ihale aşamasında olduğunu ve 57 projeye henüz başlanmadığını belirten Vali Şahin, projelerin sürdürülebilirlik ilkesine uygun şekilde yürütülmesinin önemine dikkat çekti.


Vali Şahin, çevrenin korunmasının, su, toprak, deniz ve havanın korunmasının esas alınması gerektiğini vurgulayarak, sürdürülebilir kalkınmanın temel ilke olması gerektiğini söyledi. Şahin, "Ne yapacaksak ona göre yapalım. İmar yapacağız, ona göre yapalım. İnşaat yapacağız, ona göre. Yol yapacağız, ona göre yapalım. Yaptığımız hamlelerin ileriki sonuçlarını bugünden hesap edelim. Kaba taslak gitmenin bir alemi yok. Ölçelim, biçelim. Ondan sonra hareket edelim. Aksi takdirde 20-30 sene sonra torunlarımız bunlar ne yapmışlar diye bize inşallah kötü bir şey söylemezler" ifadelerini kullandı.



Düden Çayı’nda alarm: Bilim Kurulu acil önlem çağrısı yaptı


Antalya’nın temel su kaynaklarından biri olan Düden Çayı’ndaki kirlilik sorununa karşı Antalya Valiliği onayıyla oluşturulan Düden Çayı Bilim Kurulu çalışmalarını tamamladı. Antalya İl Koordinasyon Kurulu Toplantısı’nda Bilim Kurulu adına sunum yapan Akdeniz Üniversitesi Çevre Mühendisliği Bölümü emekli öğretim üyesi Prof. Dr. Bülent Topkaya, çayın mevcut durumu, kirlilik kaynakları ve çözüm önerilerine ilişkin kapsamlı bir değerlendirme sundu.



1995’ten bu yana süregelen kirlilik riski


Düden Çayı Bilim Kurulu, 13 Mayıs 2024 tarihinde Antalya İl Su Kurulu toplantısında alınan karar doğrultusunda kurulmuş, 4 Aralık 2024 tarihli Antalya Valiliği oluru ile resmiyet kazanmıştı. Kurul, ASAT, DSİ, Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği İl Müdürlüğü ile belediyelerden sağlanan veriler, mevcut bilimsel raporlar ve sahada yapılan arazi incelemeleri doğrultusunda çalışmalarını yürüttü.


Sunumda, 1995 yılında yapılan çalışmalarda Kırkgöz kaynakları ile kent arasında kalan bölgelerdeki yoğun tarımsal ve endüstriyel gelişmenin, Antalya’nın temel su kaynaklarını geri dönülmesi mümkün olmayan biçimde kirletebileceği yönünde uyarılarda bulunulduğu hatırlatıldı. Yeraltı su kaynaklarının ortalama 100 yıl gibi uzun bir yenilenme süresine sahip olduğu, bu nedenle kimyasal kirlenmenin çok geç fark edilebileceği ve su niteliğinin geri döndürülemez şekilde bozulabileceği vurgulandı.



Su kalitesi yıllar içinde geriledi


Düden Çayı’na yönelik önceki araştırmalarda da çayın Akdeniz’e yoğun besin maddesi, katı madde ve koliform bakteri taşıdığı, kanalizasyon sistemine bağlı olmayan küçük yerleşimlerin ve taşımacılık faaliyetlerinin yeraltı sularını tehdit ettiği tespit edildi. 2019 yılı ölçümlerinde Varsak Kanalı’nda su kalitesinin "kötü", Düdenbaşı ile Şelale arasındaki bölgede ise "çok kötü" seviyede olduğu belirlendi. 2023 yılında yapılan Su Kalite İndeks analizlerinde de Düden Çayı’nın genel su kalitesinin "kötü" sınıfında yer aldığı ortaya kondu.



