POLİTİKA - 08 Eylül 2019 Pazar 13:09

MHP Lideri Bahçeli, Söğüt’te önemli mesajlar verdi

A
A
A
MHP Lideri Bahçeli, Söğüt’te önemli mesajlar verdi

Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Bilecik’in Söğüt ilçesinde bu sene 738’incisi düzenlenen Söğüt Ertuğrul Gazi’yi Anma ve Yörük Şenlikleri’nde, "Bizim Fırat’ın doğusuna vereceğimiz ise sadece Türk milletinin güçlü sesi, muktedir müdahalesi, hıyanetin tepesine indireceği demir yumruğudur.

Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Bilecik’in Söğüt ilçesinde bu sene 738’incisi düzenlenen Söğüt Ertuğrul Gazi’yi Anma ve Yörük Şenlikleri’nde, "Bizim Fırat’ın doğusuna vereceğimiz ise sadece Türk milletinin güçlü sesi, muktedir müdahalesi, hıyanetin tepesine indireceği demir yumruğudur. Türk milleti, tarihin hiçbir devrinde geri adım atmadı. Tehditlere kulak asmadı, zulmü kabullenmedi. İstediğimiz huzurdur, güvenliktir, bekamızın ve egemenlik haklarımızın sonsuza kadar yaşamasıdır" dedi.


Bilecik’in Söğüt ilçesinde düzenlenen programa MHP Lideri Devlet Bahçeli, TBMM Başkanı Mustafa Şentop, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez, Büyük Birlik Partisi Genel Başkanı Mustafa Destici, Vali Bilal Şentürk, Söğüt Kaymakamı Murat Öztürk, İl Jandarma Komutanı Kıdemli Albay Uysal Ağaoğlu, Bilecik Milletvekili Selim Yağcı, Söğüt Belediye Başkanı İsmet Sever, Yörükler ile çok sayıda vatandaş katıldı. Sabahın erken saatlerinde karayolu ile ilçeye gelen Bahçeli, ilk olarak Ertuğrul Gazi Türbesi’ni ziyaret etti. Saygı duruşunda bulunulması ve İstiklal Marşı’nın okunmasının ardından açılış konuşmaları gerçekleştirildi.



"İnanıyorum ki Süleyman Şah’ın aziz naaşı tekrar eski yerine konulacak"


Bahçeli, yaptığı konuşmada şenliklere destek ve emek verip katılım sağlayan herkese teşekkür etti. Söğüt’ün sıradan bir yurt köşesi olmadığını belirten Bahçeli, Türk milleti için yükselmenin bir sınırının olmadığını kaydetti. Bugün de yapılması gerekenin geçmişte olduğu gibi taviz vermeden, teslim olmadan güç odaklarından aman dilenmemek olduğunu vurgulayan Bahçeli, "Aziz ceddimiz taviz vermedi, teslim olmadı, güç odaklarından, muhasım çevrelerden aman dilenmedi. Bugün de yapmamız gereken budur. Türk milletinin bekası tarihin her döneminde titizlikle korunmuştur. Dün Bizans ve Haçlı operasyonları vardı, bugün emperyalizm ve desteklediği terör örgütleri vardır. Dün Anadolu’nun fethinden dolayı kuduranlar vardı, aynıları bir kez daha nöbet başındadır. Türk milleti varlığını ne pahasına olursa olsun savunacaktır. Bu Ertuğrul Gazi’nin ve devamı nesillerinin bizlere manevi vasiyetidir. Hiç kimsenin ağzına bakamayız. Türkiye’yi insani felaketlerin içine çekme tertiplerine, sınırlarımızdaki karanlık senaryolara müsaade edemeyiz. Teröristlere ve işbirlikçilerine bu vatanda hayat hakkı tanıyamayız. Hainlerin sınır ötesindeki hesaplarına, Fırat’ın doğusundaki haşarata sessiz kalmak, küresel güçlerin oyalamalarına, aldatmalarına, zamana oynamalarına da asla izin veremeyiz. Pençe darbesiyle sendeleyen, Kıran Operasyonu’yla şaşkına dönen hainleri hem topraklarımızdan, hem de Misak-ı Milli alanından temizlemek, kendi işimizi de kendimiz yapmak zorundayız. Hiç kimseden korkumuz yoktur. Kahraman bir ceddin torunları olarak tam bağımsız yaşamak milli bir vecibedir. Asırlar evvel Fırat’ın sularına büyük ceddimiz Süleyman Şah’ı vermiştik, inanıyorum ki, aziz naaşı tekrar eski yerine konulacak, bizim olan toprakta ruhu şad olacaktır. Bizim Fırat’ın doğusuna vereceğimiz ise sadece Türk milletinin güçlü sesi, muktedir müdahalesi, hıyanetin tepesine indireceği demir yumruğudur. Türk milleti, tarihin hiçbir devrinde geri adım atmadı. Tehditlere kulak asmadı, zulmü kabullenmedi. İstediğimiz huzurdur, güvenliktir, bekamızın ve egemenlik haklarımızın sonsuza kadar yaşamasıdır. Bu isteklerimizle kimin sorunu varsa bizim de onlarla sorunumuz olacaktır. Bizim önümüzü kesmek için kimler plan yapıyorsa bilsinler ki, ölürsem şehit, kalırsam gazi diyen bir millete karşı yerle yeksan olmaktan başka kurtuluşları da bulunmayacaktır. Varlığımızın bedelini asırlar içinde pek çok defa ödedik. Gerekirse tekrar ödemeye hazır olduğumuzu, bunu da seve seve yapacağımızı herkesin bilmesinde yarar vardır" dedi.



