GÜNDEM - 28 Nisan 2025 Pazartesi 17:09

Müstafi Tümamiral Doç. Dr. Cihat Yaycı, "Bugün savunma sanayiimizdeki gelişmeler, bizim için büyük bir şanstır "

A
A
A
Müstafi Tümamiral Doç. Dr. Cihat Yaycı, "Bugün savunma sanayiimizdeki gelişmeler, bizim için büyük bir şanstır "

Balıkesir’in Ayvalık ilçesinde, Mavi Vatan Haritasını çizen ve Doktrinini yazan Mavi Vatan Türk Denizcilik ve Global Stratejiler Merkezi (Türk DEGS) Başkanı ve Topkapı Üniversitesi Öğretim Üyesi Müstafi Tümamiral Doç. Dr. Cihat Yaycı’nın konuşmacı olduğu, "Mavi Vatan ve Bölgesel Gelişmeler" konulu konferans, Vural Sineması Nejat Uygur Sahnesi’nde gerçekleştirildi.


Ayvalık’ta faaliyet gösteren yerel bir medya kuruluşunun organize ettiği konferansta; AK Parti İlçe Başkanı Betül Akın, MHP İlçe Başkanı Hasan Ustalı, CHP İlçe Başkanı Hüseyin Şalmanlı, İYİ Parti Ayvalık İlçe Başkanı Gülten Sütçüoğlu, Vatan Partisi İlçe Başkanı Abdulaziz Şenel’in yanı sıra Ayvalık Kent Konseyi Başkanı Halil Coşkun, sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri ve kalabalık bir vatandaş topluluğu salonu adeta hınca hınç doldurdu.


Saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasıyla başlayan konferansta konuşan Müstafi Tümamiral Doç. Dr. Cihat Yaycı; Ayvalık’ın, Mavi Vatan’ın başkenti olduğuna ilişkin dile getirilen ifadelerde doğruluk payının olduğunu söyledi.


Anadolu’da düşmana karşı atılan ilk kurşunun Ayvalık’ta, son kurşunun ise Bandırma’da atıldığını kaydeden Yaycı, Balıkesir’in Kuvayı Milliye Şehri sıfatını da hak ettiğini vurguladı.


Sevr Antlaşması haritası ile Türkiye’nin zeytin haritasını kıyasladı


Sevr Antlaşması ile Türkiye’deki zeytin ağaçlarının bulunduğu bölgelere ait haritaları kıyaslayan Cihat Yaycı, Ayvalık’ın en önemli ekonomik tarım ürününün zeytin olduğunu hatırlatarak, "Anadolu’nun işgali sırasında; Yunanistan, İtalya ve Fransızların aslında en fazla işgal ettiği bölgeler, aslında zeytin ağacının en fazla olduğu yöreler olduğunu net olarak görebiliyoruz. Çünkü zeytin ağaçlarının olduğu topraklar, verimli topraklardır. Hele zeytin, ekonomik değeri yüksek bir üründür." tespitinde bulundu.


"Yunanistan bizi Mavi Vatan haritasıyla ABD, Fransa ve Almanya’ya şikâyet etti"


Mavi Vatan konusunda bilgilendirmelerde bulunan Müstafi Tümamiral Cihat Yaycı, kendisinin çizdiği Mavi Vatan haritasını, Yunanistan Başbakanı Kiriakos Miçotakis’in, ABD’nin önceki dönem Başkanı Joe Biden’e götürdüğünü aktararak, "Biden’den sonra da ABD Temsilciler Meclisi’ne götürdü ve ’Türkler Ege Denizi’ni istiyor’ diye bizi şikâyet etti. Sonra gitti Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, ardından Almanya şansölyesine götürdü, aynı şikayetlerde bulundu."dedi.


"Yunanistan Ege’de barış istiyorsa adaları silahlardan arındırmalıdır"


Kendisinin Millî Eğitim Bakanlığı Talim Terbiye Kurulu’nda İhtisas Komisyonu üyesi olduğunu hatırlatan Yaycı, Mavi Vatan’ın Millî Eğitim Bakanlığı’nın müfredatına girmiş olmasından da duyduğu memnuniyeti dile getirdi.


