POLİTİKA - 07 Mart 2025 Cuma 15:52

Bakan Güler, yeni mezun olan astsubaylara ve ailelerine seslendi

A
A
A
Bakan Güler, yeni mezun olan astsubaylara ve ailelerine seslendi

Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler, terör örgütü PKK’nın silah bırakma sürecine değinerek, "Terör örgütü PKK ve farklı coğrafyalarda ve isimler altında faaliyet gösteren tüm uzantıları bir an önce fesih kararını almalı, derhâl ve koşulsuz olarak silahları teslim etmelidir. Aksi yöndeki hiçbir açıklama ve eylemin bir karşılığı yoktur ve olmayacaktır. Bu kapsamda ateşkes gibi metinde yer almayan hususlar gündeme getirilmemelidir. Zira böyle bir şey asla söz konusu değildir" dedi.


Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler, Balıkesir’de MSÜ Kara Astsubaylar Meslek Yüksekokulunda ASTTASAK mezuniyet törenine katıldı. Burada yeni mezun olan astsubaylara ve ailelerine hitap eden Bakan Güler, "20’nci dönem Astsubay Temel Askerlik ve Astsubaylık Anlayışı Kazandırma (ASTTASAK) Eğitimini tamamlayan 2 bin 715 kursiyer mezun olmuştur. Bu kaotik ortamda süregelen çatışmalar, terörizm, siber saldırılar ve çok boyutlu tehlikeler; orduların yalnızca güçlü bir teknolojik altyapıya değil aynı zamanda iyi eğitimli personele olan ihtiyacını da artırmaktadır. Askeri sistemde bilgi ve teknoloji ne kadar önemliyse bunu bilinçli ve etkili şekilde kullanacak nitelikli personel de bir o kadar hayatidir. Bir başka ifadeyle; sürekli olarak kendini yenileyen, öğrenen, adaptasyon yeteneği yüksek, teknolojiyi etkin ve doğru şekilde kullanabilecek personelin varlığı askerî gücü belirleyen en kritik faktördür. İşte bu yüzden, eğitim faaliyetlerimizi çok yönlü ve titiz bir şekilde sürdürüyor; sizler gibi seçilmiş yeni personelimizin katılımıyla ordumuzu güçlendiriyoruz" dedi.


Bakan Yaşar Güler sözlerini şöyle sürdürdü:


"Bugün Afrika’daki güvenlik ve refahın paydaşlığında, Kafkasya’daki istikrar ve barışın sürekliliğinde, Karadeniz’de savaşın sona erdirilmesi çabalarında, Orta Doğu’da barış ve huzurun tesis edilmesinde hatta Avrupa güvenlik mimarisinin korunmasında en güvenilir ortak olarak hep Türkiye’nin adı zikredilmektedir. Ülkemizin etki ve ilgi alanının böylesine genişlediği bir dönemde Türk Silahlı Kuvvetlerimiz; uluslararası güvenlik, barış ve istikrarın desteklenmesi için Azerbaycan’da, Libya’da, Somali’de, Katar’da, Kosova’da, Bosna-Hersek’te ve daha pek çok coğrafyada engin tecrübesiyle önemli vazifeler ifa etmektedir."



Silah bırakma süreci


Bakan Güler, terör örgütü PKK’nın silah bırakma süreci ile ilgili şöyle konuştu:


