EKONOMİ - 23 Ocak 2018 Salı 09:59

Organik ürünler ihracatının yüzde 74’ü Ege’den yapıldı

A
A
A
Organik ürünler ihracatının yüzde 74’ü Ege’den yapıldı

Organik üretiminde Türkiye’nin lideri olan Ege Bölgesi organik ürünler ihracatında da açık ara lider oldu.

Organik üretiminde Türkiye’nin lideri olan Ege Bölgesi organik ürünler ihracatında da açık ara lider oldu. Türkiye’nin 2017 yılında gerçekleştirdiği 87 milyon dolarlık organik gıda ürünü ihracatının yüzde 74’ü Ege Bölgesi’nden gerçekleştirildi. Organik ürün ihraç ettiğimiz ülke sayısı ise 68 oldu.



Ekonomi Bakanlığı tarafından organik sektöründe koordinatör birlik olarak belirlenen Ege İhracatçı Birlikleri (EİB), Ekolojik Tarım Organizasyonu Derneği (ETO) ve Tarımsal Ürün Kontrol ve Sertifikasyon Kuruluşları Derneği (KSKDER) işbirliğinde düzenlenen Organik Tarım Çalıştayı’nda konuşan Ege Kuru Meyve ve Mamulleri İhracatçıları Birliği Başkanı Birol Celep, ihracatçı firmaların beyanlarını esas alan E-Birlik verilerine göre Türkiye’nin organik gıda ürünü ihracatının 2017 yılında yüzde 10.3’lük artışla 21 bin tona ulaştığını, değer bazında ise; yüzde 17.2’lik artışla 87 milyon dolara çıktığını, bu ihracatın yüzde 74’ünün Ege İhracatçı Birlikleri’ne üye ihracatçılar tarafından yapıldığını kaydetti.



Türk Organik Sektörü’nün 2023 yılı için 2.5 milyar dolarlık ihracat hedefi olduğuna dikkati çeken Celep, "Türkiye’de organik sektörünün ihracat rakamı kayda alınan rakamın en az 5 katı seviyesinde. İhracat beyannamelerinde organik işaretlemesi tam olarak yapılmadığı için rakamlar düşük görünüyor. Türkiye’nin Organik ürünlerin en fazla ihraç edildiği ülkelerde Almanya ilk sırada yer alırken, bunu ABD ve Fransa takip ediyor. Ülkemizin en büyük pazarı Avrupa Birliği ülkeleri. Dünya Genelinde 68 farklı ülkeye organik ürün ihraç ediyoruz. En fazla ihraç edilen organik ürünler sırasıyla Çekirdeksiz Kuru Üzüm, Kuru İncir, Fındık ve Kuru Kayısı" şeklinde konuştu.



Organik sektörü insan ve çevre sağlığını koruyor


Organik Tarım Sektörü’nün daha nitelikli ve sağlıklı ürün elde etmek için her aşamada kontrol edilen, doğal dengeyi koruyan, sürdürülebilir ve güvenli ürünler ürettiğinin altını çizen Celep sözlerini şöyle tamamladı; "Organik sektörü, insan ve çevre sağlığını destekliyor, ülkemiz ekonomisine katkı sağlıyor, vergi ödüyor ve istihdam sağlıyor. Organik tarımın başladığı ve ülkemiz için merkez konumundaki Ege Bölgesi’nde tüm sektör paydaşları olarak bir araya geldik. Organik Ürün Çalıştayı’nda üretim ve ihracat aşamasında yaşadığımız sorunları hep beraber konuşup tartışacağız, hep birlikte çözüm yolları arayacağız ve sektörümüzün önünü açacağız.”



Avcı; "Organik sektörü 15 yılda yüzde 500 büyüdü"


Dünya’da Organik Ürün Pazarının son 15 yılda yüzde 500’ün üzerinde büyüdüğü bilgisini paylaşan Ekolojik Tarım Organizasyonu Derneği (ETO) Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Avcı, Organik Sektörü’nün her yıl ortalama yüzde 15 civarında büyüdüğünü dile getirdi.



2018 yılı ekolojik yıl olsun



"Organik sektörü ekonomik kriz dönemlerinde bile büyüme gösteren, dinamik ve artık niş olmayan bir pazar" şeklinde konuşan Avcı, "Sağlıklı verilere ulaşmak zor olsa da 90 Milyar dolar olduğu tahmin edilen bu pazarda ülkemizin payı yüzde 1’i bile bulmuyor. Önemli bir tarım potansiyeli ve tarım ürünleri tedarikçisi olan ülkemizin bu pazarda sürdürülebilir bir şekilde çok daha fazla payı olması gerektiğini düşünüyorum. Bu nedenle hem iç pazarımızı hem de ihracatımızı geliştirmek için, doğru analizler yaparak hep birlikte daha çok çalışmamız gerektiği ortadadır. Bu gün olduğu gibi… Bu çalıştayla birlikte, 2018 yılına güzel bir başlangıç yaptığımıza inanıyorum. Siz değerli katılımcılarımızın Yeni yılını kutlar, 2018 yılının ülkemiz ve sektörümüz açısından çok güzel gelişmelerin yaşandığı ekolojik bir yıl olmasını dilerim" dedi.



