YEREL HABERLER - 26 Ekim 2016 Çarşamba 13:31

Prof. Dr. Ceyhun Dizdarer, Aydın’da ‘Metabolik Fıtness’i anlattı

A
A
A
Prof. Dr. Ceyhun Dizdarer, Aydın’da ‘Metabolik Fıtness’i anlattı

Aydın Tabip Odasınca düzenlenen “Ayın Konuğu” etkinliğinin Ekim ayı konuğu Çocuk Endokrinoloji Profösörü ve Metabolizma uzmanı Prof. Dr. Ceyhun Dizdarer oldu.
Panelde interaktif bir sunum yapan Dr. Dizdarer, çeşitli etkenleri bünyesinde barındıran metabolik sendromun tedavisinde ilaç, beslenme programı ya da egzersizin tek başına anlam ifade etmediğini, dünyada branşların birleşiminden oluşan terapilerin yaygın olarak kullanıldığını bildirdi.
Türkiye’de obezite tedavisinin ağırlıklı olarak diyet reçeteleriyle uygulanmaya çalışıldığını söyleyen Dizdarer, bu programların pek çoğunun vücuttan su, kas kaybı ve metabolizmanın olumsuz etkilenmesi gibi sonuçlara yol açma riskini taşıdığını, sporsalonları ya da diyetisyen programlarının deneyimli bir hekimin kontrolünde sürdürülmesi gerektiğini ifade etti.
Sendromun çözümünün metabolizma ile bedenin düzeltilmesiyle mümkün olduğunu kaydeden Dizdarer, şöyle devam etti: “Metabolik sendromla mücadele ancak kişiye özel metabolik fitness programıyla mümkündür. Metabolik fitness, kalp, inme, diyabet gibi metabolik sendromla oluşan hastalıkların riskini azaltmaya yönelik geliştirilmiş, egzersiz, beslenme, stres yönetimi ve davranış değişikliği ile ayarlanmış bir terapi yöntemidir. Sendromdan kurtulunması için hekim kontrolünde, tıbbi yaklaşım, diyet ve egzersizin bir arada kullanıldığı metabolik fitness uygulanması gerekir. Metabolik fitness, Türkiye gibi obezitenin ve metabolik sendromun sıklıkla görüldüğü ülkelerde kesinlikle yaygınlaşması gereken bir terapi şekli.
Programda, kişi, metabolizma, beden, beslenme ve hareketlilik analizleriyle deneyimli hekimlerce inceleniyor. Kişiye özel metabolizmasına uygun bir beslenme, egzersiz tipi ve beden yapısına uygun yaşam tarzı sunuluyor. Böylece kişinin insülin direnci eğilimi de ortadan kaldırılıyor. Ne yazık ki halen birçok yerde detayları görmeden kaba ölçüm ve öneri sunumları mevcut. Bu da tedavi de başarısızlıkları ve geri dönüşleri getiriyor.
Fitness denilince akla egzersiz geliyor ancak fitness iyi olma hali, metabolik fitness da metabolizmanın iyi olma halidir. Bunun içinde egzersiz, beslenme, davranış düzenlemesi, medikal tedavi gibi ayrıntılar yer alır. Metabolizmayı etkileyen faktörlerin saptanıp tek tek düzeltilmesi programın ana temasıdır. Mutlaka kişinin ihtiyaçlarına özel program oluşturulur” dedi.
Etkinlik sonrası Aydın Tabip Odası Başkanı Dr. Hakan Karagözlü, Prof. Dr. Ceyhun Dizdarer’e teşekkür ederek, yeni panel ve toplantıların artarak sürdürüleceğini belirtti.
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Sakarya Fabrikanın dereye bıraktığı atık, mahalleliye eylem yaptırdı Sakarya’nın Ayazı ilçesinden geçmekte olan ve bölgedeki birçok köyün tarım için kullandığı dere, iddiaya göre gıda fabrikasının atıkları sebebiyle kirli akıyor. Yıllardan beri kötü koku ve dere pisliğinden isyan eden mahalleli, fabrikanın önüne kadar yürüyüş eylemi yaptı. Kzıılcıkorman Mahallesi’nden geçen ve çevre mahallelerden geçerek Mudurnu Deresi ardından da Sakarya Nehri üzerinden Karadeniz’e dökülen derenin, bölgede bulunan GSF Gıda Sanayi