YEREL HABERLER - 31 Mayıs 2014 Cumartesi 12:51

Boynuzlu Engerek Yılanı Yabancıların Tehdidi Altında

A
A
A
Boynuzlu Engerek Yılanı Yabancıların Tehdidi Altında

Boynuzlu engerek yılanının zehrinin ilaç sanayinde oldukça kıymetli olduğunu ifade eden Artvin Çoruh Üniversitesi Orman Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Temel Göktürk, ülkemizde sadece Artvin-Hopa, Borçka ve Arhavi ilçelerinde yaşamını sürdüren bu endemik sürüngen üzerinde Avrupa ülkelerinde ilaç ve serum şişelerinde kullanılmak üzere ciddi bir çalışma yapıldığını ve bu nedenle bu yılanları kaçırmaya çalışan yabancılara rastladıklarını söyledi. Sırtında koyu kahverengi, baklava deseni benzeri zikzak desenleri bulunan yılanla ilgili bilgiler veren Göktürk “Beneklerinin ortası kenarlara göre daha açık olur. Kuyruğun uç kısımları genç bireylerde sarımsı pembe renkli olur. Başın üst kısmında küçük ve belirgin benekler bulunur. Karın bölgesi sarımsı beyaz ve küçük benekli olur. Hareketleri oldukça yavaştır. Eylül-Ekim'den Mart-Nisan'a kadar kış uykusuna yatarlar. Boyları genel olarak 50-60 cm (erkekler en fazla 90 cm) kadar olur. Zehirleri insan için tehlikeli olabilir. Ancak üzerine basılmadıkça veya rahatsız edilmedikçe insanı ısırmazlar. Eğer sıkıştırılırlarsa başlarını havaya kaldırarak tıslarlar ve kendilerini çok tehlikede hissederlerse saldırabilirler” dedi.
İlaç sanayinde kullanılan zehri ile ilgili olarak Göktürk “Genel olarak yılan zehri sarımsı veya beyazımsı bir sıvı olup içinde az-çok katı cisimler bulunan (ölü hücre parçaları), yapışkan, sudan biraz daha yoğun bir sıvıdır. Açık havada kolayca bozulur. Kurutulursa veya kristalize edilirse karanlık ve serin yerde tutmak şartıyla uzun yıllar tesirini kaybetmez. Kuru zehir saf suda veya tuzlu suda tekrar eritilebilir. Zehrin kimyasal bileşimi henüz tam aydınlanmış değildir. Fakat proteinli maddeler ve çeşitli fermentler ihtiva ettiği öteden beri bilinmektedir. Yılan zahirinin şifasal özelliği çok eski tarihlerden beri bilinmektedir. Yılan zehrindeki toksik unsurları fizyolojik etkileri bakımından iki grup altında toplamak mümkündür. Birinci grup, sinir sistemi ve duyu organları üzerinde etkili olan nörotoksik zehirlerdir. Bunlar soluk alıp vermede görev alan kaslar, özellikle diyafram üzerinde de etkilidir. yani kan parçalayıcı toksinlerdir. Bunlar dolaşım sisteminde bozukluklar meydana getirir ve çeşitleri fazladır. Mesela; kanın pıhtılaşmasına mani olan antifibrinler, veya kırmızı kan hücrelerini tahrip eden hemolysinler gibi. Zehirden yapılan ilaç damar daraltıcı ve kan durdurucu etki yapmaktadır. Kobra yılanlarından elde edilen zehir, sancıları dindirmede faydalı görülmektedir. Bilim adamları yaptıkları araştırmalarla alışkanlık yapmayan bir ağrı kesici üreteceklerini düşünüyorlar. ‘Kistin’ adlı bir bileşiğin kanın pıhtılaşmasını önlediğini ortaya çıkardılar. Araştırıcıların yapmış olduğu bu keşif kalp hastalıklarının tedavisinde yeni nesil ilaçlara önderlik edebilir. Bunlardan başka bu sahada çalışan bilim adamları sara hastalığı, mafsal iltihabı, nefes darlığı, bronş açıcı, ağrı kesici gibi bazı önemli rahatsızlıklara karşı yılan zehri yolu ile tedavi şekilleri aramaktadırlar. Son yıllarda kobra zehiri kansere karşı kullanılmaktadır. Brezilya başta olmak üzere Hindistan, Almanya ve Azerbaycan’da kurulmuş tesislerde yıllardır ilaç ham maddesi olarak yılan zehiri üretimi yapılmaktadır.Sağılan sıvı zehir ‘Liofilize’ cihazı ile kristal hale getirilerek ilaç sanayinin kullanımına sunulmaktadır” diye konuştu.
