ASAYİŞ - 28 Şubat 2025 Cuma 22:40

Artvin-Ardahan karayolunda heyelan

A
A
A
Artvin-Ardahan karayolunda heyelan

Artvin-Ardahan karayolunda heyelan meydana geldi. Ekiplerin yoğun çalışmalarının ardından yol temizlenerek trafiğe açıldı.


Artvin-Ardahan karayolunun 19. kilometresinde Varyant mevkiinde yamaçtan kopan dev kaya parçaları karayolunu trafiğe kapattı. Gece saatlerinde 112 Acil Çağrı Merkezi’ne yapılan ihbar sonrası bölgeye Karayolları ve belediye ekipleri sevk edildi. Bölgede uzun araç kuyruklarının oluşurken, ekipler güvenlik önlemleri alarak heyelanlı bölgedeki temizlik çalışmalarına başladı.


Yaklaşık 1 saat süren yoğun çalışmalar sonucunda yol yeniden ulaşıma açıldı.



Artvin-Ardahan karayolunda heyelan

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Eskişehir ESOGÜ İlahiyat Fakültesi’nin 30 kuruluş yıldönümü etkinliği Eskişehir Osmangazi Üniversitesi (ESOGÜ) İlahiyat Fakültesi’nin 30. kuruluş yıldönümü nedeniyle etkinlik düzenlendi. Eskişehir Osmangazi Üniversitesi İlahiyat Fakültesi’nin kuruluşunun 30. yılı nedeniyle Osmangazi Üniversitesi Kongre Ve Kültür Merkezi’nde etkinlik düzenlendi. Etkinliğe ESOGÜ Rektörü Prof. Dr. Kamil Çolak, Anadolu Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Yusuf Adıgüzel, ESOGÜ İlahiyat Fakültesi Dekanı Prof.Dr. Adnan Adıgüzel, İlahiyat Fakültesi Kurucu dekanı Prof. Dr. Mehmet Maksudoğlu ve öğrenciler katıldı. Etkinlik saygı duruşu ve İstiklal Marşı akabindeki Çarşı Camii Müezzini Ali Osman Ersen’in Kuran-ı Kerim tilaveti ile başladı. "İlahiyat Fakültemizin 30’uncu kuruluş yıl dönümünde iyi ki sizlerle birlikte olduk" Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Kamil Çolak, "İlahiyat Fakültemizin 30’uncu kuruluş yıl dönümünde iyi ki sizlerle birlikte olduk, hepinize teşekkür ediyorum. Güzel, hayırlı bir anma programı olmasını diliyorum" dedi. "Bütün arkadaşlarımızın kapıları, öğrencilere sonuna kadar açık" ESOGÜ İlahiyat Fakültesi Dekanı Prof.Dr. Adnan Adıgüzel ise, "Fakültemizin kuruluşu aşamasına kadar emek sarf eden bütün destekçilerimize, arkadaşlarımıza, dostlarımıza, akademisyenlerimize ve hocalarımıza teşekkür ediyoruz. Rahmetli olan vefat eden hocalarımıza ve gönül dostlarımıza Allah’tan rahmet diliyoruz. İlahiyat Fakültesi hocalarımız, ilahiyatı temsilen şehrin her yerinde bulunuyorlar. Cezaevinde, Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlı okullarda, diyanetin her biriminde, yerel ve ulusal televizyonlarda varlar. Bütün arkadaşlarımızın kapıları, öğrencilere sonuna kadar açık. Onlarla her an randevusuz görüşürler, hiçbir şekilde çay içmeden göndermezler. Böyle bir kadromuz var, çok şükür. İyi bir kadroyla, iyi bir mirasla devam etmeye çalışıyoruz" dedi. Anadolu Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Yusuf Adıgüzel; Prof. Dr. Mehmet Emin Maksudoğlu ve Prof. Dr. Hüseyin Aydın’a, ESOGÜ Rektörü Prof. Dr. Kamil Çolak ise Prof. Dr. Hasan Gönen ile Prof. Dr. Fazıl Tekin’e plaketlerini verdi. Konuşmalar sonunda ESOGÜ İlahiyat Fakültesi Mezun ve Mensupları Derneği (ESİLDER) tarafından yapılan kura çekilişinde öğrenciler arasından 2’sine umreye hediye edildi. Son olarak sahneye çıkan Konya Türk Tasavvuf Müziği Topluluğu’nu, Sema mukabelesi gerçekleştirdi.
