EKONOMİ - 22 Ekim 2017 Pazar 16:41

Prof. Dr. Aktay, iş adamlarıyla Edremit’teki termal tesiste incelemede bulundu

A
A
A
Prof. Dr. Aktay, iş adamlarıyla Edremit’teki termal tesiste incelemede bulundu

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Orta Doğu ve Körfez Ülkelerindeki İkili İlişkiler ve Yatırımlardan Sorumlu Başdanışmanı Prof.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Orta Doğu ve Körfez Ülkelerindeki İkili İlişkiler ve Yatırımlardan Sorumlu Başdanışmanı Prof. Dr. Yasin Aktay, İran, Katar, Suudi Arabistan ve Türk iş adamları heyetiyle Balıkesir’in Edremit ilçesinde, Avrupa’nın en büyük termal tesisinde incelemelerde bulundu.


Türkiye Jeotermal Vakfı (JEVAK) Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Ali Doğan’ın ev sahipliğinde düzenlenen program kapsamında basın toplantısı gerçekleştirildi. Toplantıda konuşan JEVAK Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Ali Doğan, “Türkiye’nin jeotermal konusundaki son durumu hakkında düşüncelerimizi alabilirmişiz?” sorusuna, “2007 yılında çıkan Yenilebilir Enerji Kanunu sayesinde Türkiye çok ciddi bir ivme kazandı. Özellikle arama ve kullanım alanında. 2007 yılında Türkiye’de jeotermal ile elektrik üretimi 10 megavat iken şu an bin megavata çıktı. Şehir ısıtması 200 bin konutun çok üzerinde. Hükümetimizin de başarılı sağlık politikası sayesinde, yani tedavi sağlığından, koruyucu, önleyici sağlığa, tıpa önem vermesi nedeniyle termal turizm de ciddi bir ivme kazanmıştır” dedi.


