EKONOMİ - 10 Temmuz 2024 Çarşamba 13:11

Hacizli araçlarda ’şüpheli araç’ kurnazlığı: “Tüm koltukları söküp bidonu koltuk yapmışlar”

A
A
A

Antalya’da haciz yoluyla bağlanan bazı araçların sahipleri tarafından ilginç bir yöntemle almaya çalıştığı ortaya çıktı. Koltuklarını ve değerli parçalarını söken borçlu araç sahiplerinin kendi araçlarını polise ‘şüpheli araç’ ihbarında bulunduğu, ardından yediemin ihalesine girerek aracını ucuza aldığı belirlendi. Bu yöntemlerden en ilginci ise koltukları söktükten sonra aracı bir yere park etmek için şoför koltuğu yerine plastik bidonun kullanıldığı araç oldu. Oluşan görüntü, yediemin otoparkının sahibi ve çalışanlarını da hem şaşırttı hem güldürdü.

Antalya’da haciz yoluyla bağlanan araçlarda artış yaşanırken, bazı vatandaşların yediemin otoparkına kaldırılan araçlarını ihalede geri alabilmek için ilginç ve bir o kadar da kurnaz davrandığı yöntem ortaya çıktı. Bazı borçlu araç sahipleri, yakalamalı haciz bulunan araçlarının motor, iç elektrik aksamı, tekerlekler ve koltuklarını söktüğü, ardından aracını park edip şüpheli araç ihbarında bulunuyor. Polis ihbarın belirtildiği adrese gelip yaptığı incelemede aracın yakalama hacizli olduğunu belirleyince araç yediemin otoparkına kaldırılıyor. Burada park edilen araç, düzenlenen ihalede yine sahibi ya da araya soktuğu kişiler tarafından değerinin altında tekrar geri alınıyor.

Hacizli araçlarda ’şüpheli araç’ kurnazlığı: “Tüm koltukları söküp bidonu koltuk yapmışlar”

Yediemin otopark sahibini de güldürdü

Bu yöntemlerden en ilginci ise koltukları söktükten sonra aracı bir yere park etmek için şoför koltuğu yerine plastik bidonun kullanıldığı araç oldu. Yediemine kaldırılan aracın içinde bir parçasıymış gibi duran bidon, yediemin otoparkının sahibini de çalışanların da hem şaşırttı hem güldürdü.

Hacizli araçlarda ’şüpheli araç’ kurnazlığı: “Tüm koltukları söküp bidonu koltuk yapmışlar”

"Bidonu koltuk yapmışlar"

Antalya Otoparkçılar ve Oto Yıkamacılar Derneği Başkanı Hakan Topçu, bu tarz kurnazlık peşinde olanların yaptıklarını şu sözlerle anlattı:

"Araç üzerinde yakalamalı haciz bulununca borçlu araç sahipleri, motor aksamını ve içindeki koltukları sökerek emniyet güçlerini arıyor ve ‘sahipsiz ve şüpheli araç’ ihbarında bulunuyor. Ardından araç hacizli olduğu için yediemin otoparkına alınıyor. Buradaki amaç, ihaleye kendileri girerken parça eksik olduğu için daha düşük fiyata alıyor ya da diğer katılımcıların teklif vermesini engelliyor. Gördüğümüz bu araçta ise bidon koltuk olarak kullanılmış. Demek ki sanayiden gelirken ya da sağa sola park ederken bu bidonu kullanmışlar.

Hacizli araçlarda ’şüpheli araç’ kurnazlığı: “Tüm koltukları söküp bidonu koltuk yapmışlar”

"Hurda olarak satılması ve trafiğe çıkışı yasaklanmalı"

Bu durumun önüne geçilmesinin oldukça basit olacağını belirten Topçu, "Bu şekilde gelip icradan satılığa çıkan araçları hurda olarak satılması ve tekrar trafiğe çıkmaması gerekir. Bu bir caydırıcı önlem olabilir. Ruhsat sahibi ile alakalı ciddi ceza ve soruşturma uygulanmalı. Neticede bu da bir milli servet. Nasıl Türk parasını yırtmak, yakmak suçsa bu da aynı şey" diye konuştu.

