POLİTİKA - 29 Nisan 2018 Pazar 15:30

Başbakan Yardımcısı Işık: “Hedefimiz Türkiye’yi küresel bir güç haline getirmektir”

A
A
A
Başbakan Yardımcısı Işık: “Hedefimiz Türkiye’yi küresel bir güç haline getirmektir”

Başbakan Yardımcısı Fikri Işık, “Ekonomisiyle, dış politikasıyla, demokrasisiyle, siyasal sistemiyle, artık Türkiye bu bölgenin en güçlü oyuncusudur.

Başbakan Yardımcısı Fikri Işık, “Ekonomisiyle, dış politikasıyla, demokrasisiyle, siyasal sistemiyle, artık Türkiye bu bölgenin en güçlü oyuncusudur. Şimdi ikinci sıçrama dönemiyle hedefimiz Türkiye’yi küresel bir güç haline getirmektir” dedi.


Bir takım ziyaretlerde bulunmak üzere Artvin’e gelen Başbakan Yardımcısı Fikri Işık, ilk olarak Artvin Valiliğini ve Artvin Belediyesini ziyaret etti. Daha sonra Siyaset Akademisi’nin kapanış dersine katılan Işık, erken seçime ilişkin açıklamalarda bulundu. 24 Haziran seçimlerinin Türkiye’nin küresel bir güç haline gelmesi adına hayati önem taşıdığını vurgulayan Işık, seçimlerin cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminin ilk defa hayata geçtiği seçim olması dolayısı ile de çok önemli olduğunu ve seçimlerden sonra ülkenin gündemini sürekli meşgul eden seçim tartışmalarının sonlanması adına önemli olduğunu belirtti. AK Parti’nin kurulduğu günden beri mücadeleleri sürdürerek bu güne geldiğini kaydeden Işık, “Her mücadelemiz daha da çetin oluyor. Başarımız yükseldikçe verdiğimiz mücadele de artıyor” dedi.



“24 Haziran seçimleri Türkiye’nin küresel bir güç haline gelmesi adına hayati önem taşıyor”


Bakan Işık, "AK Parti bugüne kadar çok önemli işler yaptı. Bugün Türkiye IMF’nin üç kuruşuna muhtaç değilse, siyasete ekonomi üzerinden bir operasyon yapılamıyorsa, dış politikada kendi gündemini, milli çıkarlarını işin merkezine koyarak, milli çıkarları doğrultusunda dış politika oluşturabiliyorsa ve gerekirse sahada sert gücünü kullanabiliyorsa bu AK Parti’nin Türkiye’ye kazandırdığı kazanımlar sayesindedir. Bundan 15 sene önce Fırat Kalkanı Harekatı’nı yapmayı aklınızdan bile geçiremezdiniz. Bize dokunmayan yılan bin yaşasın, bizim dış politikamızın temeli buydu. Bugün dokunmuyorsa yarın dokunmayacağının garantisi var mı? Sizin hemen yanı başınızda, sizin milli güvenliğinizi doğrudan tehdit eden, sizin senelerdir mücadele ettiğiniz terör örgütünün Suriye kolu bir hâkimiyet oluşturmaya kalkacak, siz ona sessiz kalacaksınız. Eski Türkiye olsaydı buna müdahale edebilir miydik? Fırat Kalkanı Harekâtı’nı, Zeytin Dalı Operasyonu’nu yapabilir miydik? Yapamazdık. İşte Türkiye birinci şahlanış döneminde bu bölgede Türkiye’ye rağmen oyun kurulamayacağını net olarak tüm dünyaya gösterdi. Ekonomisiyle, dış politikasıyla, demokrasisiyle, siyasal sistemiyle, artık Türkiye bu bölgenin en güçlü oyuncusudur. Şimdi ikinci sıçrama dönemiyle hedefimiz Türkiye’yi küresel bir güç haline getirmektir. Artık, Türkiye bugün tartışmasız bölgesel güçtür ama Türkiye’ye yakışan Türkiye’nin küresel bir güç haline gelmesidir. Bunun için 24 Haziran seçimleri çok ama çok önemli. Biz inanıyoruz ki 24 Haziran akşamı her zaman olduğu gibi yine gülen taraf, başarının kıvancını taşıyan taraf AK Parti olacak. AK Parti ile birlikte tüm milletimiz olacak” dedi.



