SAĞLIK - 23 Kasım 2025 Pazar 10:55

TSRM: Türkiye’de doğurganlık oranı düşüyor, tüp bebek (IVF) tedavisi stratejik bir yatırım

A
A
A

Antalya’da düzenlenen 13. Üreme Sağlığı ve İnfertilite Kongresi’nde Türkiye’nin hızla düşen doğurganlık oranları, In Vitro Fertilizasyon (IVF) ‘nun toplumsal ve ekonomik etkileri ile yumurta dondurmada yaşa bağlı başarı oranları bilimsel verilerle ele alındı. Türk Üreme Sağlığı ve İnfertilite Derneği (TSRM) Başkanı Prof. Dr. Barış Ata, araştırmaların IVF’nin "ülkenin üretim gücünü ve vergi tabanını destekleyen stratejik bir yatırım" olduğunu ortaya koyduğunu belirtirken; TSRM Genel Sekreteri Prof. Dr. Yaprak Üstün, "42 yaşındaki bir hastada canlı doğum için en az 33 yumurta gerekir, 32 yaş civarında ise 15 yumurta yeterli olabiliyor" diyerek erken yaşta harekete geçmenin önemini vurguladı. Uzmanlar, çevresel kimyasallar ve endokrin bozucular nedeniyle erken menopoz riskinin arttığına, her 100 kız çocuğundan birinin genetik olarak 40 yaşından önce menopoza girme ihtimali taşıdığına da dikkat çekti.

Türk Üreme Sağlığı ve İnfertilite Derneği (TSRM)’nin düzenlediği 13. Üreme Sağlığı ve İnfertilite Kongresi, 20–23 Kasım tarihlerinde Antalya’da gerçekleştirildi. Türkiye’nin en kapsamlı üreme tıbbı organizasyonlarından biri olan kongreye 27 ülkeden 100’ün üzerinde yabancı katılımcıyla birlikte toplamda 800’ü aşkın uzman katıldı. Etkinlikte 185 yerli, 38 yabancı bilim insanı sunum yaptı; 14 Bilimsel Oturum, 68 Yuvarlak Masa Toplantısı, 4 Uydu Sempozyumu, 3 Hemşirelik Oturumu ve 4 Kurs düzenlendi. Kongrede 41 sözel, 6 poster bildiri de sunuldu.

TSRM: Türkiye’de doğurganlık oranı düşüyor, tüp bebek (IVF) tedavisi stratejik bir yatırım

"IVF ülkenin üretim gücünü ve vergi tabanını destekleyen stratejik bir yatırım"

TSRM Başkanı ve Kongre Başkanı Prof. Dr. Barış Ata, Türkiye’de doğurganlık hızının düşmesiyle birlikte IVF’nin toplumsal ve ekonomik etkilerinin daha da önem kazandığını belirtti. Ata, Hacettepe Üniversitesi ve Anatolia Tüp Bebek Merkezi tarafından yapılan çalışmanın sonuçlarını aktararak şöyle konuştu: "Prof. Dr. Hakan Yaralı önderliğinde Anatolia Tüp Bebek Merkezi ve Hacettepe Üniversitesi uzmanlarınca yürütülen araştırma, Türkiye’de tüp bebekle dünyaya gelen tekil bebeklerin yaşam boyu devlete sağladığı net vergisel katkıyı hesapladı. Devletin yüzde 80’ini karşıladığı IVF maliyetleri ve bireyin yaşamı boyunca aldığı eğitim, sağlık ve sosyal destek harcamaları hesaba katıldığında bile, IVF ile doğan bir birey 40 yaşından itibaren devlete net katkı sunmaya başlıyor. Araştırmaya göre tüm yaş grupları birlikte değerlendirildiğinde bir canlı doğuma ulaşmak için ortalama kamu maliyeti 3 bin 785 dolar. Buna karşılık IVF ile doğan bir vatandaşın devlet bütçesine indirilmiş değerle ortalama bin 651 dolar net vergi katkısı bulunuyor. Yani devletin yaptığı başlangıç yatırımı, bireyin çalışma yaşamına katılmasıyla birlikte geri dönüyor ve kamu maliyesi orta vadede kâra geçiyor. Bu bulgular, doğal yolla doğan bireylerdeki tabloyla da büyük ölçüde paralel."

