ASAYİŞ - 15 Mart 2021 Pazartesi 23:04

Melek İpek’e tahliye çıkmadı

A
A
A
Melek İpek’e tahliye çıkmadı

Antalya’da kendisini kelepçeleyip darp ettiği ileri sürülen 12 yıllık eşini öldürmekten tutuklanan 2 çocuk annesi Melek İpek’in yargılanmasına başlandı.

Antalya’da kendisini kelepçeleyip darp ettiği ileri sürülen 12 yıllık eşini öldürmekten tutuklanan 2 çocuk annesi Melek İpek’in yargılanmasına başlandı. İlk duruşmada İpek’in tutukluluğunun devamına karar verildi.


Geçtiğimiz 7 Ocak tarihinde Döşemealtı ilçesi Ilıca Mahallesi’ndeki iki katlı müstakil evde meydana gelen olayda, servis şoförlüğü yapan Ramazan İpek (36) ile 12 yıllık eşi Melek İpek (31) arasında tartışma çıktı. Ramazan İpek, ellerine kelepçe taktığı eşi Melek İpek’i saatlerce darp etti. Gördüğü şiddetten dolayı gözlerinde şişlik ve morluk oluşan Melek İpek, eşinin kendisini ve çocuklarını öldüreceği tehditlerine maruz kaldı. Ramazan İpek, sabah servis dönüşü geldiği evinde elleri kelepçeli olan Melek İpek’in av tüfeği ile beklediğini gördü. Yaşanan arbedede Melek İpek’in elindeki tüfek ateş aldı. İpek’in durumu bildirmesiyle eve gelen sağlık ekipleri Ramazan İpek’in hayatını kaybettiğini belirledi. Elleri kelepçeli ve çıplak şekilde bulunan Melek İpek’e de sağlık ekipleri müdahale etti. Melek İpek, çıkarıldığı nöbetçi sulh ceza hakimliğince tutuklandı. Melek İpek hakkında hazırlanan iddianamede "haksız tahrik" indirimi uygulanarak, sanığın 18 yıldan 24 yıla kadar hapisle cezalandırılması istendi. Antalya E Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu’nda tutuklu bulunan Melek İpek, 66 gün sonra ilk kez hakim karşısına çıktı.


Antalya Adliyesi 3. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmaya SEGBİS bağlantısı ile katılan Melek İpek’in savunmasının ardından duruşmaya ara verildi.



“Taziyesini kabul etmiyorum”


Duruşmanın devamında Ramazan İpek’in annesi Esma İpek, Melek İpek’in savunmasını kabul etmediğini belirterek, “Ben olayı görmedim. Melek’in taziyesini kabul etmiyorum. Soy ismimi kullanmasını istemiyorum. Kendisini Allah’a havale ediyorum. Şikayetçiyim. Davaya katılmak istiyorum. Ona yaptığım iyilikler gözüne dizine dursun. 8 yıl önce bir oğlumu kaybetmiştim, şimdi de Ramazan’ın acısını yaşıyorum” dedi.


Oğlunun kendisine Melek İpek’in iç çamaşırlarını göstermediğini anlatan Esma İpek, “Bilmiyorum ben görmedim. Melek 6 Haziran 2017’de geldiğinde sırtındaki yaraları görmedim, krem de sürmedim” diye konuştu.



“Kızım demeyeyim”


İfade arasında Melek İpek’e ‘Kızım’ kelimesini kullanan Esma İpek, “Kızım demeyeyim. Öküz öldü, ortaklık bitti derler ya misal. Ramazan’a küs kaldığımız doğrudur. Melek’e eğlenceli nişan yaptık. Nişanlılarken Ramazan, Melek’e tokat vurmuş, kötü söz söylemiş. Ramazan’ın babası bunu duydu ve kızdı. Bu nedenle düğüne gitmedik. Düğünü de karşı taraf yapmış. Oğlum kredi kullanmış. Sonra barıştık ama biz evlerine çok sık gitmezdik” dedi.