Suat Metin - Faik Güven Yılmaz

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul İBB soruşturmasının 2. dalga operasyonunda gözaltına alınan 18 kişi tutuklandı İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne (İBB) yönelik "yolsuzluk" ve "rüşvet" soruşturması çerçevesinde düzenlenen 2. dalga operasyonda gözaltına alınıp adliyeye sevk edilen ve tutuklanması talep edilen 30 şüpheliden 18’i tutuklandı. Tutuklananlar arasında Dilek İmamoğlu’nun ağabeyi Cevat Kaya, Bakırköy Belediyesi Başkan Yardımcısı Ali Rıza Akyüz ve Ekrem İmamoğlu’nun giriş yaptığı otelin güvenlik kamerasını kapatan güvenlik görevlisi Çağlar Türkmen yer aldı. İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne (İBB) yönelik "yolsuzluk" ve "rüşvet" soruşturması çerçevesinde düzenlenen 2. dalga operasyonda gözaltına alınıp adliyeye sevk edilen ve tutuklanması talep edilen 30 şüpheli hakkında Sulh Ceza Hakimliği karar açıkladı. 18 kişiye tutuklama kararı Tutuklama talebiyle nöbetçi hakimliğe sevk edilen İBB Eski Emlak Yönetimi Daire Başkanı Ali Ayçiçek, İSKİ Genel Müdür Yardımcısı Begüm Çelikdelen, CHP Zeytinburnu Belediye Başkan Adayı Onur Soytürk, CHP Eski Eyüpsultan İlçe Başkanı Sinan Akçiçek ve 4 diğer şüpheli hakkında yurt dışına çıkış yasağı ve imza verme, iş insanı Rasim Kaya, Murat Ongun’un eşi Zeynep Ayten Gözdem Ongun, İSKİ Genel Müdürü Şafak Başa, İSKİ Çevre Koruma Daire Başkanı Adem Şanlısoy hakkında ise ev hapsi şeklinde adli kontrol hükmü uygulandı. Dilek İmamoğlu’nun ağabeyi Cevat Kaya, iş insanı Mete Mağden, Kültür A.Ş. Genel Müdür Yardımcısı Onur Aldı ve Erdinç Çolak, Kültür A.Ş. Reklam Müdür Yardımcısı Hakan Karaköse, İBB Boğaziçi İmar Müdürü Elçin Karaoğlu, İBB Eski Bilgi İşlem Daire Başkanı Naim Erol Özgüner, İSTTELKOM A.Ş. Genel Müdürü Melih Geçek, Bakırköy Belediyesi Başkan Yardımcısı Ali Rıza Akyüz, güvenlik görevlisi Çağlar Türkmen, İBB Kamulaştırma Şube Müdürü Fatih Özçelik, İBB Harita Mühendisi Yakup Öner, Avrupa Yakası Zabıta Şube Müdürü Hakan Aplak, Anadolu Yakası Zabıta Şube Müdürü Nazan Başelli, İmar ve Şehircilik Daire Başkanı Ramazan Gülten, İBB Eski Zabıta Daire Başkanı Engin Ulusoy, Kültür A.Ş. Reklam Şefi Gökhan Köseoğlu ve Metin Bal tutuklandı.
İstanbul İBB Medya A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Murat Ongun’un eşine, emniyette verdiği çelişkili beyanları soruldu İBB’ye ve görevinden uzaklaştırılan tutuklu başkanı Ekrem İmamoğlu’na yönelik yürütülen yolsuzluk soruşturması kapsamında, İBB Medya A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Murat Ongun’un eşi Zeynep Ayten Gözdem Ongun’un savcılıkta verdiği ifade ortaya çıktı. Ongun’a savcılıktaki ifadesinde, emniyette verdiği çelişkili ifadeleri soruldu. İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne (İBB) ve görevinden uzaklaştırılan tutuklu başkanı Ekrem İmamoğlu’na yönelik yolsuzluk