Samsun Kızını boğarak öldürüp intihar süsü veren annenin ağırlaştırılmış müebbet hapsi istendi Samsun’da öğretmen olan kızını boğarak öldürüp intihar süsü veren annenin yargılandığı davada savcı mütalaasını açıklarken, annenin ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırılması istendi. Olay, 8 Nisan 2025’te Atakum ilçesi Esenevler Mahallesi’nde meydana geldi. Edinilen bilgiye göre, ağabeyi 2021 yılında Hakkari’de şehit olan rehber öğretmen Tuba Günaydın (34), yaşadığı psikolojik sorunlar nedeniyle 2022’de eşinden boşandı. Şehit yakını kontenjanından Samsun İlkadım Sakarya İlkokulu’na atanan Tuba Günaydın, görme ve kısmi felç rahatsızlığı geçirdikten sonra, annesi Sultan Günaydın (61) ile birlikte yaşamaya başladı. Olay gecesi Sultan Günaydın, komşularına feryat ederek kızının banyoda bilekleri kesilmiş halde hareketsiz yattığını bildirdi. İlk incelemede intihar şüphesi üzerine durulan olayda, otopsi raporunda boğulmaya bağlı boyun kırıkları tespit edilince cinayet ortaya çıktı. Çıkarıldığı mahkemece tutuklanarak cezaevine gönderilen anne Sultan Günaydın hakkında Samsun 1.Ağır Ceza Mahkemesi’nde dava açıldı. Yaşlı kadın görülen davanın ikinci duruşmasına tutuklu bulunduğu cezaevinden Ses ve Görüntülü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile katıldı. Sultan Günaydın davanın ilk duruşmasında suçunu itiraf ederek, "Kızım banyoda bana saldırdı, ben de ittim, düştü. Yine saldırmaya devam etti. Ellerim boynundayken kendimi kaybetmişim. Kızım daha önce intihar edeceğini söylemişti. Ben de ölünce ’intihar süsü’ vermek için bileklerini kestim. Banyoda bana vurunca kafamın yanını ve omzumu duvara çarptım. Kendimi korumak için ittim, ondan sonrasını hatırlamıyorum" diye kendini savunmuştu. Tanıkların dinlendiği durumla da dosyanın tamamlanmış ve başkada araştırılacak husus kalmadığından duruşma savcısı mütalaasını açıklayarak Sultan Günaydın‘ı öz kızını öldürmek suçundan TCK’nın 82/1-d-e-f,53 maddeleri gereği ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırılmasını talep etti. Duruşma sanık avukatının mütalaaya karşı savunma yapmak üzerine süre verilmesi için ileri bir tarihe ertelendi.
Çanakkale Cezayirli Hasan Paşa Köşkü’nü gün yüzüne çıkarmak için çalışmalar devam ediyor Çanakkale Valisi Doç. Dr. Ömer Toraman, Cezayirli Hasan Paşa Köşkü’nün 2025 yılı kazı ve temizlik çalışmaları hakkında yaptığı açıklamada, "Bu sene zor şartlarda da olsa yoğun bir çalışma yaptılar ve çiftliğin avlusunu ve müştemilatlarını açığa çıkardılar. Daha kazılacak alanlar, yerler var. İnşallah önümüzdeki yılda bunu devam ettirmek niyetindeyiz" dedi. Bilimsel sorumluluğunu Sanat Tarihi Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ali Osman Uysal’ın yürüttüğü ve Troya Müzesi uzmanlarından oluşan bir ekip tarafından kazı çalışmaları sürdürülen çalışmalarda Osmanlı donanmasının önemli isimlerinden Cezayirli Gazi Hasan Paşa’ya ait olduğu belirlenen köşk ve çiftlik kalıntıları gün yüzüne çıkarılıyor. Ezine ilçesinde Mahmudiye köyü Kule mevki Troya Tarihi Milli Park alanı sınırları içerisinde kalan Cezayirli Hasan Paşa Köşkü, mülkiyeti hazineye ait olan bin 106 metrekare, yüzölçümlü 2016 