GÜNDEM - 19 Mart 2025 Çarşamba 14:45

Öz babaları tarafından öldürülen bebekler aynı tabutta taşındı

A
A
A
Öz babaları tarafından öldürülen bebekler aynı tabutta taşındı

Aydın’ın Söke ilçesine bağlı kırsal Demirçay Mahallesi’nde öz babaları tarafından öldürüldüğü yıllar sonra Adli Tıp Kurumu’nun raporu ile ortaya çıkan iki bebek için cenaze töreni düzenlendi.


Aynı tabut içinde taşınan ve henüz isimleri bile konmamış olan bebeklere mezarda İffet ve Murat Can isimleri verilirken, bebeklerin cenaze törenine annelerinin dahi katılmaması dikkat çekti. Kardeşleri için düzenlediği cenaze töreninde konuşan ağabey Vefa Keskin, kardeşlerini öldüren babası Hüseyin Keskin ile birlikte annesi Ceyhan Keskin’in de suçlu olduğunu belirterek annesinin de tutuklanması için hukuk mücadelesi vereceğini belirtti.


"Yan yana toprağa verildiler"


Kardeşlerinin normal ölmediğini ileri sürüp 2016 yılında babasından şikayetçi olan Vefa Keskin’in dilekçeleri üzerine 2016 yapılan fethi kabir işlemlerinde, 2003 yılında 1,5 yaşında iken öldü diye gömülen Armağan Keskin’in şiddetli darp sonucu hayatını kaybettiği belirlenince Söke Demirçay Mahallesi’nde aynı mezardan çıkarılan 2 çocuk cesedine ait kemikler de Adli Tıp Kurumu’na götürülüp incelendi. Yapılan incelemelerde 2006 yılında henüz ismi konulmamış bir kız çocuğu ile 2013 yılında da yine ismi konulmamış bir erkek çocuğunun doğduktan kısa bir süre sonra beden travması ve kemiklerde kırık ile öldükleri tespit edildi. Adli Tıp’taki çalışmaların ardından aynı tabut içerisinde teslim edilen bebeklerden kız olan ağabeyi tarafından ‘İffet’ erkek olana da ‘Murat Can’ ismi verildi. Öz babaları tarafından öldürüldükleri belirlenen 2 bebek az sayıda kişinin katıldığı cenaze töreni ile Demirçay Mahallesi’nde yan yana toprağa verildi.


"17 kardeşten 9’u hayatta, 3’ünün ölümü usule uydurulmuş 5 kardeşimin ölümü şüpheli"


Büyük kısmı Aydın’ın Söke ilçesine bağlı kırsal Demirçay Mahallesi olmak üzere değişik dönemlerde İstanbul ve Ankara’da ikamet eden 59 yaşındaki Hüseyin Keskin’in 50 yaşındaki eşi Ceyhan Keskin’den 17 çocuğu olduğu ve bu çocuklardan 8 tanesinin küçük yaşlarda öldüğü öğrenildi.


Biyolojik abası olan Hüseyin Keskin’e ‘baba’ demeye dilinin varmadığını belirten Vefa Keskin, "17 kardeşiz. Şu anda hayatta 9 kardeş kalmış. Şu anda biri İstanbul Arnavutköy’de ikisi de burada olmak üzere 3 kardeşimin gömüldüğü yerden çıkarılarak yapılan Adli Tıp incelemesinde Hüseyin keskin tarafından öldürüldüğü ispatlanmış oldu. Mezarını bildiğim bir kardeşim ile ilgili şikayetim ve savcılık işlemi devam ediyor. 3 kardeşimin ölümü normalmiş gibi gösterilip usule uygun defnedilmiş. Bir kardeşimin nereye gömüldüğü bilinmiyor. Ama benim mücadelem devam edecek" diye konuştu.


"Annem ile teyzem de bu cinayetlerden sorumludur"


