KÜLTÜR SANAT - 13 Ekim 2025 Pazartesi 16:07

Balıkesirlilerden üç gün süren 10.10 etkinliklerine yoğun ilgi

A
A
A
Balıkesirlilerden üç gün süren 10.10 etkinliklerine yoğun ilgi

Balıkesir Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Akın tarafından bu yıl ilk defa üç gün boyunca dolu dolu etkinliklerle kutlanan 10.10 Dünya Balıkesir Günü’nde vatandaşlar etkinliklere yoğun ilgi gösterdi.


10.10 Dünya Balıkesirliler Günü bu yıl ilk defa Balıkesir Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Akın liderliğinde üç gün süren bir programla kutlandı. Başkan Akın’ın Dünya Balıkesirliler Günü’nde açılışını gerçekleştirdiği Cumhuriyet Meydanı 2. Etap ve Cumhuriyet Rölyefi, vatandaşlardan tam not aldı. Üç gün süren etkinlik ve konserlere vatandaşlar yoğun ilgi gösterdi. İstanbul, Bursa, Manisa ve İzmir’de yaşayan Balıkesirliler de bu özel günde kutlamalara katılmak için Balıkesir Büyükşehir Belediyesinin ücretsiz otobüs seferleriyle memleket hasretini giderdiler. Yediden yetmişe herkesin doyasıya eğlendiği programları değerlendiren vatandaşlar, "Şehrimize yakışır çok güzel bir organizasyon oldu. Ahmet Akın Başkanımıza her şey için teşekkür ederiz" diyerek memnuniyetlerini ifade ettiler.


Kadın emeği Cumhuriyet Meydanı’nda hayat buldu


Cumhuriyet Meydanı’nda 10 Ekim’den itibaren üç gün boyunca hizmet veren Kadın Emeği Çarşısı’nda yöresel ürünlerden el emeği eserlere kadar birçok stant vatandaşların ilgisini çekti. Kadın girişimcilerin hazırladıkları el emeği ürünleri inceleme ve alışveriş yapma fırsatı bulan ziyaretçiler, sonrasında meydanda gerçekleşen çocuk etkinlikleri ve halk oyunları gösterileriyle keyifli zaman geçirdi.


Çocuklar da aileler de doyasıya eğlendi


Balıkesir Büyükşehir Belediyesi tarafından düzenlenen etkinliklerin ikinci gününde Cumhuriyet Meydanı’ndaki çocuk etkinlikleri, halk dansları gösterileri ve müzik konseri yoğun ilgi gördü. Pamukçu Bengi ekibi tarafından sunulan gösteri de vatandaşlardan büyük alkış aldı. Etkinliklerin üçüncü gününde de çocuk etkinlikleri ve müzik konserleriyle Cumhuriyet Meydanı binlerce kişiyi ağırladı.


Ünlü sanatçılardan eşsiz konserler


10.10 Dünya Balıkesirliler Günü’nde Avlu Kongre ve Kültür Merkezi’nde Onur Yaman’ın sahne almasının ardından Ali Çakar da en sevilen şarkılarını Balıkesirliler için seslendirdi. 11 Ekim Cumartesi günü Kirpi Bülent, klarnetiyle benzersiz bir performans sergiledi. Aynı gün gerçekleşen Sabahattin Gülümser konserinde de vatandaşlar salonu doldurdu. Kutlama programının son gününde Cumhuriyet Meydanı’nda başlayan etkinlikler Avlu’da Dursunbey Barana Topluluğu’nun Balıkesir’in köklü kültürünü yansıtan gösterisiyle devam etti. Programın finalini Balıkesirli Türk Sanat Müziği sanatçısı İsmail Özkan yaptı. Özkan, en sevilen şarkılarını seslendirirken vatandaşlar da eserlere hep bir ağızdan eşlik etti.


"Ahmet Başkan’ımız bizleri çok sevindirdi"


Dünya Balıkesirliler Günü kapsamında Başkan Akın’ın dolu dolu bir program hazırladığını söyleyen vatandaşlar, bu yıl etkinlikleri çok beğendiklerini ifade ettiler.


Çok güzel bir program olduğunu söyleyen Çetin Aslanhan, "Üç gün süren çok güzel bir etkinlik oldu. Dünya Balıkesirliler Günü kapsamında düzenlenen tüm etkinliklere katılmaya çalıştım. Başkanımıza bu etkinlikleri bizlere yaşattığı için çok teşekkür ederiz." şeklinde konuştu.