parselde yer alıyor. Köşkten kalan en belirgin buluntu Hasan Paşa kulesi, yaklaşık 12 metre yüksekliğinde ve kare planlıdır. Duvarları taştan yapılan ve alçıyla sıvanan kulenin dört köşesinde de sekizgen biçimli gözetleme mevziileri yer alıyor. Köşk binasına yönelik olarak hazırlanan rölöve, restitüsyon ve restorasyon projeleri ve kazı çalışması projeleri Çanakkale Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu tarafından 1 Aralık 2022 tarih ve 8505 sayılı kararla onaylanmıştı. Çanakkale Valiliğinin destekleriyle 2025 yılı Kasım ayı başında başlatılan restorasyona yönelik kazı ve temizlik çalışmalarında; Cezayirli Hasan Paşa Köşkü’nün hali hazırda korunmuş olan gözetleme kulesinin güneyinde yer alan plankarelerde kazı çalışmaları sürdürülerek yapı kompleksine ait duvarlar, doğuda yer alan çevre duvarının tamamı, kule önünde yer alan tonozlu yapı açığa çıkartıldı. Kazı çalışmalarında; mekânlara, taş döşeli yürüme yollarına, Osmanlı Dönemi seramik parçaları, demir aksamlar, ithal seramikler, girişi sağlamak için kullanılan tonozlu bir yapının kalıntıları açığa çıkartılırken Osmanlı Dönemi’ne ait sikkeler seramik parçaları, demir aksamlar, Maydos tuğlaları ve devşirme mimari parçalar bulundu. Cezayirli Hasan Paşa Köşkü ile 2025 yılı kazı ve temizlik çalışmalarını, Çanakkale Valisi Doç. Dr. Ömer Toraman, Çanakkale Savaşları Gelibolu Tarihi Alan Başkanı İsmail Kaşdemir, Prof. Dr. Ali Osman Uysal ve beraberindekiler bölgede incelemelerde bulundu. Çanakkale Türk denizcilik tarihi açısından çok önemli bir yer Çanakkale’nin denizcilik tarihi için önemli bir yer olduğun belirten Çanakkale Valisi Doç. Dr. Ömer Toraman, "Biliyorsunuz Çanakkale Türk denizcilik tarihi açısından çok önemli bir yer. Özellikle Osmanlı donanmasının teşkilatında çok kritik fonksiyonlar görmüş. Osmanlılara ait ilk tersane bu topraklarda kurulmuş ve ilk Kaptan-ı Derya Karargahı yine Gelibolu’da bu topraklarda konuşlanmış. İstanbul’un fethine kadar da burası Çanakkale, Gelibolu Osmanlı Donanmasının ana merkezi hüviyetinde olmuş. Öte yandan Çanakkale Deniz Harp tarihi açısından da çok önemli. En son 1. Dünya Savaşı’nda tarihin gördüğü en büyük deniz harplerinden bir tanesine sahne olmuş ve Çanakkale geçilmez sözünün tarihe geçtiği yer olarak da kayıtlara girmiş. Osmanlı’nın son dönem büyük kaptanı deryalarından Cezayirli Hasan Paşa bu bölgeyle de yakından ilgilenmiş ve bu bölgede şahsi bir çiftlik kurarak da bu bölgedeki varlığını hissettirmiş" dedi. "Bu eserleri korumak, ihya etmek ve gelecek nesilleri aktarmak için kendimizi mesul hissediyoruz" Tarihi değerde olan eserleri korumakla mesul olduklarını vurgulayan Vali Toraman, "Zamanın yıpratıcı etkisi bir taraftan, insanların ilgisizliği diğer taraftan, onun bir kompleks olarak oluşturduğu çiftliğin zaman içerisinde tahribine sebep olmuş. Elimizde şu anda en önemli parçası arkamızda gördüğünüz kule, köşk tabir edilebilecek yapı. Bu yapı da tabii çok tahrip olmuş bir durumda. Bununla ilgili bu eserleri korumak, ihya etmek ve gelecek nesilleri aktarmak için kendimizi mesul hissediyoruz. Bu çerçevede hem kulenin korunması ama bu yapı külliyenin yalnızca kuleyle sınırlı