Kirlenmenin başlıca kaynakları belirlendi


Bilim Kurulu, Düden Çayı’ndaki kirlenmenin ana kaynakları arasında traverten plato üzerindeki sanayi tesisleri, tarım alanları, geri dönüşüm işletmeleri, vahşi çöp döküm alanları ve kanalizasyona bağlı olmayan yerleşimlerin bulunduğunu açıkladı. Yeraltı suyu ile doğrudan bağlantılı düdenlere atılan evsel atıklar, sanayi atıkları ve tarımsal kirliliğin, çayın ekosistemi için ciddi tehdit oluşturduğu belirtildi.



Çözüm önerileri aşamalandırıldı


Sunumda çözüm önerileri süre grupları halinde sunuldu. Acil önlemler kapsamında, 0-1 ay içinde düden sahalarındaki vahşi şekilde bırakılmış tüm atıkların kaldırılması ve tekrarının önlenmesi gerektiği ifade edildi. Ayrıca kurumlar arası koordinasyonun sağlanması, sorumlu bir kurumun belirlenmesi, farklı kurumlardan gelen izleme verilerinin birleştirilmesi ve havzadaki kirletici kaynaklara ilişkin veri tabanı oluşturulması gibi kısa vadeli (0-6 ay) adımlar önerildi. İzleme noktalarının belirlenmesi ve su kalite analizlerinin yapılacağı kurumun seçilmesi de kısa sürede hayata geçirilmesi planlanan diğer başlıklar arasında yer aldı.


Orta vadede, 6 ay ile 1 yıl arasında pasif örnekleyicilerle izleme çalışmalarının düzenli şekilde yürütülmesi, izleme noktalarının artırılması ve çevrim içi izleme ağı kurulması öngörüldü. Bu süreçte elde edilecek sonuçların düzenli olarak değerlendirilip paylaşılması gerektiği vurgulandı.


Uzun vadede ise, 1 yıl ve sonrasında Antalya Havzası genelinde sürdürülebilir kurumlar arası iş birliği ağının oluşturulması, Düden Çayı özelinde çevrim içi izleme sisteminin devreye alınması ve hurdacılık ile geri dönüşüm sektörleri için çevresel etkilerin kontrol altına alınabileceği faaliyet bölgelerinin tanımlanması önerildi.



Düden Çayı’nın korunması için strateji çağrısı


Prof. Dr. Bülent Topkaya, Bilim Kurulu adına yaptığı sunumun sonunda, Antalya’nın traverten platosu üzerindeki su kaynaklarının korunabilmesi için iklim değişikliğinin ve artan nüfusun oluşturacağı baskıların dikkate alınarak bütüncül bir havza yönetimi stratejisinin geliştirilmesinin büyük önem taşıdığını vurguladı. Topkaya, belirlenen önlemlerin aşamalı şekilde uygulanmasıyla hem Düden Çayı’nın hem de Antalya’nın su güvenliğinin gelecekte korunabileceğini ifade etti.



Antalya’da ulaştırma yatırımları hızlanıyor


Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı VI. Bölge Müdürlüğü tarafından Antalya İl Koordinasyon Kurulu Toplantısı’nda bölgedeki ulaştırma ve altyapı yatırımlarına ilişkin kapsamlı bir sunum gerçekleştirildi. VI. Bölge Müdürü Serhan Özkanlı tarafından yapılan sunumda, Antalya, Burdur, Isparta ve Afyonkarahisar illerini kapsayan bölge müdürlüğünün çalışmalarına ilişkin güncel bilgiler paylaşıldı.


Özkanlı, Antalya ilinin sahil şeridi uzunluğunun 640 kilometre olduğunu belirterek, halihazırda işletilmekte olan 14 kıyı yapısının bulunduğunu, 5 kıyı yapısının ise planlama ve proje aşamasında olduğunu söyledi. Gazipaşa Yat Limanı’nın 7 Ekim 2024 tarihinden bu yana işletildiğini ve toplam 308 yat kapasitesine sahip olduğunu ifade eden Özkanlı, Alanya Yat Limanı’nın 2010 yılından bu yana hizmet verdiğini ve 447 yat kapasiteli olduğunu, Kaş Yat Limanı’nın ise 25 Nisan 2011’den bu yana 600 yat kapasiteli olarak faaliyet gösterdiğini aktardı.



