EKONOMİ - 11 Temmuz 2025 Cuma 01:00

Srebrenitsa Soykırımı’nda hayatını kaybedenler Türkiye’de "Bosna Milli Marşı" ile anıldı

A
A
A
Srebrenitsa Soykırımı’nda hayatını kaybedenler Türkiye’de "Bosna Milli Marşı" ile anıldı

Bartın’da düzenlenen ekonomik işbirliği programında, Srebrenitsa katliamında öldürülen 8 bin 372 kişi, Bosna ve Türk Milli Marşları eşliğinde anıldı. Programda katılan Bosna Hersek Zenica Doboj Kantonu Ekonomi Bakanı Samir Sibonjic, "Srebrenitsa katliamı Birleşmiş Milletler ve Türkiye’ye büyük mesajdı" dedi.


Bartın Ticaret ve Sanayi Odası’nda gerçekleştirilen Türkiye-Bosna Ekonomik İşbirliği toplantısına Bosna Hersek Ekonomi Bakanı Bakan Samir Sibonjic, Bartın Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Halil Balık ve iş dünyasının temsilcileri katıldı.


"BM elinin uzanmadığı yere düşman askerini giremezdi"


Srebrenitsa katliamın 30. yıl dönümünde katledilen 8 bin 372 kişinin anma adına, toplantı Bosna ve Türk Milli Marşlarının okunmasıyla başladı. Programda konuşan Bakan Sibonjic, konuşmasında ise Srebrenitsa katliamında yaşananları anlattı.


Sibonjic, "Srebrenitsa, Birleşmiş Milletler Kontrolünde gerçekleşen en vahşi, en derin yara açan bir soykırımdır. Bu Birleşmiş Milletler kontrolü altında yapılan bir soykırımdır. Ben de o günlerde Bosna’daydım. Birleşmiş Milletler’in girmediği, elinin uzanamadığı hiç bir yere düşman askerleri de giremedi" dedi.


"73 karardan 2’si uygulandı"


Birleşmiş Milletler’in Bosna ile ilgili 73 karar aldığını ama sadece 2 karar uygulandığını kaydeden Bakan Sibonjic, uygulanan kararlarla ilgili ise, "Birincisi Bosna Hersek’in silahsızlandırılması ve silah ambargosu uygulanması kararı. İkincisi de, Bosna Hersek’in üzerinde uçuş yasağı. Bunlar da, yeni bir devlet olarak kurulan Bosna Hersek’in hiçbir yerden silah alamasın, uçaklarla düşmanlarımızın üzerine gitmemizi engellemek istenen kararlardı" ifadelerini kullandı.


"BM’nin güvenli bölge ilan ettiği yerde katledildiler"


BM’nin güvenli bölge ilan ettiği 4 yerden biri olan Srebrenitsa’da katliamın yapıldığını vurgulayan Boşnak Bakan, "Birleşmiş Milletler Bosna’da 4 güvenli yer ilan etti. Srebrenitsa’da o zaman Sırbistan sınırından kaçanların da aralarımda bulunduğu yaklaşık 100 bin sivil yaşıyordu. Birleşmiş Milletler’in aldığı kararla önce silahların teslim etmesi istendi. O karara karşıydım. Olanları çok iyi hatırlıyorum. O zaman biz de, arkadaşlarımız da, ’Ancak şehit olursak, silahlarımızı başka birisi alabilir’ diyorduk ama biz o zamanlar açlığı görüyorduk, yaşıyorduk. İnsanlar aç kalınca, öleceğini bile bile bile mermilerin üzerine gidiyordu. Sonra Birleşmiş Milletler askerleri ağır silahlarla, tanklarla geldi. ’Biz sizin savunmanızı yapacağız’ dediler. Şu anda Avrupa’nın en büyük mezarlığı olan yerde, karargah kurdular. Binlerce asker geldi, komutanları başlarında. ’Güçlü bir orduyla geldik, sizi koruyacağız’ dediler. Herkes teslim etmese de, insanların çoğu silahını teslim etti. Silahlar toplandıktan sonra, Sırplar saldırıya geçiyor. Srebrenitsa’ya giriyorlar. Halk da, Birleşmiş Milletler’e sığınmak istiyor. Orası güvenli olduğu için, kimse bir şey olmayacağını düşündükleri için oraya gidiyorlar. Oraya giden insanlar, toplu olarak Sırplara teslim ediliyorlar" dedi.