Etkinlikleri çok beğendiğini söyleyen Osman Allaç, "Organizasyonlar çok iyi düşünülmüş. Balıkesirlilerin etkinliklerde yer alması da çok iyi" dedi.


Nurdan Allaç, "Ahmet Başkan’ımızdan çok çok memnunuz. Bu şekilde insanlara içten ve samimi davranması, gençlerle iç içe olması çok güzel. Etkinliklerin hepsini çok beğendi. Ahmet Başkan’ımız bizleri çok sevindirdi" ifadelerini kullandı.


Böyle bir kutlama programı oluşturulduğu için çok mutlu olduğunu dile getiren Gülbin İçlioğlu, "Bizler Balıkesirli olarak gurur duyduk." derken etkinliklerin şehrin tanıtımına da katkı sağladığını ifade etti.



Balıkesirlilerden üç gün süren 10.10 etkinliklerine yoğun ilgi

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Samsun Kızılırmak Deltası’nda manda yetiştiriciliği markalaşarak geleceğe taşınıyor Samsun’un doğal miraslarından biri olan Kızılırmak Deltası’nda manda yetiştiriciliğini modern, sürdürülebilir ve katma değerli bir yapıya kavuşturmak amacıyla "Mandadan Markaya" projesi hayata geçiriliyor. Proje ile bölgedeki geleneksel üretim, bilimsel destekle markalaşma sürecine girecek. Ondokuz Mayıs Üniversitesi (OMÜ) Ziraat Fakültesi Tarla Bitkileri Yetiştirme ve Islahı Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ali Kemal Ayan’ın yürütücülüğünü üstlendiği projenin eğitim danışmanlığını Doç. Dr. Bakiye Kılıç yapıyor. Projenin koordinasyonu ise Ondokuzmayıs Yerel Eylem Grubu Derneği (OMYEGDER) Başkanı Tolga Eren tarafından sağlanacak. Toplam 60 bin dolar bütçeye sahip olan ve 12 ay sürecek proje, manda varlığının korunmasının yanı sıra yerel halkın gelir kaynaklarının güçlendirilmesini hedefliyor. Geleneksel üretim bilimsel destekle markalaşacak Türkiye’nin en yüksek manda varlığına sahip ili olan Samsun’da yaklaşık 26 bin 600 baş manda bulunmasına rağmen, ürünlerin markasız ve düşük katma değerle satılması üreticilerin en büyük sorunu olarak öne çıkıyor. "Mandadan Markaya" projesi kapsamında bu sorunun aşılması için akademik bilgi ile yerel deneyim bir araya getirilecek. Proje çerçevesinde Samsun’a özgü manda ürünleri için coğrafi işaret süreci başlatılacak, böylece ürünlerin kalite ve menşe güvencesi sağlanacak. Ayrıca pazar araştırmaları, ambalaj tasarımı çalışmaları ve online satış kanallarının kullanılmasıyla ürünlerin ticari değeri artırılacak. Üreticilere hijyenik sağım, doğru yemleme ve modern dölleme yönetimi gibi teknik konularda kapsamlı eğitimler de verilecek. Proje bilgilendirme toplantısı yapıldı Kızılırmak Deltası’nda manda üreticileri, proje ortaklarının ve akademisyenlerinin katılımıyla proje bilgilendirme toplantısı yapıldı. Proje hakkında konuşan Prof. Dr. Ali Kemal Ayan, "Mandadan Markaya projesi ilk olarak 2005 yılında Manda Sevdamız projesiyle başladı. Birleşmiş Milletlerin Küresel Çevre Fonu destekli bir projeydi. O projeden sonra geldiğimiz bu noktadan manda sürü sahiplerinin hem manda sayıları attı. Manda sütünden ve etinin yapılan ürünlerin çeşitlendirilmesi, pazar değerlerinin arttırılması ve marka yolcuklarının oluşturulmasıyla ilgili bir ihtiyaç ortaya çıktı. Bu ihtiyacı karşılamak için manda ile ilgili olan bütün kurumlar kuruluşların desteğiyle bu projeyi yürütmeye çalışıyoruz. Manda bu sulak alanların en önemli ekosistem mühendisleridir. Burada mandanın ekonomik öneminin yanında ekolojik bir önemi mevcuttur. Mandaya, manda üreticilerine, manda ürünlerini pazara taşıyan bir projedir" dedi. "Bu proje umuyorum mandanın o güzel ürünlerini afiyetler içerisinde yeme fırsatı verir" Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı Küçük Ölçekli Projeler Türkiye Ulusal Koordinatörü Gökmen Argun, "Türkiye’de 33 yılımız. 