YEREL HABERLER - 06 Mart 2017 Pazartesi 18:04

Bayburt’ta Afet ve İnsan konulunu konferans düzenlendi

A
A
A
Bayburt’ta Afet ve İnsan konulunu konferans düzenlendi

Bayburt Üniversitesi’nde 28 Şubat Sivil Savunma Günü ve 1-7 Mart Deprem Haftası dolayısıyla Afet ve İnsan konulunu konferans düzenlendi.

Bayburt Üniversitesi’nde 28 Şubat Sivil Savunma Günü ve 1-7 Mart Deprem Haftası dolayısıyla Afet ve İnsan konulunu konferans düzenlendi.
Konferansa katılmak üzere Bayburt Üniversitesi’ne gelen Vali İsmail Ustaoğlu, Belediye başkanı Mete Memiş ve Bayburt Üniversitesi Rektörü Selçuk Coşkun, Rektörlük Yerleşkesi yanında AFAD İl Müdürlüğü tarafından açılan stantları gezerek İl Müdürü Adil Arslan’dan bilgi aldı.
Saygı Duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasıyla başlayan konferans daha sonra Afet ve Acil Durum (AFAD) Yönetimi Başkanlığı tanıtım videosu ve Kop Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi Öğrencileri tarafından hazırlanan sokak röportajlarının izletilmesiyle devam etti.
Konferans açılışında AFAD İl Müdürü Adil Arslan çalışmalar hakkında bilgi verdi. Türkiye topraklarının yüzde 98’inin deprem kuşağında olduğunu ifade eden AFAD İl Müdürü Adil Arslan, “Depremlere hazırlıklı olmalıyız. Bayburt’un deprem haritası Merkez’de 3’üncü derece, Demirözü – Maden hattında 2’inci derece deprem riski taşıyoruz. Erzincan sınırına yaklaştıkça yüzde 9’luk bir alan 1’inci derece deprem riski taşıyan bölge içerisinde yer alıyor.” dedi.
Şiddeti 5 ve üzeri olan depremlerin yıkıcı etkisi olduğunu belirten Arslan, “Bayburt’ta daha çok yangın afetleriyle karşılaşıyoruz. 2002 yılından bugüne kadar 35 yangın vakası yaşadık. Geçtiğimiz aylarda Yukarı Gençosman Köyü’nde 11 ev yanarak kullanılamaz hale geldi. Yangın vakalarından sonra en çok su baskınları ve ardından çığ vakaları geliyor. Bu saydıklarımı heyelan, kaya düşmesi, yer altı suyu yükselmesi ve şiddetli rüzgârlar sonucu yaşanan vakalar takip ediyor.” diye konuştu.
“Türkiye’de Afet Algısı” konulu sunum yapan Bayburt Üniversitesi Kamu Yönetimi Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Hayriye Şengün ise afetin kaçınılmaz olduğunu ve afetlerin doğal, meteorolojik ve teknolojik kaynaklı olarak sınıflandırıldığını bildirdi. Doğal afetlerin, deprem, çığ, kuraklık, sel gibi olaylar olarak sıralayan Yrd. Doç. Dr. Hayriye Şengün, “Teknoloji aynı zamanda hızla gelişiyor. Teknolojinin sağladığı birçok yarar var ama bunun yanı sıra tehlikeleri de beraberinde getiriyor. Ülkemizi ilgilendiren yakın süreçte yaşadığımız hem doğal hem teknolojik felaket olarak Çernobil faciası ve Japonya’da patlayan Fukuşima Nükleer Santrali’ni gösterebiliriz.” sözlerini kullandı.
Yrd. Doç. Dr. Şengün, Marmara Depremi’nin Türkiye açısından bir dönüm noktası olduğunu anlatarak, 8 ili etkileyen bu deprem sonrası yapılarda denetimler ve sağlamlıklarının artırılması gibi önemli kararlara imza atıldığını kaydetti.
Son yüzyıl içerisinde 6 şiddeti ve üzerinde 184 deprem meydana geldiğini belirterek sözlerine devam eden Yrd. Doç. Dr. Hayriye Şengün, “Bu depremler sonucunda yaklaşık 500 bin bina yıkılmış ve yüz bin kişi hayatını kaybetmiş. Afetlerin yüz yıllık verisine baktığımız zaman bu olayların çoğunun deprem vakaları olduğunu görüyoruz. Arkasından heyelanlar, seller, kaya düşmeleri ve yangınlar yaşanan afetler olarak sıralanıyor. Kuraklık artık yeni bir afet olarak ülkemizi gerçekten önemli ölçüde tehdit ediyor. Küresel ısınma etkisiyle topraklarımızda artık buğday yetiştiremez hale geliyoruz.” dedi.