“Ne yaptılarsa bizden gizli yaptılar”


Ramazan İpek’in babası Murat İpek ise, “Ben olayı görmedim. Şikayetçiyim. Karşılıklı olarak kavgalarını görmedim, duymadım. Bana şikayette bulunmazlardı. Hanımla görüşürlerdi. Karı koca bize pek ziyarete gelmezlerdi. Genelde ben giderdim. Ben gittiğimde anormal bir durum görmedim. Çocuklar anneciğim, babacığım diyerek sakin olurlardı. Bunlar ne yaptılarsa bizden gizli olarak yaptılar. Ben daha da fazla konuşmak istemiyorum. Suç işleyen cezasını çeksin. Bana gelip baba bizim halimiz şu deseydi onları çözerdim. Servise gidip, ekmeğinin peşinde giden eşe silah sıkılır mı hakim bey?” ifadelerini kullandı.


Müştekilerin ifadesi sonrasında duruşma tanıkların dinlenmesiyle devam etti. Tanık sıfatıyla ifade veren anne, baba, kardeşlerini gören Melek İpek gözyaşlarına boğuldu.



“Sizle tehdit ediyordu”


Babasının salona girmesiyle gözyaşlarına boğulan Melek İpek’in babası Menderes Çelik, “Lisedeyken tanışmışlar. Evlendirmek istemedik ama kızım istedi. Düğünü ben yaptım, evlerini tuttum. Çalıştıkları şantiyede kızımı dövmüş, kızım ilaçla intihar etmeye çalışmış. Ben çobanım, köydeyken haberim oldu. Damat kızımı hastaneye götüren taksiciyi bile dövmüş. Kızım korkuyordu, ben de korkuyordum. Sürekli büyük silah ve bıçak taşıyan biriydi. Sürekli tehdit, sürekli tehdit. Kızım için hep sustum. Kızım ’İki çocuğum var baba’ dedi. Kızımın yüzü gözü şiş geldiği oluyordu. Damadın babasını aradım, böyle olmaz dedim. Ama oralı olmadılar. Defalarca kızıma yalvardım, ayrıl bu şekilde olmaz diye uyardım. Ama kendisi ’Baba ben sakin sakin ayrılmayı düşünüyorum. İki çocuğum var, sizle tehdit ediyor’ diye söylüyordu” dedi.



“Çocukları da dövüyormuş”


Melek İpek’in annesi Hatice Çelik, “Bunlar lisedeyken tanıştılar anlaştılar. Melek’in dersleri çok iyiydi. Biz seviyoruz, evleneceğiz dediler. Biz vermek istemedik ama kızım ısrarcı oldu. Daha nişanda tartıştılar. Kızıma vazgeç dedim ama dinlemedi. Eşyalarını aldık, evini tuttuk, düğünlerini yaptık. Anlaşamamışlar, 2-3 ay sonra kızım ilaç içmiş, Ramazan bizi arayarak kızımın gebermek üzere olduğunu söyledi. Bizim oradan Karataş’a taşındılar. Orada kavga ediyorlarmış. Bana sürekli kavga ettiklerine dair şikayet geliyordu. Bir gün kızıma sordum ’Niye dövdü?’ diye, gece bakkala gitmediği için dövdüğünü söyledi. Kızımı yine gördüm gözü mordu. Sordum kızıma, kafasını çarptığını söyledi. İnanmadım, ’Kızım olmuyorsa boşanın’ dedim. Dünürler boşanmaya razı gelmedi. Ramazan bir şey demiyordu ama biz yokken kızımı tehdit ediyordu. Çocuklar bize geldiğinde eve gitmek istemiyordu. Çocukları da dövüyormuş” dedi.



