GÜNDEM - 03 Kasım 2025 Pazartesi 23:42

Balıkesir’de 4.3 büyüklüğünde deprem

A
A
A

Balıkesir’in Sındırgı ilçesinde 4.3 büyüklüğünde bir deprem daha meydana geldi.

Sındırgı ilçesinde bugün yaşanan 4.9’luk depremin ardından saat 23.23’te 4.3 büyüklüğünde bir artçı sarsıntı daha meydana geldi. Yerin 4.91 kilometre derinliğinde meydana gelen deprem sonrası Sındırgı sokaklarının sakinliğini koruduğu görüldü.

Murat Seyman - Pınar Camak

 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Antalya Kazada yaralanan motosikletlinin feryatları mahalleyi inletti Antalya’da meydana gelen kazada iki araç arasında sıkışarak ayağı kırılan motosiklet sürücüsünün feryatları sokağı inletti. Mahalle sakinleri, sürekli kaza olan noktada önlem alınmasını istedi. Kaza, dün akşam saat 22.00 sıralarında Muratpaşa ilçesi Yenigün Mahallesi 1057. Sokak ile 1060. Sokak kesişiminde meydana geldi. Edinilen bilgiye göre, Gülsüm Y.’nin kullandığı 07 GYG66 plakalı otomobil, sokak kesişiminde çalıştığı iş yerine gelen siparişi teslim etmek üzere yola çıkan Yahya Ç.’nin kullandığı 07 AYR 106 plakalı motosiklete çarptı. Kaza nedeniyle panikleyen Gülsüm Y.’nin kullandığı araç, önüne aldığı motosikletle birlikte park halindeki 07 CAP 665 plakalı otomobile büyük bir gürültüyle çarptı. Gürültü üzerine sokağa çıkan mahalle sakinleri, iki araç arasında sıkışan motosiklet sürücüsü Yahya Ç.’yi bulunduğu yerden çıkartarak kaldırıma aldı. Kazanın 112 Acil Çağrı Merkezi’ne bildirilmesi üzerine olay yerine polis ve sağlık ekipleri sevk edildi. Bölgeye gelen sağlık ekiplerinin kaldırımda ilk müdahaleyi yaptığı Yahya Ç.’nin bacağında kırıklar olduğu belirlenirken, acı içindeki feryatları ise mahalleyi inletti. Yaralı motosiklet sürücüsü ambulansla hastaneye kaldırıldı. "Önlem alınması için birinin ölmesi mi gerekiyor" Aynı noktada sürekli kazaların meydana geldiğini ve önlem alınmasını istediklerini belirten mahalle sakinlerinden Leyla Ayhan, "Bu binada oturuyoruz. Kazanın gürültüsü ile aşağıya indik biz. Araç motosikletliye çarpmıştı ve iki aracın arasında kaldı çocuk. Muhtemelen kırık var çocukta. Bayağı bir şiddetli vurulmuş sanırım. Zaten motorda paramparça. Burada sürekli kaza oluyor. Buraya kasis veya bir önlem alınmasını istiyoruz. Haftanın 2-3 günü burada kaza oluyor. Yetkililere bildirdik ama herhangi bir şey yapılmıyor. Sürekli yaralamalı kazalar oluyor. En sonunda birisinin ölmesi mi gerekiyor, ölümcül bir kaza olması mı gerekiyor bir şeylerin yapılması için" dedi.
İstanbul Türkiye’de 35 bin kişi organ bağışı bekliyor Güncel verilere göre Türkiye’de yaklaşık 35 bin hastanın organ yetmezliği nedeniyle organ bekleme listelerinde yer aldığı biliniyor. Genel Cerrahi Bölümü’nden Op. Dr. Volkan Turunç, organ nakli ve bağışı hakkında bilgi verdi. Günümüzde organ yetmezliklerinin tedavisinde yaygın bir şekilde tercih edilen tedavi yöntemi olan organ nakli hakkında bilgiler veren Hastalıkları Uzmanı Op. Dr. Volkan Turunç, "Organ nakli, organ yetmezliği yaşayan hastaların hayat kalitesini önemli ölçüde yükseltmektedir. Organ nakli sayısının artırılabilmesi için en önemli faktör ise organ bağışıdır. Organ bağışı, bir kişinin kendi organlarını tıbbi olarak ölü ilan edildikten sonra başka hastaların tedavisinde kullanılmak üzere bağışlaması ve bunu belgelerle resmileştirmesi sürecidir. Yasal olarak 18 yaşını doldurmuş her birey, organ bağışında bulunabilir. Organ bağışı sayesinde, insan sağlığının korunması ve hastalıkların tedavi süreçlerinde kayda değer iyileşmeler sağlanmıştır. Günümüzde birçok organın nakli, yüksek başarı oranıyla gerçekleştirilebilmektedir" dedi. Bir yılda 300-400 bağış yapılıyor "Sağlık Bakanlığı’nın güncel verilerine göre ülkemizde yaklaşık 35 bin hastanın organ yetmezliği nedeniyle organ bekleme listelerinde yer aldığı görülmektedir" diyen Op. Dr. Volkan Turunç, "25 bin 246 hasta böbrek nakli, 2 bin 650 hasta karaciğer nakli ve bin 477 hasta kalp nakli beklemektedir. Ancak 85 milyon nüfuslu ülkemizde bir yılda sadece 300-400 kadar organ bağışı yapılmaktadır. Sağlık Bakanlığı verilerine göre, beyin ölümü gerçekleşen kişilerin sadece yüzde 20’sinde aileler organ bağışını kabul etmektedir. Ayrıca istatistikler ülkemizde zaten yetersiz olan organ bağışı sayısının son yıllarda daha da düşmeye başladığını göstermektedir. Türkiye organ naklinde dünyanın en önemli ülkelerinden biri haline gelmiştir. Ancak ne yazık ki organ bekleyen hasta sayısının her geçen yıl artması ve yetersiz organ bağışı nedeniyle ülkemizde gerçekleştirilen nakillerin %80’den fazlası canlı vericilerden gerçekleştirilmektedir. Ülkemiz canlı vericili nakillerde dünyada ilk 3 sıradayken, kadavra vericili nakillerde son sıralarda yer almaktadır" şeklinde konuştu. Bağışın artması gerekiyor Kadavradan nakiller hakkında bilgi veren Op. Dr. Volkan Turunç, "Avrupa ülkelerinde kadavra vericili nakillerin tüm nakiller içindeki oranı en az yüzde 50’dir. Eurotransplant kriterlerine göre bir ülkedeki yoğun bakım yatak sayısı başına yılda en az 1 beyin ölümü bildirimi olmalıdır. Ülkemizde 2024 verilerine göre yoğun bakım yatak sayısı 30 binin üstündeyken, yine 2024 yılında beyin ölümü bildirimi 2078, aile görüşmesi sonrasında gerçekleşen organ bağışı sayısı sadece 364’tür. Eurotransplant kriterlerine göre milyon nüfus başına yıllık 25 olması beklenen kadavra verici sayısı, ülkemizde 4.1’dir. Bu veriler incelendiğinde, organ bağışında dünya geneline göre ne kadar geride olduğumuz açıkça anlaşılmaktadır. Batılı ülkelerle aynı düzeye ulaşabilmek için bu sayının en az 10 kat artması, yani yılda 2 bin–3 bin kadavra vericiye ulaşılması gerekmektedir" ifadelerini kullandı. Organ nakli yalnızca bir tedavi yöntemi değil Organ naklinin, organ yetmezliği yaşayan hastalar ve aileleri için önemli olduğuna vurgu yapan Op. Dr. Volkan Turunç, "Bu sadece bir tedavi yöntemi değildir. Organ nakli, yaşam konforunu önemli ölçüde artırdığı, hastaların ve onlara bakmakla yükümlü aile fertlerinin sosyal yaşamlarına ve çalışma hayatlarına dönebilmelerini sağladığı için büyük önem taşımaktadır. Organ naklinin önündeki en büyük engel, organ bağışındaki yetersizliktir. Organlarımızı bağışlayarak, biz öldükten sonra yeni yaşamlara vesile olacağımızı ve bu sayede, hayata çok değerli bir iz bırakacağımızı asla unutmamalıyız" şeklinde görüş verdi.
