KÜLTÜR SANAT - 29 Mart 2025 Cumartesi 09:28

21 yıldır aşkla Karagöz Hacivat’ı yaşatıyor

A
A
A

Balıkesir’in kendine özgü "Hayalisi" Murat Seyman, 21 yıldır Karagöz ve Hacivat’ın büyülü dünyasını perdeye taşıyarak, bu geleneksel gölge sanatını bölgede ayakta tutan tek isim olarak dikkat çekiyor.

Sındırgı’da yaşayan ve Ramazan aylarının vazgeçilmezi haline gelen Seyman, Hacivat’ın bilge tavırları ve Karagöz’ün esprili halleriyle, Kavuklu’nun da katılımıyla çocukların ve yetişkinlerin gönlünde taht kuruyor. 2004 yılında başlayan bu tutkulu yolculukta Murat Seyman, Balıkesir’de bu kadim sanatı tek başına temsil etmenin hem onurunu hem de sorumluluğunu taşıyor. Geleneksel gölge oyunu ve orta oyununun kaybolmaya yüz tuttuğu günümüzde, Seyman’ın bu sanatı yaşatma ve gelecek nesillere aktarma çabası takdirle karşılanıyor. Özellikle Ramazan ayında artan ilgi, Seyman’ın motivasyonunu daha da artırıyor.

21 yıldır aşkla Karagöz Hacivat’ı yaşatıyor

Belediyenin Ramazan etkinliklerinde sahne alan Murat Seyman, sadece eğlendirmekle kalmıyor, aynı zamanda Karagöz ve Hacivat’ın diyalogları aracılığıyla çocuklara Ramazan ayının manevi atmosferini ve değerlerini de ustaca aktarıyor. Oyunlarında sıklıkla yardımlaşma, dürüstlük ve saygı gibi temaları işleyen Seyman, geleneksel sanatın eğitici yönünü de ön plana çıkarıyor. Çocukların oyunlara interaktif katılımı ise hem eğlenceyi artırıyor hem de onların öğrenme sürecine katkıda bulunuyor.

21 yıldır aşkla Karagöz Hacivat’ı yaşatıyor

Murat Seyman’ın Karagöz Hacivat’a olan tutkusu, sadece sahne performanslarıyla sınırlı kalmıyor. Aynı zamanda bu sanatın inceliklerini öğrenmek isteyen gençlere de kapılarını açarak, geleneğin devamlılığı için çaba gösteriyor. İlk olarak Bursa’da bu sanatla tanışan ve 19 yıldır Ramazan ayının coşkusunu gölge oyunuyla taçlandıran Seyman, çocuklardan aldığı olumlu geri dönüşlerin, özellikle onların dua ezberlemeye olan ilgisinin kendisini çok mutlu ettiğini belirtiyor. Bu durum, Karagöz Hacivat’ın sadece bir eğlence aracı olmanın ötesinde, kültürel ve manevi değerlerin aktarılmasında da önemli bir rol oynadığını gösteriyor.

21 yıldır aşkla Karagöz Hacivat’ı yaşatıyorBalıkesir’in kültürel sahnesinde önemli bir yer edinen Murat Seyman, Karagöz Hacivat’ı yaşatarak hem geçmişle bağ kuruyor hem de geleceğe umutla bakıyor. Onun bu özverili çabası, geleneksel sanatların korunması ve gelecek kuşaklara aktarılması konusunda ilham verici bir örnek teşkil ediyor.

Hüseyin Tokmak

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bursa İstiklal Şairi Yıldırım’da anıldı Yıldırım Belediyesi, vefatının 89’uncu yıl dönümünde İstiklal Marşımızın yazarı Milli Şair Mehmet Akif Ersoy’u anmak için panel düzenledi. Alev Alatlı Şehir, Düşünce ve Sanat Merkezi’nde düzenlenen panelde Mehmet Akif Ersoy’un hayatı, düşünce dünyası ve edebi yönü ele alındı. Vatandaşların yoğun ilgi gösterdiği panele Prof. Dr. Alev Sınar Uğurlu, Yusuf Turan Günaydın ve Tahsin Yıldırım konuşmacı olarak katıldı. Panele katılan Yıldırım Belediye Başkanı Oktay Yılmaz, Mehmet Akif Ersoy’un ahlaki ve vicdani duruşuna dikkat çekerek; "Bugün burada, yalnızca bir şairi anmak için değil; bir ahlak duruşunu, bir vicdan sesini ve bir fikri mirası yeniden düşünmek için bir aradayız. Mehmet Akif Ersoy, sadece İstiklal Marşı’mızın şairi değil, kelimeleriyle milletini ayağa kaldırmış, kalemiyle çağına tanıklık etmiş, hayatıyla söylediklerinin bedelini ödemiş bir mütefekkirdir. Akif, şiiri estetik bir süs olarak değil; ahlaki bir sorumluluk olarak görmüştür. Onun için edebiyat, hakikatten bağımsız bir alan değildir. Sanatı, insanı uyandıran, toplumu silkelenmeye çağıran bir imkan olarak kavrar. Bu yönüyle Akif, yalnızca bir şair değil; ahlak filozofu, toplum eleştirmeni ve bir dava adamıdır" ifadelerini kullandı. Mehmet Akif Ersoy’un tutarlı bir yaşamı olduğuna dikkat çeken Başkan Oktay Yılmaz; "Onu farklı ve kalıcı kılan en önemli yönlerden biri de söz ile hayat arasındaki tutarlığıdır. Akif, yazdığını yaşayan nadir münevverlerdendir. Makamı, konforu ve suskunluğu tercih edebileceği halde; zor olanı, yalnızlığı ve bedel ödemeyi seçmiştir. Bugün Mehmet Akif’i anmak, yalnızca geçmişi hatırlamak değildir. Asıl sormamız gereken soru şudur: Akif bugün yaşasaydı, bize ne söylerdi? Muhtemelen yine çalışmayı, sorumluluğu ve fikri cesareti hatırlatırdı. Şikayeti değil, gayreti; taklidi değil, şahsiyeti; umutsuzluğu değil, mücadele etmeyi öğütlerdi" diye konuştu.