400 üzerinde proje destekledik. Samsun şu anda bizim odak alanımız. Burada 11 tane proje destekledik. Bunlardan 1 tanesi de ‘Mandadan Markaya’ projesidir. Geçmişte desteklediğimiz ‘Manda Sevdası’ projesinin ikinci kademesi gibi gözüküyor. Muazzam bir çalışmanın bu aşamaya gelmesi bizi çok heyecanlandırdı. Umut ediyorum manda gerçek anlamda hem Samsun için hem Kızılırmak Deltası’ndaki çeşitliliği tanıtmak için muazzam bir fırsat olur. Mandanın o güzel ürünlerini afiyetler içerisinde yeme fırsatı verir" şeklinde konuştu. "Süt verimini yükseltmemiz lazım" Samsun Damızlık Manda Yetiştiriciler Birliği Temsilcisi İsmail Metin, "Samsun’da 2008 yılında kurulduğumuz yıllarda manda sayısı 7 bin adetti. Türkiye genelinde ise 30 bin adetti. Bakanlığımız ve üniversitemiz ile yapmış olduğumuz projelerle 2024 yılında 22 bine çıktı. Maalesef bu durum aşağıya inmeye başladı. Şu anda 19 bin manda varlığımız var. Bunların yegane sebeplerinden bir tanesi de ekonomik sıkıntılardır. Beslenme alanlarındaki yırtıcı hayvanlardan dolayı yüzde 10 yavru kaybımız var. Bu durum da manda sayısının artışını engelliyor. Markalaşma konusunda ise süt verimini arttırmamız gerekiyor. Bizim manda birliğimiz ıslah birliğidir. Türkiye genelinde 30 bin manda da ıslah projesi yürütüyoruz. Bunun 4 bin tanesi Samsun’dadır. İtalya, Türkiye’den dünyanın diğer illerinde aldığı mandaları 30 yılda ıslah etmiş. Bugün İtalya’nın süt ortalaması 9 kilodur. Önce süt ortalamasını yükseltmiş. Biz de 6 kilo bile olamadık" ifadelerini kullandı. Kadınlar ve gençler kırsal kalkınmanın merkezinde Projenin önemli hedeflerinden biri de kırsalda istihdamı artırmak olacak. Bu kapsamda 50 kadın ve genç üreticiye yönelik özel eğitimler, mentorluk çalışmaları ve destek bilgilendirmeleri gerçekleştirilecek. Engiz Kadın Girişimi Kooperatifi’nin katkılarıyla üretici örgütlenmesinin ve kooperatifleşmenin güçlendirilmesi amaçlanıyor. Hedef 150 bin dolarlık gelir artışı "Mandadan Markaya" projesinin sonunda manda ürünleri için güçlü ve tanınabilir bir marka kimliği oluşturulması hedefleniyor. Projenin tamamlanmasıyla birlikte bölge üreticilerinin toplam gelirinde yaklaşık 150 bin dolarlık bir artış sağlanması bekleniyor. Yerel festivaller, tadım etkinlikleri ve sosyal medya kampanyaları aracılığıyla manda ürünlerinin hem ekolojik değeri hem de sağlık açısından faydaları kamuoyuna tanıtılacak. Yetkililer, projenin Kızılırmak Deltası’nda sürdürülebilir tarım ve hayvancılık adına örnek bir model oluşturacağını belirtti. Projenin tanıtım toplantısında ayrıca OMÜ Yerel Eylem Grubu Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Tolga Erel, Bafra Doğa Koruma ve Milli Parklar Şefliğinde görevli Cengiz Akyüz, OMÜ Ziraat Fakültesi Tarım Ekonomisi Bölümünden Doç. Dr. Bakiye Kılıç Topuz da bir sunum yaptı. Toplantı manda ürünlerinin sunumu ile son erdi.
