GÜNDEM - 10 Haziran 2025 Salı 11:09

Tarımı, teknolojiyle birleştirdi yaşıtlarına örnek oldu

A
A
A

Genç nüfusun tarımdan uzaklaşması ile birlikte tarımla uğraşan vatandaşların yaş ortalaması 60'a yükselen Aydın'da, tarımla teknolojiyi birleştirerek topraksız tarıma başlayan 20 yaşındaki Enes Tuğrul, 28 dönümlük serasında çilek üretimi yapıyor.

Gençlerin tarımdan uzaklaşması ile birlikte Aydın genelindeki çiftçilerin yaş ortalaması da 60'a yükselirken, Efeler ilçesinde kendi serasını kurarak topraksız tarım ile çilek üretmeye başlayan 20 yaşındaki Süleyman Enes Tuğrul, yaşıtlarına örnek oldu. Tarımı teknoloji ile birleştirerek otomasyon sistem ile kurduğu serasında hedefinin Aydın Çileği'ni dünyaya tanıtmak olduğunu ifade eden Tuğrul, toprağın her zaman kazandırdığını belirterek gençlerin tarıma yönelmesi çağrısında bulundu.

Tarımı, teknolojiyle birleştirdi yaşıtlarına örnek oldu

Kadıköy Mahallesi'nde kurulan Tarıma Dayalı İhtisas (Jeotermal Isıtmalı Sera) Organize Sanayi Bölgesi'nde 28 dönüm üzerine kurduğu serada, topraksız tarım yöntemiyle çilek üretimi gerçekleştiren Tuğrul, önümüzdeki yıl ihracatla Aydın çileğini dünyaya tanıtmayı hedefliyor. Tarım sevgisini dedesi Süleyman Tuğrul'dan aldığını ifade eden genç çiftçi, 100 milyon TL'lik yatırımla kurduğu tesiste çilek üretiminin yanı sıra kadın istihdamına da önemli katkı sağlıyor. Serada çalışanların tamamının kadınlardan oluştuğunu belirten Tuğrul; "Köylerimizdeki kadınlara iş imkanı sağlıyoruz. Bu başarı kadın emeğiyle büyüyor" dedi.

Tarımı, teknolojiyle birleştirdi yaşıtlarına örnek oldu

"Aydın çileğini dünyaya tanıtmak istiyorum"

Çocukluğundan bu yana tarımın içinde büyüdüğünü ifade eden ve tarım sevgisinin ağır basmasıyla üniversitenin ardından tarıma atıldığını söyleyen Tuğrul; "Dedem tarımcıydı ve onunla beraber başladık. Bende toprakta büyüdüm. Anason, rezene ekiyorduk. Böyle devam ederek büyüdük. Birazcık araştırmalar sonucunda topraksız tarım olduğunu gördüm. Dikkatimi çekti ve üçüncü nesil olarak denemek istedim. Kendin teknoloji ile birlikte toprağı birleştirdikten sonra asıl verimi almak ve katma değer sağlamak çok güzel. Teknolojiyi ve tarımı birleştirmek için bir harekete geçtik. Maceraya atıldık. Çocukluktan beri böyle topraksız tarım ve güzel çilek yetiştirmek hayalimdi. E-ticaret okuyordum. E-ticaret okuduktan sonra toprak beni daha çok cezbetti. Toprak cezbettiği için birazcık da topraksız tarım atılmak istedim. Bölümümü bıraktım. Birazcık da toprağı alıp maceraya böyle başladık. Ailem destek oluyor, ilk başta başlayayım dedim. Böyle bir fikir sundum ve tamam dediler. ‘Atılacaksan biz varız' dediler ve kendim giriştim bu işe. Bu ilk sezonum, ilk hedefimiz iç hacim hacmimizi ölçüp iç piyasaya vermek. Ondan sonra ihracata vereceğiz. Seneye ihracata verip son kullanıcıya pestisitsiz güzel bir ilaçsız, güvenilir çileği sunmak. Böyle bir hedefimiz var. Asıl hedefim ise Aydın'ın çileğine katma değer sağlayarak dünyaya tanıtmak istiyorum" dedi.

Tarımı, teknolojiyle birleştirdi yaşıtlarına örnek oldu
"Bazı şeyler yaşayarak öğreniliyor"

Gençlerin tarımdan korktuğunu ancak toprağın her zaman kazandırdığını ifade eden Tuğrul; "Topraksız tarımın güzel olan kısmı da fideyi diktikten sonra içeriğine kendin gübre verebilmen. Bizim burada çalıştığımız profesyonel, bize destek veren ziraatçılar var ve bize burada desteği verip asıl fideden verimli en iyi şekilde almamızı sağlıyor. Dünyada su azalmakta. Topraksız tarımın da güzel olan kısımlarından biri de kendimiz suyu daha verimli, istediğimiz derecede verebilmek, istediğimiz kadar verebilmek. Böylece su tasarrufu sağlamış oluyoruz. Herkes diyor bunu, genç yaşta bu kadar büyük bir yatırım bu kadar stresli olmadı mı diyor ama atılmadan da bilemiyorsun. Birazcık atılıp bunu yaşayıp öğrenmek gerekiyor. Zaten bazı şeyler yaşayarak öğreniliyor. Biz de maceraya atıldık. Macerada ilerliyoruz. Güzel olarak sezonumuzu geçiriyoruz. Profesyonellerden destek almak çok önemli bu konuda. Bilmediğim yerlerde profesyonellerden destek alıp teknoloji ile birleştirdiğim için çok daha rahat ilerleyebiliyorum bu konuda. Şimdi bizim gençlerimizin sorunlarından biri de bu. Gençler tarımdan korkuyor, tarımdan kaçıyorlar ama tarım bu kadar kaçılacak bir şey değil ve teknoloji ile birlikte daha gelişip, daha güzel kontrol edilip rahatça yapılacak bir şey. Tabii ki dezavantajları var, içinde durup bitkiye bakmak gerekiyor. Gerçekten vakit geçirmek gerekiyor ki emeksiz yapılan bir iş olmaz. Emek vermen gerekiyor ama güzel bir iş gerçekten. Gençler tavsiye edilmesi gereken bir iş. Yaş ortalaması çok yukarıda tarımda ve gençleşmesi daha verimli hale getirilmesi gerekiyor. Bu sistemler Türkiye'de neden olmasın? Türkiye'de neden topraksız tarım yapmayalım? Bu ismi duyurup daha rahat, daha güzel bir şekilde Türkiye'mizi geliştirmek gerekiyor. Gençler denesinler, tarıma girsinler, topraksız tarımı araştırsınlar. Toprak her zaman kazandırır" şeklinde konuştu.