Prof. Dr. Yasin Aktay ise konuşmasında, “Üstlenmiş olduğum görev dolayısıyla, bir de Arap dünyası, körfez sermayesi ile çok yakından ilişkiliyim. Şunu çok büyük bir mutlulukla söyleyebilir ki, Türkiye’ye çok yoğun bir yatırım ilgisi var. Bu ilgiyi bir şekilde onların da karlı olabileceği, onların da kazanabilecekleri bir takım alanlara yöneltmek gibi bir sorumluluk üstlenmek gerekiyor. Çünkü insanları gelip yatırım yapmaya teşvik etmek gayet kolay. Çağırmak kolay ama, çağırırken onları gerçekten de ikna edecek şekilde, onların da ikna olabilecekleri şekilde bir takım alanlar göstermek şart. Yoksa sadece idealist bir şekilde gelin kardeşiz, siz burada yatırım yapın demek kolay. Hangi alanlara yatırım yapacaklarını araştırıp önlerine koymak bizim işimiz. Bunu yapmamız gerekiyor. Mehmet Ali beyin bir jeotermal turizm ufku var. Termal turizm, dünyada ekonomik krizlerden etkilenmeyen çok nadir sektörlerden bir tanesi. Bizim genel turizmimiz çok etkilense bile, uluslar arası en ufak bir soğuk algınlığından, jeotermal turizmimiz çok etkilenmiyor. En sağlam sektörlerimizden birisi o yüzden termal turizmi. Mehmet Ali beyin ortaya koyduğu yatırım performansı bu konuda umut verici ve cazip fırsatlar sunuyor. Bu firma şu anda sadece Edremit’te değil, Ankara’da Ayaş’ta, Erzin’de, Hatay’da, Samsun’da, Havzan’da, Tekirdağ’da, Bolu’da ve yakında başka bir çok noktada ve Siirt’te bir tesis kurma hazırlığı içinde. Bugün bu tesisi ziyaret ettik ve kurulacak olan tesislerin ortamını burada görmek istedik. Siirt’in de geleceğini görmek için Edremit’e geldik. Yanımızda da Arap Körfezi ülkelerinden bir çok iş adamıyla beraber geldik. Arap Körfezi’nden, Edremit Körfezi’ne yapılabilecek yatırımları, sadece jeotermal değil, jeotermal bu yatırımların sadece bir kolu. Görüyoruz ki, 10 yıl öncesine kadar Edremit, Körfez ekonomisine çok ciddi bir payı olmayan bu turizm, bugün hemen hemen burasının ekonomisinin neredeyse bel kemiği haline gelmiş durumda. Jeotermal turizmi sayesinde Edremit’in nüfusuna nüfuslar eklenmiş durumda. Dünyada organik zeytin skalasında herhalde Edremit en ön sıralarda. Bunu da dünyaya iyi anlatmak lazım. Bilhassa körfezin ilgi alanına giren bir konu. Şahsen bana yapılmış bu tür ciddi başvurular var. Türkiye’de zeytin alanına yatırım yapmak isteyen ciddi iş adamları var. Biz inşallah bu konuda üzerimize düşen görevi yerine getirmeye çalışmaktayız. Memleketimiz, Edremit’ten, Ardahan’a bir. Bizim için memleketimizin her bir karış toprağı bizin öz vatanımız. 781 bin kilometre kare toprağımızın her bir metrekaresi bizim için birebir değerlendirilmesi gereken bir vatandır. Bir karış toprağımızı hep vermeyiz diyoruz ama var olan kilometrelerce toprağımızı işlemiyorsak, aslında vermiş oluyoruz. O topraklarımıza hak ettiği ilgiyi göstermiş oluyorsak, çar çur etmiş oluyoruz. Bu vatanseverlik değil. Biz her karış toprağımızı işleyerek, imar ederek, mamur hale getirerek vatanımıza olan borcumuzu bu şekilde ifade edeceğimiz anlayışı içindeyiz. Edremit Belediye Başkanımızla da güzel bir görüşmemiz oldu. Onun da memleketi için kalbinin atıyor olmasını büyük bir mutlulukla hissediyoruz. Genel anlamda edindiğim izlenim, Edremit’in otantik bir yapısı var. Sanayi tesisinden ziyade biraz daha zeytin tarımı ve jeotermal imkanlarını geliştirme yönünde bir eğilimi var. Türkiye’de üniversiteler de artık uluslar arasılaşmaktadır. İyi imkanlar sunduğumuz takdirde ülkemiz son derece zengin ve potansiyeli olan bir ülkedir” dedi.



“Arap ülkelerinin neredeyse hepsinin ikinci memleketi Türkiye”


Basın mensuplarının, “Arap ülkelerinin jeotermale bakışı nedir? Ülkemize yatırımları düşünüyor mu? Ülkemize Arap turist girişi ne aşamadadır? Önümüzdeki turizm sezonu için değerlendirir misiniz?” sorusuna karşılık Prof. Dr. Yasin Aktay, “Rahatlıkla söyleyebilirim, Arap ülkelerinin neredeyse hepsinin ikinci memleketi Türkiye. Bilhassa Trabzon ve Karadeniz’in hemen hemen bütün sahili ile ilgileniyorlar. Ama şu an Trabzon ile Arabistan’ın bazı illeri arasında doğrudan seferler var ve günlük seferler. O kadar yoğunluk var. Gayrimenkul, ikinci konut edinme şeklinde. Kuveyt’te katıldığım bir toplantıda istetiştik yapmıştım. Orada olanların yüzde 80’ine yakınının Türkiye’de ikinci konutunun olduğunu öğrenmiştim. Kiminle konuşsak, Türkiye’ye gelip gideceğini söylemişti. Bunu yoğunluğu orada daha rahat görebiliyorsunuz. Körfez ülkelerinin talebine cevap vermek için tabi ülkemizin biraz daha uygun ver elverişli hale getirilmesi gerekiyor. Turizm anlayışımızın daha da insanileşmesi gerekiyor. Arap bulmuşken ona en yüksek fiyatla malımızı pazarlamak gibi bir tamahkarlık yapmamamız gerekiyor. Örneklerle çok acı tecrübelerimiz yaşanıyor. Bunlar ülkemiz için iyi olmuyor. 80’li yıllarda öyle bir furya sürmüştü. 90’lı yallardı yeni bir dalga başladı ve giderek büyüdü. Karşılıklı anlayış ve birbirini tanımadan sonra iki taraf ta birbirinin huyunu öğreniyor” dedi.