Fabrikaları’nın atıklarından dolayı yıllardan beri kirli aktığı iddia edildi. Adeta siyaha bürünen derenin yıllardır bir çözüme kavuşturulmadığı için duruma tepki gösteren mahalle halkı, fabrikanın önüne kadar yürüyerek eylem gerçekleştirdi. Fabrikanın önünde toplaşan mahalle sakinleri ellerindeki ‘Balıklar öldü sıra çocuklarda’, ‘Yeter artık 40 yıl oldu, bıktık’, ‘Doğaya zulüm insana zulümdür’ pankartlarıyla yaptığı yürüyüşte ise jandarma ekipleri geniş güvenlik önlemi aldı. Mahallelinin tek istediği ise fabrikanın arıtma cihazını aktif hale getirip bölgenin pislik ve kötü kokudan arındırılması. “Artık ceza da işe yaramıyor” İnsanların mağdur olduğunu belirten mahalle sakini Mehmet Gülşen, “Deremiz hali çok kötü ve yıllardan beri biz bu çileyi çekiyoruz. Dere yakınlarında okul var ve birçok çocuk kötü kokudan dolayı sınıflara giremiyor. Derenin hemen kenarında Kur’an kursu var ve buraya çocuklar gelemiyor. Zamanında biz bu derede yüzerdik şimdi ise siyahlaştı. Köyün içinden geçeni geçtim D-100 kara yolundan geçen insanlar bile kokuya dayanamıyor. Artık köyümüzün ismi ‘Pis kokulu köy’ kaldı. Burada kahvehaneler, lokantalar var kimse buralara gelemiyor. Geçtiğimiz Cuma günü atık suyu bırakan fabrikaya ceza kesildi ve 2-3 gün kapalı kaldı ama bugün yine atık, yine koku var artık ceza da işe yaramıyor” dedi. “Kokusu ile pisliği artık bizi bezdirdi ve gerekli olan her yere müracaatımızı yaptık” Yaklaşık 40 yıldan beri kokudan rahatsız olduklarını belirten Kızılcıkorman Mahallesi Muhtarı Mecid Kızıldağ, “Mahallemizin içinden geçmekte olan tarla seviyelerini düşürmek için açılan kanalda 1982 senesinde açılan bu fabrika ürettiği nişasta ve glikoz üretiminin atıklarını kanalımıza bırakıyor. Burası 1982 senesinde açıldı ve o günden bu güne kadar kanala akıtıyor pisliklerini. Kokusu ile pisliği artık bizi bezdirdi ve gerekli olan her yere müracaatımızı yaptık. Dilimizin döndüğünce insanlara anlattık ama hiç kimse bir çare bulamadı ev bu günlere kadar geldik. Çevre mahalle sakinleri muhtarları herkes burada ve bu işten muzdarip, biz de bunu dile getirmek için yürüyüş gerçekleştirdik. Bizim kimseyle sorunumuz yok, art niyetimiz yok. Fabrikanın üretim yapması gerekiyorsa üretimini yapsın ama arıtmasını çalıştırsın. Bu fabrikadan 100-150 kişi ekmek yiyorsa diğer taraftan yoldan geçenler hariç 3 bin, 5 bin kişi kokuyu çekmek zorunda bırakılıyoruz. Muhtarlıkta benim dördüncü dönemim gelen her kaymakama, belediye başkanına ve valiye yani bu işte etkisi olabilecek herkese anlatmaya çalıştım ama herkes topu başkalarına attı. Sağ olsunlar yeni gelen vali ve kaymakam bize sahip çıktı, biz de mahalle halkı olarak düzen içinde eylem yaptık” diye konuştu. “İnsanlar evinde dururken, sokakta gezerken maske takıyor” Mahalle halkının çoğunun maske taktığını aktaran Kızıldağ, “Sinekler öyle bir hale geldi ki eşek arısı gibi oldu. Burada insanlar pencerenin camlarını açamıyor, misafir ağırlayamıyor hatta kanala yakın olan insanlar daha kötü durumda. Ben muhtar olarak utanıyorum. Buradan kim kime sıkıntı oluşturarak para kazanıyorsa haram olsun. İnsanlar evinde dururken, sokakta gezerken maske takıyor artık çünkü kokudan durulmuyor. Ben muhtarlık dönemimde defaten temizlettim ama yine de pislik içinde kalıyor” şeklide konuştu.