EĞİTİM - 29 Nisan 2024 Pazartesi 10:46

“Türkiye’deki üniversitelerin 73’ü kurumsal akreditasyona sahip”

A
A
A
“Türkiye’deki üniversitelerin 73’ü kurumsal akreditasyona sahip”

Yükseköğretim Kalite Kurulu (YÖKAK) tarafından düzenlenen “Uluslararası Kalite Güvencesi ve Akreditasyon Konferansı” Ankara’da gerçekleştirildi. Kongrenin açılış konuşmasını yapan YÖK Başkanı Prof. Dr. Erol Özvar, Türkiye’deki üniversitelerin 73’ünün kurumsal akreditasyona sahip olduğunu bildirdi. Özvar, 2027’ye kadar üniversitelerin tamamına yakınının akreditasyon sürecini tamamlamasını beklediklerini söyledi.


Ana teması "Yükseköğretimde Kalitenin İçselleştirilmesi ve İyileştirilmesi" olan konferansın amacı, yükseköğretimde kalite güvencesi alanındaki bilimsel gelişmeleri, yenilikleri, deneyimleri ve farklı bakış açılarını bir araya getirmek olan “Uluslararası Kalite Güvencesi ve Akreditasyon Konferansı” düzenlendiği Hacı Bayram Veli Üniversitesi’nde tamamlandı. Türkiye’den ve dünyadan birçok bilim insanını, ulusal ve uluslararası akreditasyon kuruluşları temsilcilerini bir araya getiren kongrede yükseköğretimin geleceği tartışıldı, bildiriler sunuldu. Kongrenin açılış konuşmasını yapan YÖK Başkanı Prof. Dr. Erol Özvar, Türkiye’deki üniversitelerin 73’ünün kurumsal akreditasyona sahip olduğunu bildirdi. Özvar, 2027’ye kadar üniversitelerin tamamına yakınının akreditasyon sürecini tamamlamasını beklediklerini söyledi.



“Yetkilendiren 24 ulusal ve 13 uluslararası akreditasyon kuruluşu var”


Program bazındaki akreditasyonların YÖKAK tarafından yetkilendirilen 24 ulusal ve 13 uluslararası akreditasyon kuruluşu tarafından yürütüldüğünü hatırlatan Özvar, “Mevcut durumda yükseköğretim sistemimizde akreditasyondan geçen programların sayılarının artmasını beklediğimizi ifade etmek isterim" diye konuştu.


“En önemli konulardan biri öğrencilerin beklentileri”


Konferansın açılış konuşmacılarından bir diğeri ise Avrupa Yükseköğretimde Kalite Güvencesi Birliği (ENQA) Başkan Yardımcısı Doris Herrmann oldu. Herrmann, “Avrupa’da eğitim standartlarını ve yönergelerimizi güncelliyoruz. Eğitimde reformlar yapacağız. 2027 yılında yeni eğitim standartlarını yayınlamayı amaçlıyoruz. Mayıs ayında Avrupa eğitim bakanları Tiran’da toplanıyor. Yükseköğretim alanında 2030 yılına kadar yaşanacak gelişmeler hakkında bilgilendirileceğiz. Altı çizilen en önemli konulardan biri, üniversite öğrencilerinin beklentileri, yaşantıları ve sosyal hayatları” şeklinde konuştu.



“Gerçek performanslar daha doğru şekilde değerlendirilebilir”


Kongreye “Yükseköğretimde Kalitenin Tamamlayıcı Haritası: Eksik Veriler ve Değerlendirme Stratejileri” başlıklı, İstanbul Beykent Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Volkan Öngel ile hazırladığı bildiri ile katılan akademisyen Dr. Gözde Bozkurt, Yükseköğretim Kalite Kurulu resmi internet sitesinde paylaşılan Gösterge Değerlendirme Raporunu inceledi. Üniversitelerde eksik veriler olduğu sonucuna varan Bozkurt, “Eksik veriler dikkate alınarak daha etkili ve bilgi temelli kararlar alınabilir. Bu da Yükseköğretim kurumlarının gerçek performanslarını daha doğru bir şekilde değerlendirmesine ve kaliteyi artırmak için daha etkili stratejiler geliştirmesine yardımcı olacaktır” ifadelerini kullandı.