Demre Yat Limanı açılışa hazır


Devam eden yatırımlar kapsamında Demre Yat Limanı üstyapı işlerinin tamamlandığını belirten Özkanlı, limanın altyapısının 2017 yılında genel bütçeden sağlanan yaklaşık 732 milyon TL’lik yatırımla tamamlandığını ve 2023 yılında yer teslimi yapılarak üstyapı çalışmalarına başlandığını ifade etti. Üstyapı, peyzaj düzenlemeleri ve vinç montajları tamamlanan Demre Yat Limanı’nın 750 yat kapasiteli olduğunu ve açılış için kabul aşamasında bulunduğunu bildirdi.


Özkanlı, Demre Kaleköy Gezi Tekneleri Yüzer İskelesi projesine de değinerek, bölgede geçmişte yerel imkanlarla yapılan iskelelerin yerine, belediyenin ÇED raporu çalışmalarını tamamlamasıyla birlikte 20 milyon TL ödenekle yeni bir yüzer iskele projesinin hayata geçirildiğini, Aralık 2024’te yer teslimi yapıldığını ve beton imalatlarının tamamlandığını söyledi. Doğal sit alanı olması nedeniyle tahsis sürecinin tamamlanmasının ardından imalatların sahaya indirileceğini ve sezona yetiştirilmesinin hedeflendiğini belirtti.



Aksu Çayı Batı Sahili Kıyı Koruma Mahmuzları projesi hayata geçiyor


Aksu Çayı Batı Sahili Kıyı Koruma Mahmuzları projesi kapsamında Kundu bölgesinde yaşanan kıyı erozyonuna yönelik analiz raporu hazırlandığını belirten Özkanlı, kıyıya dik 5 adet mahmuz ve suni kum beslemesi yapılmasına karar verildiğini, imar planı ve ÇED raporlarının onaylandığını, gerekli ödeneklerin tahsis edildiğini ve ihalenin kısa sürede gerçekleştirileceğini ifade etti.


Alanya Balıkçı Barınağı Batı Rıhtımı’nda 240 metrelik bölümde hasar tespit edildiğini belirten Özkanlı, genel müdürlükçe 40 milyon TL bütçeyle ihale sürecine geçileceğini söyledi.


Planlanan yatırımlar arasında Türkler Tekne Barınağı’nın da bulunduğunu aktaran Özkanlı, Alanya Türkler mevkiinde planlanan proje için imar planlarının, projelerin ve ÇED raporlarının tamamlandığını ancak tasarruf tedbirleri nedeniyle henüz yatırım programına alınamadığını, bu yıl tekrar teklif edileceğini bildirdi. Projenin yatırım bedelinin 502 milyon lira olduğunu kaydetti.



Kaleiçi’ne yönelik çalışma sürüyor


Kaleiçi Yat Limanı için ise bir koruma mendireği yapılabilirliğine yönelik çalışmaların sürdüğünü belirten Özkanlı, bölgede deniz derinliğinin 30 ila 35 metre arasında değiştiğini, bu nedenle dolgu şeklinde bir mendirek yapımının mümkün olmadığını aktardı. Bu şartlar altında kazıklı yapı alternatiflerinin değerlendirildiğini, dalga değerlerine göre tasarım çalışması yürütüldüğünü ve teknik olarak yapılabilirliğin netleşmesi sonrasında diğer aşamaların değerlendirileceğini ifade etti. Özkanlı ayrıca, koruma mendireği çalışmasının sonuçlanması halinde mevcut mendireklerin onarımının da bu kapsamda ele alınabileceğini söyledi.