TSRM: Türkiye’de doğurganlık oranı düşüyor, tüp bebek (IVF) tedavisi stratejik bir yatırım

Ata, IVF ile doğan bireylerin devlet tarafından karşılanan maliyetlere rağmen 40 yaşından itibaren devlete net vergi katkısı sağladığına vurgu yaparak, şöyle devam etti: "Doğal gebelikle dünyaya gelen bireylerde mali denge 38 yaşında sağlanırken, IVF ile doğanlarda bu yaş ortalama 40 civarında gerçekleşiyor. Çalışma aynı zamanda 38 yaşına kadar olan anne yaş gruplarında devletin IVF’ye yaptığı yatırımın her durumda pozitif net getiri sağladığını gösteriyor. Araştırmacılar, hızla yaşlanan Türkiye nüfusu ve azalan doğurganlık oranları düşünüldüğünde bu verinin kritik olduğunu vurguluyor. IVF’nin yalnızca bireysel ailelerin çocuk sahibi olmasına yardımcı olan bir tedavi olmadığı; aynı zamanda ülkenin gelecekteki üretim gücünü, vergi tabanını ve ekonomik sürdürülebilirliğini destekleyen stratejik bir yatırım olduğu belirtiliyor. Türkiye’nin doğurganlık hızındaki düşüş göz önüne alındığında, IVF erişiminin genişletilmesinin hem demografik açıdan hem ekonomik olarak ülkeye uzun vadeli kazanç sağlayacağı açıkça görülüyor. Çalışmanın sonuçları, karar vericilere IVF’nin sağladığı vergisel getirileri dikkate alan daha güçlü bir kamu destek mekanizmasının ekonomik olarak da haklı olduğunu gösteriyor."

TSRM: Türkiye’de doğurganlık oranı düşüyor, tüp bebek (IVF) tedavisi stratejik bir yatırım

Prof. Dr. Ata ayrıca, Sağlık Bakanlığı’nın IVF desteğinde yaş sınırı ve deneme sayısına yönelik kapsam genişletme hazırlığında olduğunu hatırlattı.

Üreme tıbbı eğitiminde yan dal eksikliği vurgusu

Prof. Dr. Ata, ayrıca Türkiye’de üreme endokrinolojisi ve infertilitenin hâlâ bağımsız bir yan dal olarak tanımlanmamasının önemli bir eksiklik olduğunu ifade etti. ABD, Kanada ve İngiltere’de 2–3 yıllık yapılandırılmış yan dal programları bulunduğunu hatırlatarak, 6 aylık sertifika programlarının üreme tıbbının çok disiplinli yapısını karşılamadığını söyledi. Ata, ESHRE’nin bu yıl Avrupa genelinde kabul edilen müfredatına Türkiye’nin uyum sağlamasının eğitim standardını ve klinik başarıyı artıracağını vurguladı.

"42 yaşında en az 33 yumurta gerekir; genç yaşlarda sayı belirgin şekilde azalır"

TSRM Genel Sekreteri Prof. Dr. Yaprak Üstün, dondurulan yumurta sayısı ile canlı doğum şansı arasındaki ilişkinin yaşa göre büyük farklılıklar gösterdiğine dikkat çekerek, şunları söyledi: "42 yaşındaki bir hastanın eve sağlıklı, canlı bir bebek götürebilmesi için en az 33 yumurta dondurulması gerekiyor. Çünkü yaş ilerledikçe oosit kalitesi düşüyor ve bu durum canlı doğuma giden sürecin her aşamasını etkiliyor. Nomogramlara dayanan bu değerlendirmede; toplanan yumurtaların içinden kaliteli olanların seçilmesi, seçilen oositlerin döllenmesi, oluşan embriyoların tutunması ve gebeliğin canlı doğuma ilerlemesi gerekiyor. Bu nedenle 42 yaşındaki bir hastada başarı için çok sayıda yumurta dondurmak şart. Yaş gençleştikçe gerekli yumurta sayısı belirgin şekilde azalıyor; örneğin yaklaşık 32 yaşında 15 oositin toplanması canlı doğum için yeterli olabiliyor. Bu hesaplamalar tamamen nomogramlara dayanıyor ve biz de klinik danışmanlıkta bu bilimsel verileri kullanıyoruz."

