GENEL - 12 Mayıs 2022 Perşembe 16:13

Rektör Aldemir; "Üniversite olarak şehrin ve isminin yüklediği sorumlulukların farkındayız"

A
A
A
Rektör Aldemir; "Üniversite olarak şehrin ve isminin yüklediği sorumlulukların farkındayız"

Aydın Adnan Menderes Üniversitesi (ADÜ) Rektörü Prof.

Aydın Adnan Menderes Üniversitesi (ADÜ) Rektörü Prof. Dr. Osman Selçuk Aldemir, 14 Mayıs 1950 seçimlerinin 72’nci yıl dönümü dolasıyla bir mesaj yayımladı. Rektör Aldemir, "Aydın Adnan Menderes Üniversitesi, şehrin ve isminin yüklediği sorumlulukla 14 Mayıs 1950 seçimlerinin 72. Yıl dönümünde de Merhum Başvekil Adnan Menderes’in canını hiçe sayarak kalkınmış, demokrat, zengin, dünyada zirveye koşturan bir Türkiye çabasının akademik, bilimsel, pedagojik, sosyo-kültürel takipçisi olma azmini sürdürmektedir" dedi.



14 Mayıs 1950 tarihinde gerçekleştirilen genel seçimler ile Türk siyasi tarihinde önemli bir değişiklik olmuş ve cumhuriyetin kuruluşundan beri iktidarda bulunan Cumhuriyet Halk Partisi yerini Demokrat Parti’ye bıraktı. ADÜ Rektörü Prof. Dr. Osman Selçuk Aldemir, 1950 seçimlerinin 72 yıl dönümü dolayısıyla bir mesaj yayımladı. "1945 yılında değişen dünyanın şartlarına ayak uydurabilme adına çok partili siyasi hayata geçişle başlayan 14 Mayıs 1950 tarihinde iktidarın değişimine uzanan sürecin birçok basamağı bulunmaktaysa da hemen sonrasındaki on yıllık Adnan Menderes iktidarı Türkiye’nin eğitim, ulaşım, sanayileşme, tarımda makineleşme, dış politika akışındaki adımlarıyla bunun bir demokrasi ortamına dönüşümünü sağlamıştır" diyen Rektör Aldemir, "Ege Üniversitesi, Atatürk Üniversitesi, Karadeniz Teknik Üniversitesi, Orta Doğu Teknik Üniversitesi dönüşümün yükseköğrenimdeki adımları sayılmıştır. Tahsil üniversite ve akademiyle kısıtlanamayacağından ilk, orta ve lise ile öğrenci sayısı artırılmış, kitle iletişim araçları yaygınlaştırılarak medya ürünlerinin hedef kitleye ulaşımı kolaylaştırılmıştır. Aydın Adnan Menderes Üniversitesi demokrasi dönüşümünün akademik cepheden değerlendirilmesini her alanda sürdürmüş ve bundan böylede sürdürmeye devam edeceğine şüphe bulunmamaktadır. Bahsi geçen seçimlerin yetmiş ikinci yılı olmakla birlikte üniversitemizin bulunduğu vilayetin düşman işgalinden kurtuluşunun da yüzüncü yılına isabet etmektedir" ifadelerini kullandı.