"Katliam Türkiye’ye de, BM’ye de mesaj"


Katliamı gerçekleştiren Sırp komutanın o zaman söylediklerine de dikkat çeken Samir Sibonjic, "Sırp komutan kapıya geldiğinde gazetecilerin sorusu üzerine, ’Artık Türklerin hesap günü gelmiştir’ diyor. ’Boşnakların hesap günü gelmiştir’ demiyor. Bu Türkiye’ye de, Birleşmiş Milletler’e de büyük bir mesajdı aslında. Bunu dünya izledi" ifadelerine yer verdi.


"Sırplar’dan BM’nin koruyacağını düşünüyordular"


Türk’ün Türk’ten başka dostu olmadığını vurgulayan Sibonjic, "Bu sizlere mesaj olsun, gençlerimize mesaj olsun. Bizim kendimizi savunmamız, güçlü olmamızı, çok çalışmamız lazım. Bu dünyada hiç kimse bizi savunmaz. Katliamda ölen o 8 bin 372 kişinin hepsi, ’Birleşmiş Milletler bizi koruyacak’ diye bekliyordu, düşünüyordu. Bizi bizden başka kimse korumaz. Bizler mücadele ettik. Srebrenitsa katliamından 2-3 ay sonra, Bosna’yı şehir şehir fethetmeye başladık. En sonunda bizi NATO durdurdu. Dayton Anlaşması yapıldı." dedi.


Bosna Savaşı’nı bitiren Dayton Anlaşmasının ağır koşullarına rağmen imzalamak zorunda olduklarını da anlatan Sibonjic, şöyle devam etti:


"Bizim için çok kötüydü. Ama orda her gün yüzlerce kişi şehit oluyordu. Belki bugün ben de burada olmazdım. Gençlerimiz kalmayacaktı. Benim arkadaşlarımın çoğu o zaman şehit oldu ya da ağır yaralandılar. Yani bizim genç neslimiz, savaş nedeniyle yok olmak üzereydi. Biz o zaman, düşman askerini öldürüp, onun silahını alarak savaşabiliyorduk. Çünkü silah ambargosu vardı. Allah’a şükür devletimiz kazandı"


Bosna Hersek’in ekonomik cazibesi


Bosna Hersek’in son 10 yılda iş dünyasının için de Avrupa’nın en cazip yeri olduğunu da anlatan Bakan Sibonjic, "Avrupa’nın çok stratejik bir yeri. Avrupa’nın ortasındayız. Son 10 yılda Avrupa’nın en istikrarlı, en hızlı büyüyen ekonomisiyiz. Bizim para birimimiz yani Bosna Hersek markı sabit. Hemen hemen 2 Mark’ı, 1 Euro’ya sabitledik. Bu hep böyle sabit duruyor. Bu da işletmeler için büyük kolaylık. İkinci hamlenin enerji üretiminde oldu. Bizim oradaki madenlerimizi enerjiye çeviriyoruz" diye konuştu.


Soru cevap bölümünde Türk iş adamlarının sorularını da cevaplayan Sibonjic, gelir vergisi, gümrük vergisi, nakliye ve lojistik, devlet destekleri, Türk yatırımcılara sağlanan ayrıcalıklar gibi konularda da detaylı bilgiler verdi.


Sibonjic, 10-13 Eylül tarihlerinde her yıl düzenlenen fuarın da tüm dünyada ilgi gördüğünü de vurgulayarak Türk iş adamları için fuarın büyük bir fırsat olabileceğini de kaydetti.


Bartın TSO Başkanı Halil Balık da, ticari ilişkilerini gelişmesi ve karşılıklı yatırımların yapılabilmesi için koordineli çalışmaya devam edeceklerini kaydetti.


Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Şanlıurfa Uzmanlardan, çocukları enfeksiyonlardan korumak için hijyen uyarısı Kış aylarının gelmesiyle birlikte özellikle çocuklarda grip, nezle ve bronşit vakalarında artış yaşanırken, uzmanlar, çocukların gribal hastalıklardan korumak için hijyen kurallarına dikkat edilmesi gerektiği konusunda uyarıyor. Kış aylarının gelmesiyle birlikte Şanlıurfa’da artan grip, nezle ve bronşit vakalarında gözle görülür bir artış yaşanıyor. Şanlıurfa’da özellikle de çocuklarda bu tür gribal hastalıkların arttığına dikkat çeken uzmanlar, soğuk hava şartları ve kapalı alanlarda daha fazla zaman geçirilmesi, çocuklarda enfeksiyon vakalarının yükselmesine neden olduğunu vurguladı. Kış aylarında çocukların bağışıklık sisteminin zayıfladığına dikkat çeken Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı Öğretim Görevlisi Dr. Aydın Bozkaya, ailelere C vitamini ve taze sebze ile meyve gibi ürünlerin sık sık tüketilmesi gerektiği önerisinde bulundu. Bozkaya, "Çocuklar kış aylarında güneş ışığından yeterince faydalanamadığı için bu nedenle D vitamini takviyesi, C vitamini ve taze sebze ile meyve tüketiminin artırılması gerekiyor. Bağışıklığı düşen çocuklar enfeksiyonlara daha hızlı yakalanıyor. Düzenli uyku, bol sıvı tüketimi, dengeli beslenme ve hijyen kurallarına dikkat edilmesi hastalıklardan korunmada büyük önem taşıyor. Çocuklarda ateş, öksürük ve halsizlik gibi belirtiler görüldüğünde zaman kaybedilmeden en yakın sağlık kuruluşlarına başvurulmalı" dedi.
Bursa Nilüfer’de yeni yıl coşkusu başladı Nilüfer Belediyesi’nin organize ettiği "Nilüfer Yeni Yıl Festivali" yoğun ilgi ile açıldı. Nilüfer Belediye Başkanı Şadi Özdemir, tüm Nilüferlileri ay sonuna kadar devam edecek etkinliğe davet etti. Nilüfer’de yeni yıl heyecanı, geçtiğimiz yıl olduğu gibi bu yıl da rengarenk etkinliklerle başladı. Nilüfer Belediyesi Halk Evi önündeki Cumhuriyet Meydanı’nda kurulan "Nilüfer Yeni Yıl Festivali", her yaştan vatandaşa hitap eden zengin içeriğiyle ziyaretçilerini ağırlıyor. Alanda kurulan buz pateni pisti çocukların ve gençlerin gözdesi olurken; yemek ve alışveriş stantları da festival ziyaretçilerine keyifli bir mola imkanı sunuyor. Ay sonuna kadar sürecek olan festivalde sadece alışveriş değil, sanat ve eğlence de ön planda yer alacak. Sihirbaz gösterilerinden köpük partilerine, baloncuk ve ışıklı görsel performanslara kadar pek çok etkinlik, meydandaki coşkuyu yükseltecek. "Umutlarımızı birlikte büyüteceğiz" Festival alanını gezerek, esnafla ve vatandaşlarla bir araya gelen Nilüfer Belediye Başkanı Şadi Özdemir, alanı dolduran kalabalığa da hitap etti. Başkan Özdemir, dayanışmanın önemini vurgulayarak, "Yeni yıl, yeni umutlar demektir. Yeni başlangıçlar, yeni fırsatlar demektir. Zorlukları geride bırakmak, geleceğe umutla bakmak demektir. Biz de bu festivalde bir araya gelerek, umudu birlikte büyüteceğiz. Çünkü Nilüfer, bir yaşam kültürüdür. Biz, sanatı, kültürü, dayanışmayı önemseyen bir aileyiz. Bu festivalde de bu aile ruhunu yaşayacağız. Tüm Nilüferlileri festivalimize bekliyoruz" dedi. Müzik ziyafeti Festivalin ilk gün etkinlikleri, İstanbul Girls Band grubunun enerjik sahne performansıyla taçlandı. Sevilen parçaları kendilerine özgü tarzlarıyla yorumlayan grup, dinleyicilere keyifli bir gece yaşattı. Soğuk havaya rağmen meydanı dolduran vatandaşlar, şarkılara hep birlikte eşlik etti.