SAĞLIK - 03 Mart 2020 Salı 12:49

Cirit atlarına ’ruam’ testi

A
A
A
Cirit atlarına ’ruam’ testi

Bayburt’ta atlı spor kulüplerine ait cirit atlarına Tarım ve Orman Müdürlüğü’nce ‘ruam’ testi yapıldı.

Bayburt’ta atlı spor kulüplerine ait cirit atlarına Tarım ve Orman Müdürlüğü’nce ‘ruam’ testi yapıldı.


Ata sporu ciritin yaşatıldığı kentlerden biri olan Bayburt’ta atlı spor kulüpleri atların sağlığına özen gösteriyor. Bu kapsamda kulüpler tarafından atlara ‘ruam’ başta olmak üzere çeşitli testler uygulanması için İl Tarım ve Orman Müdürlüğü’ne başvuruldu.


Başvuru üzerine Hayvan Sağlığı Yetiştiriciliği ve Su Ürünleri Şube Müdürlüğünden Veteriner Hekim Tahsin Uzun ve Veteriner Hekim Ömer Cambaz tarafından kentteki kulüplere ait 26 ata ‘ruam’ hastalığı teşhisinde kullanılan mallein testi yapıldı. Yapılan testler sonucunda cirit atlarında ruam hastalığı olmadığı tespit edildi.


Veteriner Hekim Uzun, yaptığı açıklamada, atların boyun bölgesinde 10 santimetre alana tıraşlama ve dezenfekte işlemi yaptıklarını ve mallein testinde uygulanan sıvıyı bu bölgeye enjekte ettiklerini bildirdi.


72 saat sonra tekrar gelerek atlara baktıklarını ifade eden Uzun, “Burayı tekrar okuyacağız. Herhangi bir sıkıntı yoksa atlarımızı kimliklendirip cirit müsabakalarına çıkaracağız. Eğer bu bölgede ateş, ödem gibi belirtiler olursa atlarımızda ‘ruam’ olduğu için kimliklerini vermeyeceğiz” dedi.


Uzun Bayburt’taki atların genel sağlık durumunun çok iyi olduğunu belirterek şuana kadar ‘ruam’ hastalığına rastlamadıklarını sözlerine ekledi.


21 Şubat Atlı Cirit Kulübü sporcusu Eray Narmanlı ise, ata sporu ciriti yaşatabilmek için atların sağlık durumunun çok iyi olması gerektiğini belirterek, İl Müdürü Selami Ersen ve görevlilere ilgilerinden ötürü teşekkür etti.


Testler sonucunda müsabakalarda yarışacak cirit atlarının kimlikleri hayvan sahiplerine teslim edildi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul İstanbul’da düzenlenen “Mahzen-34” operasyonunda elebaşılığını Sezai Gülmez’in yaptığı organize suç örgütü çökertildi İstanbul’da düzenlenen “Mahzen-34” operasyonunda elebaşılığını Sezai Gülmez’in yaptığı organize suç örgütü çökertildi. Operasyonda elebaşının da içerisinde bulunduğu organize suç örgütü üyesi 9 şüpheli yakalandı. İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, İstanbul’da düzenlenen “Mahzen-34” operasyonunda elebaşılığını Sezai Gülmez’in yaptığı organize suç örgütünün çökertildiğini belirterek operasyonda elebaşının da içerisinde bulunduğu organize suç örgütü üyesi 9 şüphelinin yakalandığını kaydetti. "Aziz milletimizin bilmesini isterim ki; hangi büyüklükte olursa olsun organize suç örgütlerini çökertip, adalete teslim edeceğiz. Şafak sökerken de gün batarken de operasyonlarımız devam edecek" diyen Bakan Yerlikaya şunları kaydetti: "Emniyet Genel Müdürlüğü KOM Başkanlığı koordinesinde; İstanbul İl Emniyet Müdürlüğü Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğünce yapılan çalışmalar sonucu elebaşılığını Sezai Gülmez’in yaptığı organize suç örgütü üyesi şüphelilerin; suç işlemek amacıyla örgüt kurmak, kasten adam öldürmeye teşebbüs, iş yerlerine yönelik çok sayıda molotofkokteyli ve silahlı saldırı, genel güvenliğin kasten tehlikeye sokulması, 6136 sayılı kanuna muhalefet, tehdit ve mala zarar verme suçlarını işledikleri tespit edildi. Operasyon sonucu 3 adet ruhsatsız tabanca, çok sayıda şarjör ve fişeğe el konuldu. Operasyonları gerçekleştiren kahraman polislerimizi tebrik ediyorum. Allah ayağınıza taş değdirmesin. Milletimizin duası sizinle."
Adana Dede Korkut hikayeleri Türklerde kadının konumunu ortaya koyuyor Çukurova Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Refiye Şenesen, “Türk Kültüründe Dede Korkut Kitabı” adlı konferansında Dede Korkut hikayelerindeki kadının konum ve önemine değindi. Prof. Dr. Şenesen, Çukurova Üniversitesi Türkoloji Araştırmaları Merkezi’nde (ÇÜTAM) verdiği konferansta, Dede Korkut Hikayelerinde genel olarak Oğuzların birtakım mücadelelerinin yer aldığını ifade ederek, “Bu mücadelelerin ikisi Oğuzların kendi aralarında yaptıkları mücadelelerdir. Bunlardan birinde Dirse Han ve oğlu Boğaç Han arasında geçer. Bir başka mücadele ise İç Oğuz ve Taş Oğuz karşılaşır” dedi. Prof. Dr. Şenesen, şunları kaydetti: “Dede Korkut Hikayelerinde sağlam temellere oturtulmuş bir sosyal yapıyla karşılaşırız. Eski kültür hayatımızı ile ilgili zengin bilgiye bu hikayelerde rastlıyoruz. Hikayelerde toplumun başında hanlar hanı diye gösterilen Begil oğlu Emren Hikayesinde padişah olarak ifade edilen Bayındır Han vardır. Bayındır Han’ın hikayelerindeki rolü beylere akın izin vermek, divanı toplamak, yılda bir defa büyük bir ziyafet vermektir. Hikayelerde kahraman olarak görünmez.” Dede Korkut Hikayelerinde hemen hemen tüm hikayelerde kadının önemli bir yer tuttuğunu söyleyen Ç.Ü. Fen Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Refiye Şenesen, “Kadın bir güzellik sembolü olmanın yanında sosyal hayat içinde erkeğin yanında onun eşi ve ortağı olarak yer alır. Kadın sosyal hayat içinde düşüncesi alınan, eş seçiminde özgür, vefa duygusu gelişmiş, anne, iffet sahibi, saygı duyulan biridir. Bu özelliklerinin yanı sıra ata biner, kılıç kullanır, ok atar ve erkeklerle yarışır” şeklinde konuştu. Konferans sonunda Prof. Dr. Refiye Şenesen’e teşekkür belgesi verilirken hatıra fotoğrafı çekimi de gerçekleştirildi.