2023’te tarım arazilerinin yüzde 5’inde organik üretim hedefliyoruz



Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı Bitkisel Üretim Genel Müdür Yardımcısı Resul Durmaz ise; su ve toprağın kimyasallarla kirletilmesi nedeniyle organik tarıma geçmenin gerekliliği üzerinde durdu. Durmaz, "Burada devlete, üniversitelere ve bu konuda faaliyet gösteren kurum ve kuruluşların bir araya gelmesi lazım. Bu 3 unsur bir araya gelirse üretimi planlı ve sağlıklı yapabiliriz. Dünya’da organik tarım alanları 91 milyon hektar, tarım alanlarının yüzde 1.1’lik bölümünde organik tarım yapılıyor. Türkiye’de tarım alanlarının yüzde 2 seviyelerinde 524 bin hektar alanda yapılıyor" şeklinde konuştu.



"Birim alandan daha fazla ürün elde etmek, bunu yaparken doğanın tahrip edilmemesi ana hedefimiz" diyen Durmaz sözlerini şöyle tamamladı; "Organik ürünlere ilgi her geçen gün artıyor. Organik tarımda diğer ülkelerle mevzuat denkliği sağlayarak ihracatı arttırmayı hedefliyoruz. organik tarım alanlarının payını toplam tarım arazilerinde 2023 için yüzde 5’e çıkarmayı hedefliyoruz" diyerek sözlerine son verdi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Konya Nakipoğlu Mahallesi’ndeki evlerin restorasyonu tamamlanıyor Konya’nın merkez Karatay ilçesinin geçmişini yansıtan ve ilçenin çeşitli noktalarında bulunan 100 yılı aşkın tarihe sahip yapılar, Karatay Belediyesi’nin çalışmalarıyla bir bir yeniden ayağa kaldırılıyor. Söz konusu yapıların korunup geleceğe taşınması amacıyla Nakipoğlu Mahallesi’nde devam eden restore çalışmalarını yerinde inceleyen Karatay Belediye Başkanı Hasan Kılca; “Tarihimizi korumaya ve yaşatmaya devam ediyoruz” dedi. Konya’ya özgü mimari özellikleri yansıtan; kerpiç, ahşap ve taş kullanılarak inşa edilen tarihi yapılar, Karatay Belediyesi’nin yürüttüğü restorasyon çalışmalarıyla eski günlerine yeniden döndürülüyor. Bu çerçevede Nakipoğlu Mahallesi’nde 125 yıllık geçmişe sahip iki tarihi ev, Karatay Belediyesi ekipleri tarafından restore ediliyor. Söz konusu yapıların restorasyon çalışmalarında artık sona gelinirken; Karatay Belediye Başkanı Hasan Kılca, çalışmaları yerinde inceledi. “Konya’mızın tarihi değerlerine sahip çıkıyoruz” Konya ve Karatay’ın yüzlerce yıllık geçmişini yansıtan tarihi evleri gelecek kuşaklara aktarmak için yürüttükleri restorasyon çalışmalarının başarılı bir şekilde sürdüğünü söyleyen Başkan Kılca, “Konya’mızın tarihi mimari özelliklerini taşıyan ve zaman içinde tahribata uğrayan evlerimizi tek tek tespit ederek önce korumaya alıyoruz. Konya’mızın tarihi değerlerine sahip çıkıyoruz. Şu anda tarihi bir Konya evindeyiz. Bu tür evlerimizi kamulaştırarak, restore ediyoruz. Nakipoğlu Mahallemizde tarihi bir evimizin restoresini tamamlamak üzereyiz. Burada eski yüklüklerimiz, aynalıklarımız ve sahanlıklarımız var. Ahşaptan ve hepsi el emeği ürünler. Bunları gelecek nesillerimize taşımış oluyoruz. Eski evlerimizde kerpiç ve ahşap malzemeler ve hasır tavanlardan oluşan bu yapıyı gelecek kuşaklara aktarmamız önemli. Bu tür yapılara sahip çıkacağız. Evde detaylar çok etkileyici. 125 yıl öncesine ait bir aynalığımız var ve bunu koruma kurulunun da görüşünü alarak eski haline uygun restore ediyoruz. Karatay Belediyesi olarak bu tür projelerimize sahip çıkarak Konya’mızın ve Karatay’ımızın kadim geçmişini yüzyıllar ötesine aktarmaya devam edeceğiz” şeklinde konuştu.