Eskişehir Vatandaşın, yalan söyleyerek dilendiği iddia edilen kadınla ilginç tartışması Eskişehir’de akciğer kanseri olduğunu söylediği yetişkin oğluna, çalışmayan solunum cihazı takarak dilendiği iddia edilen kadın ile bir vatandaşın 4 ay arayla 2 defa tartıştığı ve cep telefonu kamerasıyla kaydedilen ilginç görüntüler sosyal medyada gündem oldu. İddiaya göre ilk tartışma, yaklaşık 4 ay önce bir tramvayın içerisinde gerçekleşti. Yazılımla ilgili eğitimler veren öğretmen Muhammed Taha Özdemir, daha önce de karşılaştığı ve yanındaki yetişkin oğlunun akciğer kanseri olduğunu öne sürerek dilenen kadının tramvayda olduğunu fark etti. Bahse konu erkek şahsın da uyku apnesinin tedavisinde kullanılan ama çalışmayan bir cihazın maskesini taktığını iddia eden Özdemir, "Arkadaşlar merhaba. Bugün tramvayda bir teyze, çalışmayan CPAP maskesiyle yine milleti dolandırmaya çalışıyor" diyerek cep telefonu kamerası ile kayda girdi. Selfie pozisyonu ile de görüntü alan Özdemir, cihazın çalışıp çalışmadığıyla ilgili kadına sorular yöneltti. Bu iddiaları inkar eden kadın, Özdemir’e tepki gösterdi. İlginç tartışmanın devamında Özdemir, tramvay kapısına doğru yönelen kadına, "Yalan söylüyorsun sen. İner misin? Dolandırıcı" dedi. Tramvaydaki yolcular, bu anları film gibi seyretti. Sokak ortasında, "Eskişehir’in dolandırıcısı burada" diye bağırdı Birkaç gün önce Muhammed Taha Özdemir, aynı kadın ile Ulus Anıtı tramvay durağında karşılaştı. Yanındaki kadın şahsın cep telefonu kamerasıyla kayda girmesinin ardından Özdemir, koşarak durağa gidip kadınla tartışmaya başladı. Kadına, "Neden milleti dolandırmaya çalışıyorsunuz?" sorusunu yönelten Özdemir, bu defa daha farklı bir tepkiyle karşılaştı. "Şimdi şuradan taşı alıp kafanı yararım" diyerek küfür eden kadın, Özdemir’in uyuşturucu kullanıcısı olduğunu söyleyerek bölgeden uzaklaşmaya çalıştı. Cep telefonuyla görüntü alan kadın, bu sözleri duyunca kahkaha attı. Özdemir ise, "Eskişehir’in dolandırıcısı burada. Bunlar dolandırıcı. Dolandırıcı git buradan" diye bağırıp, dilenci olduğu belirtilen kadın kendisine her cevap vermeye çalıştığında aynı sözleri tekrar etti. Çevredeki vatandaşların hayretle takip ettiği ilginç, aynı zamanda bir o kadar komik olan olaya ait görüntüler sosyal medyada gündem oldu. Kadının oğlunun gerçekten akciğer kanseri olup olmadığı, söz konusu cihazın da çalışıp çalışmadığı kesin olarak bilinmiyor. "Bir uyku cihazıyla akciğer kanserine karşı mücadele etmek mümkün değil" Öğretmen Muhammed Taha Özdemir, ilginç olayın detaylarını İhlas Haber Ajansı (İHA) ekibine anlattı. Tartışma konusu olan CPAP cihazını uyku apnesi tedavisi için kendisinin 2 yıldır kullandığını dile getiren Özdemir, "Kamerayla kaydettiğim görüntüleri paylaşmamdaki esas motivasyonum, aslında trajikomik olan bir olayı sosyal medyada belirtmekti. Çünkü bir uyku cihazıyla akciğer kanserine karşı mücadele etmek mümkün değil. Olay tamamıyla saçmalık ihtiva ediyordu. Bundan dolayı da bir paylaşım yapmak istedim. Bu noktada bir farkındalık oluşturmaya amaçladım. İnsanların merhametini, duygularını sömüren insanlara karşı bir çalışma olmasını amaçladım" dedi. "Çevreden tepki toplayıp olayı benim üzerime yıkmaya çalıştı" Kadının kendisine, "Sen uyuşturucu kullanıyorsun" demesiyle ilgili de konuşan Özdemir, "Dolandırıcı bir insan her zaman karşı tarafı suçlamayı, sizi bir şekilde itham etmeyi amaçlar. Orada bana ’madde kullanıyorsun’ diyerek, çevreden