TEMA, “TÜRK MALI ARANAN BİR MARKA OLMALIDIR”

TEMA Vakfı Aydın İl Temsilcisi Mehmet Özdemir, “Tutumlu olmak, israftan kaçınmak, yerli ürünlerimizin kalitesini en iyi hale getirmek, yurt içi ve yurt dışı pazarlarda yarışacak hale getirmek, mecburiyetindeyiz” dedi.
“Tutum, Yatırım ve Türk Malları Haftası” nedeniyle bir açıklama yapan TEMA Vakfı Aydın il Temsilcisi Mehmet Özdemir, “Ülkemizin ilk ve orta dereceli bütün okul ve kurumlarında her yıl 12-18 Aralık tarihleri arasında ‘Tutum ve Yerli Malı’ etkinlikleri yapılır, öğrenci, öğretmen ve velilerimizle birlikte sınıflarımızda yerli ürünlerimizin bulunduğu sofralar oluşturulur, ülkemizde yetiştirilip üretilen meyveler, çerezler, türlü türlü yerli yiyecek ve içecekler sofraları süsler, öğrencilerin hazırladıkları, şarkılar, şiirler eşliğinde hep beraber yenilir içilirdi. Tutumlu olmanın ve Yerli malı kullanmanın önemine dikkat çekilir, öğretmenlerimiz katılımcıları bilgilendirir, katılımcıların karnı, aklı ve gözü doyuma ulaşır, bolluğa berekete şükredilir. Toprağın ve doğanın insanlara sunduğu imkan ve güzellikler paylaşılırdı. Ülkemizde her sektörde çalışan işçilerimiz, iş verenlerimiz, çiftçilerimiz alın terlerinin karşılığını alabilmeleri için; tüketiciler, yurtseverlik ve ülke insanının emeğine göstereceği saygı ve sorumluluk duygusuyla, yerli malı kullanmalıdır. Dış alımın dış satımdan çok fazla olduğu günümüzde bu sorumluluk daha da artmaktadır. Yabancı markaya her geçen gün artan ilginin yerli ekonomimize ciddi zararlar vereceği unutulmamalıdır. Yerli üretimin Pazar bulamaması, iç pazarda tüketilememesi sonucu işsizlik artacaktır” diye konuştu.
“Ayağımızı yorganımıza göre uzatmak zorundayız” diyen Özdemir, şunları söyledi: “Tutumlu olmak, israftan kaçınmak, yerli ürünlerimizin kalitesini en iyi hale getirmek, yurt içi ve yurt dışı pazarlarda yarışacak hale getirmek, mecburiyetindeyiz. Türk Malı aranan bir marka olmalıdır.
İşsizliğin, yoksulluğun sosyal ve toplumsal olayların önlenmesinin yolu; çevreyi, toprağı, ormanı, suyu, eko-sistemi dikkate alan sürdürülebilir bir ekonomik sistemden, sağlıklı ve yüksek kaliteli üretimden, toprak, su, orman varlıklarını yok etmeden, kirletmeden, bozmadan kullanmaktan, değişen iklim koşulları altında yaşamayı, tarım yapmayı, tutumlu ve temiz su kullanmayı öğrenmekten geçer.
Kendi fabrikalarımızın çalışması; fabrikalarımızda çalışan işçilerimizin işi, aşı, mutluluğu demektir. Yerli malı tüketmek; temiz gıda tüketmek, daha az enerji tüketmektir. Yerli malı tüketmek; kendi köylümüze, çiftçimize, esnafımıza, sanayicimize destektir”