GÜNDEM - 23 Kasım 2025 Pazar 11:46

Yarım asırlık turşucudan iddialı çıkış: "Turşu suyu içen grip olursa masrafları benden"

A
A
A
Yarım asırlık turşucudan iddialı çıkış: "Turşu suyu içen grip olursa masrafları benden"

Aydın’da soğukların etkisini göstermesiyle turşu tezgahlarında yoğunluk arttı. Yarım asırlık tecrübesiyle turşucu Hüseyin Nurlu, kış hastalıklarına karşı turşu suyunun doğal bir kalkan olduğunu belirtti. Vatandaşlara günde bir bardak turşu suyu içmeyi alışkanlık haline getirmeleri tavsiyesinde bulunan Nurlu, "Günde 1 bardak turşu suyunu aksatmadan içip grip olan olursa masrafları benden" dedi.



Kış aylarının başlamasıyla birlikte vatandaşlar bağışıklığı destekleyen gıdalara yönelirken, turşu ve turşu suyunun tüketimi de belirgin şekilde arttı. Grip ve nezleye karşı doğal bir koruma sunduğu bilinen, özel fermente yöntemlerle hazırlanan turşu çeşitleri hem lezzeti hem de sağlığa olan katkıları ile tercih edilen ürünler sırasında ilk sıralarda yer alıyor. Efeler ilçesi Doğu Gazi Bulvarı üzerinde iş yeri bulunan ve yarım asırdır turşuculuk yapan Hüseyin Nurlu vatandaşların her zaman turşu tükettiğini ama kış döneminde bu tüketimin doğal olarak biraz daha arttığını kaydetti. Kendi özel formülleriyle fermente ettikleri limon ve el yapımı sirkeyle hazırladıkları turşu suyunun da gerçek bir şifa kaynağı olduğunu vurgulayan Nurlu, "Bu suyu istediğiniz kadar için, ne tansiyon oynatır ne mideye zarar verir. Günde aksatmadan bir bardak içen biri grip olursa masraflarını ben karşılayacağım" dedi.



"Turşu gribin ve nezlenin baş düşmanıdır"


Turşuların tamamının kendi imalatları olduğunu belirten Hüseyin Nurlu ürün seçiminden salamura aşamasına, tuz ve sirke ayarına kadar her adımın kendi kontrolünden geçtiğini; satış kısmını ise gıda mühendisi olan eşinin yürüttüğünü söyledi. Nurlu, "Ankara çubuk dediğimiz kornişon, lahana, acı biber çeşitleri, acur, kelekten tutun da daha birçok çeşidimiz var. Turşunun gitmeyeni yok. Ama en çok salatalık ile Ankara Çubuk, karışık, lahana ve acı biber çeşitleri en çok tercih edilenler arasında ilk sıralarda yer alıyorlar. Turşu gribin ve nezlenin baş düşmanıdır. Ama her turşu özellikle fabrikasyon turşular değil. Bizim yaptığımız turşu evde yapılandan daha hijyenik ve daha kaliteli" diye konuştu.



"Turşunun lezzeti tarifinde gizli"


Turşuları kurarken el yapımı sirke kullandıklarını kaydeden Nurlu, "Turşularımızın tamamı kendi imalatımız ve kendimiz satıyoruz. Depoda kendim işin başındayım turşuluk ürünlerin alımından kurulumuna kadar benim elimden geçiyor. Burada da gıda mühendisi olan eşim var. Ben yapıyorum, eşim satıyor. Biz limonu fermente ederek turşu yapıyoruz. Kendi ürettiğimiz sirken turşularımızı kuruyoruz. Geliştirdiğimiz formüllerle turşularımızı hazırlıyoruz. Müşterilerimize önce susuz olarak istedikleri ürünleri tartıyoruz sonrasında limonu fermente edip sirke ile ikisini karıştırarak hazırladığımız suyu ekleyerek veriyoruz. Bu su da gribe birebir gelen doğal şifa kaynağı. Ne tansiyonunu oynatır ne de midenize zarar verir" ifadelerini kullandı.