“24 Haziran’a en hazır parti biziz”


AK Parti’nin adayının Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan olduğunu kaydeden Işık, “Bugüne kadar karşısına bir aday çıkarmayı başaramadılar. Hala yeni bir isim bulmak için uğraşıyorlar. Ne kadar uğraşırsanız uğraşın bu millet siyaset mühendisliğine pirim vermez. Milletten onay almayan hiçbir adayın kazanma şansı yoktur. Bunun için en rahat parti biziz, en hazır parti biziz. Bakıldı ki bu çift başlı sistemin yürümesi mümkün değil. Milliyetçi Hareket Partisi’nin de desteği ile referandumla anayasa değişikliği yapıldı. Geçen yıl 16 Nisan’da halkımız bu referandumla anayasa değişikliğini onayladı ve Türkiye cumhurbaşkanlığı hükümet sistemine geçti” dedi.



"Birileri ısrarla seçimi gündemde tutmaya çalıştı"


Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemine 2019’un 1 Kasım’ındaki seçimle birlikte geçmeyi planladıklarını kaydeden Işık, “Birileri ısrarla seçimi gündemde tutmaya çalıştı. Bizde dedik ki seçim zamanında yapılacak. Türkiye’nin artık normal seçime alışması gerekiyordu. Normal zamanda seçim yapmaya alışması gerekiyordu, fakat en son Sayın Bahçeli’nin seçimi gündeme getirmesi okun yaydan çıkması anlamına geldi. Türkiye’nin gündeminde daha fazla seçimin kalmaması, seçim eksenli tartışmaları biran önce bitirmesinin Türkiye açısından önemli olduğunu düşündük ve Sayın Cumhurbaşkanımız tüm yetkili kurumlarla yaptığı istişareler sonucunda seçim tarihini 24 Haziran 2018 olarak açıkladı. Son iki haftada yaşanan gelişmeler Türkiye’nin 24 Haziran’da seçim yapmasını mecbur kıldı ve biz bu seçimi yapıyoruz” diye konuştu.