Basın toplantısının ardından, Mehmet Ali Doğan, Prof. Dr. Aktay ve davetli heyetiyle birlikte tesiste incelemeler yaptı.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara AJet’in Ankara-Erzincan seferi yapan uçağı bomba ihbarı nedeniyle Ankara’ya geri döndü AJet’in VF4150 numaralı Ankara-Erzincan seferini yapan uçağı bomba ihbarı nedeniyle Ankara Esenboğa Havalimanına geri döndü. Edinilen bilgilere göre AJet’in VF4150 numaralı Ankara-Erzincan seferini yapan Boeing 737 tipi uçakta bomba ihbarı yapıldı. Ankara Esenboğa Havalimanından saat 23.55’te kalkan uçak, ihbar nedeniyle yaklaşık 40 dakika sonra Ankara Esenboğa Havalimanına döndü. Yolcuları tahliye edilerek güvenli bölgeye alınan uçakta güvenlik güçleri tarafından arama yapıldı. Yarım saat süren incelemenin ardından ihbarın asılsız olduğu öğrenildi. Uçakta bulunan yolculardan Murat Bozdelen ise o anları, “AJet firmasından Erzincan için biletimizi aldık. Saat 23.55’te bindik. Biz 40 dakikada indiğimizi sandık. Bize bilgilendirme yapılmadı. İndikten sonra sadece, kadınlar ve çocuklar çıksın, dediler. Biz de internete girip öğrendik ki bomba ihbarı varmış. Sonra buraya geldik, mağdur olduk. Bana kalsa ben biletin parasını isterim ama öyle bir şey yapmıyorlar. 7 gün bekletiyorlarmış” şeklinde anlattı. Uçakta bulunan başka bir yolcu Ayhan Akkaya ise “Saat 12’ye beş kala bindik. Uçak Ankara’ya geri indi. Bize hiçbir şey söylenmedi. 2 saat uçağın içerisinde bekledik. Yetkililerden cevap alamadık. Biz neden beklediğimizi sorduk. Pilot bey bilgi verecek, dediler ama bilgi veren olmadı. Güvenlik güçleri silahları ile gelince biz tedirgin olduk zaten. İlk önce bayanları aldılar. Sonra bizi aldılar. Buraya getirdiler bizi ama burada da yetkili bulamıyoruz” dedi.
Bayburt Bayburt’ta basit yaralama suçunda taraflar TSK’ya bağış yapma şartıyla uzlaştılar Bayburt’ta ’Basit Yaralama’ suçunda taraflar Türk Silahlı Kuvvetlerine (TSK) 10 bin lira bağış yapılması noktasında anlaştılar, dosya mahkemeye intikal etmeden çözülerek kapatıldı. K.A ve B.N.K isimli iki arkadaş dışarıda vakit geçirdikleri sırada araçla yanlarına gelen H.A ve R.A isimli şahıslar tarafından darp edildiler. Darp edildikleri iddiasıyla emniyete başvuran iki arkadaş H.A ve R.A’dan şikayetçi oldular. Mağdurların şikayeti üzerine şüpheliler H.A ve R.A hakkında ’Basit Yaralama’ suçundan soruşturma başlatıldı. Cumhuriyet Başsavcılığının yürüttüğü çalışmalar sonucunda dosyadaki suçun uzlaştırmaya uygun bir suç olduğu belirlendi, dosya Bayburt Cumhuriyet Başsavcılığı Uzlaştırma Bürosuna gönderildi. Uzlaştırma bürosu ekipleri, mağdur taraflarla uzlaşma şartlarını görüşmek için bir araya geldiler. Mağdur K.A