Kardeşlerinin öldürülmesi olayı ile ilgili ilk başlarda annesi Ceyhan Keskin’in masum olduğunu düşündüğünü ancak, daha sora şahit olduğu olaylar karşısında annesinin de kardeşlerinin öldürülmesi olayından sorumlu tutulması gerektiğini savunan Vefa Keskin, "İstanbul Arnavutköy’de açılan kabirde yapılan Adli Tıp incelemesinde babamın kardeşimi öldürdüğü tespit edilince babam Hüseyin Keskin ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırıldı. Babam tutuklandıktan sonra annem engelli ablama yaptığı işkencede iz kalmaması için banyoda üzerine soğuk su dökerek işkence yapmaya başladı. Çocukların öldürülüp gömülmelerine yardımcı olan ve gizleyen annem Ceyhan Keskin ile teyzem Duru Kadın Avcı da suçludur" diye konuştu.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Diyarbakır Diyarbakır’da yüz milyonlarca yıl önceye ait fosiller bulundu Diyarbakır’ın Kocaköy ilçesinin üzerinde olduğu zeminin, Tetis Denizinin zemini olduğu değerlendiriliyor. Zeminde, milyonlarca yıl boyunca oluşan fay kırıklarından çeşitli canlı türüne ait olduğu tahmin edilen fosillere kadar birçok jeolojik ve paleontolojik (fosilbilimsel) kalıntı bulunuyor. İlçe merkezine yaklaşık 4 kilometre mesafede bulunan bu kayaçlardaki fosiller ve fay kırıkları zengin görüntülerle dikkat çekiyor. Antropolog Naci Akdemir, alanın Tetis Denizinde meydana gelen sediment tortulu çökellerinin bulunduğu bir yer olduğunu, bu çökellerin vaktiyle muhtemelen tek tabaka halindeyken Afrika-Arabistan plakasının zorlaması ve Avrasya’nın buna direnmesi neticesinde bir yükselme-dalma hadisesinin meydana geldiğini ifade etti. Afrika-Arabistan zonu yükselirken Avrasya zonunun bunun altına daldığını kaydeden Akdemir, "Tetis Denizinin altındaki çökeller yükselirken önce doğu-batı istikametinde çatlaklar ve kırılmalar meydana gelmiştir. Bilahare yine Afrika-Arabistan plakasının sola momentli yani batıya açılı bindirmesi yüzünden bu defa kuzey-güney istikametli düzgün çatlaklar meydana gelmiştir. Her çatlağın bulunduğu yerde doğudaki zon, batıdakine nazaran daha hızlı ilerlemektedir. Çatlakların vaktiyle bakışımlı iken, günümüzde birbirinden ayrılmış kırıkları, bunu bize açıkça göstermektedir" dedi. "Yöremizdeki depremler bundan kaynaklanmaktadır" Antropolog Akdemir, hadisenin yaklaşık 250 ila 300 milyon sene önce başladığını değerlendirerek, "Biz bunu jeolojik hareket olarak düşünüyorsak halen devam etmektedir. Zaten yöremizdeki depremlerde bundan kaynaklanmaktadır. Bulunduğumuz yer, kanaatime göre hareket başladığında şimdiki Süveyş ve Basra Körfezini birleştiren bir hattın üzerinde bulunuyordu, kabaca. Arazi, yılda 10-15 milimetrelik bir hızla kuzeye doğru seyir halindedir ki Anadolu yarımadası da bunun önünden batıya doğru, yani Ege Denizine doğru kaçmaktadır. Hareket, güneyden kuzeye doğrusal bir hareket değil sola, yani batıya momentli bir hareket karakterindedir. Hareketin ivmesi, aynı şekilde Avrasya’ya yüklenen Hint kıtasında çok hızlı iken, Arabistan ve Afrika’nın batısına gittikçe yavaşlamaktadır. Bakılırsa, Hindistan’ın Avrasya’yı Himalayalar’da 9 bin metrelere varan ölçeklerde yükselttiği, İran ve Anadolu platolarının batıya gittikçe azalan meyillerle bu harekete refakat ettiği görülür. Söz konusu yükselme hareketi batıda, Atlas Dağlarını da kıvırdıktan sonra, Cebelitarık’ta neredeyse sıfırlanmaktadır. Ancak Alp kıvrımları ile Pirenelerin de bu sistemin etkisiyle oluşmuş dağ kıvrımları olduğunu unutmamak gerekir" diye konuştu. "Akdeniz, şu an gittikçe kapanmaktadır" Üzerinde bulunulan sediment tortullarında bakterilerden, omurgalı hayvanlara kadar çok farklı türlerde hayvan fosilini bulmak mümkün olduğunu aktaran Akdemir, "Deniz yumuşakçaları, derisi dikenliler, balıklar ve ne olduğunu tam kestiremediğimiz başkaca omurgalı hayvanların fosilleri bize bunu göstermektedir. Biraz önce görmüş olduğunuz gibi, bir kayanın üzerinde bulunan ve üzerinde birkaç diş bile mevcut olan bir çene kemiği mevcuttur. Bunun üzerinde de oluşmuş ve tabiatıyla daha geç çağlara ait olan başka bir katmanda da omurga kemikleri müşahede ettik. Söz konusu hareketlenmeler neticesinde bu arazi, yaklaşık 5-6 milyon kadar önce günümüzdeki manzaraya büründü. Zaten Tetis Denizinin devamından başka bir şey olmayan Akdeniz, şu an gittikçe kapanmaya, başka ifadeyle daralmaya devam etmektedir. Akdeniz’in zeminininde birkaç, 10 milyon sene sonra, günümüz Kocaköy arazisine benzeyen bir görünüm alacağı tahmin edilmektedir" şeklinde konuştu.