TSRM: Türkiye’de doğurganlık oranı düşüyor, tüp bebek (IVF) tedavisi stratejik bir yatırım

Erken bilgilendirme ve adolesan muayenesi önerisi

Üstün, genç kızların 15 yaşından itibaren kadın doğum hekimleriyle buluşturulması gerektiğini söyleyerek erken bilgilendirme ve danışmanlığın önemine vurgu yaptı. TSRM’nin lise ve ortaokullarda yürüttüğü üreme sağlığı eğitim projelerinin yaygınlaştırılmasının gençlerin doğru yönlendirilmesine katkı sağladığını ifade etti. Prof. Dr. Yaprak Üstün, infertilitenin ise dünya genelinde her 100 kadından 10–12’sini etkileyen önemli bir sağlık sorunu olduğunu, çevresel faktörlerdeki değişimin bu tabloyu daha da ağırlaştırdığını söyledi. Son yıllarda özellikle plastiklerden hava ve toprak kirliliğine kadar birçok endokrin bozucunun üreme sağlığı üzerinde belirgin olumsuz etkiler oluşturduğunu vurgulayan Üstün, ‘Ülkemizde net istatistik vermek kolay değil ancak dünya verilerine baktığımızda her 100 kadından 10–12’si, her 100 çiftten 10–12’si yaşamlarının bir döneminde infertilite problemiyle karşılaşıyor. Bu oran hiç azımsanacak bir oran değil. Son yıllarda plastikler, toprak kirliliği, hava kirliliği gibi çevresel etkenlerin de infertiliteyi olumsuz etkilediğini görüyoruz. Hekimliğe başladığım dönemle bugün arasında erken yaşta menopoza giren kadınların sayısında çok ciddi bir artış var. Bu nedenle endokrin bozucularla ilgili önlem almamız, plastiklerden uzak durmamız, cam şişelerde su içilmesi, arındırılmış suların tercih edilmesi, makyaj ve kişisel bakım ürünlerinin kaliteli olması, çocukların oynadığı oyuncakların güvenli içeriklere sahip olması büyük önem taşıyor. Erken menopoz vakalarındaki artış artık çok net şekilde gözleniyor" dedi.

TSRM: Türkiye’de doğurganlık oranı düşüyor, tüp bebek (IVF) tedavisi stratejik bir yatırım

"Yumurta dondurma kriterleri rezerv düşmeden düzenlenmeli"

TSRM Yönetim Kurulu Üyesi ve Kongre Sekreteri Prof. Dr. Işıl Kasapoğlu ise, mevcut yönetmelikteki yumurta dondurma kriterlerinin erken dönemi kapsayacak şekilde yeniden düzenlenmesi gerektiğini belirterek, "Rezerv azalmadan, sayı ve kalite bozulmadan dondurma yapılması çok daha etkili olur. Yumurta dondurma şu anda SGK tarafından karşılanmıyor. Endikasyonu olsa bile devlet katkısı bulunmuyor. Bu konular mutlaka ele alınmalı." diye konuştu.

TSRM: Türkiye’de doğurganlık oranı düşüyor, tüp bebek (IVF) tedavisi stratejik bir yatırım

Evlilik yaşının gecikmesi infertiliteyi artırıyor

TSRM Yönetim Kurulu Üyesi Doç. Dr. Ali Sami Gürbüz ise evlilik yaşının kariyer nedeniyle giderek ertelenmesinin infertiliteyi artırdığını belirtti. Gürbüz, yumurta dondurma uygulamasının serbestleştirilmesinin çiftlerin çocuk sahibi olma şansını artıracağını söyledi.