ve B.N.K, TSK’ya bağış yapılması şartıyla şüphelilerle uzlaşacağını uzlaştırma bürosu ekiplerine bildirdiler. K.A’nın ve B.N’K’nın uzlaşma talebini kabul eden şüpheliler, TSK’ya 10 bin lira bağışta bulundular. Uzlaştırma Bürosu görevlilerinin titizlikle yürüttüğü çalışmalar sonucunda dosya mahkemeye intikal etmeden, çözüme kavuşturularak kapatıldı. Bununla birlikte, Uzlaştırma Bürosunda görevli Cumhuriyet Savcısı Asya Büşra Alim, taraflarla görüşme sağlayan uzlaştırmacılara titiz çalışmalarından ötürü teşekkür ederek, kişi onarıcı adalet anlayışına hizmet etme gayreti içerisinde olduklarını, kamuya yararlı edimleri Uzlaştırma Bürosu ekipleriyle birlikte gerçekleştirdiklerini ve çalışmaların özenle yürütüldüğünü vurguladı.
Bayburt Uzlaştırma Büro ekiplerince bir dosya daha çözüme kavuşturuldu Bayburt’ta özel bir diş kliniğine tedavi olmak için başvuran H.H.O isimli hasta, kendisine yanlış tedavi uygulandığı gerekçesiyle B.S.G isimli doktordan şikayetçi oldu. Mağdur H.H.O, şikayetçi olduğu doktorla Türkiye Erozyonla Mücadele, Ağaçlandırma ve Doğal Varlıkları Koruma Vakfı’na (TEMA) bağış yapma şartıyla uzlaşmaya vardı. Anlaşma sağlanan dosya ise Uzlaştırma Bürosu ekiplerinin çalışmaları sonucunda kapatıldı. H.H.O isimli bir vatandaş, tedavi olmak için gittiği özel diş kliniğinde diş hekimi B.S.G’nin kendisine yanlış tedavi uyguladığı iddiasıyla doktordan şikayetçi oldu, B.S.G, hakkında ’Taksirle Bir Kişinin Yaralamasına Neden Olma’ suçundan soruşturma başlatıldı. Dosyanın Bayburt Cumhuriyet Başsavcılığına intikal etmesi sonucunda dosya incelendi, suçun uzlaştırmaya tabi olduğu belirlendi. Devreye giren Cumhuriyet Başsavcılığı Uzlaştırma Bürosu ekipleri, mağdur H.H.O ile görüşme sağladılar. Mağdur H.H.O, şüpheli B.S.G’den TEMA Vakfı’na 150 fidan bağışta bulunmasını istedi. Daha sonra şüpheli B.S.G ile bir araya gelen uzlaştırma bürosu ekipleri, H.H.O’nun talebini B.S.G’ye ilettiler. H.H.O’nun isteğini kabul eden doktor ise, 150 fidan karşılığında TEMA Vakfı’na 12 bin 800 lira bağışta bulundu. Mahkemelerin iş yükünün azaltılması amacıyla yapılan uzlaşma görüşmeleri sonucunda, taraflar edimli olarak uzlaşmayı kabul etmiş oldular. Uzlaştırma Bürosu ekiplerinin özverili çalışmalarıyla bir dosya daha sonuca vardırılarak, kapatıldı. Öte yandan, Uzlaştırma Bürosunda görevli Cumhuriyet Savcısı Asya Büşra Alim, kamu yararı gözeten çalışmaların özenle devam ettiğini bildirerek, Uzlaştırma Bürosu ekiplerine çalışmalarından ötürü teşekkürlerini iletti. Önceliklerinin kamu yararı olduğunun altını çizen Savcı Alim, Bayburt Cumhuriyet Başsavcılığı Uzlaştırma Bürosu olarak çalışmaları özenle ve önemle yürüttüklerini söyledi.