Afetlerden korunmak için neler yapılması gerektiği konusunda çeşitli bilgiler veren Şengün, konuşmasını şu şekilde sonlandırdı: “Sonuç olarak afetlere hazırlıklı olmalıyız. Herhangi bir konuda hazırlıklı olmazsak iyi planlama yapmamışsak sorunuz çözemeyiz. Ayrıca kaynaklarımızı doğru ve tasarruflu kullanmalıyız. Çünkü her israf ettiğimiz kaynak kurtaramadığımız bir can demektir. Evlerimizi güvenli yerlere ve yönetmeliklere uygun sağlıklı temeller üzerine yapmamız gerekiyor. Su kaynaklarımızı doğru ve tasarruflu kullanmamız, ormanlarımızı korumamız ve geliştirmemiz gerekiyor.”
Konferansa katılanlara plaketlerini vermek üzere kürsüye gelen Vali İsmail Ustaoğlu da deprem konusunda duyarlı davranılması gerektiğini belirterek, Türkiye’nin her zaman farklı afetlerle yüz yüze gelebilecek bir coğrafyada yer aldığını ve Türkiye’nin tedbirli olmak zorunda olduğunu bildirdi.
Vali İsmail Ustaoğlu, daha sonra konferansa katılanlara teşekkür ederek, Bayburt Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Kamu Yönetimi Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Hayriye Şengün’e plaket verdi.
Bayburt Üniversitesi Prof. Dr. Gökhan Budak Konferans Salonu’nda düzenlenen konferansa Vali İsmail Ustaoğlu, Belediye Başkanı Mete Memiş, Kışla Komutanı Tank Albay Davut Balibaşa, Bayburt Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Selçuk Coşkun, İl Jandarma Komutanı Jandarma Albay İbrahim Ayhan Vural, İl Genel Meclis Başkanı Yusuf Elçi ve öğrenciler katıldı.
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara AJet’in Ankara-Erzincan seferi yapan uçağı bomba ihbarı nedeniyle Ankara’ya geri döndü AJet’in VF4150 numaralı Ankara-Erzincan seferini yapan uçağı bomba ihbarı nedeniyle Ankara Esenboğa Havalimanına geri döndü. Edinilen bilgilere göre AJet’in VF4150 numaralı Ankara-Erzincan seferini yapan Boeing 737 tipi uçakta bomba ihbarı yapıldı. Ankara Esenboğa Havalimanından saat 23.55’te kalkan uçak, ihbar nedeniyle yaklaşık 40 dakika sonra Ankara Esenboğa Havalimanına döndü. Yolcuları tahliye edilerek güvenli bölgeye alınan uçakta güvenlik güçleri tarafından arama yapıldı. Yarım saat süren incelemenin ardından ihbarın asılsız olduğu öğrenildi. Uçakta bulunan yolculardan Murat Bozdelen ise o anları, “AJet firmasından Erzincan için biletimizi aldık. Saat 23.55’te bindik. Biz 40 dakikada indiğimizi sandık. Bize bilgilendirme yapılmadı. İndikten sonra sadece, kadınlar ve çocuklar çıksın, dediler. Biz de internete girip öğrendik ki bomba ihbarı varmış. Sonra buraya geldik, mağdur olduk. Bana kalsa ben biletin parasını isterim ama öyle bir şey yapmıyorlar. 7 gün bekletiyorlarmış” şeklinde anlattı. Uçakta bulunan başka bir yolcu Ayhan Akkaya ise “Saat 12’ye beş kala bindik. Uçak Ankara’ya geri indi. Bize hiçbir şey söylenmedi. 2 saat uçağın içerisinde bekledik. Yetkililerden cevap alamadık. Biz neden beklediğimizi sorduk. Pilot bey bilgi verecek, dediler ama bilgi veren olmadı. Güvenlik güçleri silahları ile gelince biz tedirgin olduk zaten. İlk önce bayanları aldılar. Sonra bizi aldılar. Buraya getirdiler bizi ama burada da yetkili bulamıyoruz” dedi.