Yunanistan’ın Ege Adaları’na asker, silah ve mühimmat yığdığını belirten Cihat Yaycı, "Bugün Yunanistan’ın Midilli Adası’ndaki 165 kilometre menzili bulunan füzeler ateşlendiğinde ilk önce Ayvalık’ı vurabilecektir. Hatta bu füzeler Türkiye’nin pek çok ilini de vurabilecek güçtedir. O zaman Yunanistan, Ege Denizi’nde barış istiyorsa, önce Midilli ve diğer adaları silahlardan arındırmalıdır" ifadelerini kullandı.


"Natura 2000 gibi projelerin amacı siyasidir"


Yunanistan’ın, AB’yi de kullanarak Ege’deki ada ve adacıkları sahip çıkmak istediğini savunan Yaycı, "Yunanistan, AB’nin doğal hayatı koruma projesi olan ’Natura 2000’i kendi egemenlik iddiaları için kullanıyor. Kendisine devredilmeyen adalara Natura 2000 Projesi gerekçesiyle kuş yuvaları, beslenme noktaları kurmakta ve kendi toprağı olarak işaretleyip, parsellemeye çalışıyor. Seni sadece ve sadece kendi karasularına itiyor. Başka bir yerde kabul ettirmiyor. Açık deniz alanında, ’Ancak ben yaparım’ diyor. ’Burası bir Yunan gölüdür’ diyor. Benim karasularım ötesindeki Ege Denizi’ndeki Adalar Denizi’nde bulunan deniz alanları da benimdir.’ diyor. Bu deniz alanları meselesi; çerçevesinde oluşturulan Natura 2000 gibi projeler, çevreci yaklaşımlar gibi görünse de, bunun asıl amacı, siyasidir" diye konuştu.


"Cumhurbaşkanı Erdoğan ’Dünya 5’ten büyüktür’ sözlerinde haklı"


Dünya’yı yönetenlerin, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin 5 daimi ülkeleri olan; ABD, İngiltere, Fransa, Çin ve Rusya olduğuna dikkat çeken Cihat Yaycı, Cumhurbaşkanı Recep Tayip Erdoğan’ın sıklıkla dile getirdiği, ’Dünya, 5’ten büyüktür’ sözlerinde haklı olduğunu savundu.


"Geldiğimiz noktada Türkiye, dünyanın 11. silah ihracatçısıdır"


Türkiye’nin çok güçlü bir silahlı kuvvetlere sahip olması gerektiğinin altını çizen Yaycı, "Güçlü bir silahlı kuvvetlere sahip olabilmek için, güçlü bir savunma sanayiine ihtiyacımız var. Bugün savunma sanayiimiz de var olan gelişmeler, bizim için büyük bir şanstır. Bugün Türkiye, dünyanın 11. silah ihracatçısıdır. Bu durum müthiş bir şeydir. İnanın yakın geçmişte, 2017 yılından bahsediyorum. Biz, gemilerin sonarını çalıştıracak durumda değildik. Sonarlarımız arızalıydı. Arıyor ve sipariş veriyorduk ama adam göndermiyordu. Şimdi ise geldiğimiz noktada; biz ülke olarak sonar ihraç ediyoruz. Bu bir milli bakış açısıdır." dedi.