24 Haziran seçimlerin cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminin ilk defa hayata geçtiği seçim olması dolayısı ile çok önemli olduğunu kaydeden Işık, bu seçimi AK Parti’nin kazanmaması için bazı güç merkezlerinin çaba gösterdiğini söyledi. “Hükümeti artık halk sandıkta doğrudan seçiyor” diyen Işık, “Artık şu parti şununla koalisyon yapacak, kim başbakan olacak, hangi bakanlıklar hangi partinin olacak gibi bir dert yok. Artık her şey sandıklarda belli olacak. Yani hükümeti artık doğrudan sandıkta ve doğrudan halkın oylarıyla belirliyoruz. İstikrarı sandıkta sağlayacak seçimlere 55 gün gibi bir süre kaldı. Bu yeni sistemle siyasette kimin kiminle birlikte olacağını seçimden önce göreceğiz. Örneğin bunu şuan AK Parti, Milliyetçi Hareket Partisi’yle ittifak yapıyoruz dedi. Herkes bunu biliyor ve siyasi tercihini buna göre yapacak. Seçimden sonraya kalan gizli kapaklı bir pazarlık var mı? Yok. Muhalefet partileri de seçimden önce açık açık ne yapacaklarsa yapacaklar. Böylece artık her şey açık ve şeffaf bir şekilde halkın gözü önünde cereyan edecek. İşte referandum sürecinde konuştuklarımız şimdi uygulamaya geçiyor. Bu sayede artık Türkiye’de yönetimde istikrar sorunu ortadan kalkıyor, güçlü iktidar dönemi başlıyor. Güçlü iktidar dönemiyle güçlü Türkiye’nin ve AK Partinin ikinci şahlanışının önü de açılıyor” şeklinde konuştu.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Eskişehir Anadolu Üniversitesi’nde kültür söyleşilerine Prof. Dr. Halil Berktay konuk oldu Eskişehir’de ‘Kültür Söyleşileri’ kapsamında düzenlenen ’Tarih ve İdeoloji’ başlıklı söyleşi Anadolu Üniversitesi İletişim Bilimleri Fakültesi (İBF) Şener Şen Salonu’nda gerçekleştirildi. Anadolu Üniversitesi Türk Dünyası Uygulama ve Araştırma Merkezi (TÜDAM) Müdürü Prof. Dr. Haşim Şahin’in moderatörlüğünü yaptığı etkinliğe İbn Haldun Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Halil Berktay konuk oldu. Söyleşiye İBF Dekanı Prof. Dr. Bülend Aydın Ertekin başta olmak üzere çok sayıda akademisyen ve öğrenci de katılım gösterdi. “Tarihçilik ve tarih yazıcılığı bugün ile geçmiş arasında sürekli bir ilişkidir” Tarihçinin özelliklerinden ve tarihi ideolojilerden kurtarmanın mümkün olup olmadığına değinen İbn Haldun Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Halil Berktay konuşmasında şunlara yer verdi: “Bilimde objektiflik apriori değildir aposteoridir. İyi bilim insanı ise sadece yanıldığını kabul etmekle kalmaz, yanıldığının düzeltilmesinden sevinç duyar. Kendisini aşağılanmış hissetmez gerçeğe daha fazla yaklaşmak uğruna hatasının düzeltilmesinden sevinç duyar. Sadece gerçeği bilmek söz konusu değildir. Tarihte niyet ve bağlayıcı meslek etiği önemlidir. Tarihçilik ve tarih yazıcılığı bugün ile geçmiş arasında sürekli bir ilişkidir; geçmişin nötr bir şekilde incelenmesi yerine bugün ile geçmiş arasında sürekli diyalogdur ve bu ilişki bugünden kurulur. Günümüz olayları, ideolojik politik cereyanları tarihi belirli bir ortamla kuşatır ve ona bazı fikirleri, konuları, temaları ilham eder. Duyarlılıklar doğrultusunda her nesil kendi tarihine ilişkin sorular sorar. 1960-1968 Paris Vietnam savaşı ve protestoları birer dalgalanma örnekleri. 1950’lerin sonundan itibaren birçok İlkçağ Tarihine yönelen genç araştırmacılar, kölelik ve köle isyanını çalışıyor çünkü 1960’ların, o dönemin solcu terminolojisi, aşağıdan yukarı patlak veren isyanları, özellikle klasik Atina’nın ve Roma’nın kölelik düzeni ve köleleri ile zihinsel ve duygusal bir bağlantı kuruyorlar. Böylelikle İlkçağ Tarihçiliğinde yoksulluk, sınıflar, sınıfsallaşma, köylü isyanları gibi konular öne çıkar. Sovyetler Birliği çökünce ve bütün Doğu Avrupa’daki komünist tek partili rejimleri de transformasyona uğratınca demokrasiye geri dönüş gerçekleşti. Bunun sonucunda İlkçağ Tarihçiliğinde, ilkçağ demokrasisi yeniden değer kazandı.” ‘Tarih ve İdeoloji’ söyleşisi soru-cevap kısmının ardından İBF Dekanı Prof. Dr. Bülend Aydın Ertekin’in Prof. Dr. Halil Berktay’a teşekkür belgesi ve hediye takdim etmesiyle sona erdi.
