GENEL - 22 Haziran 2019 Cumartesi 09:12

Ardahan’ın turizm potansiyeli, düzenlenen çalıştayla masaya yatırıldı

A
A
A
Ardahan’ın turizm potansiyeli, düzenlenen çalıştayla masaya yatırıldı

Ardahan’ın turizm potansiyelinin ortaya çıkarılması, önemli tarihi ve kültürel değerlerin turizmle birlikte daha aktif kullanılması ve tanıtılması amacıyla Turizm Çalıştayı düzenlendi.

Ardahan’ın turizm potansiyelinin ortaya çıkarılması, önemli tarihi ve kültürel değerlerin turizmle birlikte daha aktif kullanılması ve tanıtılması amacıyla Turizm Çalıştayı düzenlendi.


Ticaret ve Sanayi Odası (TSO) ile Serhat Kalkınma Ajansı (SERKA) tarafından düzenlenen çalıştaya Ardahan Valisi Mustafa Masatlı, TSO Başkanı Çetin Demirci, Kültür ve Turizm Bakanlığı yetkilileri, sektör temsilcileri, Gürcistan ve Acara Özerk Cumhuriyetinden gelen misafirler katıldı.


Ardahan’ın turizm potansiyeli, turizme yönelik değerlerinin geniş bir biçimde işlendiği çalıştayda konuşan Vali Mustafa Masatlı, günümüz dünyasında turizmin artık sanayi ve tarım gibi sektörler kadar önemli hale geldiğine vurgu yaparak şunları söyledi:


“Ardahan, 5 bin 661 kilometrekare alana sahip olarak, Türkiye’nin kuzeydoğusunda Gürcistan sınırında kurulmuş bir ildir. Batısında Artvin, güneybatısında Erzurum, güneyinde Kars illeri ve doğuda Gürcistan ve Ermenistan ile sınır teşkil eden ilimiz, stratejik konumuyla aynı zamanda Türkiye’nin Kafkaslar’a açılan kapısıdır. Ardahan, 1069’da Alparslan’ın fethi ile Türk yurdu olmuş, işleyen tarihi süreçlerde çeşitli medeniyetlere ev sahipliği yapmıştır. Her medeniyetten izler taşıyan Ardahan, bu izleri günümüze kadar korumuş, her biri tarihin ve kültürün temsilcisi olan bu izler, günümüze geldiğimizde artık turizmle kucaklaşmış, yurt içinden ve yurtdışından gelen turistlerin bölgeyi ziyaret etmesine vesile olmuştur.


Sizlerde çok iyi biliyorsunuz ki, günümüz dünyasında Turizm artık sanayi gibi, tarım gibi ekonomik sektörler kadar önemli bir sektör haline gelmiştir. Türkiye’de turizm dediğimiz zaman öncelikle Rahmetli Cumhurbaşkanımız Turgut Özal’ı anmadan geçemeyeceğim. Çünkü Türkiye turizm sektöründe 1980’lerden sonra yer etmeye başladı. Türkiye’ye o yıllarda 5 milyon turist geliyordu. Bugüne geldiğimizde ise Türkiye’ye yılda ortalama 40 milyon turist geliyor ve yaklaşık 35 milyar dolar da turizm geliri elde ediyoruz. Bu hiçbir zaman küçümsenecek bir rakam değildir.


Cumhurbaşkanımızın başkanlığında ki Hükümetimizin 2023 hedeflerinde ise 50 milyon turist, 50 milyar dolar turizm geliri hedeflenmektedir. Türkiyemizin bunu başaracak gücü ve kudreti her zaman vardır. Şuan ki göstergelerde o yöndedir. Dolayısıyla biz de Ardahan olarak bu paydan kendimize düşeni almak istiyoruz. Turizmde en önemli unsur, kaliteli tesis, kaliteli hizmettir. Bu anlamda Ardahan’da yeni tesisler yapıyoruz. Hizmet sektörü turizme alışma sürecinden geçiyor. Sonuç olarak tüm paydaşlarımızla birlikte Ardahan’da turizmi başaracağımıza inanıyoruz.


İlimiz Ardahan’da Yalnızçam Kayak Merkezimizde 3 kilometrelik modern telesiyej hattı, 2 teleski hattı ve pistlerle birlikte konaklama otelimiz ve kafeteryalar hizmet veriyor. Kış turizminde bizim için çok önemli olan Yalnızçam Kayak Merkezi’nin gelecek vaad ettiğini buradan belirtmek istiyorum. Kültür ve Turizm Bakanlığımız burada ki parselleri turizme yönelik tesisler için ilana çıkardı. Burası artık yatırımcılara hazır bir konumdadır. Sadece kış turizmi değil, yayla turizmi de ilimiz için çok önemli bir potansiyele sahiptir. Her yıl binlerce insan yaylalarda düzenlenen festivallere katılıyor, güzel vakit geçiriyor. Muhteşem bir doğamız var. Biz bu değerlerimize sahip çıkacağız, koruyacağız ve bunlarla birlikte tesisleşeceğiz. İlimiz için bir diğer önemli turizm değeri ise Çıldır Gölüdür. Yazın doğa harikası olan Çıldır Gölü, kışın yüzeyi buzla kaplandığında ciddi manada göz kamaştırıyor. Özellikle son yıllarda Doğu Ekspresiyle turistler Çıldır Gölüne geliyor ve burada vakit geçiriyor. Burada tesisleşme sürecine başlamış durumdayız. Modern bir restoran ve bungalov evler hizmet vermektedir. Çıldır gölü kenarında ayrıca 80 bin metrekare alanda turizme dönük yeni projeler hayata geçireceğiz.