Konferans sonunda; Ayvalık Kent Konseyi Başkanı Halil Coşkun, Ayvalık Belediye Başkanı Mesut Ergin’in gönderdiği bir hediye çantası takdim ederken, İlçenin en eski amatör spor camiası Barbaros Sefa Spor Kulübü Başkanı Mehmet Erbilge de, kulübün Onursal Başkanı olan Cihat Yaycı’ya, siyah-beyazlı takımın üzerinde ismi yazılı formasını hediye etti.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Yalova Güllü’nün oğlu savcıya müşteki olarak ifade verdi: "Atacağım camdan, atlayacak mısın camdan kelimelerini ablam Tuğyan söylüyor" Yalova’daki evinin terasının penceresinden düşen Güllü’nün ölümüyle ilgili soruşturmada "tasarlayarak yakın akrabayı öldürmek" suçlamasıyla ablası Tuğyan Ülkem Gülter’in (27) kardeşi Tuğberk Yağız Gülter, olay günü ses kayıtarıyla ilgili, "’Atacağım camdan, atlayacak mısın camdan’ kelimelerini ablam Tuğyan söylüyor" dedi. 26 Eylül’de Yalova’nın Çınarcık ilçesi Harmanlar Mahallesi Vali Akı Caddesi üzerindeki apartmanın 5’inci katındaki kapalı terasta ünlü şarkıcı Güllü (52), kızı ve arkadaşıyla eğlendiği sırada pencereden düşerek hayatını kaybetmişti. Güllü’nün ölümüyle ilgili Yalova Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütülen soruşturma çerçevesinde gözaltına alınan Güllü’nün kızı Tuğyan Ülkem Gülter "tasarlayarak yakın akrabayı öldürmek" suçundan tutuklanırken, Sultan Nur Ulu’ya ise ev hapsi verilmişti. Olayla ilgili Güllü’nün oğlu Tuğberk Yağız Gülter, Yalova Adliyesi’ne müşteki sıfatıyla ifade verdi. Gülter, Yalova’daki olayın yaşandığı gün kendisinin İstanbul’da olduğunu söyledi. Annesi ve ablası arasında sık sık tartışma çıktığını söyleyen Gülter, bunun hiç bir zaman fiziki şiddete dönmediğini söyledi. Ablası ile küçüklüğünden beri anlaşamadıklarını kaydeden Gülter, sık sık tartıştıklarını kaydetti. Olayın yaşandığı evi taziye evi olarak kullanmak istediklerini belirten Gülter, "Çınarcık’taki eve girmemiz lazımdı ama evin anahtarı bende yoktu. Ablam da hiçbir şey almadan evden çıkmış. O haliyle hastaneydi. Polisler de olay yeri incelemeden sonra kapıyı çekip gitmişler. Onlarda da anahtar yoktu. Hatta bu şifreli kapıyı yapan firmayı aradım ancak ulaşamayınca instagramdan mesaj attım. Sonuç itibariyle adamlara ulaşamadığım için ben de eve girebilmek adına komşumuz Seval teyzenin terasından girebileceğimi düşündüm. Çilingire de haber veremedim çünkü bu kapı normal bir kapı değildi, şifreli bir kapıydı, kapıyı komple çıkarmaları gerekiyordu sanırım" dedi. Camı kırarak eve girdiğini daha sonra dışarda bekleyenlere kapıyı açtığını kaydeden Gülter, annesinin kasasında para veya altın gibi şeylerin saklanmadığını söyledi. Gülter, kasadan yeşil sırt çantasına ananesinin kesilmiş saçı, annesinin banka hesap cüzdanları, annesinin yazdığı şarkı sözleri ve telif haklarına ilişkin evrakların olduğunu kaydetti. Olayın yaşandığı ana ilişkin ses kayıtlarına da değinen Gülter, şöyle konuştu: "Tuğyan’ın odasına girdikten sonraki ses kayıtlarını ben internet üzerinden dinledim. Orada ’Hadi görüşürüz’ sözcüğünü söyleyen kişinin annem olduğunu düşünüyorum ama çok da emin değilim. Çünkü ben bunu uzun süre önce bir kere dinlemiştim. Olayın olduğu ilk zamanlardı. Annem deyip geçtim. Son zamanlarda tekrar dinlemedim, uzun uzun muhakeme yapmadım. Herkes tamam mı? O ne lan? Valla şahane bak. Bak, manyaklara bak. Gel, gel. Kız gelsene buraya. Kız gel. Orospu’ şeklindeki sözler anneme aittir. Bazı sesleri tam olarak duyamasam da annemin söylediği kelimeler var ama müzik ve oynama sesinden net olarak duyamıyorum. Sizin ’Bırak beni’ olarak duyduğunuz ses de anneme ait. Sultan’ın ’Ben oynamayı bilmiyorum ki.’ sesi Sultan’a ait. Videoda dinlediğim ’Atacağım camdan, atlayacak mısın camdan’ kelimelerini de ablam Tuğyan söylüyor. Yine dinlediğim ses kaydında ’Gerek var mı?’ ya da ’Kelebek var mı?’ şeklinde duyduğum sözleri ablam söylüyor. ’Gel bakalım’ diye anladığım sözü de ablam söylüyor. Videonun sonundaki ’Hadi görüşürüz’ kelimelerini bir annemin sesine, bir Tuğyan sesine benzetiyorum. O konuda net bir şey söyleyemiyorum. Ben annemin bu ses kaydında dinleyip kesin olarak anneme ait olduğunu düşündüğüm sesleri söyledim. Ama en sondaki ’hadi görüşürüz’ cümlesinin net olarak kime ait olduğunu belirtemiyorum." "Hiçbir sebep yokken o dar açık camın olduğu yere geçmez" Gülter annesinin camlardan korktuğunu ve zorunlu olmadıkça uzak durduğunu anlattı. Annesinin o gün cam açık olmasına rağmen camın orada bulunmasının ancak 3 sebebi olabileceğini kaydeden Gülter, "Bunlardan birincisi açık olan camı kapatmak için olabilir. Çünkü dediğim gibi açık camdan korkardı, camı kapatmak istemiş olabilir. 2. sebep belki gerçekten söylediği gibi kelebek gibi bir küçük böcek tarzı bir şey vardı, onu öldürmemek için camdan alıp atmak istemiş olabilir. 3. sebep onu birinin cama bir şekilde götürmüş olmasıdır. Çünkü annem kesinlikle kendisi hiçbir sebep yokken o dar açık camın olduğu yere geçmez, oynamak isterse geniş alana geçmek ister. Benim ablam odada sürekli sigara içer. O yüzden cam sürekli açıktır. Annem sigara kokusunu sevmediği için genelde de ablama ’Yine sigara kokutmuşsun odayı, camı aç’ gibi şeyler söylerdi. Tuğyan’ın odasındaki Tuğyan’ın yatağı bir hafta önce aslında cama paralelmiş. Sonra yatağı cama dikey olarak koymuşlar. O olay anında olduğu gibi. Benim tahminim ablam deli yatar diye annem düşünüp yatağın o şekilde değiştirilmesini istemiştir. Annem yatağın o şekilde olmasına izin vermez" ifadesini kullandı. Anneni öldürebilir mi sorusuna yanıt: "Kervan için her şeyi yapabilir" Gülter, annesinin ablasının sevgilsi Kervan’dan nefret ettiğini belirterek, "Bir kaç sebebi vardır. İlk sebebi Tuğyan’dır. Tuğyan hayatındaki erkek için etrafını siler. Herkesi karşısına alır. Ben daha öncesinde tarihini tam hatırlamadığım dönem ablamın Kervan’dan ikiz çocuğa hamile olduğunu annemden duymuştum. Ablam çocukları düşürdü mü yoksa hastanede aldırdı mı bilmiyorum ama hamilelik sürecini annemden bu şekilde duymuştum. Ablam Kervan’ı seviyordu. Ablamın intihar etme olayında ablam cama çıkıp anneme ’Sen beni öldürdün, sen beni rezil ettin’ dedi. Ablam hayatındaki erkek için etrafını siler" dedi. Gülter, "Kervan için Ablan Tuğyan anneni öldürebilir mi?" sorusuna ise, "Vebal almak istemiyorum ama Kervan için öldürebilir. Çünkü ablam ilişki konusunda zayıf karakterli biridir. Kervan için her şeyi yapabilir. Daha önceki ilişkilerinde de böyleydi" diye konuştu. Ablasının olay günü yaşananlarla ilgili kendisine anlattıkları hakkında bilgi veren Gülter, şunları kaydetti: "Ben Tuğyan’a bu olaydan sonra kendisine annemi düşerken görüp görmediğini sorduğumda, bana annemin camdan düşerken ayağını ya da elbisesinin bir kısmını gördüğünü söylemişti. Bunu bana olayın olmasından sonra ilk haftalarda söylemişti. Ben annemi düşerken görüp görmediğini sordum. O da bana ’Yağız hatırlamıyorum. Ya elbisesini ya ayağını gördüm’ demişti. Ben Tuğyan’a olayın detaylarını sormadım. Annem camın oraya nasıl geçti, Sultan neredeydi, ya da Tuğyan