tepki toplayıp olayı benim üzerime yıkmaya çalıştı. Benim buna karşılığım duygusal bir savunma mekanizması olarak, ’Hayır, ben öğretmenim. Benim maddeyle işim yok’ demek şeklinde oldu. O tepkileri o anın adrenalini ile vermişim" şeklinde konuştu. "Yetkililerin olayı görmesi için sosyal medyada paylaşım yaptım" Sosyal medyadaki genel olarak olumlu geri dönüşler aldığını anlatan Özdemir, sözlerine şöyle devam etti: "Akciğer kanseri hastası olan ve bu hastalığı atlatmış pek çok kişi bana ulaştı. Böyle bir maskenin tramvayda kullanılmasının mümkün olmadığından bahsettiler. Aslında ben bu durumu sürekli olarak şikayet ediyorum. Her zaman, sürecin sonunda bir gecikmenin ardından olaylar sonuca ulaşıyor. O yüzden aslında sosyal medyayı, yetkililerin olayı görmesi için bir amaç olarak kullandım. Buradan polislerimize, zabıta ekiplerimize saygılarımı iletiyorum." Öte yandan Eskişehir Valiliği’nin son yıllarda yaptığı çalışmalarla birlikte çocuk dilenci sayısının azaldığını belirten Muhammed Taha Özdemir, bu tür konuların yetkili kurumlara bildirilmesinin önemine dikkat çekti.
İzmir İkinci el otomobil sektöründe yeni yılda hareketlilik bekleniyor İkinci el araç piyasasında 1 Ocak 2026 itibarıyla devreye girecek yeni düzenlemeler ve kısıtlamaların sona ermesi ihtimaliyle birlikte sektörde hareketli bir döneme girilmesi bekleniyor. Ticaret Bakanlığı tarafından ikinci el araç ticaretine yönelik uygulanan "6 ay ve 6 bin kilometre" kısıtlamasının 1 Ocak 2026 itibarıyla yürürlükten kalkması bekleniyor. Kısıtlamanın sona ermesi durumunda, ikinci el otomobil piyasasında arz dengesinin yeniden oluşması ve satış süreçlerinin hızlanacağı öngörülüyor. Sektör temsilcileri, düzenlemenin değişmesinin yanı sıra faiz oranlarında düşüş beklentisinin de etkisiyle 2026 yılında satışlarda belirgin bir artış bekliyor. Öte yandan, yeni yılda araç satış işlemlerine ilişkin mali yükümlülüklerde de değişikliğe gidiliyor. 1 Ocak’tan itibaren noterlerde gerçekleştirilen araç devir işlemlerinde, araç bedeli üzerinden binde 2 oranında nispi harç alınacak. Uygulamada taban harç tutarı bin TL olarak belirlendi. Bu tutar, mevcut noter masraflarına ek olarak tahsil edilecek. Düzenleme, kayıtlı ticaret yapanlar ile bireysel satıcılar arasında ayrım içeriyor. İkinci el motorlu kara taşıtı ticareti yetki belgesine sahip galericiler, araç alımları sırasında bu nispi harçtan muaf tutulacak. Ancak yetki belgesi bulunmayan işletmeler, belgesiz satıcılar ve bireysel vatandaşlar söz konusu harcı ödemekle yükümlü olacak. Düzenlemeler ve sektörel değişimler Otokent Genel Müdürü Yılmaz Karakaya, otomotiv piyasasındaki gelişmeleri değerlendirerek, "İkinci el araç piyasası tüm olumsuz şartlara rağmen 2025 yılını iyi geçirdi. Şu ana kadar satışlar sıfır araçlarla birlikte 10 milyon 500 bini buldu. Geçen ay sıfır araçların 1 milyon 200 bin bandında satıldığını tespit ettik, yıl sonu kampanyalarıyla hedefin 1 milyon 500 bin civarında olacağı kanaatindeyiz. İkinci el ile sıfır araç arasındaki fiyat farkı daraldığı için insanlar sıfıra yöneldi ama ikinci elde piyasa hiçbir zaman durmaz. 