Adnan Menderes Üniversitesi olarak üniversitenin adının öneminin ve taşıdığı sorumluluğunun farkında olduklarını kaydeden Aldemir, "Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün hep arzuladığı ve iki defa teşebbüs ettiği halde iç ve dış gelişmeler karşısında askıya almak durumunda kaldığı ancak anayasal zeminini büyük bir itinayla hazırladığı, Türk milletinin karakteristik yapısıyla son derece uyumlu gördüğü çok partili siyasi yaşamın gerçekleştirilmesi üniversitemizin adını taşımaktan gurur duyduğu, şehrimizin önde gelen devlet adamı, Türklük coğrafyasının takipçisi Adnan Menderes ve yol arkadaşları tarafından hem de canları pahasına gerçekleştirilmiştir. Üniversitemiz bu alanda sorumluluğunun farkındadır. Bu vesile ile Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın talimatlarıyla İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun himayelerinde tesis edilen ve Cumhurbaşkanımız tarafından bizzat açılışı gerçekleştirilen Adnan Menderes Müzesi’ne halkın ilgisi, Merhum Başvekilin bıraktığı hatırasına saygı göstergesi kabul edilmelidir. Şehrimiz böylesine bir eseri hak etmekte, halkımız, teveccüh göstermekte iken üniversitemiz özelinde akademinin Türk demokrasisi, Türk milletinin fedakar evlatları hususlarında Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün “çağdaş uygarlık düzeyini aşma” düsturuyla toplumsal hafızayı canlı tutması vazifesi bulunmaktadır. Kuva-yı Milliye hareketinde genç bir milis, çok partili yaşama geçiş denemesinde genç bir siyasetçi, TBMM’de genç bir milletvekili olarak kendini kabul ettiren Ali Adnan Menderes, Dünyayı yerle bir eden İkinci Dünya Savaşı sorasında Türkiye Cumhuriyetinin demokrat bir yöntemle şahlanış temsilcisi olarak Türk milletinin geleceğini aydınlatmaya devam etmektedir" dedi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Giresun Pembe kimlikle 38 yıl yaşayan Kumral Bodur’un hayatı film oluyor Giresun’da nüfus memurunun yaptığı hatadan dolayı pembe kimlik verilen ve 38 yıl boyunca erkek olduğunu ispatlamaya çalışan 52 yaşındaki Kumral Bodur’un hayatı beyaz perdeye ilham kaynağı oldu. Yazar Aziz Nesin’in filmlere de konu olan “Yaşar Ne Yaşar Ne Yaşamaz” romanının ardından, nüfus müdürünün hatası nedeniyle nüfusa kadın olarak kaydedilen Kumral Bodur’un 38 yıl boyunca erkek olduğunu ispatlamaya çalıştığı hayat hikayesi de filme konu oluyor. Filim yapımcılarının kendisini aradığını anlatan Kumral Bodur, “Trajikomik bir film hikayesi için hayatımın bir film senaryosuna ilham kaynağı olmuş. Bununla ilgili filmin yönetmenliğini yapacak olan Abbas Karatekin ve Yapımcısı Ulaş Karadeniz beni aradılar ve projelerinden bahsettiler. Ben de olumlu yaklaştım. Önümüzdeki günlerde Giresun’a gelip senaryo yazımı için detaylı görüşmeler yapacağız” dedi. 15 hakim, 19 savcı değişmiş, kimliği değişmemişti Giresun’un Bulancak ilçesinde yaşayan 52 yaşındaki Kumral Bodur nüfus memurunun yaptığı hatadan dolayı nüfusa kadın olarak yazılmış ve pembe kimlik verilmişti. Ancak yapılan hatanın düzeltilmesi ise tam 38 yıl sürmüş bu süre içerisinde evlenip çocuk sahibi olmasına rağmen ne resmi evlilik yapabilmiş ne de çocuklarını nüfusuna yazdırabilmişti. Çocuklarını kardeşlerinin nüfusuna yazdıran Kumral Bodur, sigortalı bir işe girip çalışamamış ve askerlik görevini de yapamamıştı. 15 hakim, 19 savcının değiştiği hukuk mücadelesi ise tam 38 yıl sürmüştü. Kumral, mahkeme sürecinde yaşadığı psikoloji sorunlar nedeniyle aldığı hapis cezasını da, kadın kimliğiyle, erkek cezaevine girdiğinde ise yanlışlığın fark edilmesi sonucu cezaevinden dışarı çıkartılmıştı.
