YEREL HABERLER - 23 Mart 2017 Perşembe 17:21

Edremit’te ikili eğitim tarih oluyor

A
A
A
Edremit’te ikili eğitim tarih oluyor

Edremit İlçe Milli Eğitim Müdürü Yusuf Koç 2014 yılında başladığı görevinde 3.

Edremit İlçe Milli Eğitim Müdürü Yusuf Koç 2014 yılında başladığı görevinde 3. yılını doldurması sebebiyle Edremit’in basın mensuplarıyla makamında bir araya geldi.


3 yıl boyunca yapılan çalışmalar hakkında basın mensuplarına bilgi veren İlçe Milli Eğitim Müdürü Yusuf Koç “3 yıldır devam ettiğim müdürlük görevimde 23.01.2017 tarihi itibariyle asaleten atanmış bulunmaktayım. Hem coğrafi yapısı hem sosyo-kültürel konumuyla gerçekten çok değerli olan ilçemizde hizmet veriyor olmak benim için gurur vericidir” dedi.


3 yıllık çalışmaları geniş bir değerlendirmesini yapan Edremit İlçe Milli Eğitim Müdür Yusuf Koç, “Edremit İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü olarak toplamda 23040 öğrencimize eğitim vermekteyiz. Bunu yanında 1583 personelimiz de müdürlüğümüz bünyesinde çalışmaktadır. Ayrıca İlçemizde 6 Anaokulu,34 ilkokul,24 ortaokul, 20 lise ve diğer 6 kurumla eğitim öğretim devam etmektedir.”dedi.


Müdür Koç “Mevcut kaynaklarımızı etkin ve verimli bir şekilde kullanarak evrensel eğitim ilkelerini uygulayan, bilgi üreten, problem çözme ve karar verme becerisi gelişmiş, milli değerlerimizi benimsemiş “Hep Önde Hep Öncü” bir kurum olmaktır.


Biz bu ilkeyle yola çıktık. “Milleti yaşat ki, devlet yaşasın” felsefesinden yola çıkarak, öğrenci merkezli eğitim olmazsa olmazımızdır! Tüm çalışmalarımızın merkezine öğrencilerimizi aldık. Onların daha elverişli ve donanımlı fiziki ortamlarda, en doğru düzenlemelerle en kaliteli eğitime ulaşmalarını hedefledik. Bu nedenle ihtiyaçları tespit ederek gidermeye başladık. Örneğin İlçemizde en büyük sıkıntılardan birisi derslik sıkıntısıydı. Edremit’te ikili öğretimden dolayı bugüne kadar gerçekleştirilemeyen okul dönüşümlerini tamamlayarak bu sorunu aşmayı başardık.”dedi.


Müdür Yusuf Koç derslik sayısındaki artışa dikkat çekerek “Göreve geldiğim günden bugüne Edremit’e devlet yatırımları ve hayırseverlerin desteğiyle kazandırdığımız dersliklerle birlikte önümüzdeki 1 yıl içerisinde sözü alınan devlet ve hayırsever yatırımlarını da sayacak olursak İlçemize üç yılda 225 derslik kazandırmış olacağız Bu da şu anlama geliyor. Bir yıl içinde inşallah ikili eğitim yapan okulumuz kalmayacak.


Halkımız da çok iyi bilir ki ikili eğitim, küçük yaştaki çocukların uykusunu almadan okula gelmesi, kısa günlerde karanlıkta evine gitmesi demektir. Bir nevi sıkıştırılmış eğitim gibidir. Bu sorunu da önümüzdeki yıl yüzde yüz çözmüş olacağız.


Biliyorsunuz 4+4+4 eğitim sistemine geçilmesi ile birlikte İlçemizde derslik ihtiyacı meydana gelmiştir. Bu sistemin en önemli önceliklerinden birisi de tam gün eğitimdir. Biz İlçemizdeki tüm okullarda tam gün eğitim verilmesi hedefiyle yola çıktık. Şu anda da ilçemizde 6 okulumuz haricinde tam gün eğitime geçmiş durumdayız. İnşallah 2017-2018 eğitim öğretim yılına tüm okullarımızda tam gün eğitimle başlamayı hedefliyoruz. Yine İlçemizde Öğretmen evinin yenilenmesi yönünde adımlar atıyoruz.