“Ablamın yüzü ve gözünü mor gördüm”


Melek İpek’in kardeşi Göksel Çelik, "Bu olaydan 4-5 gün önce ailecek bize gelmişlerdi, yufka yapıyorlardı. Eniştemle konuşmuyordum. Başka bir şeyle ilgilenmek için evden çıktım. Dolandı geldi yanıma, yine üzerinde bıçak vardı. ’Sana bir şey soracağım, sen nişan attın, bu süreci psikolojik olarak nasıl atlattın’ dedi. ’Benim diğer avrat tartışıp benden ayrıldıktan sonra başka biriyle evlenmiş, ben üzerimden bunu atamıyorum, nasıl atacağım, psikolojik destek aldın mı’ diye bana sordu. Bende ’Bunu bana niye soruyorsun, git kime sorarsan sor’ dedim, sonra yanımdan ayrıldı. Bir kere ablamın yüzünü mor gördüm, kapıya çarptığını söyledi. Bir kez de kendisiyle mangal yakarken kavga ettik. Melek ablam Nimet’e mesaj atmış, ’Göksel’i vurmaya geliyor’ diye mesaj atmış. Bende bunun üzerine babamın arkadaşıyla oradan ayrıldım” diye konuştu.



“Melek kavga ettiklerini, dayak yediğini anlatırdı”


Melek İpek’in kardeşi Nimet Çelik, “2008 yılında Melek, Ramazan’la tanıştı. Ramazan’la tanıştıktan sonra dersleri kötüleşti. Israrla evlenmek istedi. Melek, evlenmeden önce Ramazan’ın kendisine tecavüz ettiğini söyledi. Ben kimseye söylemedim. Melek benim için kardeşten daha öteydi. Aynı oyunlar oynuyor, aynı yatakta yatıyorduk. Ben o tarihte liseye başlamıştım, ne yapacağımı bilmiyordum. Amcamlar, babamlar, köyü düşününce bu durumu yok saymaya karar verdim ve öyle devam ettim. Sonra isteme oldu, nişan yapıldı. Nişandan sonra Ramazan ailesi ile tartışarak bize geldi. 3-4 ay sonra ailem düğünlerini yaptı. Evde yatarken telefonlarım kayboldu. Kaybolduktan sonra ablam ’Nimet senin telefonlarını Ramazan aldı’ dedi. Sen erkeklerle konuşmayacakmışsın, bu nedenle aldığını söylemiş, ablam bunu bana söyledi. Ramazan’la fazla konuşmazdım. Üniversiteye gittikten sonra boşanması gerektiği konusunda telkinlerde bulunuyordum. Melek’te kavga ettiklerini ve dayak yediğini anlatıyordu. Ramazan, 2012 yılında beni görüntülü arayarak ablamı dövdüğünü gösterdi. Melek’in yüzü mor şekilde, ’Bak bunların hepsi senin yüzünden oldu. Sen boşan demeye devam edersen onu öldüreceğim’ dedi. Bundan sonra Ramazan’la görüşmedim ama ablamla görüşmeye devam ettim. Ablam bana yaşadıklarını anlatıyordu” ifadelerini kullandı.



“Yüzü gözü morluk içinde görmedim”


Ramazan İpek’in kız kardeşi Dudu İnce, “Olaydan bir gün önce ağabeyimle yazıştık. Ne Melek, ne ağabeyim bana sıkıntılarıyla ilgili hiçbir şey anlatmadı. Benim yanımda asla tartışmaları olmadı. Melek’i yüzü gözü morluk içinde görmedim. Melek, zaman zaman tartıştıklarını beyan ederdi. Ağabeyimin Melek’i aldattığını biliyordum, bunu en başından beri Melek’te kendisi biliyordu. Artık kabullendi mi yoksa aşık olduğu için görmezden mi geldi bilmiyorum" dedi.