TSRM: Türkiye’de doğurganlık oranı düşüyor, tüp bebek (IVF) tedavisi stratejik bir yatırım

Erken menopoz için genetik tarama önerisi

Prof. Dr. Barış Ata, ayrıca menopoz sıklığının yüzde 1 olduğunu, bunun sanılandan çok daha yüksek bir oran olduğunu belirtti. Ata, genetik tarama panellerinin erken menopoz riskinin erken yaşlarda tespit edilmesine katkı sağlayabileceğini ifade ederek, konuşmasını şu şekilde tamamladı: "Erken menopozun en önemli nedenlerinden biri, aileden kalıtsal geçişten ziyade kişiye özgü genetik mutasyonlardır. Nasıl SMA gibi hastalıklar için tarama yapılıyorsa, erken menopoz açısından da genetik paneller giderek gelişiyor. Erken menopozun görülme sıklığı yüzde 1’dir; yani her 100 kız çocuğundan biri doğduğu anda 40 yaşından önce menopoza girecek bir yapıya sahiptir. Bu durum düşündüğümüz kadar nadir değildir ve çoğu vakada altta genetik nedenler bulunur. Çevresel etkenler ise bu süreci hızlandırabilir. Yeni doğanlarda bugün yirmiden fazla hastalık için tarama yapıyoruz; benzer şekilde, erken menopoz riskini gösteren genetik panellerle kız çocuklarının bu riski doğumda bile tespit edilebilir. Bilinen ilişkili gen sayısı giderek arttığı için, önümüzdeki yıllarda bu tür taramaların uygulanabilir hale gelmesi mümkündür. Böyle bir risk olduğunda da kişi 25 yaşına geldiğinde düzenli izlem yapılarak uygun zamanda yumurta dondurma gibi koruyucu adımlar atılabilir."

TSRM: Türkiye’de doğurganlık oranı düşüyor, tüp bebek (IVF) tedavisi stratejik bir yatırım

