GENEL - 13 Mart 2018 Salı 08:18

Aydın’da arıcı ve çobanlara ‘Milli Tarım’ semineri

A
A
A
Aydın’da arıcı ve çobanlara ‘Milli Tarım’ semineri

Aydın’ın en fazla küçükbaş hayvan varlığına sahip ilçelerin başında gelen Karacasu’da çobanlara ve arıcılara ‘Milli tarım’ semineri verildi.

Aydın’ın en fazla küçükbaş hayvan varlığına sahip ilçelerin başında gelen Karacasu’da çobanlara ve arıcılara ‘Milli tarım’ semineri verildi. Toplantıda konuşan Aydın Arı Yetiştiricileri Bieliği Başkanı Ayhan Özdemir, tabiattaki nebatatın düzenli devamı için arıcılığı şart olduğunu belirterek “Türkiye’nin tarımda kendi kendine yeten bir ülke olması için arıcılığa daha fazla önem verilmeli ve korumalı otlatma düzeni ihmal edilmemelidir” dedi.


Tabiattaki yem ve ballı bitkilerin yok olmaya yüz tutması üzerine Aydın Arıcılar Birliği ve Aydın Koyun Keçi Yetiştiricileri Birliği bilinçlendirme çalışmalarına başladı. Karacasu ilçesinde düzenlenen program ile çobanlara ve arıcılara ‘Korumalı otlatma’ yöntemleri anlatıldı.


Yetiştiricilerin ilgisinin yoğun olduğu seminerde Tarım Danışmanları İbrahim Altıntaş ve Orçun Oruçoğlu ‘korumalı Otlatma’nın faydalarını anlatan birer sunum yaptılar.


Bugün ülke genelindeki kaba yem ihtiyacının büyük çoğunluğunun korumalı otlaklardan sağlandığını belirten Orçun Oruçoğlu, “Otlak ve çayırlıklar, tarih boyunca milletlerin savaş sebebi olmuş, hatta Kavimler Göçü’nün gerçekleşme nedenleri arasında gösterilmiştir. Cumhuriyetin kurulmasından sonra ülkemizin otlak ve çayırlıkları korunarak otlatılması gerektiği için bu konuda yasa bile hazırlanmıştır” diyerek katılımcılara korumalı otlatmanın önemini anlattı.


“Arılar olmazsa, tabiatta denge değişir, hayat biter”


Bugün tabiattaki nebatın dengesinin sağlanmasında en önemli görevi arıların üstlendiğini belirten Aydın Arı Yetiştiricileri Birliği Başkanı Ayhan Özdemir, ‘Milli tarım ve hayvancılık için korumalı otlatmanın çok önemli olduğunu belirtti. Bu konuda Aydınlı arıcılar olarak bilinçli bir faaliyet sürdürme gayreti içerisinde olduklarını belirten Özdemir, “Biz arıcılar olarak hayvanların kaba yem ihtiyacını doğadan karşılaması için polinasyon işini arılarımıza yaptırıyoruz. Meralarımız ve çayırlıklarımız korunarak otlatılırsa ülkemiz diğer ülkelerden yem ve saman almak zorunda kalmayacaktır, ülke olarak kendi kendine yeten ülke durumunda oluruz” diye konuştu.


Tarih boyunca Türklerin ana geçim kaynağını hayvancılık oluşturduğunu ifade eden Başkan Özdemir, hayvancılığın planlı ve düzenli bir şekilde yapılması gerektiğini kaydetti.