“Gece silah sesi duydum”


Komşu Turgut Yaraşçı, Ramazan’la arkadaşlıklarının olduğunu belirterek, “Ailecek birbirimize gidip geliriz. Melek’in eve geldiğini duydum ama kendisini görmedim. Zil çaldı kapıya eşim baktı. Ramazan’ın silahı bizde mi değil mi diye onu sorduğunu söyledi. Bende ’Bizde silah ya da başka bir şey yok’ dedim. Sabah silah sesi duymadım. Akşam 22.00, 22.40 sıralarında silah sesi duydum. Ramazan’la ava gittiğimiz oldu. Ramazan’ın bizim eve silah bırakma gibi bir alışkanlığı yoktu. Köpekleri korkutmak için silah sıktığını söylemişti. Ara ara tartışmaları oluyordu. Eşim Melek’i yüzünü mor şekilde gördüğünü söylemişti. Eşim Melek’le görüştüğünde ne olduğunu sordum ve şaşırmış şekildeydi. Akşam kavga etmişler boşanacaklarmış, Ramazan’ın işe gittiğini söyledi. Melek’in silah istemesi bize de garip geldi, Ramazan evde değil deyince çokta üzerinde durmadık. Eşim de Melek’in üzerinde bir polar gibi bir şey örtülü olduğunu ve çıplak şekilde olduğundan bahsetti. Eşim yüzünde morluk olduğunu söylediğini söyledi” dedi.



“Daha önce bize karışma demişti”


Melek İpek’in komşusu Semra Yaraşcı, akşam sadece tüfek sesi duyduğunu anlatarak, “Nerden geldiğini bilmiyoruz. Saat 24.00 gibi ışıkları yanmıyordu. Biz evimize gittik yattık, komşu ziyaretinden geliyorduk. O gün akşam gürültü kavga duymadık. Sabah 07.15-07.30 gibi o aralarda Melek geldi. Ramazan’ın tüfeği sizde mi diye sordu. Bizde olmadığını söyledik. Bu konuşmayı pencereden yaptık. Daha sonra dayak yediğini görünce kapıyı açtım. Üzerinde polar battaniye vardı. Çocuklar da yanındaydı. Ne olduğunu sorduğumda kocasının boşanmak istediğini ve kendisinin de kabul ettiğini ve anlaşmalı şekilde boşanmalarını tavsiye ettim. Kaşı üzerinde kesik vardı. Ne yaptın bu kadar kavga edilir mi, bir şey olursa bize haber ver dedik. Kendisi ’Telefonumu kırdı’ dedi. Ben kesik zannetmiştim ama alnındaki çizgi kan lekesiymiş. Yine bir şey olursa çocuklardan birini gönder biz yine gelelim dedim. Kocasını sorduğumda servise gittiğini söyleyince o yüzden biz de müdahale etmedik. Sorduğum sorulara kısa cevaplar verdi. Kelepçeli şekilde ellerini görmedim. Battaniye aşağı kadar sarkıktı. Bir çıplaklığını görmedim, hava da alacakaranlıktı. Boynundan aşağısı fermuarla kapalı gibi düzgün şekilde duruyordu, o yüzden dikkatimi çekmedi. Ağlamaklı değildi. Eli yüzü kanlı şekilde görmesine rağmen polise ya da ambulansa haber verilmedi, bu yönde bir talepte bulunmadı. Daha önce bize ’Kavga edersem bize müdahale etme, bize karışma’ demişti. Bende bu yönde kendisine müdahil olmadım. Daha önce kavgalarına şahit olmadım. Melek’in gözünü mor şekilde bir kez gördüm. Daha önce o bölgeden silah sesleri geliyordu ama kimin attığını bilmiyorduk. Melek İpek’i bir kez elinde silahla tavukların yanında görmüştüm” dedi.