İlimizin Kafkaslara açılan kapı olduğundan bahsetmiştim. İlimizde ikisi kara biri demiryolu olmak üzere üç sınır kapısı vardır. Çıldır ilçemizde ki Aktaş Sınır Kapısı, Türkiye’nin en modern kapılarından biri olarak inşa edilmiş, tam kapasite olarak hizmet vermektedir. Posof ilçemizdeki Türkgözü Sınır Kapısı ise en eski kapımız olmakla birlikte, aktif olarak hizmet vermektedir. Türkgözü sınır kapımızın modernizasyonu için de görüşmelerimiz olumlu sonuçlandı ve kısa süre içerisinde çalışmaları başlayarak, ülkemize yakışır bir kapı durumunda gelecektir. Kara hudut kapılarımızın yanında Gürcistan’a açılan bir diğer kapımız ise Bakü-Tiflis-Kars demir ipek yoludur. Pekin’den, ülkemize kadar uzanan bu hattın ülkemize ilk giriş yerinin ilimiz sınırlarında olması buraya artı bir değer katmaktadır. Yük ve yolcu taşımacılığının yaygınlaşmasıyla birlikte Bakü-Tiflis-Kars demiryolu da kuşkusuz ilimizin turizmine olumlu katkılar sağlayacaktır. Kış turizmi ve kırsal turizmle birlikte sınır turizminin de önemli derecede etkilerinin olduğunu düşündüğümüzde, Ardahan’ın turizmde gelecek vaad eden bir il konumda olduğu ap açık ortadadır.


Ben inanıyorum ki gerçekleştirilen bu çalıştayla birlikte, buraya katılan, destek veren turizmciler ve sektör temsilcilerinin özverileriyle ilimizin önemli turizm değerleri olan, Yalnızçam Kayak Merkezi, Çıldır Gölü, Aktaş Gölü, Akçakale Adası, Şeytan Kalesi, Ardahan Kalesi, Damal Bebeği, Tarihi binalar ve Atatürk Silüeti daha çok tanınacak ve turizm denildiğinde akla ilk gelen yerlerden olacaktır. Bu çalıştayın düzenlenmesinde emeği geçen TSO Başkanlığına, paydaş kurumlarımıza, SERKA Ajansına, Turizmcilere, sektör temsilcilerine akademisyenlere ve tüm katılımcılara ayrı ayrı teşekkür ediyor, çalıştayın verimli geçmesini diliyorum.”


Çalıştayda, TSO Başkanı Çetin Demirci, Bakanlık Yetkilileri, Gürcistan ve Acara Özerk Cumhuriyetinden gelen katılımcılarda birer konuşma yaparak, turizm potansiyeli ve turizmi ekonomiye dönüştürme konularında konuşmalarda bulundu.