Kongrede ayrıca kurumsal akreditasyon almaya hak kazanan üniversitelerin rektörlerine ise belgeleri teslim edildi. Akreditasyon belgelerini İstanbul Beykent Üniversitesi adına Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Kazım Sarı aldı.



“Türkiye’deki üniversitelerin 73’ü kurumsal akreditasyona sahip”

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara TBMM Başkanı Kurtulmuş: "(Yeni anayasa) Süreci siyasi partilerimizle birlikte TBMM çatısı altında sürdüreceğiz" TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, yeni anayasa çalışmalarına ilişkin, "Meseleyi birtakım kısıtlar altında tutmamak için, birtakım siyasi tartışmaların konusu haline getirmemek için bütün bu süreci siyasi partilerimizle birlikte TBMM çatısı altında sürdüreceğiz" dedi. Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) tarafından ‘TOBB 80’inci Genel Kurulu’ kapsamında Ankara ATO Congresium’da resepsiyon düzenlendi. Genel Kurul resepsiyonuna, 81 il ve 160 ilçeden Odalar ve Borsalar ile Türkiye’nin tüm büyük sektörlerini kapsayan 67 sektör meclisinden iş insanları ve sektör temsilcisi yer aldı. Programda açılış konuşması gerçekleştiren TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, TOBB’un yeni yönetim kuruluna seçilenlere başarı diledi. Gelecek dönem Türkiye’nin çok daha ileri gidebilmesi için birlikte mücadele edilmesi gerektiğini ve bunun Türkiye’nin bütün kesimleri için tarihi bir dönem olduğunu belirten Kurtulmuş, “Cumhuriyetimizin ikinci asrına girdiğimiz, önümüzde önemli hedefleri belirlediğimiz bir dönemin başlangıcındayız. Türkiye’yi daha ileriye götürmek, daha güçlü yarınlara taşımak, her birimizin bulunduğu mevzide işini en iyi şekilde yapmasıyla kaimdir. Bunun için hep beraber devam edeceğiz, mücadele edeceğiz. Aynı hedefler, aynı milli istikamet üzerinde yürüyeceğiz ve bu ülkeyi Cumhuriyet’in ikinci asrında çok daha güçlü ve büyük bir ülke yapacağız” ifadelerine yer verdi. "Süreci siyasi partilerimizle birlikte TBMM çatısı altında sürdüreceğiz” Son dönemde yürütülen anayasa çalışmalarına ilişkin konuşan Kurtulmuş, Türkiye’nin yeni asrında TBMM’nin üzerine düşen sorumlulukların en başından gelen yeni anayasayla, iki darbenin ürünü olan mevcut anayasayı sivil, demokratik, kapsayıcı, kuşatıcı bir çerçeveye oturtturmak olduğunu belirtti. Açık, şeffaf ve iyi belirlenmiş olan bir süreci yürütmek için azimle, gayretle çabaladıklarına dikkati çeken Kurtulmuş, “Meseleyi birtakım kısıtlar altında tutmamak için, birtakım siyasi tartışmaların konusu haline getirmemek için bütün bu süreci siyasi partilerimizle birlikte TBMM çatısı altında sürdüreceğiz” diye konuştu. “Nasıl bir yöntemle bir araya geleceğimizi bütün bu tartışmaların sonucu hep beraber belirleyeceğiz” Siyasi partilerin anayasasının olmayacağına, siyasi partilerin anayasa tekliflerinin olacağına vurgu yapan Kurtulmuş, bu çerçevede Meclis’te grubu bulunan ve grubu olmayan partilerin hepsinin görüşlerini alacaklarını dile getirdi. Kurtulmuş, "Nasıl bir yöntemle bir araya geleceğimizi bütün bu tartışmaların sonucu hep beraber belirleyeceğiz. Yine sivil toplum kuruluşlarının, üniversitelerin, hukuk camiasının ve ‘Benim de bu konuda bir fikrim var’ diyen herkesin sürece