Bursa Bursa iş dünyasından kestane şekeri üretimine yakın takip Bursa iş dünyasının temsilcileri, Kardelen ve Yaylacık markalarıyla iç pazara, Cardelion markasıyla ise dış pazara üretim yapan İlka Şekerleme tesislerini ziyaret ederek kestane şekeri üretim süreçleri hakkında kapsamlı bilgiler aldı. Ziyarete Balkantürksiad Kurucu Başkanı Naci Şahin, İnoksan A.Ş Yönetim Kurulu Başkanı Vehbi Varlık, Ekmasan A.Ş Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Barutçuoğlu, Uzay Pastanesi’nin kurucularından Nizamettin Erol ve Ekonomi Yazarı Av. Öztürk Yazıcı katıldı. İlka Şekerleme Genel Müdürü Mümin Akgün, heyete üretim hatlarındaki modernizasyon sürecini, hijyen uygulamalarını ve üretimin ham maddeden paketlemeye kadar uzanan tüm aşamalarını anlattı. Akgün, şirketin FSSC 22000 Versiyon 6.00 belgesine sahip sektördeki ilk firmalardan olduğunu hatırlatarak, izlenebilirlik altyapısından kalite kontrol protokollerine kadar tüm süreçlerin uluslararası gıda güvenliği normlarına uygun şekilde yürütüldüğünü ifade etti. Akgün, "Tüketici beklentileri her geçen yıl yükseliyor. Biz de tüm süreçlerimizi global standartlara göre güncelleyerek geleneksel kestane şekerini yüksek teknoloji ve tam izlenebilir bir sistemle üretiyoruz" dedi. Ziyaretçiler üretim kalitesinden memnuniyetlerini dile getirdi Ziyaret sırasında Kardelen markalı ürünlerin tadımını yapan iş insanları, hem ürün kalitesinden hem de tesislerin hijyen standartlarından duydukları memnuniyeti dile getirdi. Hukukçu ve ekonomi yazarı Öztürk Yazıcı, Bursa’nın geleneksel lezzetinin daha geniş pazarlara ulaşması gerektiğini belirterek kestane şekeri ihracatının artırılmasının önemine dikkat çekti. İnoksan Yönetim Kurulu A.Ş Başkanı Vehbi Varlık, Kardelen’in hem Bursa’ya hem de Türkiye’nin gıda sanayisine kattığı değeri vurgularken Uzay Pastanesi kurucusu Nizamettin Erol, Kardelen-Uzay iş birliğinden duyduğu memnuniyeti ifade etti. Ekmasan A.Ş Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Barutçuoğlu ise Kardelen’in Bursa çıkışlı bir marka olarak uluslararası pazarlarda gördüğü ilginin sevindirici olduğunu belirtti. Balkantürksiad Kurucu Başkanı Naci Şahin de değerlendirmesinde, Bursa Ticaret ve Sanayi Odası’nın "Bursa büyürse Türkiye büyür" mottosuna atıf yaparak Kardelen markasının güçlenmesinin şehrin ekonomik dinamizmine katkı sağlayacağını ifade etti. İhracat vizyonu güçleniyor Kardelen, Yaylacık ve Cardelion markalarıyla hem iç pazar hem dış pazar operasyonlarını yürüttüklerini hatırlatan Akgün, 34 ülkeye ihracat gerçekleştirdiklerini söyledi. Özellikle Avrupa ve Körfez ülkelerinde talebin istikrarlı şekilde arttığını belirten Akgün, "Modern üretim teknolojimiz ve yüksek hijyen standartlarımızla Bursa’nın geleneksel lezzetini dünya pazarlarında daha geniş kitlelere ulaştırmayı hedefliyoruz" ifadelerini kullandı.