Diyarbakır Uzmanlar, yaz ayalarının gelmesiyle göz sağlığını tehdit eden güneş gözlüğüne dikkat çekti Diyarbakır’da uzmanlar, yaz ayalarının gelmesiyle gözlük tercihi ve kullanımında dikkat edilmediğinde göz sağlığını tehdit eden sağlık sorunlarına dikkat çekti. Güneş gözlüğü, genellikle havaların ısınmasıyla birlikte yaz aylarında ağırlıklı olarak kullanımı tercih ediliyor. Uzmanlar ise, güneş gözlüğünün her mevsim göz sağlığı için önemli olduğuna dikkat çekerken, gözlük tercihinde standartlara uyulmadığı taktirde göz sağlığında ciddi sağlık sorunları ile karşılaşacağını vurguluyor. Diyarbakır’da Memorial Hastanesi’nde Op. Dr. Belgin Ekmekçiler, güneş gözlüklerinin çoğunlukla aksesuar amaçlı düşünüldüğünü ve bunun tam tam tersi bir şey olduğunu söyledi. Güneş gözlüklerini koruyucu bir tedavi olarak uyguladıklarını belirten Dr. Ekmekçiler, çünkü güneş ışınlarında göze zarar ultraviyole dedikleri gözle görülmeyen ışıkların olduğunu kaydetti. Bu ışıkların gözün birçok yapısına hasar verdiğinin altını çizen Dr. Ekmekçiler, şöyle konuştu: "Ciltten başlayıp retinaya kadar. Örneğin cildimizde kırışıklıkları artırıyor, et büyümesi yaparak görmemizi etkiliyor. Yine lensimiz dediğimiz gözümüzün merceğinde proteinleri de denature ederek katarak oluşmasını hızlandırıyor. Ve en önemlisi de gözümüzün arkasındaki fotoğraf filmi dediğimiz retinada sarı nokta oluşmasına sebep olarak da geri dönüşümü olmayan ciddi görme kayıplarına sebep oluyor. Biz de bu sebepten dolayı hastalarımızı ışıklardan korumak için güneş gözlükleri öneriyoruz." Güneş gözlüklerinin birçok yerde aksesuar olarak alınabildiğine dikkat çeken Dr. Ekmekçiler, “Ama güneş gözlüğünün asıl özelliği ultraviyole blokajının olması gerekiyor. Bu blokaj olmadan sadece renkli olmasında hiçbir anlamı olmuyor. Hatta siyah camlar göz bebeğimizi büyüterek gözümüze ultraviyole ışınlarının daha çok girmesine sebep olarak hasarı daha da katlayarak artırabiliyor. Bu sebepten güneş gözlüğü alacağımızda bunun aksesuardan çok koruyucu bir tedavi olduğunu bilmemiz gerekiyor. Ve aldığımızın camları hangi özellikte olduğunu, daha iyi bilmemizi gerektiriyor dedi. "Bizim açımızdan çerçeve önemli değil, camın üstünde olan ultraviyole blokajları" “Bizim açımızdan çerçeve önemli değil, camın üstünde olan ultraviyole blokajları” diyen Dr. Ekmekçiler, “Bunu da ancak nasıl anlayabiliriz? Gözle anlayabileceğimiz bir özellik değil. Ancak aldığımız gözlüklerin garanti belgelerinde ultraviyole yüzde 100 koruma şeklinde yazar. Ya da güneş gözlüklerinin CE belgesi dediğimiz denetlenmiş, kurumlar tarafından verilen özellikleri vardır. Bunun mutlaka olması gerektiğini kontrol etmemiz gerekiyor ki gözümüzü bu yüksek doz ultraviyoleden koruyabilelim” şeklinde konuştu. 21. Bölge Güneydoğu Optisyenler Gözlükçüler Odası Yönetim Kurulu Başkanı Abdurrahim Erdoğan ise, güneş gözlüğü mevsimsel olarak kullanılabilecek bir gözlük olmadığını, ultraviyole denilen olayın her ne kadar yaz aylarında özelikle bölge itibariyle güneş ışınlarının dik geldiği dönemlerde daha çok gözde ve ciltte hasara sebebiyet verse de, yılın geri kalan periyodlarında da ultraviyole yoğunluğu olduğu dönemler olduğunu söyledi. Güneş ışınların en dik geldiği baharın sonları ve yaz aylarının başlangıcına denk gelen mevsimde ultraviyole özellikli güneş gözlüğü takılması göz ve görme sağlığı adına ciddi bir önem arz ettiğini kaydeden Erdoğan, “Tüketicilerimizin dikkat etmesi gereken