iddiasına ilişkin yürütülen soruşturma sürüyor. Soruşturma kapsamında gözaltına alınarak adliyeye sevk edilen ve savcılıktaki ifadesinin ardından tutuklanması talebiyle nöbetçi hakimliğe çıkarılan İBB Medya A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Murat Ongun’un eşi Zeynep Ayten Gözdem Ongun’un savcılıkta verdiği ifade ortaya çıktı. Çelişkili ifadeleri soruldu Şüpheli Ongun’a ifade sırasında Rize’den hesabına yatan 4 milyon 529 bin liraya ilişkin hesap hareketleri incelendiğinde hem kira ödemesinin hem depozitonun buradan karşılandığının anlaşıldığı, emniyetteki ifadesinde ise kira ödemesinin eşi Murat Ongun’dan elden alınarak ödendiği şeklinde söylediği belirtilerek söz konusu çelişki soruldu. Ongun cevap olarak, "Kayınvalidem Giresun’da yaşamaktadır. Ev sahibi bir sergi yapacağı için evin kira parasını ve depozitoyu bizden talep etti. Murat bu parayı Ekrem İmamoğlu’ndan alıp ev kirasını ödeyecekti ancak para gecikince ve Murat da parayı veremediği için çocuğun sünnet, kızımın doğumu ve düğünden gelen kayınvalidemde duran altınları alarak Rize’de bir kuyumcuya götürdüm. Götürdüğüm kuyumcunun adresini hatırlamıyorum. Burada vermiş olduğum altınların parası benim hesabıma havale edildi. Kuyumcu tarafından düzenlenen gider pusulasını benim imzalamam gerektiği bana söylenmedi. Bundan dolayı imzalamamış olabilirim. Hatırladığım kadarıyla bir ay içerisinde bu para geldi. Bu gelen paranın bir kısmı ile altın aldım, geri kalanı ile hayatımızı idame ettirdik." dedi. "Ben İBB’nin iştiraklerini ve bu iştiraklere iş yapan hiçbir firmayı tanımam, bilmem" 9 firmadan hesabına gönderilen paralara ilişkin ifade veren Ongun, "Ben bu şirketlere fatura kestim ve mal gönderdim. Mal göndermediğim beyanlarını kabul etmiyorum. Ben İBB’nin iştiraklerini ve bu iştiraklere iş yapan hiçbir firmayı tanımam, bilmem. Ben cebimden sermaye çıkartarak ham maddeleri satın aldım. El ürünü hazırladığım birçok ürünün satışını gerçekleştirdim. Dediğim gibi bu şirketlerin siparişleri üzerine bu satışlar gerçekleşmiştir. Bu yaptığım siparişleri ofisime gelen bir şahıs teslim aldı, bu örneklerden sadece bir tanesidir. Nereye götürdü hangi şirkete götürdü bilmiyorum. Başka bir husus varsa dahi hiçbir şekilde bilgim veya katkım yoktur." şeklinde konuştu. "Eşimden dolayı bazı suçlamalara maruz kalmak beni yaralamaktadır" Şüpheli Zeynep Ayten Gözdem Ongun ifadesinin devamında ise "Murat’ın maaşı ile benim maaşım ve birikimlerimiz bu hayatı sürmemizde sıkıntı yaşatmamıştır. Benim bu işlerle hiçbir ilgim yoktur. Ben kendi şirketini kurmuş, iyi bir eğitim almış, dört dil bilen, iki çocuklu bir anne ve iş kadınıyım. Bu şekilde anılmak, eşimden dolayı bazı suçlamalara maruz kalmak beni yaralamaktadır. Oğlumun yanından alınmak hak etmediğim bir uygulamadır. Üzerime atılı suçlamaların hiçbirisini kabul etmiyorum." ifadelerini kullandı.