Sunumun sonunda Serhan Özkanlı, VI. Bölge Müdürlüğü olarak Antalya ve çevresinde ulaştırma ve altyapı yatırımlarını hızla sürdürdüklerini ve bölgenin ihtiyaçlarına yönelik yeni projeler geliştirmeye devam ettiklerini ifade etti.



Türkiye 24 yıl sonra genel tarım sayımına hazırlanıyor


Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) Antalya Bölge Müdürü Ergün Ertaş, Antalya İl Koordinasyon Kurulu Toplantısı’nda yaptığı sunumda, 2025 yılında Türkiye genelinde uzun bir aradan sonra genel tarım sayımı gerçekleştirileceğini açıkladı. Ertaş, bu yılın ikinci yarısından itibaren genel tarım sayımının yapılmasının gündemde olduğunu belirterek, sürecin Cumhurbaşkanlığı genelgesi ile başlatılacağını, genelgenin imza aşamasında olduğunu ve kısa süre içinde yayımlanmasının beklendiğini söyledi.



Tarım sayımının önemi ve gıda arz güvenliği


Dünyada genel tarım sayımlarının normalde her 10 yılda bir yapıldığını hatırlatan Ertaş, Türkiye’nin en son 2001 yılında tarım sayımı gerçekleştirdiğini, bu nedenle 2025 yılında yapılacak sayımın 24 yıl aradan sonra gerçekleştirilecek ilk genel tarım sayımı olacağını ifade etti. Tarım sayımının, gıda arz güvenliğini sağlamak, jeopolitik risklere karşı önlem almak ve tarımsal araştırmalara sağlam veri temeli oluşturmak açısından büyük önem taşıdığını vurguladı.



Mikrodüzeyde veri toplama imkanı


Ertaş, şu anda tarımsal verilerin çoğunlukla ilçe düzeyinde derlenebildiğini, yapılacak sayımla birlikte parsel ve işletme bazında mikro düzeyde veri elde etmenin mümkün olacağını söyledi. Tarım sayımı sayesinde daha sağlıklı üretim planlaması yapılabileceğini, işlenmeyen tarım alanlarının üretime kazandırılabileceğini ve farklı kurumların ortak kullanabileceği güvenilir bir veri tabanı oluşturulabileceğini belirtti.



Sayım iki aşamadan oluşacak


Yapılacak genel tarım sayımının iki aşamadan oluşacağını belirten Ertaş, ilk aşamada mevcut tarım parsellerinin tarımsal işletmelerle eşleştirileceğini, ikinci aşamada ise belirlenen işletmelerle anket uygulamalarının gerçekleştirileceğini ifade etti. İlk aşamadaki parsel eşleştirme çalışmalarının Tarım ve Orman Bakanlığı il ve ilçe müdürlükleri tarafından yürütüldüğünü ve Nisan ayı sonuna kadar tamamlanmasının hedeflendiğini aktardı.



1 Temmuz’da başlayacak, 6 ayda tamamlanacak


Çalışmanın 1 Temmuz 2025 tarihinde başlaması ve 6 ay içerisinde tamamlanması planlanıyor. Ertaş, yaklaşık 4 bin personelin görev alacağı çalışmada hem Tarım ve Orman Bakanlığı personelinin hem de TÜİK tarafından istihdam edilecek personelin görev yapacağını belirtti. Çalışmanın yaklaşık 900 milyon liralık bir bütçeyle yürütüleceğini kaydetti.



Veriler 2026’da açıklanacak


Ertaş, genel tarım sayımı sonucunda elde edilecek verilerle tarımsal üretim planlamasının daha etkili yapılabileceğini, ürün bazında maliyet, fiyat ve katma değer analizlerinin gerçekleştirilebileceğini söyledi. Tohumdan sofraya kadar tüm tarımsal değer zincirlerinin izlenebilir hale geleceğini vurgulayan Ertaş, sayım sonuçlarının 2026 yılının ikinci yarısından itibaren yayımlanmaya başlanacağını ifade etti.