"Evde ne yiyorsam dükkanda da onu satıyorum"


Günlük yaşamında da sofrasından turşunun eksik olmadığını ifade eden yarım asırlık turşucu Nurlu, "Evdeki buzdolabımızda 2-3 kilo turşu her zaman vardır. Her yemekte de yeriz mutlaka. Kendim yaptığım için ne yaptığımı biliyorum. Ben ne yiyorsam vatandaş da aynısını yesin isterim" dedi.



Turşu çeşitlerinin 180 ile 240 lira arasında değiştiğini kaydeden Nurlu, "Fiyatlar 180 ile 240 lira arasında. Salatalık gurubu 220 civarlarında, türlümüz 180 TL. Büyük işletmeler genelde atık malzemelerden türlü yaparlar ama bizde öyle değil. Atılacağı atar, satılacağı satarız" diye konuşarak turşu yapımının püf noktasının tazelik, doğru salamura ve doğru sirke-tuz dengesinden geçtiğini ifade etti.



Son olarak günde iki bardak turşu suyu tükettiğini ve ne diyabet ne kolesterol sorunu yaşamadığını dile getiren Nurlu, sağlığını bu düzenli tüketime borçlu olduğunu söyleyerek vatandaşları da turşu ve turşu suyu tüketimine davet etti.



"Her zaman tüketiyoruz"


Yılın her mevsiminde turşu tükettiklerini belirten vatandaşlardan Mustafa Ulurak ise, "Her zaman tuşu alır tüketiriz ama bu durum kış döneminde biraz daha artıyor. Genellikle salatalık, bamya, taze fasulye, karnabahar, lahana gibi ürünleri tercih ediyoruz. Aslında turşuların hepsi ayrım yapılmaksızın çok güzel ve lezzetli. Bağışıklık sistemini güçlendirmek için her zaman tüketilmesi gereken bir besin. Nezle ile gribe de birebir. Onun için hiç bir turşudan vazgeçmiyoruz" dedi.



Yarım asırlık turşucudan iddialı çıkış: "Turşu suyu içen grip olursa masrafları benden"