Begüm Aksoy - İbrahim Sönmez

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Kütahya Kütahya İl Milli Eğitim Müdürlüğünden "Veli Buluşmaları" programı Kütahya İl Milli Eğitim Müdürlüğü koordinesinde yürütülen "Veli Buluşmaları" programının dördüncüsü gerçekleştirildi. Kütahya Ticaret ve Sanayi Odası Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi ile TOBB Kütahya OSB Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi velilerinin katılımıyla Beylerbeyi Konferans Salonundaki programa İl milli eğitim müdür yardımcıları, şube müdürleri, okul idarecileri, öğretmenler ve veliler katıldı. Toplantının açılış bölümünde, öğrencilerin akademik, sosyal ve kültürel gelişiminde ailelerin aktif rolünün önemi vurgulandı. İl Milli Eğitim Müdürlüğü tarafından yürütülen çalışmalarda, velilerin görüş ve önerilerinin eğitim süreçlerine değerli katkılar sunduğu ifade edildi. Programda velilere hitap eden İl Milli Eğitim Müdürü Mustafa Yılmaz, dijital dünyanın oluşturduğu risklere, aile ortamının çocukların karakter gelişimindeki belirleyici rolüne ve değer temelli eğitimin önemine dikkat çekti. Konuşmasında toplumun geleceğini şekillendirecek nesillerin yetişmesinde ebeveynlere büyük sorumluluk düştüğünü belirten İl Millî Eğitim Müdürü Mustafa Yılmaz," Çocuklarımızı ekranlardaki sahte kahramanlardan, günübirlik artistlerden ve ahlaki çöküşün simgesi haline gelmiş sözde fenomenlerden uzaklaştırarak onları huzurlu aile ocaklarına, güven veren okullara ve değerlerimizi yaşayabilecekleri şehirlere hep birlikte kavuşturalım. Çocuklarımızı Anavatanına, yani anne yüreğine ve baba vakarına geri döndüreceğiz" dedi. "Gönül terbiyesi önemli" Programda yaptığı konuşmada gönül terbiyesinin önemini vurgu yapan Müdür Mustafa Yılmaz, "Gönül terbiyesi olmazsa akıl savrulur, nizam bozulur, birlik dağılır. Zamanı, aklı ve gönlü boş bırakamayız. Her bir çocuğumuzun yürüdüğü yolun doğruluğunu, kıblesinin belirginliğini ve hedefinin sağlamlığını ailelerimizle birlikte takip etmek zorundayız" ifadelerine yer verdi. Çocukların sadece bilgiyle değil, ahlak, edep, sorumluluk ve aidiyet şuuru ile yetiştirilmesi gerektiğine dikkat çeken Müdür Yılmaz, ailelerin çocuklarıyla istişare içinde olmalarının onların araştıran, düşünen, kendisini değerli hisseden bireyler olarak yetişmelerinde kritik bir etkisi olduğunu ifade etti. "Ahlaklı ve donanımlı bir nesil yetiştirmek en temel gayemizdir" Konuşmasında toplumsal değerlerin gelecek kuşaklara aktarılması konusundaki kararlılığını dile getiren Yılmaz, hedeflenen gençlik profilini şu sözlerle tanımladı," Amacımız, ilimde, fende, teknolojide yetişmiş, alnı secdede, milletine saygılı, vatanına aşkla bağlı; nereden geldiğini ve nereye gideceğini bilen, fedakar, cefakar, eğitimli, donanımlı, dürüst ve ahlaklı gençler yetiştirmektir. Bu hedefe ailelerimizle omuz omuza çalışarak ulaşacağız" dedi. Programın sonunda, velilerin eğitim süreçlerine ilişkin görüş ve değerlendirmeleri alınarak karşılıklı istişare gerçekleştirildi. Veliler, bu buluşmaların aile-okul iletişimini güçlendirdiğini, çocukların gelişimi adına önemli bir rehberlik sunduğunu ifade ettiler. Veli buluşması programı, eğitimde birlik, iş birliği ve ortak sorumluluk anlayışını pekiştiren verimli bir atmosferde tamamlandı.
Hatay ‘Ölüyorum’ diye bağıran müşteriyi, garsonun heimclich manevrası hayata tutundurdu Hatay’da yemek yediği esnada boğazına kaçan lokmayla nefes almakta güçlük çeken müşteriyi heimclich manevrasıyla hayata tutunduran garsonun hayat kurtaran müdahalesi kameraya yansıdı. ‘Ölüyorum’ diye bağıran müşteri Sabahattin Özalan, Hatay Büyükşehir Belediyesi personeli Burhan Temir’in heimclich manevrasıyla hayata tutundu. Antakya ilçesi Kardeşler Mahallesi’nde bulunan Hatay Büyükşehir Belediyesi Sosyal Dinleme Tesisinde kuşbaşı yemek yiyen müşteri Sabahattin Özalan, nefes almakta güçlük çekince hareketleriyle kendini belli etmeye başladı. Müşterisinin tam tıkanıklık nedeniyle nefes almakta güçlük çektiğini fark eden tesiste görevli garson Burhan Temir, Özalan’a heimclich manevrası yaparak nefes almasını sağladı. An be an kameraya yansıyan yaşam mücadelesindeki müdahalesiyle takdir toplayan Temir, Hatay Büyükşehir Belediyesi’nin verdiği ilk yardım kursunda öğrendiği bilgilerle müşterisini hayata tutundurdu. Heimclich manevrası yaparak müşterisinin hayatını kurtaran garson Temir, "Misafire heimclich manevrasını uygulayarak kurtardım, bu heimclich manevrasını kullanacağım aklıma gelmezdi" dedi. "Misafire heimclich manevrasını uygulayarak kurtardım, bu heimclich manevrasını kullanacağım aklıma gelmezdi" Müşterinin nefes alamadığını fark edip heimclich manevrası yaparak hayatını kurtaran garson Burhan Temir, "Hatay Büyükşehir Belediyesi Sosyal Dinlenme Tesislerindeyiz. Bir misafirimiz yemek yediği esnada boğazına yemek kaçtı ve tam tıklanma yaşadı. Misafirin tam tıkanma yaşadığını görünce acil müdahale yapmak zorunda kaldım. Hatay Büyükşehir Belediyesinin verdiği ilkyardım eğitiminden kaynaklı heimclich manevrasını biliyordum. Misafire heimclich manevrasını uygulayarak kurtardım. Bu heimclich manevrasını kullanacağım aklıma gelmezdi. Eğitimdeki bilgiler aklıma geldi ve hemen tam tıkanma yaşayan misafiri kurtardım. Heimclich manevrasını çok önemli ve herkesin bu eğitimi alması gerekiyor. Bu eğitimden dolayı Hatay Büyükşehir Belediyesi’ne teşekkür ederim. Misafirin kurtulmasına sevindim" dedi. "Çalışan arkadaşlara ‘ölüyorum’ diye bağırdığım esnada garson arkadaş arkama geçip heimclich manevrasını uyguladı ve nefes almaya başladım" Heimclich manevrasıyla hayata tutunan müşteri Sabahattin Özalan, "Kuşbaşı yemeği yaptırmıştım. Yemek yediğim sırada garsondan ayran isterken konuştuğum esnada ağzımdaki yemek boğazıma kaçtı. Masada su yoktu ve su içmek için lavaboya koştum. Su içince daha kötü oldum ve tam nefes alamaz oldum. Çalışan arkadaşlara ‘ölüyorum’ diye bağırdığım esnada garson arkadaş arkama geçip heimclich manevrasını uyguladı ve nefes almaya başladım. Heimclich manevrasını yaşamaya tutundum. O anda ölümü gördüm sanki denizde boğulduğumu hissettim. Garson arkadaşa çok teşekkür ederim. Hızır gibi yetişerek kurtardı. Heimclich manevrası çok önemli ve kimse bilmeseydi ben ölürdüm. Her ailenin bir ferdi heimclich manevrasını bilmelidir" ifadelerini kullandı.
Samsun Yüksel Yıldırım: "Samsunspor asla kimseye diz çökmez ve çökmeyecek" Samsunspor Başkanı Yüksel Yıldırım, uzatma dakikalarında yedikleri golle kaybettikleri Galatasaray maçının ardından takımının kimseye diz çökemeyeceğini söyledi. Trendyol Süper Lig ekiplerinden Samsunspor, 14 maçlık namağlup serisinin ardından Galatasaray deplasmanında uzatma dakikalarında yediği golle sahadan 3-2 mağlup ayrıldı. Maçın son anlarında Samsunspor lehine verilmeyen penaltı pozisyonundan sonra geç saatlerde sosyal