dahil olabileceği bir süreci birlikte yöneteceğiz. Böylece bu milletin anayasa yaptığı demokratik bir sürecin olgunlaşmasını ve sonuç alınmasını sağlayacağız” açıklamasında bulundu. Kurtulmuş, 12 Eylül Anayasası kabul edildiğinin ertesi gününden itibaren tartışmaya açıldığını ve birçok siyasi parti tarafından eleştirildiğini belirterek, "Madem öyle böylesine büyük bir birikime sahip olan Türk demokrasisi olarak hep birlikte hedeflerimizi ortaya koyarak, sözümüzü söyleyerek eğip bükmeden ve anayasa çalışmalarını bir siyasi tartışmanın tarafı haline getirmeden sonuç almak amacıyla bir araya geleceğiz ve inşallah hep birlikte olgun bir metni, milletin gönlüne yatan, büyük çoğunluk tarafından kabul görmüş olan bir metni Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde kabul edeceğiz” değerlendirmesinde bulundu. “Her türlü platformda da yeni anayasa tekliflerinizin tartışmaya açılmasını sağlayacağınızı ümit ediyoruz” Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği’nden yeni anayasa çalışmalarına çok ciddi bir şekilde katkı sunulmasını beklediklerini de belirten Kurtulmuş, “Her türlü platformda da yeni anayasa tekliflerinizin tartışmaya açılmasını sağlayacağınızı ümit ediyoruz. Çünkü iş dünyasının beklentilerinin, taleplerinin anayasa çalışmalarında gündeme gelmemesi düşünülemez. Bu vesileyle anayasa çalışmalarında bu salonda bir de 81 ilimizin hepsi temsil ediliyor. Hem TOBB’un niteliği gereği hem de aynı zamanda Türkiye’nin farklı yerlerindeki insanların beklentilerini, taleplerini alabilen bir kuruluş olarak onları da anayasa çalışmalarına aksettirmenizi ümit ediyorum” diye konuştu. “Üzerimize düşen temel sorumluluklardan birisi tartışarak ülkenin sorunlarının çözülmesi olduğuna inanıyorum” Türkiye demokrasinin olgunluğunun alametlerinden birisinin, demokraside farklı fikirlere sahip olan, siyasi kararlara sahip olan partilerin bir araya gelebilmesi olduğunu söyleyen Kurtulmuş, “İnsanlar çok farklı fikirlerde olabilir. Yüksek perdeden müzakere de edebilir, mücadele de edebilir, münakaşa da edebilir. Ama demokraside yapılmayacak tek şey, birbirine karşı yumruk sallamaktır. Demokraside el sıkışarak en zor konuları halledebileceğimize inanıyorum ve Türkiye Yüzyılında önümüzdeki dönemde Cumhuriyetimizin ikinci asrında üzerimize düşen temel sorumluluklardan birisinin de tartışarak ülkenin sorunlarının çözülmesi olduğuna yürekten inanıyorum” dedi. "Yeni anayasanın birinci şartı mevcut anayasaya tam uymaktır" CHP Genel Başkanı Özgür Özel ise, yeni anayasanın şartların olgunlaşması halinde yapılabileceğini belirterek, “Birinci şartı mevcut anayasaya tam uymaktır. Yeni bir elbise istemek için eskisine ne yaptığınıza bakarlar, size dikilmiş bir kıyafeti hiç giymediyseniz yenisini talep edemezsiniz, yenisini de giyecekseniz sizin üstünüze yaparlar" açıklamasında bulundu. Programa TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, Ticaret Bakanı Ömer Bolat, Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, CHP Genel Başkanı Özgür Özel, İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu, Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, STK başkanları, üst düzey yargı mensupları, milletvekilleri ve bürokratlar katıldı.