EKONOMİ - 16 Eylül 2021 Perşembe 09:24

Yusufeli ilçe merkezinin taşınacağı yeni yerinde çalışmalar tüm hızıyla devam ediyor

A
A
A
Yusufeli ilçe merkezinin taşınacağı yeni yerinde çalışmalar tüm hızıyla devam ediyor

Artvin’de Çoruh Nehri üzerinde, tamamlandığında Türkiye’nin en yükseği barajı olma özelliği taşıyacak olan Yusufeli Barajı’nın suları altında kalacak ilçe merkezinin taşınacağı yeni yerleşim yerindeki çalışmalar tüm hızıyla devam ediyor.

Artvin’de Çoruh Nehri üzerinde, tamamlandığında Türkiye’nin en yükseği barajı olma özelliği taşıyacak olan Yusufeli Barajı’nın suları altında kalacak ilçe merkezinin taşınacağı yeni yerleşim yerindeki çalışmalar tüm hızıyla devam ediyor.


Artvin’in Yusufeli ilçesinde yapımı devam eden baraj inşaatı nedeniyle suları altında kalacak ilçe merkezinin taşınacağı yeni yerleşim alanındaki çalışmalarda sona gelindi. 2 bin 654 hak sahibiyle Türkiye’nin en büyük iskan projesinde, üst yapı çalışmaları hızla ilerliyor.


DSİ 26. Bölge Müdürlüğünden alınan bilgilere göre, Yusufeli ilçesi yeniden yerleşim üstyapı çalışmaları inşaatı 3 ayrı bölgede etaplar halinde devam ediyor. Birinci bölgede yar alan kamu ve sosyal donatılar inşaatı ile altyapı ve çevre düzenlemesi işi kapsamında hükümet konağı, ilçe emniyet müdürlüğü, adliye, PTT, kütüphane, ilçe gençlik ve spor müdürlüğü, kapalı spor salonu, merkez camii ve müftülük binası, öğretmenevi ve 16 derslikli ortaokulun yapımı tamamlandı.


İkinci bölgede ise 357 adet konut, 62 adet dükkan, 2 adet ticaret merkezi, 1 adet belediye hizmet binası ve 1. bölge 3. etap 161 adet konut, 7 adet dükkan, 1 adet 25 yataklı hastane inşaatı ile altyapı ve çevre düzenlemesi işi yüzde 91 seviyeye ulaştı.


Artvin ili Yusufeli ilçesi 4. bölge 2. etap 208 adet konut, 16 adet dükkan ve 6 adet ticaret merkezi (36 dükkan) inşaatları ile altyapı ve çevre düzenlemesi işi yüzde 46 seviyesinde olduğu bildirildi. 2. bölge 1. etap 340 adet konut ve 16 adet dükkan inşaatı ile altyapı ve çevre düzenlemesi işi yüzde 85 seviyesinde. 2. bölge 2. etap 248 adet konut ve 32 adet dükkan inşaatı ile altyapı ve çevre düzenlemesi işi yüzde 84 seviyesinde. 2. bölge 3. etap 336 adet konut inşaatı ile altyapı ve çevre düzenlemesi işi yüzde 84 seviyesinde. 2. bölge 4. etap 250 adet konut ve 4 adet dükkan inşaatı ile altyapı ve çevre düzenlemesi işi yüzde 86 seviyesinde. 4. bölge 1. etap 226 adet konut, 4 adet dükkan ve 2 adet ticaret merkezi 812 dükkan) inşaatları ile altyapı ve çevre düzenlemesi işi yüzde 39 seviyesinde.