"Türk Silahlı Kuvvetlerimiz; tarih boyunca olduğu gibi, ülkemizin birlik ve bütünlüğüne yönelen her türlü tehdide karşı büyük bir kararlılıkla mücadele etmiş, kendisine verilen görevleri başarıyla yerine getirmiştir. Bugün, ülkemizin huzurunu, güvenliğini ve geleceğini 40 yılı aşkın süredir tehdit eden, terörle mücadelede önemli bir dönüm noktasına ulaşılmıştır. Türk Silahlı Kuvvetlerimizin, aynı şekilde jandarma ve emniyet teşkilatımızın ve güvenlik korucularımızın büyük fedakârlık ve üstün gayretle yürüttüğü mücadele ve operasyonlar sayesinde terör örgütlerinin hareket kabiliyeti büyük ölçüde sınırlandırılarak kritik bir aşamaya gelinmiştir. Elbette ki terörle mücadele, yalnızca silahlı bir mücadele değildir. Bu, aynı zamanda milletimizin iradesini, devletimizin kararlılığını ve güvenlik güçlerimizin fedakârlığını ortaya koyan bir millî duruşun göstergesidir. Bu süreçte, gazi ve muzaffer ordumuz; gece gündüz demeden, en zorlu coğrafyalarda, en çetin şartlarda, her türlü fedakârlığı göze alarak, vatanı için canını ortaya koymuş, gerektiğinde şehit olmuş, gerektiğinde gazilik mertebesine ulaşmıştır. Başta şehit ve gazilerimiz olmak üzere kahraman Mehmetçiğin azmi, cesareti ve kararlılığı sayesinde ülkemizi terör belasından arındırma noktasında büyük bir mesafe kat edilmiştir. Bugün geldiğimiz noktada; Cumhuriyet tarihinin en uzun ve kapsamlı isyan ve şiddet hareketi olduğunu itiraf eden örgütün; terörle bir yere varılamayacağını, ömrünü tamamladığını ve kendisini feshetmekten başka çaresinin olmadığını geç de olsa anlaması kayda değerdir. Ancak, terör örgütü PKK ve farklı coğrafyalarda ve isimler altında faaliyet gösteren tüm uzantıları bir an önce fesih kararını almalı, derhâl ve koşulsuz olarak silahları teslim etmelidir. Aksi yöndeki hiçbir açıklama ve eylemin bir karşılığı yoktur ve olmayacaktır. Bu kapsamda ateşkes gibi metinde yer almayan hususlar gündeme getirilmemelidir. Zira böyle bir şey asla söz konusu değildir. Nihai hedefimiz; 85 milyon vatandaşımızın ortak temennisi olan terörün sona ermesi, terör örgütlerinin tamamen tasfiye edilmesi ve ülkemize yönelik her türlü tehdidin ortadan kaldırılmasıdır. Bu yüzden sürecin sabote ve suistimal edilmesine veya uzatılmasına müsaade edilmeyecek; temkinli ve rasyonel bir yaklaşım esas alınacaktır. Devletimizin engin tecrübesi ve basiretine herkes güvensin ve vatandaşlarımız bu konuda müsterih olsun."



Cumhurbaşkanı’ndan telefon


Törende Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler’i telefonla arayan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan yeni mezun astsubaylara seslenerek kendilerini tebrik etti. Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Böyle anlamlı bir mezuniyet töreninde en kalbi duygularla selamlıyorum. Şüphesiz ki annelerin babaların en mutlu günü evlatlarının böyle bir mutlu ocaktan mezuniyetini görmeleridir ve şu anda da bin 200’ü aşkın astsubayımızın mezuniyet töreninde bu mutluluğu yaşamak gerçekten anne ve babalar için hele hele Türk ordusuna gönderecekleri evlatları için farklı bir mutluluk tablosudur. Bu mutluluğunuzu ben de şimdi komutanlarımla birlikte yaşıyorum. Sizleri tebrik ediyorum, hayırlı, uğurlu olsun. Ordumuzun yeni bir güç kaynağını elde ettiği bu günde sizleri saygı ve sevgiyle selamlıyorum" dedi.


Törende dereceye giren öğrencilere diplomaları verilirken, dönem birincileri adına Tank Astsubay Çavuş Kader Ölmez, yaş kütüğüne kendi döneminin plaketini çaktı. Tören resmi geçit töreni ile sona erdi.


Törene; Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler’in yanı sıra Genelkurmay Başkanı Orgeneral Metin Gürak, Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Selçuk Bayraktaroğlu, Milli Savunma Üniversitesi Rektörü Erhan Afyoncu, Milli Savunma Bakan Yardımcısı Musa Heybet, Kara Kuvvetleri Eğitim ve Doktrin Komutanı Korgeneral Zorlu Topaloğlu, Balıkesir Valisi İsmail Ustaoğlu, Balıkesir Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Akın, İl Emniyet Müdürü Hasan Yiğit katılım sağladı.



