KÜLTÜR SANAT - 09 Ekim 2018 Salı 13:53

Başka Sinema Ayvalık Film Festivali sinemaseverlerle buluşmaya devam ediyor

A
A
A
Başka Sinema Ayvalık Film Festivali sinemaseverlerle buluşmaya devam ediyor

Balıkesir’in Ayvalık ilçesinde Kariyo&Ababay Vakfı ana sponsorluğunda gerçekleşen Başka Sinema Ayvalık Film Festivali sinemaseverlerle buluşmaya devam ediyor.

Balıkesir’in Ayvalık ilçesinde Kariyo&Ababay Vakfı ana sponsorluğunda gerçekleşen Başka Sinema Ayvalık Film Festivali sinemaseverlerle buluşmaya devam ediyor.


Balıkesir’in Ayvalık ilçesinde, Kariyo&Ababay Vakfı ana sponsorluğunda gerçekleşen Başka Sinema Ayvalık Film Festivali’nin 3. gününe her gün olduğu gibi üniversite öğrencileri için düzenlenen atölyeyle başladı. Gelecek Uzun Sürer, Zer ve Sonbahar başta olmak üzere pek çok başarılı filmin kurgusunda imzası bulunan Thomas Balkenhol filmlerinden videolar kullanarak öğrenciler için ders niteliğinde bir atölye düzenledi ve öğrencilere “Kurgu masal gibidir. Bir varmış, bir yokmuş, bir köy varmış. Köy meydanında da bir çeşme varmış Kurgu da böyledir. Masallardaki gibi yan yana koyarsınız. Kız ile oğlanın bir aşk hikâyesi yaşayacağını sezmeye başlarsınız. Parçalardan bütünü elde edersiniz" diyerek kurguya bakış açısını aktardı.


Rudiger Süchsland, Caligari’den Hitler’e adlı ilk belgesel filminin ardından çektiği ikinci belgeseli Hitler’in Hollywood’u (Hitler’s Hollywood) gösterimi sonrası izleyicilerle bir araya geldi. Süchsland, filmiyle ilgili olarak "Esasında elimdeki malzemeyle 10’dan fazla film çekerdim ancak filmi yaparken benim için önemli olan soru şuydu; Almanlar savaşın kaybedildiğinin son derece açık ve net olarak ortada olduğu dönemde neden hala daha da büyük bir şiddetle savaşıyorlardı, hatta intihar ediyorlardı? Almanların bütün bu dönem boyunca hayalle gerçek arasındaki bağlantıyı kaybettiklerini ve göremediklerini düşünüyorum. Ben bunu kendi yorumumla anlatmayı tercih ettim ve bu yüzden filmimi de kendim seslendirdim" dedi.


Çocuklar için düzenlenen atölyede bu kez Ayvalık’ın Zeytin Çekirdekleri grubundan çocuklar, ilk kez hayal güçlerinden yola çıkarak yazdıkları hikayelerini, hazırladıkları maket cep projeksiyonundan izledi.


Festival programında yer alan iki müzik belgeseli; Oscar Ödüllü belgeselci Kevin McDonald’ın yönettiği erken yaşta ani bir şekilde ölen Whitney Houston’ın hayatını konu alan Whitney ve Roger Appleton’ın yönettiği John Lennon’ın hayatını konu alan Lennon’ı Ararken (Looking For Lennon) filmlerinden yola çıkarak düzenlenen İkonlar Çağına Veda başlıklı bir söyleşi düzenlendi. Söyleşinin konuşmacıları Yeşim Tabak ve Çiğdem Öztürk; iki film arasındaki paralellikler, 20. yüzyılda pop ikonlarının üstlendiği kültürel işlev ve özellikle pop ikonu kavramının içinde yaşadığımız çağdaki sosyal ve politik olaylardan bağımsız ele alınamayacağından bahsetti.


Yol Kenarı filminin Vural Sineması’nda gerçekleşen gösteriminin ardından filmin yönetmeni Tayfun Pirselimoğlu, oyuncuları Taner Birsel ve Rıza Akın’ın yanı sıra usta görüntü yönetmeni Andreas Sinanos izleyicilerle bir araya geldi. Pirselimoğlu filminin çıkış noktasına dair şunları söyledi:


"Sahiden kıyamete gittiğimize dair bir inancım var dünyanın durumuyla alakalı. Aslında neyse onu anlatmaya çalıştım. Kıyamet alametlerinin bir arada yaşandığına dair bir inancım var, dibe vuracağımızı düşünüyorum. Zamanı ve yeri belli değil ama hepimizin aşina olduğu bir şeylere işaret ediyor film. Dünyanın bugününe dair resim çizmeye çalıştım."


Filmin görüntü yönetmeni Andreas Sinanos bu filmde olduğu ve bu ekiple çalıştığı için mutluluğunu dile getirirken, oyuncu Rıza Akın, Ayvalık seyircisinin ilgisine olan mutluluğunu dile getirerek söze başladı ve şöyle devam etti:


"Hepimizin yarına dair aynı kaygıları paylaştığını düşünüyorum, keşke bu kaygıyı daha yaygın hisseden bir toplum olabilsek.”