medya hesabından paylaşımda bulunan Başkan Yıldırım, duruma tepki gösterdi. "Türk futbolunun kara günü" Hakem kararları ile maçın skoruna etki edildiğini vurgulayan Yıldırım, "Tüm Türkiye’nin gözleri önünde, skoru ve emeği direkt etkileyecek olan son dakika penaltısını vermeyenler ve o pozisyonu VAR odasında görmek istemeyenler, sadece Samsunspor’umuzun hakkını değil, Türk futbolunun adaletini de gasp etmiştir. Bu 5 Aralık Cuma günü Türk futbolunun kara bir günü olarak tarihe geçmiştir. Biz Samsunspor olarak bu açık haksızlık karşısında susmayacağız! Bu kararın arkasındaki tüm sorumluların hesap vermesi için elimizden gelen en sert tepkiyi vereceğiz. Büyük Samsunspor taraftarı merak etmeyin, bu kirli oyuna en güzel cevabı, birlikte daha sıkı kenetlenerek ve gelecek maçlarda zaferler kazanarak vereceğiz. Birlikte başaracağız ve birlikte yükseleceğiz! Unutmayın, Samsunspor asla kimseye diz çökmez ve çökmeyecektir" dedi.
Kütahya Vali Musa Işın: "AFAD, insan hayatının en kritik anlarında milletin yanında yer alan bir kurum" Vali Musa Işın, "Kütahya’mız deprem bölgesinde yer alan bir il. Bu nedenle daha dikkatli ve tedbirli olmamız gerekiyor" dedi. Kütahya İl Afet ve Acil Durum Müdürü İsmail Özkan, Destek AFAD gönüllüleri ve AFAD personeliyle birlikte Kütahya Valisi Musa Işın’ı makamında ziyaret etti. Ziyarette, İl Müdürü İsmail Özkan, AFAD Başkanlığı koordinasyonunda yürütülen gönüllü çalışmalar hakkında bilgi verdi. Eğitim, faaliyet ve görev süreçlerinde gönüllülerin kapasitelerini artırmak için yoğun çaba sarf ettiklerini belirten Özkan, fedakârlıkları ve özverileri nedeniyle tüm gönüllülere teşekkür etti. Vali Musa Işın, gönüllülerin toplum adına üstlendikleri sorumluluğun büyük bir anlam taşıdığını ifade ederek AFAD ailesine teşekkür etti. AFAD’ın insan hayatının en kritik anlarında milletin yanında yer alan bir kurum olduğunu vurgulayan Vali Işın, gönül esasıyla yapılan bu hizmetin önemine dikkat çekti. Kütahya’da 12 bini aşkın AFAD gönüllüsü bulunduğunu belirten Vali Işın, ilin deprem bölgesinde yer almasına değinerek hazırlık çalışmalarının kritik önem taşıdığını söyledi. Vali Işın, "Kütahya’mız deprem bölgesinde yer alan bir il. Bu nedenle daha dikkatli ve tedbirli olmamız gerekiyor. İl Müdürlüğümüz ve ekiplerimiz, sizlerin desteğiyle hızlı, etkin ve teknik açıdan güçlü çalışmalar yürütmektedir. İnşallah gönüllülerimizin katkısıyla daha da güçleneceğiz" dedi. Devlet-millet dayanışmasının afetlerle mücadelede belirleyici olduğunu vurgulayan Vali Işın, "Milletimize, komşumuza, zorda olana sahip çıkacağız. Bugün biz yardım ederiz, yarın belki bizim yardımımıza koşanlar olacaktır. Allah hepimizi afetlerden korusun. Hepinize şükranlarımı sunuyorum. İyi ki varsınız" diye konuştu.
Konya Başkan Karabacak: "Esnaf ve sanatkarımız, hoşgörü şehrine yakışır şekilde hazır" Konya’da 7-17 Aralık tarihleri arasında gerçekleştirilecek olan Hazreti Mevlana’nın 752. Vuslat Yıl Dönümü Uluslararası Anma Törenleri’nin şehir için önemine dikkat çeken Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birliği Başkanı Muharrem Karabacak, esnaf ve sanatkarların hazırlıklarını tamamladığını belirtti. Konya Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birliği (KONESOB) Başkanı Muharrem Karabacak, Hazreti Mevlana’nın 752. Vuslat Yıl Dönümü Uluslararası Anma Törenleri öncesinde değerlendirmelerde bulunarak esnaf teşkilatının tüm