Bakan Güler, yeni mezun olan astsubaylara ve ailelerine seslendi

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İzmir İkinci el otomobil sektöründe yeni yılda hareketlilik bekleniyor İkinci el araç piyasasında 1 Ocak 2026 itibarıyla devreye girecek yeni düzenlemeler ve kısıtlamaların sona ermesi ihtimaliyle birlikte sektörde hareketli bir döneme girilmesi bekleniyor. Ticaret Bakanlığı tarafından ikinci el araç ticaretine yönelik uygulanan "6 ay ve 6 bin kilometre" kısıtlamasının 1 Ocak 2026 itibarıyla yürürlükten kalkması bekleniyor. Kısıtlamanın sona ermesi durumunda, ikinci el otomobil piyasasında arz dengesinin yeniden oluşması ve satış süreçlerinin hızlanacağı öngörülüyor. Sektör temsilcileri, düzenlemenin değişmesinin yanı sıra faiz oranlarında düşüş beklentisinin de etkisiyle 2026 yılında satışlarda belirgin bir artış bekliyor. Öte yandan, yeni yılda araç satış işlemlerine ilişkin mali yükümlülüklerde de değişikliğe gidiliyor. 1 Ocak’tan itibaren noterlerde gerçekleştirilen araç devir işlemlerinde, araç bedeli üzerinden binde 2 oranında nispi harç alınacak. Uygulamada taban harç tutarı bin TL olarak belirlendi. Bu tutar, mevcut noter masraflarına ek olarak tahsil edilecek. Düzenleme, kayıtlı ticaret yapanlar ile bireysel satıcılar arasında ayrım içeriyor. İkinci el motorlu kara taşıtı ticareti yetki belgesine sahip galericiler, araç alımları sırasında bu nispi harçtan muaf tutulacak. Ancak yetki belgesi bulunmayan işletmeler, belgesiz satıcılar ve bireysel vatandaşlar söz konusu harcı ödemekle yükümlü olacak. Düzenlemeler ve sektörel değişimler Otokent Genel Müdürü Yılmaz Karakaya, otomotiv piyasasındaki gelişmeleri değerlendirerek, "İkinci el araç piyasası tüm olumsuz şartlara rağmen 2025 yılını iyi geçirdi. Şu ana kadar satışlar sıfır araçlarla birlikte 10 milyon 500 bini buldu. Geçen ay sıfır araçların 1 milyon 200 bin bandında satıldığını tespit ettik, yıl sonu kampanyalarıyla hedefin 1 milyon 500 bin civarında olacağı kanaatindeyiz. İkinci el ile sıfır araç arasındaki fiyat farkı daraldığı için insanlar sıfıra yöneldi ama ikinci elde piyasa hiçbir zaman durmaz. 2026 yılından umutluyuz çünkü belimizi büken yüksek faizlerde hükümetimizin politikasıyla kademeli bir indirime gidiliyor. Bu arada, ’6 ay 6 bin kilometre’ uygulamasının da biteceğini tahmin ediyoruz. İkinci el yetki belgesi olan esnafımız alıcı olduğunda binde 2’lik noter harcını ödemeyecek, ben arada aracıyım, ticaretini yapan firmayım, bu yüzden yetki belgesi olan esnaf bu muafiyetten yararlanacak, aracı sattığımız vatandaş ise alıcı olarak bu ödemeyi yapacak" dedi. 2026 satış beklentileri 2026 yılı itibarıyla otomotiv sektöründe önemli değişikliklerin kapıda olduğunu belirten Galerici Fahri Karlık, "1 Ocak 2026’dan itibaren ’6 ay 6 bin kilometre’ kısıtlamasının sona ermesi biz galericileri sevindirir, ikinci el piyasasına olumlu yansıyacak bir gelişme olur. Öte yandan, yeni dönemde hem sıfır hem ikinci el araç satışlarında binde 