Bayburt Bayburt’ta basit yaralama suçunda taraflar TSK’ya bağış yapma şartıyla uzlaştılar Bayburt’ta ’Basit Yaralama’ suçunda taraflar Türk Silahlı Kuvvetlerine (TSK) 10 bin lira bağış yapılması noktasında anlaştılar, dosya mahkemeye intikal etmeden çözülerek kapatıldı. K.A ve B.N.K isimli iki arkadaş dışarıda vakit geçirdikleri sırada araçla yanlarına gelen H.A ve R.A isimli şahıslar tarafından darp edildiler. Darp edildikleri iddiasıyla emniyete başvuran iki arkadaş H.A ve R.A’dan şikayetçi oldular. Mağdurların şikayeti üzerine şüpheliler H.A ve R.A hakkında ’Basit Yaralama’ suçundan soruşturma başlatıldı. Cumhuriyet Başsavcılığının yürüttüğü çalışmalar sonucunda dosyadaki suçun uzlaştırmaya uygun bir suç olduğu belirlendi, dosya Bayburt Cumhuriyet Başsavcılığı Uzlaştırma Bürosuna gönderildi. Uzlaştırma bürosu ekipleri, mağdur taraflarla uzlaşma şartlarını görüşmek için bir araya geldiler. Mağdur K.A ve B.N.K, TSK’ya bağış yapılması şartıyla şüphelilerle uzlaşacağını uzlaştırma bürosu ekiplerine bildirdiler. K.A’nın ve B.N’K’nın uzlaşma talebini kabul eden şüpheliler, TSK’ya 10 bin lira bağışta bulundular. Uzlaştırma Bürosu görevlilerinin titizlikle yürüttüğü çalışmalar sonucunda dosya mahkemeye intikal etmeden, çözüme kavuşturularak kapatıldı. Bununla birlikte, Uzlaştırma Bürosunda görevli Cumhuriyet Savcısı Asya Büşra Alim, taraflarla görüşme sağlayan uzlaştırmacılara titiz çalışmalarından ötürü teşekkür ederek, kişi onarıcı adalet anlayışına hizmet etme gayreti içerisinde olduklarını, kamuya yararlı edimleri Uzlaştırma Bürosu ekipleriyle birlikte gerçekleştirdiklerini ve çalışmaların özenle yürütüldüğünü vurguladı.
Bayburt Uzlaştırma Büro ekiplerince bir dosya daha çözüme kavuşturuldu Bayburt’ta özel bir diş kliniğine tedavi olmak için başvuran H.H.O isimli hasta, kendisine yanlış tedavi uygulandığı gerekçesiyle B.S.G isimli doktordan şikayetçi oldu. Mağdur H.H.O, şikayetçi olduğu doktorla Türkiye Erozyonla Mücadele, Ağaçlandırma ve Doğal Varlıkları Koruma Vakfı’na (TEMA) bağış yapma şartıyla uzlaşmaya vardı. Anlaşma sağlanan dosya ise Uzlaştırma Bürosu ekiplerinin çalışmaları sonucunda kapatıldı. H.H.O isimli bir vatandaş, tedavi olmak için gittiği özel diş kliniğinde diş hekimi B.S.G’nin kendisine yanlış tedavi uyguladığı iddiasıyla doktordan şikayetçi oldu, B.S.G, hakkında ’Taksirle Bir Kişinin Yaralamasına Neden Olma’ suçundan soruşturma başlatıldı. Dosyanın Bayburt Cumhuriyet Başsavcılığına intikal etmesi sonucunda dosya incelendi, suçun uzlaştırmaya tabi olduğu belirlendi. Devreye giren Cumhuriyet Başsavcılığı Uzlaştırma Bürosu ekipleri, mağdur H.H.O ile görüşme sağladılar. Mağdur H.H.O, şüpheli B.S.G’den TEMA Vakfı’na 150 fidan bağışta bulunmasını istedi. Daha sonra şüpheli B.S.G ile bir araya gelen uzlaştırma bürosu ekipleri, H.H.O’nun talebini B.S.G’ye ilettiler. H.H.O’nun isteğini kabul eden doktor ise, 150 fidan karşılığında TEMA Vakfı’na 12 bin 800 lira bağışta bulundu. Mahkemelerin iş yükünün azaltılması amacıyla yapılan uzlaşma görüşmeleri sonucunda, taraflar edimli olarak uzlaşmayı kabul etmiş oldular. Uzlaştırma Bürosu ekiplerinin özverili çalışmalarıyla bir dosya daha sonuca vardırılarak, kapatıldı. Öte yandan, Uzlaştırma Bürosunda görevli Cumhuriyet Savcısı Asya Büşra Alim, kamu yararı gözeten çalışmaların özenle devam ettiğini bildirerek, Uzlaştırma Bürosu ekiplerine çalışmalarından ötürü teşekkürlerini iletti. Önceliklerinin kamu yararı olduğunun altını çizen Savcı Alim, Bayburt Cumhuriyet Başsavcılığı Uzlaştırma Bürosu olarak çalışmaları özenle ve önemle yürüttüklerini söyledi.