Taner Birsel ise "Açıkçası bu bir yönetmen filmi ve oyuncular dramatik bir aksiyon içinde değiller. Tayfun’un sinema dilini bozmamak için öyle oynadık. Sanki bütün kadro Tayfun’un bilinçaltına yerleşmiş, onu anlamış gibi oynuyor. Bu durum da Tayfun’un başarısı. Alışık olduğumuz seyir psikolojisi dışında bir seyir terbiyesi istediği kesin filmin. Kolay çözümlenebilecek, sindirilebilecek bir film değil. İzleyen kişi kendi referanslarıyla yaklaşırsa çok da eğlenebilir, günümüz paradisini izledim ben. Belirsizlik ve gelecek duygusunu yitirmekle ilgili çok güzel bir seyir sunuyor" şeklinde konuştu.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Gümüşhane Geleneksel Türk Okçuluğu sporcuları, geleneksel kıyafetleriyle Gümüşhane’de yarıştı Gümüşhane’de Geleneksel Türk Okçuluğu Grup Müsabakaları kapsamında 350’ye yakın öğrenci geleneksel kıyafetlerle kıyasıya yarıştı. Gençlik ve Spor Bakanlığı tarafından okul sporları kapsamında Türkiye Geleneksel Türk Okçuluğu Federasyonu ve Gümüşhane Gençlik ve Spor İl Müdürlüğü koordinesinde gerçekleştirilen Geleneksel Türk Okçuluğu Grup Müsabakaları Gümüşhane Yenişehir Stadyumu’nda gerçekleştirildi. Müsabakalara erkek ve kız sporcular olmak üzere küçükler, yıldızlar ve gençler kategorisinde 13 ilden toplamda 350’ye yakın öğrenci katıldı. Geleneksel Türk Okçuluğu’nu tanıtmak ve ilgiyi artırmak amacıyla düzenlenen müsabakalarda, sporcular geleneksel kıyafetleriyle birlikte farklı kategorilerde kıyasıya mücadele etti. “Ata sporumuzu sevdirdiğimiz için mutluyuz” Müsabakalarda geleneksel yöntemler ve kıyafetlere özellikle dikkat edildiğini söyleyen Türkiye Geleneksel Türk Okçuluğu Federasyonu Hakemi Özlem Usluer, “Geleneksel Türk okçuluğu bölgesel elemeleri için buradayız. Burada kazanacak öğrencilerimiz Mersin’deki Türkiye finaline katılacaklar. Dönemsel olarak Türk kültüründe ve tarihinde yeri olan kıyafetler seçildi. Bizim zaten modern okçuluktan farkımız bunu geleneksel olarak yapmamız. Ata sporumuz, mutluyuz ve gururluyuz. Artık geleneksel okçuluğa ilgi çok fazla, gençlerimiz severek yapıyor ve talep sürekli artıyor, mutluyuz” dedi. “Yarışma için çok çalıştık” Malatya’dan müsabakalar için Gümüşhane’ye gelen Geleneksel Türk Okçuluğu sporcusu Özge Karaaslan (13),”Bu yarışma için çok çalıştık baya heyecanlandım, yaptım mı bilemiyorum sonuçlar gelince göreceğiz. Benim ailemde okçuluğa bir merak var onlarla birlikte ben de başladım. Rakiplerim çok iyi ben zaten yeni başladım ilk defa yarışmaya katılıyorum. İyi attığımı düşünüyorum” diye konuştu. Öte yandan Geleneksel Türk Okçuluğu Grup Müsabakaları Gümüşhane etabı yarın gerçekleşecek müsabakaların ardından sona erecek. (UA-RE-ÖS-Y)
Aksaray Davalısı tarafından öldürülen avukat mezarı başında anıldı Davalısı tarafından 29 Nisan 2019 tarihinde öldürülen Aksaray Barosuna kayıtlı Avukat İbrahim Ergin ölümünün 5. yılında mezarı başında anıldı. Olay, 29 Nisan 2019 Hamidiye Mahallesi Bediüzzaman Caddesi’nde bulunan Sefa İş Hanı’nın 3. katındaki avukatlık bürosunda yaşandı. Aksaray Barosuna kayıtlı Avukat İbrahim Ergin (47) ile bürosuna gelen Abdurrahman Düzgün (46) arasında bir boşanma davasından dolayı tartışma yaşanmış, tartışmanın kavgaya dönüşmesi sonucu Abdurrahman Düzgün belindeki tabancayı çekerek avukat İbrahim Ergin’e 5 el ateş etmişti. Avukat İbrahim Ergin kaldırıldığı hastanede hayatını kaybederken, Abdurrahman Düzgün ise daha sonra silahı kafasına doğrultarak bir el ateş edip intihar ederek hayatını kaybetmişti. Cinayetin ardından tam 5 yıl geçerken Avukat İbrahim Ergin bugün ölüm yıl dönümünde mezarı başında anıldı. Aksaray Barosu ve Aksaray Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından organize edilen programa Cumhuriyet Başsavcısı Adem Aydemir, Adli Yargı Adalet Komisyonu Başkanı Gökhan Oflaz, Baro Başkanı Av. Ferit Köse ve çok sayıda avukat katıldı. Burada kısa bir açıklama yapan Baro Başkanı Ferit Köse, “Mesleğini icra ederken uğradığı hain saldırı sonucu hayatını kaybeden meslektaşımız Av. İbrahim Ergin’in aramızdan ebediyete ayrılışının 5. yıl dönümünde saygı, özlem ve rahmetle anıyoruz” dedi. Adli personel ve avukatlar Ergin’in mezarına karanfiller bıraktı.