Kişisel gelişim ve eğitim çalışmaları hususunda da bizler; İlçemizde eğitimin kalitesini arttırmak adına yapılacak tüm seminer, eğitim çalışması ve projeleri destekliyor ve gerçekleştirmeye gayret ediyoruz. Sürekli gelişen ve yenilenen günümüz çağında mutlaka eğitim yöntemlerimizi de yenilememiz ve ufkumuzu genişletmemiz gerekmektedir. Bu anlamda İlçemizde okul müdürleri ve öğretmenlerimize yönelik 10 eğitim semineri düzenlenmiştir.”dedi.


Öğretmenleri daha iyi ve rahat çalışması için mesai harcandığının altını çizen Koç “lçemiz eğitim camiasında görev yapmakta olan tüm personelimizin memnuniyetlerini artırmaya yönelik çalışmalarımız devam etmekte. Bu anlamda fiziksel yapıyı ele alacak olursak en önemli adımı İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü binamızın yenilenmesiyle yaptığımızı düşünüyorum. Neredeyse 45 yıldır hizmet veren binamızda personelimiz oldukça zor şartlarda yetersiz alanlarda çalışmalarını sürdürüyorlardı. Yapılan çalışma neticesinde Edremit İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü binamızın hak ettiği çehreye kavuştuğuna inanıyorum.”dedi.


Edremit’i eğitim camiasında projeleriyle anıldığını ifade eden Koç “Kurumumuz bünyesinde açılan Özel Büromuz projeler, toplantılar, diğer kurumlarla ilişkiler, basın ve özel şirketlerle bağlantılar adına ekip olarak iyi işler çıkarmakta, buradan onlara ve şube müdürü arkadaşlarıma da teşekkür etmek istiyorum.


Bu çalışmaların yanı sıra projelerden de söz etmek gerekir. İlçemizin özellikle bu alanda büyük yol katettiği kanaatindeyim. İlçemizde akademik başarının arttırılması adına öğretmen kadromuzla oldukça yoğun bir çalışma içindeyiz. İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü olarak 2016-2017 eğitim öğretim yılı başında uygulamaya koyduğumuz Hedef 3’te 3 projesi ile İlçemizi TEOG LYS ve YGS sınavlarında 3 yıl içerisinde ilk 3’te görmeyi amaçlıyoruz. İlçemiz Kaymakamlığı ve Belediye Başkanlığının destek verdikleri projemizin ilçemiz akademik başarısının arttırılmasında çok önemli rol oynayacağına inanıyorum. Yine İlçemizde bu yıl ilk kez Edremit’te Edebiyat Rüzgârları Projesini gerçekleştiriyoruz. Bugüne kadar projemiz kapsamında 2 şiir yarışması 1 bilgi yarışması düzenlenmiş olup; bu hafta içinde yine Şehit Mustafa Serin Fen Lisesinin düzenlediği kitap okuma yarışması gerçekleştirilecek. Proje kapsamındaki yarışmalara öğrencilerimizin katılımı da oldukça yüksek bu da gurur vericidir.


İlimizde başlatılan ve Sayın Valimiz Ersin Yazıcı tarafından uygulamaya konan BENGİ projesi de ilçemizdeki tüm okullarımızda benimsenerek uygulamaya konmuş; birbirinden farklı ve özgün projelerle okullarımız, BENGİ’nin ilçemizde hayata geçmesini sağlamıştır. Şu ana kadar bu proje kapsamında 40 okula ziyaret gerçekleştirerek 16 okulumuzdaki okuma etkinliklerine katıldık. Öğrencilerimizde ve velilerimizde bu projeyle birlikte kitap okuma konusunda çok güzel bir bilinç oluştu. Bu nedenle çok mutluyuz.