2026 yılından umutluyuz çünkü belimizi büken yüksek faizlerde hükümetimizin politikasıyla kademeli bir indirime gidiliyor. Bu arada, ’6 ay 6 bin kilometre’ uygulamasının da biteceğini tahmin ediyoruz. İkinci el yetki belgesi olan esnafımız alıcı olduğunda binde 2’lik noter harcını ödemeyecek, ben arada aracıyım, ticaretini yapan firmayım, bu yüzden yetki belgesi olan esnaf bu muafiyetten yararlanacak, aracı sattığımız vatandaş ise alıcı olarak bu ödemeyi yapacak" dedi. 2026 satış beklentileri 2026 yılı itibarıyla otomotiv sektöründe önemli değişikliklerin kapıda olduğunu belirten Galerici Fahri Karlık, "1 Ocak 2026’dan itibaren ’6 ay 6 bin kilometre’ kısıtlamasının sona ermesi biz galericileri sevindirir, ikinci el piyasasına olumlu yansıyacak bir gelişme olur. Öte yandan, yeni dönemde hem sıfır hem ikinci el araç satışlarında binde 2 oranında, en düşük araçta ise minimum bin lira olarak uygulanacak ’nispi harç’ dönemi başlıyor. Yetki belgeli galericilerin bu harçtan muaf tutulması esnafımız adına sevindirici olsa da vatandaşlar ve belgesi olmayanlar bu ek maliyetle karşılaşacak, ayrıca biz esnafa getirilen 40 bin liralık ön ödemeli vergi gibi zorluklara rağmen Türkiye’deki yüksek tüketim iştahı sayesinde araç satış rakamlarının 2026’da daha da yukarı çıkacağını öngörüyoruz" ifadelerini kullandı.
İstanbul Bitkisel üretim bir önceki yıla göre azaldı Üretim miktarları, 2025 yılında bir önceki yıla göre tarla ürünleri olan tahıllar ve diğer bitkisel ürünlerde (yem bitkileri hariç) yüzde 9,0, sebzelerde yüzde 0,9, meyveler, içecek ve baharat bitkilerinde yüzde 30,9 oranında azaldı. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), 2025 yılı Bitkisel Üretim İstatistikleri’ni açıkladı. Buna göre, üretim miktarları, 2025 yılında bir önceki yıla göre tarla ürünleri olan tahıllar ve diğer bitkisel ürünlerde (yem bitkileri hariç) yüzde 9,0, sebzelerde yüzde 0,9, meyveler, içecek ve baharat bitkilerinde yüzde 30,9 oranında azaldı. Buna göre, yaklaşık üretim miktarları tahıllar ve diğer bitkisel ürünlerde 68,1 milyon ton, sebzelerde 33,3 milyon ton, meyveler, içecek ve baharat bitkilerinde ise 19,6 milyon ton olarak gerçekleşti. Tahıl üretimi 2025 yılında bir önceki yıla göre azaldı Tahıl ürünleri üretim miktarları 2025 yılında bir önceki yıla göre yüzde 12,3 oranında azalarak yaklaşık 34,2 milyon ton olarak gerçekleşti. Bir önceki yıla göre, buğday üretimi yüzde 13,7 oranında azalarak 17,9 milyon ton, arpa üretimi yüzde 25,9 oranında azalarak 6 milyon ton, çavdar üretimi yüzde 20,9 oranında azalarak yaklaşık 203 bin ton, yulaf üretimi yüzde 26,3 oranında azalarak yaklaşık 288 bin ton, mısır üretimi ise yüzde 4,9 oranında artarak 8,5 milyon ton oldu. Kuru baklagiller grubunda nohut, kuru fasulye ve kırmızı mercimek üretimi sırasıyla yaklaşık 413 bin ton, 247 bin ton ve 250 bin ton oldu. Yumru bitkilerden patates ise bir önceki yıla göre yüzde 7,2 oranında azalarak 6,4 milyon ton üretildi. Yağlı tohumlardan soya üretimi yüzde 17,4 oranında azalarak yaklaşık 149 bin ton, ayçiçeği üretimi ise yüzde 11,8 oranında azalışla yaklaşık 1,9 milyon ton oldu. Şeker pancarı üretimi yüzde 2,0 oranında azalarak yaklaşık 22 milyon ton olarak gerçekleşti. Sebze üretimi 2025 yılında bir önceki yıla göre azaldı Sebze ürünleri üretim miktarı 2025 yılında bir önceki yıla göre yüzde 0,9 oranında azalarak yaklaşık 33,3 milyon ton olarak gerçekleşti. Sebzeler grubu ürünlerinden karpuzda yüzde 6,7, kuru soğanda yüzde 9,8, sivri biberde yüzde 1,8 