Kayseri Bilim Merkezi’nden sağlık alanına akademik destek Kayseri Büyükşehir Belediyesi öncülüğünde faaliyetlerini sürdüren Kayseri Bilim Merkezi; sağlık alanında eğitim gören ve çalışan bireylere yönelik önemli bir akademik programa ev sahipliği yaptı. ’Bilimsel Basamak Eğitimi’ başlığıyla düzenlenen program, katılımcılara bilimsel araştırma süreçleri ve akademik yazım konusunda kapsamlı yetkinlikler kazandırmayı amaçladı. 20-21 Aralık 2025 tarihlerinde düzenlenen eğitim, sağlık alanında lisans ve lisansüstü eğitim alan öğrencilerin yanı sıra, sahada görev yapan profesyonellere yönelik olarak planlandı. İki gün süren program kapsamında, bilimsel düşünme sistematiği, araştırma etiği, literatür tarama yöntemleri, hipotez oluşturma ve proje tasarımı gibi temel başlıklar ele alındı. Bunun yanı sıra akademik metin yazımı, etkili sunum teknikleri ve bilimsel makale değerlendirme konularında uygulamalı atölye çalışmaları gerçekleştirildi. Katılımcıların hem teorik bilgi hem de pratik beceri kazanmasını hedefleyen eğitim, sağlık alanındaki bilimsel çalışmaların niteliğini arttırmayı ve araştırmacıların akademik süreçlerde daha yetkin hale gelmesini amaçladı. Program sonunda katılımcıların, bilimsel araştırma planlama ve akademik yazım konularında güçlü bir altyapıya sahip olmaları hedeflendi. Kayseri Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Memduh Büyükkılıç’ın bilim ve eğitime verdiği önem doğrultusunda çalışmalarını sürdüren Kayseri Bilim Merkezi, ’Bilimsel Basamak Eğitimi’ ile akademik gelişimi desteklemeye ve bilimsel üretime katkı sunmaya devam etti.
İzmir Göztepe, ilk devrenin en az gol yiyen takımı oldu Göztepe, Trendyol Süper Lig’in ilk devresinde oynadığı 17 maçta kalesinde yalnızca 9 gol görerek ligin en az gol yiyen takımı oldu. Göztepe, Trendyol Süper Lig’in ilk yarısında sergilediği savunma performansıyla dikkat çekti. İzmir temsilcisi, 17 haftalık periyotta elde ettiği 9 galibiyet, 5 beraberlik ve 3 mağlubiyetle 32 puan topladı ve ilk devreyi 4. sırada tamamladı. Avrupa potasında yer alarak hedeflerine ulaşan sarı-kırmızılı ekip, güçlü savunmasıyla ligin zirvesinde yer alıyor. Stanimir Stoilov yönetimindeki Göztepe, ligin ilk devresinde kalesinde yalnızca 9 gol görerek Süper Lig’in ilk 17 haftalık bölümünde en az gol yiyen takımı oldu. Bu alanda Göztepe’yi, 12 golle lider Galatasaray takip etti. Kalesini en fazla maçta gole kapatan takım Trendyol Süper Lig’in ilk yarısında savunma performansıyla öne çıkan Göztepe, 17 maçın 11’inde gol yemeyerek bu alanda da ligin zirvesinde yer aldı. Rakiplerine adeta gol şansı vermeyen İzmir temsilcisi; Çaykur Rizespor, Karagümrük, Beşiktaş, Başakşehir, Gençlerbirliği, Kasımpaşa, Gaziantep FK ve Samsunspor maçlarını hem kazanıp hem de gol yemeden tamamladı. Sarı-kırmızılılar, galip gelemediği Fenerbahçe, Eyüpspor ve Kocaelispor karşılaşmalarında da kalesini gole kapatmayı başardı. Göztepe’nin bu sezon vazgeçilmezleri arasında yer alan Polonyalı kaleci Mateusz Lis, ortaya koyduğu performansla ön plana çıktı. 28 yaşındaki file bekçisi, 17 maçın tamamında 90 dakika sahada kalarak sarı-kırmızılıların ligin ilk yarısındaki başarısında önemli pay sahibi oldu. Savunmada 6 farklı oyuncu oynadı Trendyol Süper Lig’de sezon boyunca üçlü stoper hattıyla mücadele eden Göztepe, karşılaşmalarının büyük bölümüne bu sistemle çıktı. Sarı-kırmızılı ekip, stoper mevkisinde 6 farklı isme görev verirken; Heliton, Bokele, Godoi, Taha, Furkan Bayır ve Miroshi forma giydi. Bu isimler arasında Heliton, Bokele ve Taha en fazla süre alan oyuncular olurken, joker olarak kullanılan Miroshi ise önemli dakikalar almasına rağmen ağırlıklı olarak orta sahada görev yaptı. Godoi, zaman zaman ilk 11’de yer almasına karşın yaşadığı sakatlıklar nedeniyle forma şansı bulmakta zorlandı. Furkan Bayır ise rotasyonun önemli parçalarından biri oldu.