Ayrıca Balıkesir’in Enleri Yarışmasında Hamiyyet Ferudun Sözen İlkokulu ile Altınoluk Mustafa Erçetin Ortaokulu en kaliteli kurum seçildiler. Yine Türkiye’de bir ilk olan Filistin Kardeş Okul Projesi kapsamında Filistinli misafirlerimizi ilçemizde ağırladık. Sayın Bakanımıza da bir ziyarette bulunduk. İnşallah Nisan ayında bu proje kapsamında Filistin’e İl milli Eğitim Müdürümüzle birlikte yaklaşık 20 kişilik bir grupla iade-i ziyarette bulunacağız. Filistinli kardeşlerimize yalnız olmadıklarını hissettireceğiz.


2014-2015 eğitim öğretim döneminde TÜBİTAK araştırma projelerinde 182 başvuruyla İl birincisiydik. Geçtiğimiz yıl da 103 başvuruyla yine İl birincisi ve bölge üçüncüsü olduk. Başvuru yapan öğrenci gruplarımızdan ikisi Eskişehir Bölge Finallerine gitmeye hak kazandı. Bu yıl da İlçe olarak hem ortaokul hem de lise öğrencilerimizin katılımı oldukça yüksek. Öğrencilerimizin bu başarılarıyla gurur duyuyoruz. Aynı zamanda TÜBİTAK Bilim Fuarlarında bu yıl 15 okulumuzun bilim fuarları başvurusu kabul edildi. Okullarımız şu anda fuarlar için hazırlık çalışmalarını sürdürüyorlar. Yine Erasmus + projeleri var. Bu projelerde de başarılı okullarımız proje faaliyetlerini sürdürüyorlar. Yeni ve farklı projeler geliştirmek ve yürütmek bizi çok memnun ediyor.”dedi.


Edremit Milli Eğitim Müdürü Yusuf Koç “Edremit İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü olarak sosyal aktivitelere büyük önem veriyoruz. Bize göre yetenek ve becerilerini ortaya koyarak kendini gerçekleştiren bireyler her alanda başarılı olmaya hazır durumdadır. Bu nedenle sosyal kültürel ve sportif faaliyetlere çok önem veriyoruz. Okul takımlarımız düzenlenen turnuva ve müsabakalardan iyi derecelerle dönüyorlar. Binlerce öğrencimizin katıldığı sportif müsabakalar yapıyoruz üç yıldır. Öğrencilerimizin müzik, tiyatro ve edebiyat gibi alanlardaki yeteneklerini keşfetmek ve geliştirmek adına çalışmalar yapmakta ve sık sık yarışmalar düzenlemekteyiz. Okullarımız özellikle kutlama ve törenlerde çok başarılı ve kaliteli tiyatro ve piyesler ortaya koyuyorlar. Bu öğretmenlerimizin çalışmaları ve öğrencilerimizin yeteneğinin ortak ürünüdür.


Biz yalnızca öğrencilerimizin değil öğretmenlerimizin de sosyal kültürel faaliyetlerde bulunmalarının öneminin farkındayız. Bu nedenle öğretmenlerimize ve idarecilerimize yönelik etkinlikler de gerçekleştirmekteyiz. Geçtiğimiz yıl okul müdürlerimizle İzmir İstanbul ve Bursa’ya geziler düzenledik. Bu yıl da Nisan ayında okul müdürlerimizle Bosna Hersek gezisi düzenleyeceğiz.”dedi.


Önümüzdeki yıllarda da Edremit eğitim alanında güçlenerek büyüyeceğinin altını çizen Müdür Koç “En yakın hedefimiz daha önce de belirttiğim gibi İlçemizde tüm okullarda tam gün eğitime geçilmesidir. Bu konuda özellikle eğitim yatırımlarında bizlerden desteğini hiçbir zaman esirgemeyen Ak Parti Milletvekilimiz Sayın Ali Aydınlıoğlu’na, Sayın Valimiz Ersin Yazıcı’ya Kaymakamımız Sayın Ali Sırmalı’ya, Belediye Başkanımız Sayın Kamil Saka’ya ve İl Milli Eğitim Müdürümüz Sayın Yakup Yıldız’a da çok teşekkür etmek isterim. Umuyorum ki devletimizin yatırımları ve hayırseverlerimizin katkılarıyla derslik ihtiyaçlarımızın tamamlanması sonucunda 1 yıl içerisinde tam gün eğitim hedefimiz gerçekleşecektir.