Düden alarmı masada: İl Koordinasyon Kurulu 147 milyarlık proje gündemiyle toplandı

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Aksaray Oyuncak tabancayla polisi alarma geçirdi Aksaray’da bunalıma giren genç, oyuncak tabancayla pencereye çıkıp hem kendine hem de polise tabanca doğrulttu. Tabancanın oyuncak olduğundan habersiz olan polis, çelik yeleklerini giyerek evin içine sızdı. Odadan çıkan şahıs polisin apansız müdahalesiyle etkisiz hale getirildi. Olay geçtiğimiz gece yarısı Paşacık Mahallesi 1613 Sokak Sahra Apartmanı’nın 1. katında yaşandı. Edinilen bilgeye göre, bunalıma girdiği iddia edilen 23 yaşındaki B.İ., ailesiyle birlikte yaşadığı dairenin odasına kendini kilitledi. Önce oda içinde bağırıp çağıran şahıs daha sonra eline geçirdiği oyuncak tabancayla pencereye çıkıp bağırmaya başladı. Pencereden bağıran eli tabancalı şahsı gören mahalle sakinleri durumu 112 Acil Çağrı Merkezine bildirdi. İhbar üzerine olay yerine polis ve sağlık ekipleri sevk edildi. Olay yerine gelen çok sayıda polis ekibi şahsın elindeki tabancanın oyuncak olduğundan habersiz herhangi bir olumsuzluğa karşı geniş güvenlik önlemleri alarak olaya müdahale etmek istedi. Elindeki tabancayı kimi zaman kendi kafasına, kimi zaman da polis ekiplerine doğrultan şahıs tedirginliğin dozunu artırınca ekipler üzerine çelik yelek giydi. "Allah’ın oğlu musun da derdime derman olacaksınız?" Şahsı ikna edip sakinleştirmek için uzun süre dil döken polis ekiplerine olmadık sözler sarf eden B.İ., "Hangi biriniz derdime derman oldunuz lan? Lan bırakın lan, Allah’ın oğlu musunuz da derdime derman olacaksınız? Ben cehennemimi oluşturmuşum zaten, siz beni kurtaramazsınız. Sen kimsin ben seni nereden tanıyorum ya? Ya ne konuşacağım da, Allah mısın da ben seninle konuşacağım? Sen bana neyin faydasını sunacaksın da ben seninle konuşacağım?" dedi. Bir türlü ikna olmayan şahıs bir ara ellerini semaya açıp dua etti. Şahıs apansız müdahaleyle etkisiz hale getirildi Şahsın pencereden odaya girmesi üzerine çelik yelekli sivil polis memurları şahsın ailesinin kapıyı açmasıyla daireye girerek pusuya yattı. Gencin odadan çıkmasını bekleyen polis memurlarının kimisi yan odaya, kimisi de kapının arkasına geçerek saklandı. Şahsın odadan çıkması üzerine hem arkadan hem de önden apansız bir müdahalede bulunan polis memurları şahsı anında etkisiz hale getirmeyi başardı. Hemen yere yatırılan şahsa bir yandan ters kelepçe takılırken öte yanda polis memurlarınca üst araması yapıldı. Yakalanmasına rağmen bağırmaya devam eden şahıs kelepçelenip üst aramasından sonra ayağa kaldırıldı. "Hepinizi Allah’a şikayet edeceğim. Ben de Atatürk’ün oğluyum" Polis ekipleri tarafından gözaltına alınan şahıs apartmandan çıkarılırken de bağırmayı sürdürdü. Merdivenlerden inerken, "Hepinizi Allah’a şikayet edeceğim" diyen B.