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Düzce Düzce Belediye Meclisi 2025’in son toplantısını yaptı Düzce Belediye Meclisi, yılın son toplantısında 38 gündem maddesini karara bağladı. Hecinler’deki katı atık tesisinin modernizasyonu için sağlanan 20 milyon TL’lik hibenin Beltaş A.Ş.’ye aktarılması kararlaştırıldı. Düzce’de yapı güvenliğini artırmayı ve taşıyıcı sistemlerin performansını en üst düzeye çıkarmayı hedefleyen yeni teknik hükümleri içeren rapor, Belediye Meclisi’nde tüm üyelerin desteğiyle oy birliğiyle kabul edildi. Düzce Belediye Meclisi Kasım ayı ikinci birleşimi yapıldı. Meclis Başkan Vekili Av. Ali Dilber başkanlığında Konuralp Bey Toplantı Salonu’nda yapılan toplantıda 38 gündem maddesi karara bağlandı. Ek ödenek konulması talebi ve müdürlükler arası ödenek aktarılması talebi oy çokluğu ile kabul edildi. Düzce Belediyesi’nin ortağı olduğu şirketlere sermaye tamamlanması talebi kapsamında; Düzce Belka İnsan Kaynakları A.Ş., Düzce Beltem Temizlik ve Genel Hizmetler A.Ş., Düzce Ulaşım Hizmetleri A.Ş. ve Düzce Belediyesi Turizm İşletmeleri A.Ş.’ye maddi katkı konulması oy çokluğu ile kabul edildi. Toplantıda, 2026 yılı içerisinde zabıta ve itfaiye memurlarına verilecek aylık fazla mesainin 2026 merkezi yönetim bütçe kanununda belirlenen tutarı geçmemek üzere uygulanması oy çokluğu ile kabul edildi. Düzce Belediyesi’nde uzun yıllardır geçici işçi statüsünde çalışmakta olan, teknik kariyere sahip, 3 adet geçici işçinin 2026 yılında da 12 ay süreyle çalıştırılması talebi onaylandı. Toplantıda, Ulaşım Master Planı kapsamında oluşturulan yeni ulaşım hatları ve çalışma saatleri oy çokluğu ile kabul edildi. Meclisin gündeminde yer alan T Plaka ve S Plaka uygulamaları ile ilgili düzenleme kapsamında, Düzce Belediyesi sınırları içinde geçmiş yıllarda verilmiş tüm T ve S plakaların 10 yıl süreyle geçerli olması, geçiş süreci sonunda tüm T ve S plakaların 2886 sayılı Devlet İhale Kanununun hükümleri çerçevesinde süreli ve yeniden tahsis edilmesi kararlaştırıldı. Aziziye Mahallesi’nde kurulan mevcut pazaryerinin, Aziziye Mahallesi 2793 ada 5 numaralı parsel üzerine yapılmakta olan kapalı pazaryeri ve fuar alanına taşınması da onaylandı. Düzce Belediyesi’nce satın alınan Hecinler Mevkii’ndeki katı atık tesisinin modernize edilmesi için, Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı Çevre Yönetimi Genel Müdürlüğü ve Türkiye Çevre Ajansı tarafından geçtiğimiz aylarda verilmesi kararlaştırılan toplamda 20 milyon lira hibenin, kullandırılması için belediye şirketi Düzce Beltaş A.Ş.’ye aktarılması talebi de oy çokluğu ile kabul edildi. Meclis toplantısında ayrıca Bütçe İçi İşletme Yönetmeliği, İnsan Kaynakları ve Eğitim Müdürlüğü Yönetmeliği, Seyahat Kartları Yönetmeliği ile Özel Kalem, Muhtarlık İşleri, Kültür Sanat ve Sosyal İşler Müdürlüklerinin görev ve çalışma yönetmelikleri kabul edildi. Park ve Bahçeler Müdürlüğü görev ve çalışma yönetmeliğinin ise çalışmalar tamamlandıktan sonra değerlendirilmesine karar verildi. Mülkiyeti Düzce Belediyesi’ne ait Konuralp Mahallesi 4784 ve 4785 nolu parsellerin yol alanı olarak kullanılmak şartıyla şartlı hibe usulüyle işlem yapılması talebi oy çokluğu ile kabul edildi. Toplantıda Düzce Kenti Revizyon ve İlave İmar Planı Plan Notları’nın 33. maddesinde değişiklik yapılması, yazı nizamı, imar planı değişikliği, yapılaşma koşulları, mevzi imar planı, yol düzenlemesi, kamu yararı kararı, itirazlar ve yol boyu ticarete ilişkin talepler de görüşülerek karara bağlandı. İmar ve Şehircilik Müdürlüğü’nün, yapı güvenliğini ve taşıyıcı sistemlerin performansını en üst düzeye çıkarmayı amaçlayan yeni hükümleri içeren rapor, meclis üyelerinin tam desteğiyle oy birliğiyle kabul edildi. Belediye Meclisi, 2026 yılının ilk toplantısının 5 Ocak 2026 Pazartesi günü saat 18.00’de yapılmasına karar verdi.