Bunun yanında eğitim sürekli çalışmayı ve yerinde saymamayı gerektiren bir olgudur. Ülkemizde ve dünyada eğitim adına yapılan her şeyden haberdar olup bu gelişimlere katkı sunarak İlçemizi eğitimde çok iyi bir noktaya getirmeyi hedeflemekteyiz. Öğrencilerimizin geleceklerini hazırladıkları Yükseköğrenim öncesi tüm eğitim süreçlerinde onlara doğru bir rehber ve iyi bir kaynak olmak niyetindeyiz.


Son olarak eğitimle ilgili yapılan tüm çalışma ve faaliyetlerimizde her zaman bizden desteğini esirgemeyerek yanımızda olan siz değerli basın mensuplarımıza da çok teşekkür ederim.”dedi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Türkiye’de çocukların yüzde 30’u toksik ebeveyn ile karşı karşıya Son zamanlarda sıklıkla duyulan toksik ebeveynlik kavramı hakkında bilgilendiren İstanbul Arel Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Psikoloji Bölümü Dr. Öğr. Üyesi Ayşe Su Kocayörük, Türkiye’de yüzde 20-30 oranda çocuğun toksik ebeveyne maruz kaldığını söyledi. Bunun sonucunda depresyonun en fazla görülen hastalık olduğuna işaret eden Kocayörük, “Depresyon hastalarının yüzde 50’sinde travmatik çocukluk yaşantıları söz konusudur. Ülkemiz için de aynı şey geçerli. Genelde depresyon görüntüsü altında olan kişilerin de toksik ebeveynlere maruz kaldıklarını biliyoruz” dedi. Son dönemlerde oldukça yaygınlaşan ‘toksik’ kavramı birçok alanda karşımıza çıkıyor. Bunlardan biri de ‘toksik ebeveynlik’ kavramıdır. Bu kavram; ebeveynlerin çocukları için en iyisini istese de bazen onları fazlaca sıkmaları ya da özgür bir birey olmalarını kısıtlamaları anlamına geliyor. Anne babaların da aslında toksik ailelerden geldiğini belirten Dr. Öğr. Üyesi Ayşe Su Kocayörük, “Bu yüzden ilişki ve bağlanma şekilleri aslında çocuklarını da etkiliyor. Hatta çocuklarının da ilerde kuracakları ilişki yine toksik şekilde devam edebiliyor. Nesilden nesle aktarılıyor. Burada suçlu aramak yerine çözüme odaklanmalı” açıklaması yaptı. “Küçümseyici, aşağılayıcı tavır takınmaları, negatif geri bildirimler vermeleri toksik ebeveynliktir” Toksik ebeveyn davranışlarını sıralayan Dr. Öğr. Üyesi Kocayörük, “Küçümseyici, aşağılayıcı tavır takınmaları, negatif geri bildirimler vermeleri, sürekli çocuğu didiklemeleri, sınırları aşmaları, çocuğun birey olduğunu kabul etmekten ziyade kendilerinin bir uzantısı olduğunu görmeleri toksik ebeveynliktir. Örneğin bu ebeveynler; çocuğu sınavda 99 notu aldığında ‘neden 100 almadın’ diye eleştirirler, çünkü hiçbir şeyle yetinmezler. Sürekli çocuk üstünde baskı, otoriter kurarlar. Bunun en büyük nedenleri arasında ise ailelerin çocuklarına empati yapamaması, çocuğun ihtiyaçlarını göremeyip anlayamaması yer almaktadır. Tabii bunu bile isteye yapmıyorlar. Çünkü onların da kendi ihtiyaçları zamanında görülmeyerek onlara da bu şekilde davranıldı” dedi. “Değerlilik ihtiyacı karşılanmayan çocukların kendini geliştirmesi zordur” Tedavisinde ise terapistlere büyük iş düştüğünü belirten Dr. Öğr. Üyesi Kocayörük şunları söyledi: “İnsanlar kendilerinin farkında da olmalıdır. Ama genellikle bu durumun farkında