en önemli hususlardan biri her koyu renkli gözlük korucuyu bir güneş gözlüğü değildir. Bunu kesinlikle bilmemiz lazım. Hatta güneş gözlüğü camları ultraviyoleden değil de, boyadan elde edildiği takdirde daha koyu bir hal alır. Bu koyu cam rengi gözbebeğinin olağandan daha çok büyümesi, dolayısı ile ultraviyole dediğimiz sarı nokta görme alanlarına daha çok gelmesi, daha çok zarar vermesine sebebiyet verir. Bir güneş gözlüğü muhakkak suretle Sağlık Bakanlığının denetimi altında olan optisyenlik müesseselerinden temin edilmesi gerekir. Çünkü rutin olarak bakanlık ve sağlık müdürlüğü denetimi altında. Buna bağlı olarak ultraviyoleden elde edilen Avrupa standartlarına uyumlu güneş gözlükleri satışı mevcut” ifadelerine yer verdi. Müşterilerden Çağrı Eren, yaz aylarında genelde Diyarbakır çok sıcak olduğu için maalesef takmak zorunda olduklarını söyleyerek, “Gözlerimizi de güneş ışınlarından korumamız gerekiyor. O yüzden gözlüğümü tamire getirmiştim ve yenisini de almayı düşünüyorum” dedi.
Konya Konyaspor, ligin son 4 haftasında küme düşmemeye oynayacak Trendyol Süper Lig’de sezonun 4. haftasını 4. sırada tamamlayan, sezon başından bugüne 4 hoca değiştiren, son 4 haftaya da küme düşecek 4 takımın bir sıra üstünde giren Konyaspor, oynayacağı son 4 maçta küme düşmeme mücadelesi verecek. Trendyol Süper Lig ekiplerinden Konyaspor, 2023-2024 sezonunda Sırp Teknik Direktör Aleksandar Stanojevic yönetiminde ilk 4 hafta çıktığı maçlarda 2 galibiyet, 2 beraberlik alarak 8 puan topladı. Konyaspor, bu maçların sonunda ligde 4. sıraya yükseldi. Yeşil-beyazlılar, Sırp teknik direktör ile çıktığı diğer 5 maçta ise 1 beraberlik, 4 yenilgi alarak 1 puan topladı. Ligin ilk 9 haftasını 9 puanla 15. sırada tamamlayan Konyaspor’da, Aleksandar Stanojevic görevinden istifa ederken, teknik direktörlük görevine Hakan Keleş getirildi. Hakan Keleş ile 10 maça çıkan Konya ekibi, 2 galibiyet, 5 mağlubiyet ve 3 beraberlik alarak 9 puan topladı. Kötü gidişata engel olmayan Hakan Keleş ile deplasmanda Fenerbahçe’ye 7-1 mağlup olan Konyaspor, bu maçın ardından düşme hattında 18. sırada yer alırken, Keleş’le yollarını ayırdı. Yeşil-beyazlı ekip Hakan Keleş ile yolların ayrılmasından sonra 62 yaşındaki Bosna-Hersekli çalıştırıcı Fahrudin Omerovic ile mukavele imzaladı. Fahrudin Omerovic, yeşil-beyazlı takımın başında çıktığı 14 lig maçında 4 galibiyet, 5 mağlubiyet ve 5 beraberlik alarak 17 puan elde etti. Bu maçlarda 16 gol atan yeşil-beyazlılar, kalesinde 15 gol gördü. Ligin 34. haftasında deplasmanda oynanan Sivasspor maçında alınan 1-0’lik mağlubiyetin ardından Fahrudin Omerovic ile yollarını ayıran Konya ekibi, teknik direktörlük görevine Sportif Direktör Ali Çamdalı’yı getirdi. Ali Çamdalı yönetiminde Fenerbahçe karşısında zorlu bir mücadeleye çıkacak olan Konyaspor, küme düşme hattının bir sıra üzerinde yer alıyor. Trendyol Süper Lig’de sezona iyi bir başlangıç yaparak 4. haftada 4. sıraya yükselen Konyaspor, daha sonra o başarılı günleri bir daha bulamadı. Yeşil-beyazlılar ligin son 4 haftasına girilirken küme düşme potasının 1 sıra üstünde 16. sırada yer alıyor. Konyaspor, yarın ligin 35. haftasında kendi evinde Fenerbahçe ile karşılaşacak. Fenerbahçe ile Süper Lig tarihinde bugüne kadar 45 kez karşı karşıya gelen Konyaspor, söz konusu maçlarda sarı-lacivertli ekibe 34 defa mağlup olurken, 8 maçı kazandı, 3 karşılaşma ise beraberlikle sonuçlandı.