nerede duruyordu, olay günü neler oldu gibi detaylar sormadım. Sadece annemi düşerken görüp görmediğini sormuştum. Bir de en son çalan şarkı ’Annemin sahneden iniş şarkısı değil mi?’ diye sordum. O da ’Evet, malkata’ dedi. Malkata’yı nasıl çaldıklarını, kimin istediğini Tuğyan’a sormamıştım. Ancak 2-3 gün önce ben Çiğdem ablaya ’Ablam bu malkatayı başka günlerde dinler miydi, olay anında niye Malkata’yı açmışlar’" gibi kuşkumu giderecek sorular sormuştur. Çiğdem de bana ablamın da bu şarkıyı ara ara dinlediğini söyledi." "Ablam çok yalan söyleyen biridir, 10 lafından 9’u yalandır" Gülter, Sultan Nur Ulu’nun ise uyuşturucu içtiği için saç örneği vermekten korktuğunu kaydetti. Gülter, ablasının uyuşturucu içip içmediği sorusuna ise, "Şunu da söyleyeyim annemden de net olarak biliyorum Tuğyan geçmişinde uyuşturucu kullanmıştır. Annemin de uyuşturucuyu bıraktırmak için çok uğraştığını biliyorum. Tuğyan kendi beyanına göre bu uyuşturucuyu 5-7 sene önce bırakmış, ondan sonra içmediğini söylüyor. Ancak ben şunu da söylemek durumundayım. Ablam çok yalan söyleyen biridir, 10 lafından 9’u yalandır. Çok yalan söyleyen biridir" dedi. "İlişkisi için yapamayacağı şey yoktur" Olayın cinayet olabileceğiyle ilgili şüphelerinin oluştuğunu da anlatan Gülter, "Benim şüphelerim oluşup kayboluyordu. Ablamın ya da Sultan’ın böyle bir şey yapacağını düşünmedim. Çünkü videoları izlediğimde ablam çok bağırıyordu, ablam olaydan sonra çok üzgündü, sürekli çığlık atıyordu, onun o üzüntüsünü görünce aklıma böyle bir şey yapabileceği gelmedi. Ancak ablamın kişiliği yukarıda belirttiğim gibi yalancılık vardır, menfaati çok sever, ilişkisi için yapamayacağı şey yoktur." Ablasını annesiyle ara ara Kervan sebebiyle kavga ettiğini dile getirerek şöyle konuştu: "Sinirli, agresif ve kavgacı bir yapısı vardır. Şimdi tüm olayları, Sultan’ın verdiği itiraf ifadesini düşününce aklım almıyor, ablamın böyle bir şey yapacağına inanmak istiyorum. Bunların gerçek olmadığına inanmak istiyorum. Yapmışsa da şikayetçiyim. Eğer annem bir cinayet sebebiyle vefat etmişse, yapan, düşünen, olaya karışan herkesten şikayetçiyim. Böyle bir şey yoksa kendini inşallah kanıtlar. Böyle bir şey varsa ömürlerinin sonuna kadar yatsınlar. Her şeyden önce çıkarlarsa benimle karşılaşacaklar. Gerçeğin açığa çıkmasını istiyorum." "Böyle bir şey yapmamıştır diye ümit ediyorum" Tuğyan’ın daha önce kendisine annesini öldürmek istediği ile ilgili bir şey söylemediğini anlatan Gülter, olayın gerçeğiyle ilgili bir bilgisi olmadığının belirterek, "Tuğyan olaydan sonra bana annemi ittim diye bir şey söylemedi. Zaten böyle bir şey de konuşmadık. Hatta onu cezaevine perşembe günü gidersem böyle bir soruyu sorup sormayacağımı da bilmiyorum. Vereceğim cevaptan korkuyorum inşallah böyle bir şey yapmamıştır diye ümit ediyorum. Benim onların kaçma planları ile ilgili bir bilgim yoktur. Hatta kaçmayla ilgili ses kaydı medyaya düşünce ben de Whatsapp’tan Tuğyan’a ’Biraz önce öğrendim, bu Gürcistan, Fransa muhabbetleri ne, hayırdır, nereye kaçmayı planlıyorsun, niye?’ diye yazdım, o da bana bir şey yazmadı, sonra ben onu aradım, kızdım, o da bana böyle bir kaçma planının olmadığını, ses kayıtlarının kesilip biçildiğini öyle servis edildiğini söyledi, ben de aslı varsa sen ver dedim. Yine bu konuşmamızda Bircan’a attığı annemle ilgili mesajların hesabını bana vereceksin demiştim. O bana herhangi bir cevap vermedim" dedi. Gülter, telefonunun kendi rızasıyla incelemesi için savcılığa verdi.