Konuşmaların ardından Türk ve Gürcü katılımcılar, turizme yönelik kendi bölgeleriyle ilgili sunumlar yaptı. Çalıştay da TSO Başkanı Çetin Demirci, Gürcistan Acara Bölgesindeki mevkidaşıyla dostluk ve işbirliği protokolü imzaladı.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Samsun Meyve düşmanı bir çift ’fındık kurdu’ 200 meyveye zarar veriyor 10 gün içerisinde tamamlamaları gerektiğini söyledi. Türkiye ve Samsun’un en önemli ihracat kalemlerinden olan fındıkta kahverengi kokarcanın ardından fındık kurdu için uyarı geldi. Mücadelesi yapılmadığı takdirde önemli oranda verim kaybına neden olan fındık kurdu zararlısı ile ilgili açıklamalarda bulunan İl Tarım ve Orman Müdürü İbrahim Sağlam, gerekli tedbirlerin en kısa sürede alınması gerektiğini ifade etti. “Bir çift fındık kurdu 200 meyveye zarar veriyor” Ekonomik anlamda üretimi yapılan fındığın ana zararlısı olan fındık kurdunun beslenme ve yumurta bırakmak yoluyla meyvelerde zarar yaptığına dikkat çeken Sağlam, “Fındık kurdu erginleri, öncelikle yeni oluşmakta olan meyvelerde zarar yapar daha sonraları fındığın meyve kabuğunu hortumunun ucundaki ağız parçalarıyla kemirerek deler ve kabuk içindeki yumuşak etli kısımla beslenir. Zarar gören meyveler normal büyüklüğe erişinceye kadar kabuk içindeki etli kısmı ve kabuk kısmı sarı renk alır. Bu zarar şekline halk arasında sarı karamuk denir. Meyve normal iriliğe ulaştıktan sonra zarara uğrarsa meyve içi kararır ve bu zarara da kara karamuk denir. Bir çift fındık kurdu ergini (dişi ve erkek); beslenme ve yumurta koyma yoluyla yaklaşık 200 meyveye zarar verebilir. Meyve içerisinde beslenen larvalar meyve içini tamamen yedikten sonra bir delik açarak dışarı çıkar. Bu şekilde beslendiği fındık meyvelerinin pazar değeri kalmaz ”dedi. “Fındık kurdu ve kokarca görülen bahçelerde her ikisiyle de mücadele yapılır” Samsun’da üreticilerin en önemli gelir kaynaklarından biri olan fındığın ana zararlısı olan fındık kurdu zararlısı ile duyurulan zaman aralığında ve tekniğine uygun mücadele yapılmasının verim kaybını önlemek bakımından çok önemli olduğunu belirten Sağlam, “Fındık kurdu mücadelesinde bitki köklerine zarar vermeden bahçe toprağının çapalanması böcek yoğunluğunu azaltmada etkili olmaktadır. Kimyasal mücadele; ergin fındık kurdu zararlısının ekonomik zarar yapmaya başladığı dönemde, bahçedeki hâkim çeşitlerin yarıdan fazlası mercimek iriliğine yaklaşınca (3-4 mm) yapılmalıdır. Fındık kurdu mücadelesine karar vermek için, 2-3 günde bir güneş doğmadan sabahın erken saatlerinde çarşaf yöntemi ile fındık kurdu sayımı yapılmalıdır. 10 ocakta iki ve daha fazla fındık kurdu ergini bulunursa ilaçlama yapılmalıdır. Fındık kurdu ilaçlaması yapılan bahçelerde fındık kokarcasına rastlanırsa ayrı bir ilaçlama yapmaya gerek yoktur. Sayımlarda 10 ocakta ortalama bir ergin fındık kokarcası bulunursa her iki zararlıya karşı etkili etken maddeli ilaçlarla mücadele yapılır. Ayrıca fındık kurdu popülasyonunun yüksek olduğu yerlerde tekrar sayım yapılarak zararını engellemek için mayıs sonu, haziran başında ikinci bir ilaçlama yapılabilir. Fındık kurdu ve kahverengi kokarca görülen fındık bahçelerinde her ikisine de ruhsatlı BKÜ ile ilaçlama yapılarak kontrol sağlanabilir” diye konuştu. “Mücadele zamanı geldi, 1 hafta-10 gün içinde mücadele tamamlanmalı” Fındık kurdu ile mücadele zamanının geldiğine değinen Sağlam, “İl/İlçe Tarım ve Orman Müdürlüğümüzce fındık alanlarında yapılan sürvey ve fenolojik gözlemlere göre sahil ve orta kuşakta erkenci çeşitlerin hakim olduğu bahçelerde 6 Mayıs, yüksek kuşakta ise 15 Mayıs tarihi itibariyle mücadele zamanının geldiği belirlenmiştir. Fındık üreticilerimizin bahçelerindeki hâkim çeşitlerin yüzde 50’sinin mercimek büyüklüğüne ulaştığı dönemde teknik tavsiyelere uygun olarak mücadeleye başlamaları, gerekli koruyucu tedbirleri almaları ve ilaç uygulamalarını en kısa sürede tamamlamaları (1 hafta-10 gün) gerekmektedir. Kimyasal mücadelede kullanılacak bitki koruma ürünleri yetkili bayilerden alınmalı, reçete yazma yetkisine sahip olan kişiler tarafından reçetelendirilmeli, uygulama yetkisine sahip olan kişiler tarafından uygulanmalıdır” şeklinde konuştu. Diğer geçim kaynaklarından biri olan arıcılıkta arı faaliyetlerinin bitki çeşitliliğinin sürdürülebilirliği bakımından da çok önemli işleve sahip olduğunu belirten Sağlam, fındık kurdu ilaçlamaları esnasında arıların su içtiği kaynaklara hiçbir şekilde ilaç bulaştırılmaması gerektiğini, tarım ilaçları uygulamalarının akşam üzeri veya sabahın erken saatlerinde arıların uçuş yapmadıkları zamanda yapılması gerektiğini ve öncelikle arılara zarar vermeyen bitki koruma ürünleri tercih edilmesi hususunda üreticilerin özenli davranmalarını, ayrıntılı bilgiye sahip olmak için il/ve ilçe müdürlüklerine başvurmaları gerektiğini sözlerine ekledi.