Ramazan Aydemir-Uğur Eser-Murat Uçkaç

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Çorum Hititli gençler TEKNOFEST’e kilitlendi: 24 takım final için gün sayıyor Türkiye’nin teknoloji ve inovasyon nabzını tutan TEKNOFEST’e bu yıl Hitit Üniversitesi’nden 24 takım katılıyor. Hitit Üniversitesinde farklı bölümlerden öğrencilerin oluşturduğu 24 takım, hazırladıkları projelerle TEKNOFEST’e hazırlanıyor. Sağlıktan yapay zekaya farklı kategorilerde yarışmaya katılan öğrenciler, hazırladıkları projelerle TEKNOFEST’e finalde mücadele etmeyi hedefliyor. TEKNOFEST’te hazırlanan takımlar, çalışmalarını üniversite bünyesinde oluşturulan fikir atölyesinde sürdürüyor. Fikir atölyesinde danışman hocalarıyla beraber projelerine yoğunlaşan öğrenciler, elde ettikleri başarıyı finale kalarak taçlandırmak istiyor. Fikir Atölyesinde çalışmalarına devam eden öğrencilere üniversite yönetiminden de motivasyon ziyaretleri gerçekleştiriliyor. Hitit Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ali Osman Öztürk ve Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Nurcan Baykam, öğrencilerle bir araya gelerek başarı dileklerini ilettiler. Hitit Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ali Osman Öztürk, öğrencilerin yaptıkları çalışmalar ve gösterdikleri özveriden dolayı gurur duyduklarını belirtti. Öğrencilerin, hazırladıkları projelerle Hitit Üniversitesini en iyi şekilde temsil edeceklerine inandıklarını ifade eden Rektör Öztürk, "Geçen yıl TEKNOFEST’te ilk derecelerimizi aldık. Öğrencilerimiz Türkiye 2’ncliği ve 3.’üncülüğü ile bizleri gururlandırmıştı. Öğrencilerimiz, bu yıl daha kalabalık bir ekiple, TEKNOFEST’e başarılarıyla imza atmak için çalışmalarını sürdürüyor. Proje kültürünün yaygınlaştığı üniversitemizde birlikte üretmek ve birlikte başarmak için her zaman öğrencilerimizin yanındayız. Takımlarımıza, şimdiden başarılar diliyorum" dedi.
Isparta Bayılan yolcu için güzergâhı değil, vicdanın yolunu izledi Isparta’da sabah saatlerinde özel halk otobüsünde fenalaşarak baygınlık geçiren kadın yolcu, şoförün dikkati ve hızlı müdahalesi sayesinde hastaneye ulaştırıldı. Kadının sağlık durumunun iyi olduğu öğrenilirken şoför olay anını anlatarak, "O an yolcuların ’kaptan ne olursun hastaneye sür’ dediklerini duydum ve hiç düşünmeden hattımın dışına çıkarak hastaneye sürdüm ve yolcumuzu yetiştirdik. Sağlık durumunun iyi olduğunu öğrenince çok mutlu oldum" dedi. Olay, sabah saat 08.45 sıralarında Isparta şehir merkezinde seyir halindeki özel halk otobüsünde meydana geldi. Edinilen bilgiye göre, otobüste ayakta yolculuk eden bir kadın aniden fenalaşarak yere yığıldı. Panikleyen yolcular, şoföre seslenerek "Kaptan hastaneye sür" diyerek yardım istedi. Olayı fark eden halk otobüsü şoförü Musa Bayındır, sefer güzergâhını terk ederek aracını hızla Isparta Şehir Hastanesi’ne yönlendirdi. Baygın halde hastaneye ulaştırılan yolcu, sağlık ekiplerine teslim edildi. Yapılan ilk müdahalenin ardından kadının sağlık durumunun iyi olduğu bildirildi. "Elimden geleni yaptım ve çok mutluyum" Yaşananlarla ilgili konuşan şoför Musa Bayındır, "Otobüsümde bir yolcumuz baygınlık geçirdi. Yolcular hemen ’kaptan ne olursun hastaneye sür’ dedi. Ben de hiç düşünmeden hattımın dışına çıkarak hastaneye sürdüm. Elimden geleni yaptım. Durumunun iyi olduğunu öğrendim, çok mutlu oldum" ifadelerini kullandı. Bayındır, benzer bir durumda herkesin aynı şekilde davranması gerektiğini belirterek, "O an bayılan kişi çocuğumuz bile olabilirdi. Kim olursa olsun can güvenliğini sağlamak bizim görevimiz" dedi.