olmazlar. Sevilmeyip sayılmayan, biricilik ve değerlilik ihtiyacı karşılanmamış çocukların kendilerini geliştirmesi oldukça zordur. Bu yüzden kendilerinden beklentileri de düşüktür. Dünyaya genellikle olumsuz bakarlar. En önemlisi de öğrendikleri bağlanma biçimini, hayatlarında benzer bağlamda gösterecekler. Örneğin; sevgili, eş, arkadaşlık ilişkilerinde bu tarz bağlanma ilişkisi olacak. Mesela aşağılayıcı bir bağlanma stili gördüyse etrafındakileri aşağılayacak. Toksik ebeveynler genellikle klinik tanı almamış olsa da çoğunlukla ruhsal bozukluğu ya da kişilik bozukluğu olan kişilerdir. Narsist bir ebeveynle birlikteyseniz narsist olma ihtimaliniz çok yüksek. Kaygılı bir ebeveynle büyüyorsanız kaygılı olma ihtimaliniz çok yüksek.” “Ailelerini olduğu gibi kabul edip sınır çizerek hayatlarına devam etsinler” Ailelere ve özellikle de çocuklarına önerilerde bulunan Dr. Öğr. Üyesi Kocayörük son olarak şunları söyledi: “Aileler açık iletişimde olmalı. Çocuğunu dinlemeyi öğrenen her aile, bu anlamda yol katedecektir. Çünkü çocukların ihtiyaçlarını öğrenebildiklerinde, hissedebildiklerinde zaten tutumlarını değiştirecekler. Anne babalar kendilerine şunu sorsunlar; ‘ben çocuğumdan ne istiyorum, o benim bir uzantım mı, ona gücümü mü göstereyim, o benim her dediğimi yapsın mı?’ Yoksa sadece o benim çocuğum ve o ayrı birey. ‘O da kendi başına bir birey olarak kendi hayatını ve kendi yolunu bulacak’ şeklinde mi düşünüyorlar? Bu tür ailelere maruz kalan çocukların tutunacak dala ihtiyacı vardır. Öğretmen ya da başka akrabadan özdeşim kuracağı birilerini bulabilirler. Bu onlara iyi gelecektir. Aileler çoğunlukla toksik olduğunu kabul etmez. Çocuklar toksik bir aileye sahipse onları olduğu gibi kabul edip kendi sınırlarını çizebilir. Ebeveyniyle kuracağı empatik ilişkide çocuk, öfkelenmeyi ve kızmayı bırakabilir. Öfke ve kızmayı bıraktığında da onları olduğu gibi kabul edebilir. Olduğu gibi kabul ettikten sonra da kendi yolunu çizebilir. Diğer türlü anne babasına tepkili hayat yaşamak onları; madde bağımlılığına, kötü arkadaşlar edinmeye, kendine zarar verici davranışlarda bulunmaya kadar götürür. Çünkü kızgınlık ve öfke buna iter. Ailelerini anlayabilirlerse ailesinin onu anlamasını beklemeden hayatlarına devam edebilirler.”
Samsun Ormanda çöp toplama etkinliği Samsun’un Vezirköprü ilçesinde “Orman Benim” sloganı ile ormanda çöp toplama etkinliği yapıldı. Tarım ve Orman Bakanlığı, Orman Genel Müdürlüğü tarafından “Orman Benim” sloganı ile 81 ilde ve bütün ilçelerde, orman yangınlarına karşı farkındalık oluşturmak için bir program düzenlendi. Vezirköprü’deki farkındalık etkinliği ise Çaputlu mevkisinde gerçekleştirildi. Amaçlarının orman yangınları çıkmadan önlem almak olduğunu belirten Vezirköprü Orman İşletme Müdürü Mecit Koçak, “Orman Benim” yangınlara karşı farkındalık programı ile ilgili yapığı açıklamada, amaçlarının yangın çıkmadan önlem almak olduğunu belirterek, “Benim Ormanım’ etkinliği kapsamında Türkiye’nin bütün illerinde ve tüm ilçelerinde bu etkinlik düzenlendi. Bizler de Kaymakamlık, İlçe Emniyet