hazırlıklarını tamamladığını ifade etti. Başkan Karabacak açıklamasında şunları söyledi: "7-17 Aralık tarihlerinde düzenlenecek olan Hazreti Mevlana’nın 752. Vuslat Yıl Dönümü Anma Törenleri, Konya’mız adına büyük bir değer taşımaktadır. Şehrimize gelecek yerli ve yabancı misafirlerimizi en iyi şekilde karşılamak için tüm esnaf ve sanatkarlarımız gerekli hazırlıkları özenle tamamladı. Hazreti Mevlana’nın ‘Gel, ne olursan ol yine gel’ çağrısının taşıdığı hoşgörüyü, bu yıl da aynı samimiyetle yaşatacağız. Misafirlerimize güler yüzle hizmet etmek, Konya esnafının en köklü geleneğidir. Şehrimizin tanıtımına katkı sunmak, kültürel mirasını yaşatmak ve Konya ekonomisine değer katmak bizim için büyük bir sorumluluk ve gurur kaynağıdır. Esnaf ve sanatkarlarımız, geçmiş tüm organizasyonlarda olduğu gibi bu törenlerde de üzerine düşen görevi titizlikle yerine getirerek Mevlana’nın diyarı, Ahi Evran’ın mirası ve hoşgörünün başkenti Konya’mızı en iyi şekilde temsil edecektir."
Şırnak Suudi Arabistan’dan Şırnak’a ilk uçak seferi gerçekleşti Şırnak Şerafettin Elçi Havalimanı’ndan Suudi Arabistan’a ilk defa yapılan uçak seferi ile Umre ziyaretine giden 220 yolcu, Medine’den Şırnak’a yapılan dönüş seferi ile memleketlerine gelmenin sevincini yaşadı. Şırnak’tan Suudi Arabistan’a yapılan ilk uçak seferi ile Medine’ye giden 220 yolcu, Umre ziyaretinden sonra Southwind Airlines Havayollarına ait A321 uçakla Türkiye’ye döndü. Ülkeye dönen vatandaşlar için Şırnak Şerafettin Elçi Hava Limanında karşılama töreni düzenlendi. 18 Kasım’da Şırnak Şerafettin Elçi Havalimanı’ndan Suudi Arabistan’a ilk defa yapılan uçak seferi ile Umre ziyareti için Suudi Arabistan’a giden Şırnaklı vatandaşlar gece geç saatlerde Şırnak’a döndü. Şırnak’tan direk uçak seferiyle gitmenin ve yine doğrudan memlekete dönmenin çok güzel bir duygu olduğunu belirten Veysi Duruk, "Bu seferlerin sürekli olmasını istiyoruz. Şırnak halkı için büyük bir mutluluk kaynağı olacak. Bu anlamda seferlerin gerçekleştirilmesinde emeği geçen Şırnak Valiliği, Cizre Kaymakamlığı, Silopi Kaymakamlığı ve Havalimanı Müdürlüğü’ne teşekkür ediyorum" dedi. Gidişi ve dönüşü kelimelerle anlatmanın zor olduğunu ifade eden Üzeyir Budak ise "Buradan gittiğimiz şekilde karşılanmak inanılmaz bir şey. Allah herkese nasip etsin" diye konuştu. "Şırnak için tarihi bir gün" Bu günü Şırnak için çok önemli bir an olarak nitelendiren Şırnak Şerafettin Elçi Havalimanı Müdürü Şükrü Benek, "Bugün Medine’ye uğurladığımız 220 yolcu, Southwind Airlines Havayollarına ait A321 uçakla Şırnak’a geri döndü. Bu, bizim için çok anlamlı bir an. Daha önce Mardin, Diyarbakır ve Batman’dan seferler yapılırken, şimdi Şırnak’tan direkt uçuşla gidip yine Şırnak’a dönmek çok büyük bir adım. Kendi vatandaşımıza hizmet etmek bizi çok mutlu ediyor. Bu Şırnak için tarihi bir gün" şeklinde konuştu. Benek, Şırnak’ın ulaşım noktasında önemli bir mesafe kat ettiğini de belirterek, 2025 yılı ilk 11 ayında 400 bin yolcuya hizmet verdiklerini belirterek, "Bu bizi oldukça sevindiriyor. Uçak seferlerine yönelik talep geldikçe değerlendirmeye alıyoruz. Hiçbir sıkıntımız yok, yeter ki talep gelsin. Yakın zamanda Hac ziyaretlerini de buradan yapmayı planlıyoruz ve bu yöndeki tüm hazırlıklarımız tamamlandı" ifadelerini kullandı. Karşılamanın ardından pasaport ve kimlik kontrolleri tamamlanan Umre yolcuları, ailelerine kavuşmanın sevincini yaşadı.