olmadığını etrafında da başka yapılar olduğu bilgisinden de hareketle Prof. Dr. Ali Osman Uysal hocamızın öncülüğünde bir kazı çalışması kararı aldık. Troya Müze Müdürlüğümüzün nezaretinde bir müze kazısı olarak bu sene köşkün etrafını hocamız kazmaya başladı" diye konuştu. "İnşallah önümüzdeki yılda bunu devam ettirmek niyetindeyiz" Gelecek sene de kazıların devam edeceğini söyleyen Vali Toraman, şu ifadeleri kullandı: "Kazı çalışmalarına biz İl Özel İdaresi olarak da destek sağladık. Amacımız bu külliyenin ortaya çıkarılması, en azından temel seviyesine de olsa çıkarılması ve resmin bütününü görebilmek ve ortaya çıkardıktan sonra da bunları koruma altına alabilmek. İleriki zamanlarda ihyası içinde geliştirecek projelere altlık oluştursun diye bu çalışmayı yürüttük. Ben kıymetli hocama ve kaza ekibine teşekkür ediyorum. Bu sene zor şartlarda da olsa yoğun bir çalışma yaptılar ve çiftliğin avlusunu ve müştemilatlarını açığa çıkardılar. Daha kazılacak alanlar, yerler var. İnşallah önümüzdeki yılda bunu devam ettirmek niyetindeyiz. Çanakkale’nin Türk denizcilik tarihine geçmişte sağlamış olduğu katkının bir nişanesi olarak bu eseri korumak ihya etmek ve gelecek nesile aktırmak vazifemiz diye düşünüyoruz."
Malatya Başkan Er: "Malatya eskisinden güzel yaşanabilir ve güçlü bir şehir olacak" Malatya Büyükşehir Belediyesi Tarımsal Hizmetler Dairesi Başkanlığı tarafından yürütülen "İklim Değişikliğine Uyum ve Kuraklıkla Mücadele Kapsamında Sulama Altyapısının Güçlendirilmesi" projesi kapsamında tarımsal üretime destek sürüyor. Sürdürülebilir tarımsal üretim için modern sulama projelerini hayata geçiren Büyükşehir Belediyesi, 250 mahalle ve mezrada kullanılmak üzere 250 bin metre sulama borusunu çiftçilere dağıtmaya devam ediyor. Bu kapsamda, maliyeti 70 milyon lira olan borular, üreticilere teslim edilirken, sulama suyunun hem ekonomik hem de verimli kullanılması sağlanıyor. Bu kapsamda Pütürge’de 120 lokasyonda, üreticilerin ihtiyaçları doğrultusunda farklı özelliklerde toplam 41 milyon lira değerinde muhtelif cins ve çapta 93 bin 500 metre boru çiftçilere ulaştırıldı. Bölgedeki sulama altyapısının modernize edilmesi, su kullanımında tasarruf sağlanması, verimliliğin artırılması ve çiftçilerin değişen iklim koşullarına karşı daha güçlü hale getirilmesi noktasında Pütürge’de üreticilere sulama suyu boruları düzenlenen törenle verildi. Pütürge Belediyesi Konferans Salonunda düzenlenen programa, Malatya Büyükşehir Belediye Başkanı Sami Er, Pütürge Belediye Başkanı Mikail Sülük, Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreter Yardımcısı Dr. Nusret Mum, Büyükşehir ilgili daire başkanları, Pütürge ve Doğanyol Ziraat Odası İlçe Başkanı Kürşat Ayaydın, siyasi partilerin ilçe başkanları, muhtar ve üreticiler katıldı. Malatya Büyükşehir Belediyesi Tarımsal Hizmetler Dairesi Başkanlığı tarafından yatırım ve hizmetlere dair sinevizyon gösteriminin ardından konuşan Malatya Büyükşehir Belediye Başkanı Sami Er, "Malatya depremde büyük bir yara aldığı için çok iş var. Çok büyük bir operasyon yürütülüyor. İşlerimiz rayına girdi inşallah. ‘Yirmi yılda, otuz yılda ayağa kalkmaz’ denen bir şehir, iki yılda ayağa kalktı" ifadelerini kullandı. Malatya’nın eskisinden daha güzel, yaşanabilir ve güçlü bir şehir olacağını dile getiren Başkan Er, "Cumhurbaşkanımızın güçlü liderliğinde, bakanlarımız deprem bölgesi ve Malatya için ellerinden gelen bütün gayreti gösteriyorlar. Yerelde de valimiz, vekillerimiz, belediye başkanlarımız ve kamu kurumlarımızla iyi bir sinerji yakaladık, Malatya’mız bir yılda ayağa kalktı. İnsanların umutları kırılmıştı. 