Müdürlüğü, Milli Eğitim Müdürlüğü, İlçe Jandarma Komutanlığı ve bazı sivil toplum kuruluşlarının katılımı ile Çaputlu mevkisinde etkinliğimizi gerçekleştirdik. Amacımız, çevremizin daha temiz olması, özellikle küresel ısınmadan kaynaklı son yıllardaki orman yangınlarına karşı dikkat çekmek ve yangın çıkmadan tedbir almak. Çıkan yangınlarının yüzde 90’ı insan kaynaklı, yanan alanların da yüzde 99’u insan kaynaklıdır. Yangını çıkmadan önlemek için bu proje başlatıldı" dedi. Programa İlçe Kaymakamı Özgür Kaya, Cumhuriyet Başsavcısı Emre Kaya, Vezirköprü Meslek Yüksekokul Müdürü Prof. Dr. Necati Tomal, İlçe Jandarma Komutanı J. Binbaşı Ümit Çetinkaya, İlçe Emniyet Müdürü Ahmet Çelik, kurum müdürleri, siyasi parti temsilcileri, sivil toplum kuruluşları, öğrenciler ve vatandaşlar katıldı.
İstanbul Esenyurt’ta uyuşturucu serasına çevrilen eve operasyon: 15 kilogram esrar ele geçirildi Esenyurt’ta Güven Timleri tarafından uyuşturucu serasına çevrilen eve operasyon düzenlendi. Operasyonda özel düzenekle saksılara ekilmiş 15 kilogram esrar ele geçirilirken 1 kişi yakalandı. Alınan bilgiye göre, dün Esenyurt Mehterçeşme Mahallesi Hacı Bayram Veli Caddesi’nde yayılan kokudan şüphelenen polis ekipleri bölgeyi incelemeye aldı. Yapılan incelemenin ardından polis ekipleri cadde üzerindeki binada bir daireyi gözlem altına aldı. Yapılan takibin ardından 5 katlı apartmanın 5. Katındaki daireye gelen ekipler şüphelilerin kapısını çaldı. Polislerin geldiğini fark eden S.T isimli şüpheli, dairenin terasından çatıya çıkarak karşı binaya geçti. Çatı girişinden yandaki binaya girmeye çalışan S.T aradaki kapının kilitli olması sebebiyle apartman boşluğunda kilitli kaldı. Yan binaya geçtiğini fark eden polis ekipleri, şüpheli S.T’nin kilitli kaldığı kapıyı açarak şahsı gözaltına aldı. Baskın yapılan evde uyuşturucu imalatında kullanılan kimyasallar, özel aydınlatma ve ısıtma sistemleri kurulduğu görüldü. Dairedeki 2 odanın duvarları ve camların alüminyum folyolarla kaplandığı görüldü. Daire içerisinde kokuyu önlemek için havalandırma sistemi kurulduğu belirlendi. Yapılan baskında, toplamda 15 kilogram esrar maddesi ele geçirildi. Polis olayla ilgili geniş çaplı soruşturma başlattı.
Kahramanmaraş Kahramanmaraş Ezgi Apartmanı davasında sıcak gelişme Kahramanmaraş merkezli meydana gelen depremlerde yıkılan ve 35 kişinin yaşamını yitirdiği Ezgi Apartmanı davasının 3. duruşması görüldü. Duruşma sonrası açıklamada bulunan Av. Ersan Şen, "Adaletin er ya da geç yerini bulacak" dedi. Kahramanmaraş Adliyesi 4. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen davaya tutuklu sanık binanın fenni mesulü M.T ile tutuksuz sanık müteahhit Y.A. katıldı. Tutuklu sanık iç mimar E.D. ise Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile duruşmaya katıldı. Duruşmada sanık ve müşteki avukatları ise hazır bulundu. İnşaat yapı ruhsat veren tanık M.D. “Biz sadece binanın enini boyunu ölçüp yola göre kot bilgileri kontrol ederdik tamamlandıktan sonra yapım izni verilirdi. Binanın inşaat aşamasında kontrol edilmiyordu 2003 yılından