oranında üretim artışı; domateste yüzde 7,6, salçalık kapya biberde yüzde 4,7, hıyarda yüzde 2,0 oranında üretim azalışı oldu. Meyve üretimi 2025 yılında bir önceki yıla göre azaldı Meyveler, içecek ve baharat bitkileri üretim miktarı 2025 yılında bir önceki yıla göre yüzde 30,9 oranında azalarak yaklaşık 19,6 milyon ton oldu. Meyveler grubunda, bir önceki yıla göre elmada yüzde 48,3, çilekte yüzde 1,9, şeftalide yüzde 46,1, nektarinde yüzde 44,1, kirazda yüzde 70,6, üzümde yüzde 27,5, narda yüzde 10,2 oranında üretim azalışı oldu. Turunçgil meyvelerinden mandalinada üretimde yüzde 5,8’lik artış oldu; portakalda yüzde 17,5, limonda yüzde 34,4 oranında üretim azalışı görüldü. Sert kabuklu meyvelerden fındıkta yüzde 38,5, cevizde yüzde 38,2, Antep fıstığında yüzde 61,5 oranında üretim azalışı oldu. Muz üretiminde yüzde 1,2, zeytin üretiminde yüzde 34,7 azalış gerçekleşti. Süs bitkileri üretimi 2025 yılında bir önceki yıla göre azaldı Süs bitkileri üretim miktarı 2025 yılında bir önceki yıla göre yüzde 1,4 oranında azaldı. Süs bitkileri üretimi içinde kesme çiçeklerin yüzde 66,4, diğer süs bitkilerinin ise yüzde 33,6’lık bir paya sahip olduğu görüldü. Bir önceki yıla göre kesme çiçek üretiminde yüzde 5,8 oranında azalış, diğer süs bitkileri üretiminde ise yüzde 8,7 oranında artış gerçekleşti.
Samsun Yılbaşında sahte içki tehlikesi: "2026’ya yoğun bakımda girmeyin" Yılbaşı kutlamaları öncesi uyarılarda bulunan Göğüs Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Şevket Özkaya, sahte içki, solunum yolu enfeksiyonları ve yasa dışı maddelerin ciddi sağlık riskleri taşıdığına dikkat çekerek, "Yılbaşında yapılacak hatalar, 2026’ya hastanede girmenize neden olabilir" dedi. Prof. Dr. Özkaya, özellikle sahte içkinin hayati tehlike oluşturduğunu vurgulayarak, metil alkolün çok düşük dozlarda dahi körlük ve ölüme yol açabildiğini belirtti. Geçmiş yıllarda yılbaşı dönemlerinde sahte alkol nedeniyle çok sayıda vatandaşın hayatını kaybettiğini hatırlatan Özkaya, "Evde alkollü içecek yapmayın, kaynağı bilinmeyen içkileri kesinlikle tüketmeyin. Restoran ve barlarda şişeyi mutlaka görün, bandrol ve BÜİS kontrolünü yaptırın. Kurye ile alkol siparişinden kaçının" diye konuştu. Soğuk havalarla birlikte "Covid 19" ve "süper grip" olarak adlandırılan viral enfeksiyonların arttığını da belirten Özkaya, kalabalık ve kapalı alanlarda yapılan kutlamaların virüslerin yayılımını hızlandırdığını söyledi. Yoğun alkol tüketimi ve uykusuzluğun bağışıklık sistemini zayıflattığını ifade eden Özkaya, son günlerde zatürre ve yoğun bakım gerektiren vakalarda artış gözlendiğini kaydetti. Yasa dışı maddelere de değinen Prof. Dr. Özkaya, metamfetamin ve kokainin son derece tehlikeli olduğuna dikkat çekti. metamfetaminin en düşük dozlarda bile bağımlılık yaptığını ve kalıcı beyin hasarına yol açabildiğini söyleyen Özkaya, "Ülkemizde kullanım artıyor ve solunum yetmezliğiyle yoğun bakımda takip ettiğimiz hastalar var" şeklinde konuştu. Kokainin ise kalp krizi, yüksek tansiyon ve ağır ruhsal sorunlara neden olabildiğini belirterek, doz aşımının ölümcül sonuçlar doğurabileceğini ifade eden Prof. Dr. Şevket Özkaya, "Yılbaşı kutlamalarınızın acı tecrübeye dönüşmemesi ve 2026 yılına hastanede girmemek için bireysel ve toplu aktivitelerde dikkatli olun" çağrısında bulundu.