Üreticilerden 60 yaşındaki Şükrü Girgin ise, “1990’lı yıllara kadar bizler saman ve yem almazdık. Köyümüzün otlak alanlarını ikiye ayırır yazlık ve kışlık otlatma yapardık. Köyümüzde hayvan sayısı fazla idi. Buna rağmen hem hayvanlarımız çoğalır hem arılarımızdan bal alırdık. Hayvanlarımızı beslemek için yem, arılarımızı beslemek için şeker masrafımız olmazdı” diye konuştu.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Edirne Keşan’da trafik kazasında hayatını kaybedenler için yapılan anıt açıldı Edirne’nin Keşan ilçesine bağlı Karacaali köyünde 1998 yılında meydana gelen trafik kazasında hayatını kaybeden 7 öğrenci ve 1 servis şoförü için kazanın meydana geldiği noktada yenilenen anıt törenle açıldı. Törende konuşan Karacaali Köyü Muhtarı Mustafa Kocaalili, "Paşayiğit İlköğretim Okulu’na taşımalı eğitim kapsamında giden öğrencilerimizi taşıyan servis aracının geçirdiği kaza sonucunda, henüz yolun başındaki 7 evladımız ve görevini yapan 1 şoförümüzü kaybettik. Bu acı olay, yalnız aileleri değil tüm Karacaali’yi ve bölgemizi derinden sarmıştır. Bugün açılışını yaptığımız bu anıt, kaybettiğimiz evlatlarımız ve şoförümüzün aziz hatırlarını yaşatmak, benzer acıların bir daha yaşanmaması için toplumsal hafızamızı ve farkındalığı diri tutmak amacıyla inşa edilmiştir" diye konuştu. Edirne İl Genel Meclisi Başkanı Çiğdem Gegeoğlu, kazada hayatını kaybedenlerin ailelerine başsağlığı dilerken, Keşan Belediye Başkanı Mehmet Özcan da kazanın meydana geldiği günü anlattı. Keşan Kaymakamı Aziz Mercan ise yaşanan kazanın büyük bir acı olduğunu dile getirerek, "Buradan hepimiz gerekli dersi alıyoruz. Bu olayların yaşanmaması için elimizden ne geliyorsa gerekli gayreti göstereceğiz" dedi. Paşayiğit İlkokulu ve Ortaokulu öğrencilerinin, anıta çiçek bıraktığı tören, dua yapılmasıyla sona erdi. Törene, muhtarlar, sivil toplum kuruluşları ve siyasi partilerin temsilcileri, kazada hayatını kaybedenlerin yakınları ve çok sayıda vatandaşlar katıldı.
Düzce Otobüs şoförlerinin duyarlılığı araç içi kamerasına yansıdı Düzce Belediyesi özel halk otobüsü şoförleri, rahatsızlanan yolcular için güzergahlarından çıkarak yolcuları hastaneye yetiştirdi. O anlar araç içi kamerasına yansıdı. Düzce Belediyesine bağlı Düzce Ulaşım A.Ş.’ye ait iki ayrı hatta görev yapan halk otobüsü şoförleri bir hafta arayla rahatsızlanan iki yolcuyu harekat merkezine haber verip güzergah dışına çıkarak Acil Servis’e ulaştırdı. İlk olay 7 Aralık’ta yaşandı. Düşmeye bağlı olarak yürüme güçlüğü çeken ve hastaneye gitmek isteyen genç kadını fark eden şoför İzzet Aydın, hastaneye yakın durakta indirmek yerine acil servisin kapısına kadar götürdü. "Harekat merkezine bildirip, güzergah değiştirdim" Olay günü yaşananları aktaran araç şoförü İzzet Aydın, "2013 yılından bu yana şoförlük yapıyorum. 7 numaralı hatta çalışıyordum. Krempark’ın oradan 3 kişi araca bindi. Bir tanesi ayağının üzerine basamıyordu. Geçmiş olsun dedim. Hastaneye gideceğiz dedi. Harekat merkezine bildirerek güzergah dışına çıkacağımı söyleyerek, hastayı hastaneye götürdüm. Araçta başka kimse de yoktu. Acilin önüne kadar götürüp, güzergahıma devam ettim" dedi. Bir diğer olay ise 12 Aralık Cuma günü gerçekleşti. Araca bindiğinde fenalaşan yolcuyu fark eden otobüs şoförü Suat Atmaca, Hastane Caddesi’ndeki duraktan "U" dönüşü yaparak güzergah dışına çıktı. Vakit kaybetmeden rotayı Atatürk Devlet Hastanesi Acil Servisine çeviren Atmaca kısa süre içerisinde Acil Servis önüne