İ. apartmandan çıkarılırken fark ettiği basın mensuplarına da "Çekmeyin" diye tepki gösterdi. Yakalanmadan önce polis memurlarına olmadık sözler sarf eden şahıs, elleri kelepçeli olarak dışarı çıkarıldığında sanki onca lafı kendisi etmemiş gibi polis memurlarına, "Ağabey ben kötü bir insan değilim. Beni öyle şey yapmayın ağabey. Annem ile bir görüşeyim gitmeden. Ağabey bir dakika annemle görüşeyim. Ben Atatürk’ün oğluyum. Biz Türkoğlu Türk’üz, Atatürk’ün oğluyuz" dedi. Ele geçirilen tabancayı inceleyen polis ekipleri tabancanın oyuncak olduğunu belirledi. Gözaltına alınan şahıs daha sonra polis otosuna bindirilirken, ifadesi alınmak üzere Aksaray Polis Merkezi Amirliğine götürüldü. Şahsa ifadesinin ardından Kabahatler Kanunu çerçevesinde idari işlem yapıldı.
Kastamonu Kontrolden çıkan otomobil, kırmızı ışıkta bekleyen araçlara çarptı: 9 yaralı Kastamonu-İnebolu karayolu üzerinde kontrolden çıkan otomobil, kırmızı ışıkta bekleyen 3 araca çarptı. Toplam 4 aracın karıştığı zincirleme trafik kazasında 9 kişi yaralandı. Kaza, Kastamonu-İnebolu karayolu Öz Bereket Kavşağı’nda meydana geldi. Edinilen bilgiye göre, E.K. (21) idaresindeki 60 ES 842 plakalı Opel marka otomobil, sürücüsünün direksiyon hakimiyetini kaybetmesi sonucu kırmızı ışıkta bekleyen A.F.T. (20) yönetimindeki 37 EK 030 plakalı Fiat-Tofaş marka otomobil ile H.T. (47) yönetimindeki 34 CNY 979 plakalı Fiat marka otomobile ve R.H.A. (26) idaresindeki Honda marka otomobile çarptı. 4 aracın karıştığı zincirleme trafik kazasında Fiat-Tofaş marka otomobilde bulunan yolcular araçta sıkıştı. Adeta can pazarının yaşandığı feci kazada olay yerine itfaiye, sağlık ve trafik ekipleri sevk edildi. İtfaiye ve sağlık ekiplerinin çalışmasıyla araçta sıkışan yaralılar çıkartılarak ambulansa taşındı. Kazada araç sürücüleri E.K. (21) ve A.F.T. (20) ile araçlarda yolcu olarak bulunan A.T. (71), N.T. (53), E.Ş. (21), N.Ç. (24), A.T. (26), S.T. (42) ve 2 yaşındaki A.S.T. yaralandı. Yaralılar, sağlık ekiplerince Kastamonu Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne kaldırılarak tedavi altına alındı. Kazanın ardından trafik ekipleri, olay yerinde güvenlik önlemleri alarak incelemelerde bulundu. Kaza yapan araçların kaldırılmasının ardından yola saçılan araç parçaları temizlendi. Kaza nedeniyle trafik, bir süreliğine durdu ve uzun kuyruk oluştu. Yolun temizlenmesinin ardından trafik tekrar normale döndü.
Gaziantep Fatih Tekke: "Çok üzgünüm, taraftarlardan, ailemden özür dilerim" Trabzonspor Teknik Direktörü Fatih Tekke, 3-0 kaybedilen kupa finalinin ardından, "Çok üzgünüm, taraftarlardan, ailemden özür dilerim. Biraz daha zorlamalıydık" dedi. Trabzonspor Teknik Direktörü Fatih Tekke, Galatasaray’a karşı 3-0 kaybedilen Ziraat Türkiye Kupası finalinin ardından düzenlenen basın toplantısında açıklamalarda bulundu. Finali ve kupayı kaybettiklerini için çok üzgün olduklarını söyleyen Fatih Tekke, takımın performansı nedeniyle özür diledi. Maç sonu açıklamalarda bulunan Fatih Tekke, "Galatasaray takımını tebrik