1. etap 3. bölge 334 adet konut, 16 adet dükkan, ilçe jandarma komutanlığı, 24 derslikli lise ve sağlık ocağı inşaatları ile altyapı ve çevre düzenlemesi işi tamamlanmıştır. 3. bölge 2. etap 224 adet konut, 8 adet dükkan ve 1 adet semt cami inşaatları ile altyapı ve çevre düzenlemesi işi ise tamamlandığı belirtildi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Siirt Siirt’te yapılıyor, İstanbul, İzmir, Mersin’de yoğun talep görüyor Siirt’te peynir sezonunun başlamasıyla birlikte yayla peynirine talep arttı. Vatandaşlar kilolarca koyun peynirini alarak kış hazırlığı yapmaya başladı. Siirt’te yapılan yayla peynirinin İstanbul, İzmir ve Mersin’de yoğun talep gördüğü belirtildi. Her yıl ilkbahar mevsimiyle birlikte göçerler tarafından yaylalarda üretilen Siirt’in yöresel peyniri, bu yıl da tezgahlardaki yerini aldı. Peynir sezonunun başlamasıyla birlikte satışların arttığını belirten peynirci Ahmet Toprakçı, "Peynir göçer peyniridir. Kışlık peyniri burada satıyoruz ve herkes kış için peynir alıyor. Kimi 50, 100, 150, 200 kilogram peynir alıyor. Bizim Siirt peyniri meşhurdur. Hepsi koyun peyniridir, göçerlerindir. Çemikari Pervari tarafından geliyor. Tabi şimdi havalar daha sıcak olmamış ama 20 gün 1 aya kadar bütün peynir satılıp biter" dedi. "İl dışından çok yoğun talep var" İl dışından da peynire yoğun talep olduğunu söyleyen Toprakçı, "İzmir’e, İstanbul’a, Ankara’ya, Mersin’e her yere gidiyor bu peynir. Bizim peynir bir numara çok kalitelidir. Kışlık herkes alıyor bunu. Biz de burada satıyoruz. Yayladan gelen peyniri biz buradan satıyoruz. Kışlık peyniri bazıları yer altına koyuyorlar, bazıları ise soğuk hava deposuna koyuyorlar. Şu anda kilosu 130 TL ama yaz ilerledikçe 200 TL’ye kadar da çıkabilir’’ şeklinde konuştu. Peynir almaya gelen Yasin Toprak, "Peyniri her sene alıyoruz. Market peyniri yenmiyor. Yazın alıp kışın yiyoruz. Fiyatı da 130 TL uygundur. Bu taze peynirdir. 20 veya 25 kilo alıyoruz. Yazın alıyoruz, kışın tüketiyoruz’’ diye konuştu.
İstanbul “Türkiye’deki üniversitelerin 73’ü kurumsal akreditasyona sahip” Yükseköğretim Kalite Kurulu (YÖKAK) tarafından düzenlenen “Uluslararası Kalite Güvencesi ve Akreditasyon Konferansı” Ankara’da gerçekleştirildi. Kongrenin açılış konuşmasını yapan YÖK Başkanı Prof. Dr. Erol Özvar, Türkiye’deki üniversitelerin 73’ünün kurumsal akreditasyona sahip olduğunu bildirdi. Özvar, 2027’ye kadar üniversitelerin tamamına yakınının akreditasyon sürecini tamamlamasını beklediklerini söyledi. Ana teması "Yükseköğretimde Kalitenin İçselleştirilmesi ve İyileştirilmesi" olan konferansın amacı, yükseköğretimde kalite güvencesi alanındaki bilimsel gelişmeleri, yenilikleri, deneyimleri ve farklı bakış açılarını bir araya getirmek olan “Uluslararası Kalite Güvencesi ve Akreditasyon Konferansı” düzenlendiği Hacı Bayram Veli Üniversitesi’nde tamamlandı. Türkiye’den ve dünyadan birçok bilim insanını, ulusal ve uluslararası akreditasyon kuruluşları temsilcilerini bir araya getiren kongrede yükseköğretimin geleceği tartışıldı, bildiriler sunuldu. Kongrenin açılış konuşmasını yapan YÖK Başkanı Prof. Dr. Erol Özvar, Türkiye’deki üniversitelerin 73’ünün kurumsal akreditasyona sahip olduğunu bildirdi. Özvar, 2027’ye kadar üniversitelerin tamamına yakınının akreditasyon sürecini tamamlamasını beklediklerini söyledi. “Yetkilendiren 24 ulusal ve 13 uluslararası akreditasyon kuruluşu var” Program bazındaki akreditasyonların YÖKAK tarafından yetkilendirilen 24 ulusal ve 13 uluslararası akreditasyon kuruluşu tarafından yürütüldüğünü hatırlatan Özvar, “Mevcut durumda yükseköğretim sistemimizde akreditasyondan geçen programların sayılarının artmasını beklediğimizi ifade etmek isterim" diye konuştu. “En önemli konulardan biri öğrencilerin beklentileri” Konferansın açılış konuşmacılarından bir diğeri ise Avrupa Yükseköğretimde Kalite Güvencesi Birliği (ENQA) Başkan Yardımcısı Doris Herrmann oldu. Herrmann, “Avrupa’da eğitim standartlarını ve yönergelerimizi güncelliyoruz. Eğitimde reformlar yapacağız. 2027 yılında yeni eğitim standartlarını yayınlamayı amaçlıyoruz. Mayıs ayında Avrupa eğitim bakanları Tiran’da toplanıyor. Yükseköğretim alanında 2030 yılına kadar yaşanacak gelişmeler hakkında bilgilendirileceğiz. Altı çizilen en önemli konulardan biri, üniversite öğrencilerinin beklentileri, yaşantıları ve sosyal hayatları” şeklinde konuştu. “Gerçek performanslar daha doğru şekilde değerlendirilebilir” Kongreye “Yükseköğretimde Kalitenin Tamamlayıcı Haritası: Eksik Veriler ve Değerlendirme Stratejileri” başlıklı, İstanbul Beykent Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Volkan Öngel ile hazırladığı bildiri ile katılan akademisyen Dr. Gözde Bozkurt, Yükseköğretim Kalite Kurulu resmi internet sitesinde paylaşılan Gösterge Değerlendirme Raporunu inceledi. Üniversitelerde eksik veriler olduğu sonucuna varan Bozkurt, “Eksik veriler dikkate alınarak daha etkili ve bilgi temelli kararlar alınabilir. Bu da Yükseköğretim kurumlarının gerçek performanslarını daha doğru bir şekilde değerlendirmesine ve kaliteyi artırmak için daha etkili stratejiler geliştirmesine yardımcı olacaktır” ifadelerini kullandı. Kongrede ayrıca kurumsal akreditasyon almaya hak kazanan üniversitelerin rektörlerine ise belgeleri teslim edildi. Akreditasyon belgelerini İstanbul Beykent Üniversitesi adına Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Kazım Sarı aldı.