2 oranında, en düşük araçta ise minimum bin lira olarak uygulanacak ’nispi harç’ dönemi başlıyor. Yetki belgeli galericilerin bu harçtan muaf tutulması esnafımız adına sevindirici olsa da vatandaşlar ve belgesi olmayanlar bu ek maliyetle karşılaşacak, ayrıca biz esnafa getirilen 40 bin liralık ön ödemeli vergi gibi zorluklara rağmen Türkiye’deki yüksek tüketim iştahı sayesinde araç satış rakamlarının 2026’da daha da yukarı çıkacağını öngörüyoruz" ifadelerini kullandı.
İstanbul Bitkisel üretim bir önceki yıla göre azaldı Üretim miktarları, 2025 yılında bir önceki yıla göre tarla ürünleri olan tahıllar ve diğer bitkisel ürünlerde (yem bitkileri hariç) yüzde 9,0, sebzelerde yüzde 0,9, meyveler, içecek ve baharat bitkilerinde yüzde 30,9 oranında azaldı. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), 2025 yılı Bitkisel Üretim İstatistikleri’ni açıkladı. Buna göre, üretim miktarları, 2025 yılında bir önceki yıla göre tarla ürünleri olan tahıllar ve diğer bitkisel ürünlerde (yem bitkileri hariç) yüzde 9,0, sebzelerde yüzde 0,9, meyveler, içecek ve baharat bitkilerinde yüzde 30,9 oranında azaldı. Buna göre, yaklaşık üretim miktarları tahıllar ve diğer bitkisel ürünlerde 68,1 milyon ton, sebzelerde 33,3 milyon ton, meyveler, içecek ve baharat bitkilerinde ise 19,6 milyon ton olarak gerçekleşti. Tahıl üretimi 2025 yılında bir önceki yıla göre azaldı Tahıl ürünleri üretim miktarları 2025 yılında bir önceki yıla göre yüzde 12,3 oranında azalarak yaklaşık 34,2 milyon ton olarak gerçekleşti. Bir önceki yıla göre, buğday üretimi yüzde 13,7 oranında azalarak 17,9 milyon ton, arpa üretimi yüzde 25,9 oranında azalarak 6 milyon ton, çavdar üretimi yüzde 20,9 oranında azalarak yaklaşık 203 bin ton, yulaf üretimi yüzde 26,3 oranında azalarak yaklaşık 288 bin ton, mısır üretimi ise yüzde 4,9 oranında artarak 8,5 milyon ton oldu. Kuru baklagiller grubunda nohut, kuru fasulye ve kırmızı mercimek üretimi sırasıyla yaklaşık 413 bin ton, 247 bin ton ve 250 bin ton oldu. Yumru bitkilerden patates ise bir önceki yıla göre yüzde 7,2 oranında azalarak 6,4 milyon ton üretildi. Yağlı tohumlardan soya üretimi yüzde 17,4 oranında azalarak yaklaşık 149 bin ton, ayçiçeği üretimi ise yüzde 11,8 oranında azalışla yaklaşık 1,9 milyon ton oldu. Şeker pancarı üretimi yüzde 2,0 oranında azalarak yaklaşık 22 milyon ton olarak gerçekleşti. Sebze üretimi 2025 yılında bir önceki yıla göre azaldı Sebze ürünleri üretim miktarı 2025 yılında bir önceki yıla göre yüzde 0,9 oranında azalarak yaklaşık 33,3 milyon ton olarak gerçekleşti. Sebzeler grubu ürünlerinden karpuzda yüzde 6,7, kuru soğanda yüzde 9,8, sivri biberde yüzde 1,8 oranında üretim artışı; domateste yüzde 7,6, salçalık kapya biberde yüzde 4,7, hıyarda yüzde 2,0 oranında üretim azalışı oldu. Meyve üretimi 2025 yılında bir önceki yıla göre azaldı Meyveler, içecek ve baharat bitkileri üretim miktarı 2025 yılında bir önceki yıla göre yüzde 30,9 oranında azalarak yaklaşık 19,6 milyon ton