Mahkeme heyeti Melek İpek’in tutukluluk halinin devamına karar verdi. 2 Nisan tarihine ertelenen duruşmada Melek İpek’in çocukları ve diğer sanıklar dinlenecek.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Samsun Samsun Şehir Hastanesi Başhekimi Ulubay’dan MHRS randevuları için uyarı Samsun Şehir Hastanesi Başhekimi Doç. Dr. Mahmut Ulubay, MHRS üzerinden alınan randevularda yaşanan karışıklık nedeniyle vatandaşları dikkatli olmaları konusunda uyardı. Başhekim Doç. Dr. Mahmut Ulubay yaptığı açıklamada, Aralık ayı itibarıyla Eğitim ve Araştırma Hastanesi Ana Bina, Atakum Polikliniği, Kadın Doğum ve Çocuk Hastalıkları ile Onkoloji Ek Hizmet Binalarının MHRS randevularının Samsun Şehir Hastanesi bünyesi üzerinden verilmeye başlandığını belirtti. MHRS randevu ekranında randevu alınan kurumun "Samsun Şehir Hastanesi" olarak göründüğünü, muayene olunacak yer bölümünde ise ilgili ek hizmet binasının yer aldığını ifade etti. Ancak randevu ekranındaki harita bölümünde ek hizmet binalarında alınan randevular için de konum olarak ana hastane olan Samsun Şehir Hastanesinin gösterilmesi nedeniyle, bazı vatandaşların Atakum’daki ek hizmet binaları yerine Canik ilçesinde yeni hizmete giren ana binaya gittiği bilgisinin kendilerine ulaştığını aktaran Ulubay, bu durumun mağduriyete yol açabildiğini söyledi. Başhekim Ulubay, şu an itibarıyla Canik ilçesindeki Samsun Şehir Hastanesinde yalnızca Göğüs Hastalıkları Kliniğinin hizmet verdiğini, diğer ek hizmet binalarının ise taşınma süreci tamamlanana kadar kendi mevcut binalarında hizmet vermeye devam edeceğini kaydetti. Vatandaşların mağduriyet yaşamamaları için MHRS üzerinden randevu aldıktan sonra randevu ekranında muayene olacakları hizmet binasını mutlaka kontrol etmeleri ve muayene için belirtilen ek hizmet binasına gitmelerinin büyük önem taşıdığını vurgulayan Ulubay, süreçle ilgili yeni gelişmeler oldukça kamuoyunun bilgilendirileceğini de sözlerine ekledi.
Ankara Ankara’da tek kişilik yol çalışması Ankara’nın Keçiören ilçesindeki köprü çalışmasında tek bir işçinin çalışması, iş çıkış saatlerinde uzun araç kuyruklarına sebep oluyor. Keçiören ilçesinde bulunan Fatih Köprüsü’nde yol genişletme çalışmaları nedeniyle trafik yoğunluğu yaşanıyor. Ankara Büyükşehir Belediyesi (ABB) tarafından, Keçiören’in önemli geçiş noktalarından biri olan köprüde trafiği rahatlatmak amacıyla başlatılan çalışmalar sebebiyle 4 şeritli köprüde bazı şeritlerin kapatılması, özellikle iş çıkış saatlerinde uzun araç kuyruklarına sebep oluyor. Uzun süre trafikte beklemek zorunda kalan sürücüler ve bölge sakinleri, köprüde çalışmaların tek bir mini ekskavatör ile yürütülmesi nedeniyle sürecin uzadığını belirterek, çalışmanın bir an önce tamamlanması için yetkililere çağrıda bulundu. "Bu köprü gerçekten trafiğe darbe vuruyor" Fatih Köprüsü’nde yürütülen çalışmaların sabah ve akşam saatlerinde uzun araç kuyruklarına neden oluğunu belirten Cavit Eğitmenoğlu, "Bu köprü gerçekten trafiğe darbe vuruyor. Ufacık bir kepçeyle iki ay sürdürmeden, yol iki günlüğüne kapatılsa veya başka yan yollardan verilse, isteyen burayı iki günde çözer. Bu yapılan hizmet değil, oyalanma. Bana göre bu çalışma hizmet yapıyormuş görünme gibi geliyor. Daha çok