ediyorum. Taraftarlarımızı üzdüğüm için ben de çok üzgünüm. Onların yaşadığı duyguyu ben de yaşıyorum. Maç her iki devrenin ilk dakikalarında bitti. Küçük bir hata bize pahalıya mal oldu. Batogov’un sakatlanması sonrası Okay ikinci yarıya başladık. Sonrasında ilk dakikada yediğimiz ikinci golle fark ikiye çıktı. Daha sonra toparlamaya çalıştık ama olmadı. Uzun toplarda ve ikinci toplarda kazanılan pozisyonlar ve sonuç iki maçta da mağlubiyet. Performans olarak yüksekte olmamız gerekiyordu ama olmadı. Tüm sezonun telafisi olacak bir maçtı. Gelecek sezon için ciddi bir enerji ve emek harcıyoruz. Bu sezon böyle bitti. Bundan sonra daha genç oyunculara şans vereceğim. Gelecek yılın takımını oluşturmak için çalışacağız. Çok üzgünüm, taraftarlardan, ailemden özür dilerim. Biraz daha zorlamalıydık. Seneye çok daha dinamik bir takım olmamız gerekiyor" ifadelerini kullandı. "Avrupa hedefinin olmaması planlarımı etkileyecek" Avrupa hedefi ile ilgili de konuşan Fatih Tekke, "Avrupa hedefinin olmaması planlarımı etkileyecek. Özellikle transfer durumlarını etkileyecek. Önemli oyuncuları izliyorduk ve bu durum bizim için dezavantaj. Bizim hedefimiz net iyi oyuncular almak. Her anlamda iyi olabilecek yada alanında iyi oyunculara almamız gerekiyor. Camia olarak bu sezonu mutlu geçirmedik. Trabzonspor tekrar yarışan bir takım olması lazım. Tartışılmayacak bir kadro kurmamız gerekiyor. Bir aydır bu konuda çalışıyoruz. Ama bunu belli şartları var. Bazen oyuncu istemiyor, bazen maddi sıkıntılar oluyor, bazen menajer sorun oluyor. Opsiyonlu mevkiler olup her oyuncunun iyi olması gerekiyor. Herkes tarafından kabul görecek çok iyi futbolcular ve takım kurmak zorundayız. Seneye başarılı olmak istiyorsak bu şart" şeklinde konuştu. "İkinci yarıdaki gol pozisyonunda VAR’a gitmiyorsa sıkıntı var" Seremoniye çıkmama ile ilgili soruya da cevap veren Tekke, "Ben 1994 yılında futbola başladım. Şu an 2025’teyiz. Hiçbir olumsuz durumum yok. Hakemlerin bir çoğunu tanımam bile. Ama ikinci yarıdaki gol pozisyonunda VAR’a gitmiyorsa sıkıntı var. Bundan ben de bıktım. İnsan bir şey söylememi bekliyor. Bana da gına geldi. Kadromuz ve gücümüz belli. Mücadeleye devam ediyoruz. Daha fazla mücadele ettiğimizde kimse ne istiyorsa yapabilir" ifadelerini kullandı. Takımın oyunu ile ilgili ve Batagov’un sakatlanmasının takım oyunu nasıl etkilediğiyle ilgili soruya da cevap veren Fatih Tekke, "Skor üzerinden konuşulunca rakibimiz özellikle 2-0’dan sonra farkı da arttırabilirdi. Oyuncularımızın bir an önce gol bulalım düşüncesi panik oluşturdu. İki maçta da farklı formasyonlarla birebir oynatmayı düşündüm. Ama bazı oyunculardan o performansı alamadık. Oyuncularımı da suçlayamam. Benim özellikle birebir vermem tartışılabilir. Birebir oynatmak riskliydi. Bu riski de ben aldım. Batogov bu iki maçın en iyi performans gösteren oyuncuydu Osimhen’e karşı. Bugün biraz daha yüksek oynamamız gerekiyordu" diye konuştu.