Ankara Bakan Tunç’tan Uluslararası Ceza Mahkemesi Başsavcısı Khan’a "Gazze çağrısı" Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM) Başsavcısı Karim Asad Ahmad Khan’a, "Acilen soruşturma açılmalı, tedbir kararları alınmalı, suçluların tutuklanması sağlanmalıdır" çağrısında bulundu. Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, X hesabından yaptığı paylaşımda, Uluslararası Ceza Mahkemesi Başsavcısı Karim Asad Ahmad Khan’a Gazze’de yaşanan olaylara ilişkin çağrıda bulundu. Bakan Tunç, "Khan’ın Filistin’de işlenen insanlık suçları karşısında soruşturmayı tamamlayarak davayı açmaması Gazze’deki dramın giderek artmasına, çocuk katliamının devamına neden olmaktadır. Davanın gecikmesi İsrailli saldırganları cesaretlendirmekte, Uluslararası Hukuka olan güveni ortadan kaldırmakta, UCM’yi etkisizleştirmektedir" ifadelerini kullandı. "Lütfen çocuklar öldürülmesin, suçlular adalet önünde hesap versin" "15 bini çocuk 37 bin sivilin öldürüldüğü 77 bin masum insanın yaralandığı" ifadesini kullanan Tunç, paylaşımında şunları aktardı: "Milyonlarca insanın açlık ve susuzluğa maruz bırakıldığı, hastanelerin, ibadethanelerin, okulların, mülteci kamplarının bombalandığı saldırılarda harekete geçilmeyecekse ne zaman geçilecektir. Tüm suç delilleri ortada iken davayı açmamakta direnmek, katliama sessiz kalmak, işlenen suça ortak olmak anlamına gelecektir. Artık tahammül kalmamıştır, insanlık vicdanı dünyanın her yerinde, üniversitelere, sokaklara, meydanlara taşmaktadır. Çocukların katlini önlemek UCM’nin elindedir, soykırım suçunu önlemek UCM’nin varlık sebebidir, UCM bunun için kurulmuştur, bu yetkisi vardır. Suçlular da bellidir, acilen soruşturma açılmalı, tedbir kararları alınmalı, suçluların tutuklanması sağlanmalıdır. Bir gün bile gecikmek, yüzlerce çocuğun hayattan koparılması demektir. Uluslararası Ceza Mahkemesi Başsavcısı Karim Asad Ahmad Khan, beklemeniz için hiçbir neden yok, dünya hukuk tarihine kara bir leke olarak değil; insan haklarını ve adaleti savunan biri olarak geçmek istiyorsanız bir dakika bile beklememeniz gerekir. Lütfen çocuklar öldürülmesin. Suçlular adalet önünde hesap versin."
Ankara CHP lideri Özel: (Kılıçdaroğlu ile görüşmesi) "Cumhurbaşkanı ile yaptığım görüşmeyle ilgili kendisine bilgi verdim, detayların önemli bir kısmını paylaştım" Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Özgür Özel, Kılıçdaroğlu ile yaptığı görüşmeye ilişkin, "Cumhurbaşkanı ile yaptığım görüşmeyle ilgili kendisine bilgi verdim. Detayların önemli bir kısmını paylaştım, kendisinin görüşlerini aldım" dedi. Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Özgür Özel, Ankara Büyükşehir Belediyesi (ABB) Başkanı Mansur Yavaş’ı 31 Mart Mahalli İdareler Genel Seçimleri’nin ardından ilk kez ziyaret etti. Basına kapalı gerçekleşen görüşmenin ardından Özel ve Yavaş, Belediye Meclis Salonunda CHP’nin Ankara ilçe belediye başkanları ve belediye meclis üyeleri ile bir toplantı yaptı. Toplantının çıkışında ise Özel ve Yavaş basın mensuplarına açıklamalarda bulundu. ABB Başkanı Mansur Yavaş, Özel’in seçimlerin ardından hayırlı olsun ziyaretinde bulunduğunu ve kendisine belediye olarak yaptıkları çalışmalar ile finansal raporlara ilişkin bilgiler verdiğini kaydetti. CHP Genel Başkanı Özgür Özel ise ziyarette Yavaş’ın kendisine Ankara’nın 5 Beyazı’nı temsil eden Ankara tavşanı, Ankara balı, Ankara keçisi, Ankara kedisi ve Ankara güvercinini simgeleyen bir plaket takdim ettiğini, kendisinin ise Atatürkçü Düşünce Derneği ve Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği’ne yaptığı bağışın sertifikasını hediye ettiğini bildirdi. "Ben de olumlu buluyorum" Açıklamaların ardından Özel ve Yavaş, basın