Amasya Amasya’nın dünya mirası Harşena Dağı ve Yalıboyu Evleri’ne yeni sistem ışıklandırma: "En güzelini yapacağız" Amasya’daki dünya mirası Harşena Dağı ile Yeşilırmak’ın kıyısında sıralanan Yalıboyu Evleri’nin aydınlatma sistemi tamamen yenilenecek. Planlanan projeye ilişkin açıklamalarda bulunan Amasya Valisi Önder Bakan, "Amasya turizminin değerine daha fazla değer katacak bir iş olacak. En güzelini yapacağız" dedi. Büyük Amasya Otelinde gerçekleşen proje tanıtım toplantısında 13 yıldır kullanımda olan aydınlatma sisteminin eskimesiyle beraberindeki güvenlik sorunları oluşturduğunu belirten Vali Bakan, "Yalıboyu Evleri ahşap binalar olduğu için yangında korumak amacıyla teknolojiyi yenilememiz gerekiyordu. Amasya turizminin değerine daha fazla değer katacak bir iş olacak. Biz iddialıyız, en güzelini yapacağız" diye konuştu. 29 bin metrekare alanda yapılan aydınlatma projesinin dünyada gerçekleştirilen en büyük aydınlatma projeleri arasında gösterildiğini anlatan Amasya İl Özel İdaresi Genel Sekreteri Erdin Acar da, "Amasya’nın açık hava müzesi olarak nitelendirilmesine vesile olan, Harşena Dağı üzerinde yer alan Kral Kaya Mezarları, Kızlar Sarayı, Amasya Kalesi, sur duvarları ve o duvarlarının üzerine yapılan tarihi Yalıboyu Evleri ile Yeşilırmak üzerinde bulunan tarihi köprülerin bulunduğu bu alanın güzelliğini gece karanlığında da gözler önüne sermeyi amaçlıyoruz" şeklinde konuştu. AK Parti Amasya Milletvekili Haluk İpek ise 2015 yılından bu yana UNESCO Dünya Mirası Geçici Listesi’nde bulunan Harşena Dağı ile Pontus Kral Kaya Mezarları’nın daimi listeye alınması için girişimlerde bulunduklarına değindi. Tarihi Hatuniye Mahallesi’nde bulunan boş ve metruk binaların da kamulaştırılmasının öngörüldüğüne işaret eden İpek, "Kültür ve Turizm Bakanlığımız bütçe imkanları çerçevesinde çalışma başlattı. Teknik ekiplerini göndermeye başladılar. Boş veya metruk olan yerleri kamulaştırarak çok güzel hale getireceğiz" ifadelerini kullandı.
Hatay Gastronomi şehrinde Ali Nazik başta olmak üzere yöreye özgü 7 ürün tescillendi Tarihte farklı medeniyetlere ev sahipliği yapan gastronomi şehri Hatay’da damak çatlatan 6 lezzet ve Hatay Sarısı İpeği, Türk Patent Enstitüsü tarafından coğrafi işaret verilerek tescillendi. Hatay’da 5 Şubat 2023 tarihinde 25 olan coğrafi işaretli tescilli ürün sayısı, yapılan çalışmalarla 57’ye çıkarıldı. Kahramanmaraş merkezli depremlerde büyük yıkıma uğrayan Hatay’da yaralar sarılmaya devam ediyor. Hatay Valisi Mustafa Masatlı’nın göreve gelmesiyle birlikte başlayan ihya sürecinde kentin kültürü de unutulmadı. Hatay Valiliği İl Planlama ve Koordinasyon Müdürü Mustafa Örgüt öncülüğünde gastronomi şehrinin lezzetlerinin tescillenmesi için çalışma başlatıldı. Bölgeye özgü olan; Ali Nazik, Antakya Ekmek Oruğu, Ispanaklı Börek, Zeytin Salatası, Halavet Kebabı, Sakal Kaldıran Tatlısı ve Hatay Sarısı İpeği Türk Patent Enstitüsü tarafından tescillenerek coğrafi işaret verildi. Yöreye özgü tescilli ürün sayısı 5 Şubat 2023 tarihinde 25’iken Hatay Valiliğinin çalışmalarıyla tescilli ürün sayısı 57’ye çıkarıldı. Tescillenen coğrafi işaretli lezzetler, Antakya ilçesi