Doç. Dr. Temel Göktürk, çay toplama döneminde bulunulduğunu ve çaylık alanlarda sıkça rastlanabilen yılan türü konusunda vatandaşların dikkatli olması konusunda uyardı.
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara Bulgaristan’da ‘Yedi Tepeler Bulgar-Türk Dostluk Sergisi’ sanatseverlerle buluştu Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi, Türkiye Cumhuriyeti Filibe Başkonsolosluğu, Filibe Belediye Başkanlığı, Filibe Ressamlar Derneği ve Nöbet Tepe Kültür Sanat ve Edebiyat Kulübü iş birliğiyle düzenlenen ‘Yedi Tepeler Bulgar-Türk Dostluk Sergisi’, Bulgaristan’ın kültür başkenti Plovdiv’de sanatseverlerle buluştu. Plovdiv Belediye Sanat Galerisi’nde gerçekleştirilen serginin açılışı, yoğun katılım ve güçlü diplomatik temsil ile görkemli bir atmosferde gerçekleşti. Açılışa Türkiye Cumhuriyeti Filibe Başkonsolosu Emre Manav başta olmak üzere diplomatik temsilciler, yerel yöneticiler, sanatçılar ve çok sayıda sanatsever katıldı. Küratörlüğünü Aynur Mahmudova Kaplan’ın üstlendiği sergide, 30 Türk ve 30 Bulgar sanatçının 120 eseri yer aldı. Resim, özgün teknikler ve çağdaş yorumlarla zenginleşen eserler; iki ülke arasındaki ortak kültürel hafızayı, tarihsel bağları ve sanat yoluyla kurulan dostluğu görünür kıldı. Türkiye Cumhuriyeti Filibe Başkonsolosu Emre Manav yaptığı konuşmasında, iki ülkenin gerek coğrafi gerek kültürel benzerliklerinden bahsederek, bu tür etkinliklerin daha da artmasını diledi. Organizasyonun gerçekleşmesinde emeği geçen Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi Sanat ve Tasarım Fakültesi Grafik Tasarım Bölüm Başkanı Prof. Birsen Çeken ve ekibine de teşekkür belgesi sunuldu. ‘Yedi Tepeler Bulgar-Türk Dostluk Sergisi’, 15 Ocak 2026 tarihine kadar Plovdiv Galerisi’nde ziyaret edilebilecek.