iş makinesiyle bir gün veya iki gün trafiği kapat, en azından yarısını yaparsın, yarısını da diğer güne bırakırsın. İki aşamalı da yapabiliyorsun ama öyle yapmıyorsun. Bir aydır, iki aydır devamlı oyalanma, göstermelik başka bir şey değil. Yetkililerden göstermelik değil de gerçekten vatandaşı rahatlatacak çalışmaların yapılmasını isterim. Akşam ve sabah çok trafik oluyor, buradan şehir hastanesine gitmek istiyorum ama tıkanıyor. Onun için bir an önce bu köprünün yapılmasını isterim" dedi. ABB sosyal medya hesabından Fatih Köprüsü’ndeki çalışmanın tek bir mini ekskavatör ile yürütülmesine ilişkin yaptığı açıklamada şu ifadelere yer verdi: "Söz konusu bölgede yürütülen yol çalışmaları personel yetersizliğinden kaynaklanmamakta olup, mevcut köprü yapısına ve altyapıya herhangi bir hasar verilmemesi amacıyla kontrollü, aşamalı ve teknik zorunluluklar çerçevesinde sürdürülmektedir. Çalışma alanının aktif trafik akışı içinde bulunması ve hassas mühendislik yapıları içermesi nedeniyle sürecin yavaş ilerlemesi köprünün zarar görmesi ya da yıkım riski oluşmaması için can ve mal güvenliğini esas alan sorumlu bir kamu yönetimi anlayışının doğal sonucudur." Geçmiş dönemlerde, yapılan işler gece gündüz çalışılarak kısa sürede tamamlanıyordu.
İstanbul Pegasus Hava Yolları, Chelsea Futbol Kulübü’nün resmi havayolu partneri oldu Pegasus Hava Yolları, dünya futbolunun önde gelen kulüplerinden Chelsea ile gerçekleştirdiği global ortaklıkla uluslararası marka yolculuğunda yeni bir sayfa açtı. Pegasus Hava Yolları, global marka yolculuğunda önemli bir adım atarak, dünyanın en köklü ve en çok takip edilen spor kulüplerinden Chelsea Futbol Kulübü ile global bir iş birliği gerçekleştirdi. Anlaşma kapsamında Pegasus, Chelsea Futbol Kulübü’nün erkek ve kadın futbol takımlarının Resmi Havayolu Partneri oldu. Chelsea Futbol Kulübü’nün güçlü global erişimi ve dünya genelindeki geniş taraftar kitlesiyle desteklenen bu iş birliği kapsamında havayolu şirketi, öncelikli yurt dışı pazarlarda yenilikçi iletişim kampanyaları hayata geçirmeyi hedefliyor. Pegasus Hava Yolları Ticaret Genel Müdür Yardımcısı Onur Dedeköylü iş birliğine ilişkin şunları söyledi: "Bu iş birliğiyle yenilikçilik, küresel büyüme ve insanları birbirine bağlama vizyonunu paylaşan iki güçlü marka bir araya geliyor. Futbolun evrensel gücüyle, global marka yolculuğumuzu daha da ileri taşımayı hedefliyoruz. Chelsea’nin global taraftar kitlesi, bizim uluslararası erişimimizle güçlü bir şekilde örtüşüyor. Birleşik Krallık, beş farklı noktaya uçtuğumuz ve büyümeyi sürdürdüğümüz önemli pazarlarımızdan biri. Chelsea Futbol Kulübü iş birliğiyle taraftarlar ve misafirlerimiz için ilham veren deneyimler oluşturmayı sabırsızlıkla bekliyoruz." Chelsea Futbol Kulübü İş Ortaklıkları Satış Direktörü Oliver Boden; "Pegasus Hava Yolları’nın son yıllardaki büyüme performansı ve seyahati herkes için erişilebilir kılma vizyonu son derece etkileyici. Hava yolu sektörünü dönüştürme hedefleri ve filo yatırımları, ne kadar büyük düşündüklerini açıkça ortaya koyuyor. Şirket ile iş birliği yapmaktan gurur duyuyor; yolculuklarının bir sonraki aşamasında onları desteklemeyi ve birlikte benzersiz bir ortaklık inşa etmeyi hedefliyoruz" dedi.