ulaştı. Otobüsten indirilip sedyeye alınan kadın yolcu, sağlık ekiplerine ulaştırıldı. "Vatandaşın sağlığı her şeyden önemlidir" diyen şoför Suat Atmaca, "Olay günü 18 nolu hatta çalışıyordum. Durağa yanaştığımda iki genç benden kolanya istedi. Ne olduğunu sorduğumda arkadaşlarının rahatsızlandığını söylediler. Harekat merkezini arayarak rotamdan çıkıp U dönüşü yaptım. Hastanede acil servise geldiğimizde servise bindirdik ve hastamızı sağlık ekiplerine teslim ettik. Bize periyodik eğitimler veriliyor, bu eğitimlerde bu sağlık konusunda da hassas davranmamız konusunda bilgilendirme yapılıyor. Bizimde çocuğumuz var, biz burada insanlık görevimizi yaptık" dedi. Yaşanan bu örnek davranışlar, Düzce Ulaşım A.Ş. bünyesinde görev yapan şoförlerin, yolcuların sağlığı ve güvenliği konusunda da sorumluluk bilinciyle hareket ettiğini gösterdi. Şoförlerin duyarlılığı diğer yolcular tarafından da tebrik edildi.
Ankara Sanatçı Metin Şentürk TBMM’de engelli bireylerin sorunlarını ve hayat hikayesini anlattı AK Parti İzmir Milletvekili Mehmet Kasapoğlu başkanlığında toplanan Engelli Bireylerin Sorunlarını Araştırma Komisyonu’na katılan sanatçı Metin Şentürk, engelli bireylerin sorunlarını ve hayat hikayesini anlattı. Engelli Bireylerin Sorunlarını Araştırma Komisyonu, AK Parti İzmir Milletvekili Mehmet Kasapoğlu başkanlığında toplandı. Komisyona sanatçı ve Dünya Engelliler Birliği Kurucu Başkanı Metin Şentürk katıldı. Komisyonun açılışında konuşan Kasapoğlu, "Tüm Komisyon üyelerimizin ortak inancı, engelli bireylerimizin toplumun tam merkezinde yer alması; sanatta, sporda, siyasette, akademide, medyada, üretimde, istihdamda her bir noktada en merkezde yer alması, onların merkezde yer almasıyla birlikte toplumun bu anlamdaki algısı, bakışı çok güçlü şekilde değişiyor. Kullanılan dilden, ön yargıların kırılmasına kadar pek çok değişimi gözlemliyoruz. İşte, Metin Bey’in bu anlamdaki yolculuğu da hem sanat alanında hem de sivil toplumdaki mücadelesi bu açıdan çok kıymetli ve çok ama çok öğretici" diye konuştu. "9 kişilik ailenin 6 kişisi kör oldu" Konuşmasına kendi hayat hikayesini anlatarak başlayan Metin Şentürk, "7 çocuklu bir ailede doğdum. Yalnız hayatın anneme acımasız şakaları enteresan bir şekilde devam etti. Baba tarafından genetik körlük vardı. 2 kız kardeşim, 2 erkek kardeşim, babam ve ben, hepimiz sağlam doğmamıza rağmen, 9 kişilik bir ailede 6 kişi zaman içinde yaşanan küçük problemlerden körlükle karşıya kaldı. 9 kişilik ailenin 6 kişisi kör oldu. Bugüne kadar hayatımı kolaylaştıran yegâne unsurun bakış açısı olduğuna çok inandım. Bakış açınızı değiştirdiğinizde acınızı değiştirebiliyorsunuz" dedi. "Sahadaki çalışmalarınız içinse ben 7/24 hazırım" Engelliliğin, engelliden ziyade aileleri için daha zor olduğuna inandığını dile getiren Şentürk, "Engelli hayatına bir şekilde alışıyor ama aileler için her uyanılan sabah aynı tabloyla karşılaşmak biraz daha farklı. Evlatlarının önündeki engelleri aileler, sonra yasalar, sonra da vicdanlar kaldırırsa bazı şeylerin çok daha iyi olacağına inanıyorum. Sahadaki çalışmalarınız içinse ben 7/24 hazırım. Emeğimle, bedenimle, ruhumla ve gönlümle yanınızda olmaya hazırım. Şayet bu işe yarayacaksa, dediğim gibi, 7/24 ülkenin her tarafında emek veririm. Çünkü sonuç itibarıyla, benim bu ülkede bu kadar emek verme çabamın tek bir nedeni var. Askerlik yapamadığım bir ülkede askerliğimi bu şekilde tamamlıyorum, bu da benim hayata bakış açımın bir tarafı" ifadelerini kullandı.