90’lı yıllarda yaşanan depremlerde insanlar bir çaresiz kalmıştı ama hakikaten şimdi öyle değil artık. Güçlü bir liderle nasıl operasyonel bir şekilde işlerin düzeldiğini hep birlikte gördük. Malatya eskisinden daha yaşanabilir ve güçlü bir şehir olacak. Bundan hiç şüpheniz olmasın" dedi. Büyükşehir Belediyesi olarak kentin sanayisine, turizmine ve tarımına yön verme noktasında çalışmalar yaptıklarını ifade eden Başkan Sami Er, "Malatya’nın ekonomisi büyük oranda tarıma dayalı. Bütün ekonomimiz, tarım ekonomisinin etrafında dönüyor. Bir zirai don yaşadık. Allah, Cumhurbaşkanımızdan razı olsun, insanımızın zarar ziyanını karşıladı. Devletimiz bir taraftan sulama projeleri, Devlet Su İşleri de kanal ve barajlar yaparken biz de ’Büyükşehir olarak ne yapabiliriz? Nasıl katkılar sunabiliriz?’ diye yola çıktık ve bu hususta çalışmalar yürüttük. Bütün ilçelerde yürüttüğümüz bir proje geliştirdik. Malatya’ya 250 bin metre boru alarak çiftçilerimizle devlet-vatandaş iş birliği ile projeler gerçekleştirmeye başladık. Pütürge’ye de 93 bin 500 metrekarelik sulama suyu borusu desteği sağladık, değeri 41 milyon lira. Buradaki amaç hem suyumuzun boşa akmaması hem de ürünlerimiz ve bahçelerimizin susuz kalmaması. Yani insanlarımızın emeği yerde kalmasın. Sular çok hoyratça kullanılabiliyor. Kapalı boru sistemiyle hem suyumuzu tasarruflu kullanmış olacağız. Tabii küresel ısınma aslında dünyada büyük bir sorun. En az yağış alan bölge, Malatya ve Elazığ. Bu noktada yürütülen proje oldukça önemli" diye konuştu. Pütürge Belediye Başkanı Mikail Sülük ise vatandaşlara sağladığı destek ve hizmetlerinden dolayı Malatya Büyükşehir Belediye Başkanı Sami Er’e teşekkür etti. Sülük, "Allah devletimize zeval vermesin. Çok zor dönemin belediye başkanlarıyız. Göreve geldiğimizde bir ekonomik kriz vardı. Arkasından pandemi ve iki deprem. 2020’de bir Elazığ depremi ardından Pütürge depremi yaşadık. Daha onun yaraları sarılmadan büyük iki deprem daha Türkiye’yi sarstı. 11 ilimiz yıkıldı. Ama hamdolsun bir liderimiz var. Kendini köyde ve şehirde yaşayan vatandaşın yerine koyarak, bu yatırımları yapıyor. Depremin yaşandığı 11 ilde bu kadar hızlı toparlanma dünyanın hiçbir devletinin yapabileceği bir şey değil" şeklinde konuştu. Pütürge ve Doğanyol Ziraat Odası İlçe Başkanı Kürşat Ayaydın da, "Listeye bakıyorum Pütürge’ye 93 bin 500 metre boru desteğinde bulunulmuş. Bunun yanında jeneratörler, sıvatlar, mahallelerde yapılan projeler toplam değeri 41 milyon lira. Tarım ülke ekonomisinin bel kemiğidir. Üretmemiz lazım. Üretmezsek aç kalırız, üretebilmek için de o toprağı suyla buluşturmamız lazım. Bu konuda Büyükşehir Belediye Başkanımız Sami Er’e çok teşekkür ediyorum" ifadelerini kullandı.