Amasya Amasyalı öğrenciler okulda ata tohumu ekip fide yetiştirdi Amasya’nın Taşova ilçesinde Emine Bursalı İmam Hatip Ortaokulu öğrencileri ve öğretmenleri okulda ektikleri ata tohumlarından fide yetiştirdi. Çileklerin ve diğer sebzelerin hasadı yapılırken ata tohumu domates fideleri de okul bahçesinde oluşturulan seraya dikildi. "Ata tohumlarını burada yetiştiriyoruz" Fen ve teknoloji laboratuvarında yetiştirilen ata tohumları, ‘Eğitimde Rehberlik ve Destekleme Modeli (ERDEM) Destek 2022 Programı’ çerçevesinde sağlanan 25 bin liralık destekle okul bahçesinde oluşturulan 25 metrekarelik seraya taşınarak öğrencilerin elinde toprakla buluştu. Çok heyecanlandıklarını belirten 7. sınıf öğrencisi Abdullah Ensar Sarıbaş, “Getirdiğimiz ata tohumlarını burada yetiştiriyoruz. Burada çilek, marul, maydanoz gibi bir sürü çeşit bitki bulunuyor” dedi. Arkadaşı Tuğçe Naz Aşık da, “Köyümüz uzak olduğu için git, gel yapamıyoruz. Okulumuzda bunun gibi sera olduğu için tarımdan da yararlanabiliyoruz. Laboratuvarda üretiyoruz. Sonra gelip buraya dikiyoruz” diye konuştu. "Amacımız akademik başarının yanı sıra evlatlarımızı hayata da hazırlamak" Çalışmanın öğrencilerinin gelişimi için fırsat olduğuna işaret eden Fen Bilimleri Öğretmeni Bayram Atalay, “3 sene önce kurulan serada çilek, domates, salatalık, karnabahar, roka yetiştiriyoruz. Çocuklara eğitim, öğretim faaliyetinin haricinde yaparak ve yaşayarak öğrenmeyi de öğretiyoruz” şeklinde konuştu. Amaçlarının akademik başarının yanı sıra evlatlarını hayata da hazırlamak olduğunu vurgulayan Okul Müdürü Ali Buğalı ise, “Son yıllarda küresel ısınmayla beraber gıdaya erişim konusundaki sıkıntıları göz önüne aldığımızda toplumumuzun üreten, kendi kendine yeten bir toplum olması açısından tarım faaliyetlerine yönelip her türlü sebze ve meyveyi yetiştirmeye çalışıyoruz. Onlara da örnek olmaya çalışıyoruz” diye konuştu.
Ankara TESK Genel Başkanı Palandöken: “İş sağlığı ve güvenliği en temel haklardan biridir” İş sağlığı ve güvenliği tedbirlerinin sadece yasal bir zorunluluk değil insanın en temel haklarından biri olduğunu vurgulayan TESK Genel Başkanı Bendevi Palandöken, “Ülkemizde, iş sağlığı ve güvenliği konusunda önemli adımlar atılmakla birlikte hala iyileştirilmesi gereken alanlar bulunmaktadır. İş sağlığı ve güvenliği en temel haklardan biridir” dedi. İş Sağlığı ve Güvenliği Haftası vesilesiyle yazılı bir mesaj yayınlayan Türkiye Esnaf ve Sanatkârları Konfederasyonu (TESK) Genel Başkanı Bendevi Palandöken, “ILO verilerine göre 2023 yılında Türkiye, ölümcül olmayan mesleki yaralanmalar bakımından dünyada 11. sırada, ölümlü iş kazası sayısı bakımından ise 15. sırada yer alıyor. İş kazaları üzerine veriler toplayan ve paylaşan İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi’nin (İSİG) verilerine göre 2023 yılında en az bin 929 işçi hayatını kaybetti. Bir ülkede meydana gelen iş kazalarının sayısının azalması, o ülkenin iş sağlığı ve güvenliği açısından ne kadar başarılı olduğunun bir göstergesi olarak kabul edilmektedir. İş sağlığı ve güvenliği yönetiminin uygulanabilirliği ile iş kazalarının önceden engellenmesi oldukça önemlidir. Unutulmamalıdır ki her iş kazası önlenebilir nitelikte bir risktir ve bu konuda alınacak önlemler hayati önem taşır. Herkesin sağlıklı ve güvenli bir çalışma ortamına sahip olması, daha verimli ve mutlu bir işgücü oluşturmaya yardımcı olur” ifadelerini kullandı. İş sağlığı ve güvenliği konusunun seçenek değil zorunluluk olduğunu belirten Palandöken, “Çalışanların daha güvenli bir ortamda çalışmalarını sağlamak, hem işverenlerin hem de çalışanların ortak sorumluluğudur. İşverenlerin ve çalışanların iş sağlığı ve güvenliği konusunda bilinçlenmeleri, uygun ekipmanların kullanımı, risklerin değerlendirilmesi ve önleyici tedbirlerin alınması önemlidir. Sağlıklı çalışma ortamları oluşturarak, çalışanların daha mutlu, daha sağlıklı ve daha verimli olmalarını sağlamak hem işletmelerin hem de toplumun yararınadır. Esnaf ve sanatkarlar için iş sağlığı ve güvenliği konularına uyum sağlamak, yasal sorunlardan kaçınmak ve işletmelerini güvende tutmak açısından hayati öneme sahiptir. İşletmelerin itibarını korumak için düzenli olarak iş sağlığı ve güvenliği önlemleri alınmalı ve çalışanlara gerekli eğitimler verilmelidir. Bu vesile ile 4-10 Mayıs İş Sağlığı ve Güvenliği Haftası’nda tüm işletmelere kazasız bir çalışma hayatı dilerken, bu konuda daha bilinçli, duyarlı ve sorumlu olmamız gerektiğinin altını çiziyorum” dedi.