mensuplarının sorularını yanıtladı. Mansur Yavaş, Özgür Özel ile Cumhurbaşkanı Erdoğan arasındaki görüşme hatırlatılarak, "Bu görüşmeyi nasıl değerlendiriyorsunuz? Sizin Recep Tayyip Erdoğan’la görüşmeniz gerçekleşecek mi?" şeklindeki soruya, şu yanıtı verdi: "Kamuoyu gibi ben de olumlu buluyorum. Genel Başkanımızın yaptığı konuşmada belediyelerimizin sorunları da Cumhurbaşkanımıza anlatıldı. Önümüzdeki günlerde bizim de bakanlıklarla ilgili bazı bekleyen yazılarımız var. Onlarla ilgili eğer görüşmenin sonucu olumlu olursa biz de olumlu sonuç bekliyoruz. Olumlu sonuçlanmazsa ondan sonra tekrar bir randevu istemeyi düşünebilirim. Görüşmenin sonucu inşallah olumlu olur iki taraftan da diye bekliyorum eğer hükümet kanadından olumlu bir yaklaşım olursa zaten problemlerimiz çözülecek o zaman görüşmeye gerek kalmayacak." "Yargı talimatı kendi vicdanından alsın" Cumhurbaşkanı Erdoğan’la görüşmesinde Gezi Parkı Davası tutuklularının gündeme gelip gelmediği ve atılacak olumlu bir adım konusunda umutlu olup olmadığı sorulan Özel, "Bu konuda en yoğun beklenti, iş adamlarından tutun Türkiye’nin ekonomisi iyiye gitsin isteyen herkesin beklentisidir. Gezi Davası, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararı ve Anayasa Mahkemesi kararı ayrı ayrı uygulanmadığı için Türkiye’de hukukun üstünlüğü olmadığını, hukuki öngörülebilirlik olmadığını, insanların önünü göremediğini böyle bir ülkeye yatırım yapılamayacağını, kredi verilemeyeceğini, verilen kredinin riskinin yüksek olduğunu ve doğrudan ekonomiye dahi olumsuz etkisi olan bir durum olduğunu bir kere bu yönüyle hatırlatalım. Yargı talimatı kendi vicdanından alsın. Yeniden yargılama mı? yargılamanın yenilenmesi mi? En doğrusunu hukukçular bilir ama bu bir yol bulunsun, Türkiye bu cendereden kurtulsun" dedi. "Cumhurbaşkanının düşüncelerini ifade etmek bana düşmez" Erdoğan ile görüşmesinde hasta tutuklular konusunun gündeme gelip gelmediği sorusunu yanıtlayan Özel, "Ben tabii kamuoyuna mal olmuş konularda kendi düşüncelerini söyleyebilirim ancak Cumhurbaşkanının düşüncelerini ifade etmek bana düşmez bu sorunun muhatabı kendisi. Ben büyük dramı anlattım ve bu konuda kendisinin gerekeni yapmasının çok yerinde olacağını nezaketli bir dille kendisinden talep ettim. Ancak kendisinin değerlendirmelerini kamuoyuyla paylaşmaya ben yetkili değilim" ifadelerini kullandı. "Çok defa yemek yedik, bu kadar keyifli bir yemek yememiştik" Dün Ahlatlıbel’de CHP eski Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ile yaptığı görüşmede Kılıçdaroğlu’nun 31 Mart’taki seçimleri ve Erdoğan’la görüşmesini nasıl değerlendirdiği sorulan Özel, şunları aktardı: "Genel Başkanımızla hem çok faydalı hem de bugüne kadar en rahat ve en keyifli yemeğimizi yedik. İki taraf da kazanan tarafta sonuçta. CHP kazanınca mevcut genel başkanı da bir önceki genel başkanı da keyifleniyor. Çok keyifli bir sohbet oldu. Hem Sayın Meclis Başkanı ile hem de Sayın Cumhurbaşkanı ile yaptığım görüşmeyle ilgili kendisine bilgi verdim. Detayların önemli bir kısmını paylaştım, kendisinin görüşlerini aldım. O Twitter meselesiyle ilgili ben onu hiç üstüme almamıştım almamakla doğru yapmışım. Sayın Genel Başkanı telefonla aradığımda görüşmeyle ilgili zaten bunu önerilerde bulundu. ’Şu söylenebilir, şunu söylerlerse bunu hatırlatmayı unutmazsak iyi olur’ dediğine göre, görüşmeyi yanlış bulmuyor. Yoksa ’benim söyleyecek bir sözüm yok ne gidiyorsunuz?’ derdi. Genel Başkanlar her tweeti üstüne almazlar. İkincisi, dün de kendisiyle yaptığım görüşmenin değerlendirmesinde kendisinin son derece yapıcı, son derece katkı, verici geleceğe dönük ışık tutucu bir yaklaşımı vardı. O yüzden böyle bir sorun alanımız yok. Bundan sonra partiyle ilgili, partinin geleceğiyle ilgili partinin iktidara gelmesi ile ilgili umutlarımız var. Çok defa yemek yedik, bu kadar keyifli bir yemek yememiştik."