oldu. Meyveler grubunda, bir önceki yıla göre elmada yüzde 48,3, çilekte yüzde 1,9, şeftalide yüzde 46,1, nektarinde yüzde 44,1, kirazda yüzde 70,6, üzümde yüzde 27,5, narda yüzde 10,2 oranında üretim azalışı oldu. Turunçgil meyvelerinden mandalinada üretimde yüzde 5,8’lik artış oldu; portakalda yüzde 17,5, limonda yüzde 34,4 oranında üretim azalışı görüldü. Sert kabuklu meyvelerden fındıkta yüzde 38,5, cevizde yüzde 38,2, Antep fıstığında yüzde 61,5 oranında üretim azalışı oldu. Muz üretiminde yüzde 1,2, zeytin üretiminde yüzde 34,7 azalış gerçekleşti. Süs bitkileri üretimi 2025 yılında bir önceki yıla göre azaldı Süs bitkileri üretim miktarı 2025 yılında bir önceki yıla göre yüzde 1,4 oranında azaldı. Süs bitkileri üretimi içinde kesme çiçeklerin yüzde 66,4, diğer süs bitkilerinin ise yüzde 33,6’lık bir paya sahip olduğu görüldü. Bir önceki yıla göre kesme çiçek üretiminde yüzde 5,8 oranında azalış, diğer süs bitkileri üretiminde ise yüzde 8,7 oranında artış gerçekleşti.
Samsun Yılbaşında sahte içki tehlikesi: "2026’ya yoğun bakımda girmeyin" Yılbaşı kutlamaları öncesi uyarılarda bulunan Göğüs Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Şevket Özkaya, sahte içki, solunum yolu enfeksiyonları ve yasa dışı maddelerin ciddi sağlık riskleri taşıdığına dikkat çekerek, "Yılbaşında yapılacak hatalar, 2026’ya hastanede girmenize neden olabilir" dedi. Prof. Dr. Özkaya, özellikle sahte içkinin hayati tehlike oluşturduğunu vurgulayarak, metil alkolün çok düşük dozlarda dahi körlük ve ölüme yol açabildiğini belirtti. Geçmiş yıllarda yılbaşı dönemlerinde sahte alkol nedeniyle çok sayıda vatandaşın hayatını kaybettiğini hatırlatan Özkaya, "Evde alkollü içecek yapmayın, kaynağı bilinmeyen içkileri kesinlikle tüketmeyin. Restoran ve barlarda şişeyi mutlaka görün, bandrol ve BÜİS kontrolünü yaptırın. Kurye ile alkol siparişinden kaçının" diye konuştu. Soğuk havalarla birlikte "Covid 19" ve "süper grip" olarak adlandırılan viral enfeksiyonların arttığını da belirten Özkaya, kalabalık ve kapalı alanlarda yapılan kutlamaların virüslerin yayılımını hızlandırdığını söyledi. Yoğun alkol tüketimi ve uykusuzluğun bağışıklık sistemini zayıflattığını ifade eden Özkaya, son günlerde zatürre ve yoğun bakım gerektiren vakalarda artış gözlendiğini kaydetti. Yasa dışı maddelere de değinen Prof. Dr. Özkaya, metamfetamin ve kokainin son derece tehlikeli olduğuna dikkat çekti. metamfetaminin en düşük dozlarda bile bağımlılık yaptığını ve kalıcı beyin hasarına yol açabildiğini söyleyen Özkaya, "Ülkemizde kullanım artıyor ve solunum yetmezliğiyle yoğun bakımda takip ettiğimiz hastalar var" şeklinde konuştu. Kokainin ise kalp krizi, yüksek tansiyon ve ağır ruhsal sorunlara neden olabildiğini belirterek, doz aşımının ölümcül sonuçlar doğurabileceğini ifade eden Prof. Dr. Şevket Özkaya, "Yılbaşı kutlamalarınızın acı tecrübeye dönüşmemesi ve 2026 yılına hastanede girmemek için bireysel ve toplu aktivitelerde dikkatli olun" çağrısında bulundu.