sonra çıkan genelge ile inceleme başlatıldı" dedi. Soru üzerine apartmanın çatı katında bulunan yerin sonradan yapıldığı ifade eden Tanık M.D, “O tarihteki yönetmeliğe göre ortak mekan olarak kullanan yerde hesaplamaya katılmıyordu ve çatıda yapılan yer ile ilgili yoğunluğa dahil olmadığı için göz yumuyorduk. Yönetmeliğe uygun ise izin veriyorduk” dedi. İnşaata kullanım izin belgesini veren tanık F.Y ise “Kahramanmaraş Belediyesi’nde 1985 ve 2005 yıllarımda görev yaptım. İmar ve harita mühendisi olarak görev de yaptım. O yıllarda inşaatların yapımı sürecinde yerinde kontrol yapılmıyor ancak şikayet edilirse denetimler yapılıyordu Ezgi apartmanında aynı prosedür uygulandı” dedi. Dönemin imar müdürü Tanık V.Ç. belediyede çalıştığı dönemde yaptığı çalışmaları anlattı. Bir inşaatta bağımsız bölümler ve duvar değiştirilebilir mi ? sorusu üzerine tanık V.Ç, “Değiştirilebilir bir mahsuru yok” dedi. Tanık beyanlarına karşı katılan vekillerin sırasıyla beyanları alındı. Daha sonra mahkeme başkanı gelen bilgi ve evrakları okudu. Sanık fenni mesul M.T. ise verdiği beyanda üzerine atılı suçları kabul etmeyerek beratını talep etti. Binanın müteahhitti tutuksuz sanık Y.A. binaya kaçak kat yapmadığını ifade ederek üzerine atılı suçlamaları kabul etmedi. Daha sonra iç mimar tutuklu E.D. savunma yaparak suçlamaları kabul etmedi. Av. Ersan Şen ise kırmızı bülten talebine tepki göstererek, "Adalet er ya da geç yerini bulacak" dedi. Mahkeme, dosyadaki bilgi ve evrakları inceledikten sonra sanıkların beyanlarını dinledi ve kararını açıkladı. Duruşma sonrası açıklama yapan Av. Ersan Şen, "Duruşmada uzun süren tanık dinlemeleri ve münakaşaların ardından mahkeme, dosyanın tekemmül ettiğine karar verdi. Dosyada bulunan iş raporları ve bilimsel mütalaalara itirazlar oldu. Mahkeme artık delil değerlendirmesine geçti. Mahkeme, dosyayı inceleyerek dosyanın bir üniversite veya teknik uzmanlar heyetine gönderilmesine karar verdi. Bu heyet, Ezgi Apartmanı’nın depremde yıkılmasının başka etkenlerle mümkün olup olmadığını inceleyecek ve rapor hazırlayacak. Mahkemenin dosyanın eksiksiz olduğunu belirterek rapor beklenecek" dedi. Gecenin ilerleyen saatlerine kadar süren duruşmada, tutuklama ve dosya ile ilgili savunmaların alındığını ve iki önemli karar verildiğini açıklayan Av. Şen, "Mahkemenin dosyayı bir üniversite veya heyete gönderme kararının ardından davanın gelecekteki seyri belirlenecek. Dava sürecinin oldukça stresli ve uzun geçti. Adaletin yerini bulması ve maddi haklara ulaşılması için ellerinden gelen gayreti gösterdik. Ezgi Apartmanında hayatını kaybeden vatandaşlara Allah’tan rahmet diliyorum. Mahkemenin adil bir karar vereceğine inanıyoruz. Davanın dördüncü duruşması için bekleyiş devam ediyor. Tarafların beyanları alınacak ve mahkeme süreci adalete ulaşmak için devam edecek. 12 Temmuz tarihinde yapılacak olan dördüncü duruşmanın sonuçlarını merakla bekliyoruz" dedi. Mahkeme, raporun yeniden bilirkişiye gönderilmesini, sanıkların tutukluluk hallerinin devamını ve duruşmanın 12 Temmuz tarihine ertelenmesini açıkladı.