Aydın Aydınlı sağlık ekibi birinciliği bırakmadı Aydın Kadın Doğum ve Çocuk Hastalıkları Hastanesi Çocuk Yoğun Bakım ekibi, çocuk yoğun bakım alanında yürüttükleri bilimsel çalışmalarla üst üste dört yıldır ödül almayı başarırken, bu yıl da birincilik ödülüne layık görüldü. Geçtiğimiz ay Antalya’da düzenlenen Uluslararası Katılımlı 21. Ulusal Çocuk Acil Tıp ve Yoğun Bakım Kongresi ile 17. Çocuk Acil Tıp ve Yoğun Bakım Hemşireliği Kongresi’nde, Türkiye’nin saygın üniversiteleri ve eğitim araştırma hastanelerinin yer aldığı kategoride, Aydınlı ekibin çalışması birincilik ödülü aldı. Birincilik ödülüne layık görülen çalışma, kongrede ekip adına Selma Albayrak tarafından sunulan "Çocuk Yoğun Bakım Ünitesinde; Hemşire Odaklı Bispektral İndeks (BIS) İzlemiyle Uygulanan Sedasyon Protokolünün Klinik Sonuçlara Etkisi: Prospektif, Randomize Kontrollü Çalışma" başlığını taşıyor. Sağlık ekibi geliştirdikleri yeni protokol sayesinde, solunum cihazına bağlı çocuklarda kullanılan anestezik ilaçların miktarını belirgin şekilde azaltmayı başardı. Çocuk Yoğun Bakım ekibinin sorumlusu Doç. Dr. Ekin Soydan, başarıya ilişkin yaptığı değerlendirmede şu ifadeleri kullandı: "Bu kongrelerde Türkiye’nin en saygın hastaneleri yer alıyor. Bildiğimiz kadarıyla dört yıl üst üste ödül alan başka bir merkez bulunmuyor. Bu nedenle elde edilen başarı bizim için ayrı bir mutluluk ve gurur kaynağı. Ekip arkadaşımız Selma Albayrak, yıl boyunca araştırmamızın bulgularını titizlikle derleyerek kongrede son derece başarılı bir sunum gerçekleştirdi. 1.lik ödülünü tekrar kazanmamızı sağladı. Yaklaşık 3,5 yıldır Aydın’da görev yapan bir hekim olarak, hasta bakımında son derece özverili, insani ve mesleki açıdan güçlü bir yoğun bakım ekibiyle çalışıyorum. Bu başarının arkasındaki en önemli güç, ekip arkadaşlarımdır. Önceki yıllarda birincilik ödülü alan çalışmalarımızın yurt dışında saygın dergilerde yayımlanacak olması bizi ayrıca mutlu etti. Çalışmalarımızda ve mesleki eğitim sürecimde büyük katkıları bulunan, İzmir Behçet Uz Çocuk Hastanesi’nden Prof. Dr. Hasan Ağın hocama da buradan özellikle teşekkürlerimi iletmek isterim’
Ankara Karahantepe, Archaeology Magazıne tarafından 2025’in ilk 10 keşfi arasında gösterildi Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, Karahantepe’nin Archaeology Magazıne tarafından 2025’in ilk 10 keşfi arasında gösterildiğini duyurdu. Şanlıurfa’da yürütülen Taş Tepeler Projesi’nin parçası olan Karahantepe, Archaeology Magazine tarafından 2025 yılının ilk 10 keşfi arasında gösterilerek derginin kapağına taşındı. Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, Taş Tepeler Projesi kapsamında yürütülen bilimsel çalışmaların insanlık tarihine dair mevcut kabulleri yeniden şekillendirdiğini vurguladı. "Anadolu’nun 12 bin yıllık hikayesini, kültürel mirasımızı koruyarak dünyaya anlatmaya devam edeceğiz" Bakan Ersoy, yürütülen çalışmaların insanlık tarihine dair bilinenleri yeniden şekillendirdiğini aktararak, "26 Kasım’da 5. yılını kutladığımız Taş Tepeler Projesinin önemli bir parçası olan Karahantepe dünyanın saygın yayınlarından Archaeology Magazine tarafından 2025 yılının ilk 10 keşfi arasında gösterildi ve derginin kapağında yer aldı. Bu topraklarda yürüttüğümüz bilimsel çalışmalar, insanlık tarihine dair bildiklerimizi yeniden şekillendiriyor. İnanıyorum ki mikro analizlerden arkeometriye, sembolik buluntulardan koruma faaliyetlerine uzanan bu kapsamlı süreç, Taş Tepeler’i dünyanın Neolitik başkenti olarak tescilleyecek. Anadolu’nun 12 bin yıllık hikayesini, bilimle gün yüzüne çıkarmaya; kültürel mirasımızı koruyarak dünyaya anlatmaya kararlılıkla devam edeceğiz" ifadelerini kullandı.