Gastronomi Çarşısı’nda düzenlenen programla tanıtıldı. "6 Şubat’ta 25 coğrafi işareti vardı, bugün almış olduğumuz 7 coğrafi işaretle birlikte coğrafi işaret sayımız 57’e yükseldi" 6 Şubat öncesi coğrafi işaret sayısı 25 iken 7 coğrafi tescil ürünlerle birlikte bölgeye özgü coğrafi işaretli ürün sayısının 57’ye yükseldiğini ifade eden Hatay Valisi Masatlı, "6 Şubat itibariyle Sayın Cumhurbaşkanımızın başkanlığında afet sonrası dünyanın en büyük inşa ve imar çalışmaları başladı. Şehrimizde ki bu değerlerin bir sonraki kuşağa miras olarak aktarılmasını milli bir mesele olarak görüyoruz. 6 Şubat’ta 25 coğrafi işareti vardı, bugün almış olduğumuz 7 coğrafi işaretle birlikte coğrafi işaret sayımız 57’e yükseldi. İnşallah müracaat ettiğimiz coğrafi işaretler var. Onlarda bittiğinde bu rakamı biz 135’e çıkaracağız. Burada sadece biz bu tescil ile kalmayıp bunun hem ulusal hem de uluslararası boyutta tanınırlığıyla ilgili de gerekli çalışmalarımız da başlamış olduk. Kadim şehrimiz medeniyetler buluştuğu bu şehirde kültürel değerlerimizi bu şekilde tescil edip bir sonraki kuşağa da aktaracağız. Bizim 600’den fazla lezzetimiz var ama coğrafi işaret sayımızı baktığımızda ilk 25’ti şimdi 57 oldu. İnşallah çalışmalarımız devam ediyor. Bunu 135’e çıkaracağız. Hatay deyince akla gastronomi gelir ve lezzet gelir. Bütün insanlarımızı ve dışarıdan gelecek insanları da davet ediyoruz. Hatay’ımızın insanlarını lezzetleri tatmalarını tavsiye ediyoruz" dedi. "Bu 7 tescille beraber tescil sayılarımızı artırarak Türkiye’de birinci olacağız" Hatay’ın kadim bir şehir olduğunu ifade eden Hatay Büyükşehir Belediye Başkanı Mehmet Öntürk, "Hatay kadim bir şehir: çok önemli tatları, lezzetleri ve kültürü var. Bu kadar işlerin içinden bunları düşünmek ve bunların da tescillerini almak, hakikaten bu şehrin geleceği için çok önemliydi. Burada emeği geçen sayın valimize teşekkür ediyorum. Bunlar bizim ayakta tutunmamızın bir göstergesidir. Kültür Turizm Bakanlığı ile birlikte turizm master planımızı bitirdik. Önümüzdeki tarih, gastronomi ve turizmle birlikte çok güzel bir Hatay ortaya çıkacak. İşte bunlar çıktığı zaman ürünleri tatmaya dünyanın her yerinden insanlar gelecek. Komplike bir şekilde bir şey de tamamen ayağa kaldırmak çok önemliydi. Bugün burada ekmek oruğu, bizim çocukluğumuzun lezzetiydi. Bunları unutturmamız lazım. Hatay Sarısı İpeği bizim için önemliydi. İnşallah bu 7 tescille beraber tescil sayılarımızı artırarak Türkiye’de birinci olacağız" şeklinde konuştu. Asrın felaketi sonrası 32 ürüne coğrafi işaret alındığını ifade eden İl Planlama ve Koordinasyon Müdürü Mustafa Örgüt, "Sayın Valimiz Mustafa Masatlı’nın talimatları ile asrın felaketinden sonra coğrafi işaret çalışmalarına başladık. Mutfağınızda 600’den fazla yemek ve tatlı çeşitli bulunuyor. Bunları Türkiye ve dünyaya tanıtmak için başladık. Coğrafi işaret, sosyal ekonomik olması açısından oldukça önem arz etmektedir. Bizler de Hatay Valiliği olarak yöresel ve simge ürünlerini sadece Türkiye’de değil dünyada da tanıtmak için Avrupa Birliği coğrafi işaret çalışmalarına başlamış bulunmaktayız. Türk Patent ve Marka Kurumu verilerine göre, Türkiye de bugün itibariyle bin 788 coğrafi işaret ürün bulunmaktadır. Coğrafi işarette Türkiye’de yapılan başvuru sayısı 858’dir. Hatay’a baktığımızda zaman bugün itibariyle 57 coğrafi işaretli ürün var. Deprem döneminde 25 coğrafi işaretle 25’inci sıradayken bugün 57 coğrafi işaretle birlikte Türkiye’de 5’inci sıradadır" ifadelerini kullandı.