"Biz bu aziz vatanı çekilişten kazanmadık, eşantiyondan düşürmedik, hediye almadık"


Varlığı olan her milletin üzerinde yaşadığı bir vatanı olacağını ifade eden Bahçeli, "Vatan demek imara açılmış arazi, hibe edilmiş arsa, bahşedilmiş, lütfedilmiş, ikram edilmiş toprak parçası demek değildir. Biz bu aziz vatanı çekilişten kazanmadık, eşantiyondan düşürmedik, hediye almadık. Söğüt bunun tarihi kanıtıdır. Can dediler verdik, kan beklediler döktük, bu toprakları Türk milletinin ebedi yurdu olarak dünyaya sabır ve sebatla tescil ettirdik. Bir coğrafyayı vatan yapan, bir mücadeleden ve muharebeden vatan çıkaran sayısız ve birbiriyle eklemlenmiş zincirleme hadiseler silsilesi bulunmaktadır. Vatan bir zaman aralığının, bir tarih anının tesadüfi mahsulü olmayıp; mazisi uzun yıllara yayılmış meşakkatli bir arayışın inançla kökleşmiş mükâfatıdır. Türk milleti bu mükâfatı bileğinin hakkıyla, inancının haysiyetiyle hak etmiştir. Biliyoruz ki, bayrakları bayrak yapan üstündeki kandır. Bu kan ise damarlarda asırlardır devinen ve dolaşan yegâne kudrettir. Bir toprağa vatan mührünü vuran uğrunda gösterilen fedakârlıklar, ufkunda yükselen şehitlik feragatidir. Çok şükür bu fedakârlık bilinci, bu feragat kültürü büyük Türk milletinde fazlasıyla merbut ve mevcuttur. Geride kalan onca yüzyıl sahip olunan vatanın stratejik önemine uygun olarak kendi jeopolitiğini ve beşeri zenginliğini geliştirmiştir. Selçuklu’dan Osmanlı’ya, oradan da Cumhuriyetimize köklü bir maddi ve manevi veraset olarak intikal etmiştir. Türkiye Cumhuriyeti, Anadolu coğrafyasındaki stratejik var olma mücadelesinin tarihi mirasını devralmıştır. Çoğunluğu Anadolu’da, bir bölümü Trakya’da bulunan bugünkü sınırlarımızı esas alarak Türk milletine dayalı milli ve üniter bir devlet yapılanması vazgeçilmez bir öncelik olarak kabul edilmiştir" dedi.



"Biz bu vatanda misafir değiliz"


Bu vatanda misafir olmadığımızı kaydeden Bahçeli, "Şu gerçeği bilhassa vurgulamalıyım ki, biz bu vatanda misafir değiliz, sığınmacı değiliz, gelip geçici değiliz, yolcu değiliz. Ne çizilecek sınırımız vardır, ne verilecek toprağımız. Ne vazgeçecek insanımız vardır, ne bölünecek milletimiz. Ne yıkılacak devletimiz vardır, ne de heba edilecek bağımsızlığımız. Vatanı korumak, vatan kurmak, vatan kurtarmak kadar şerefli bir görevdir. Bu itibarla Ertuğrul Gazi sancağı asla inmeyecektir. İndirmeye çalışanlar ağır sonuçlarına katlanacaklardır. Türk vatanında gözü olanlar, Türk milleti üzerinde hesap yapanlar unutmasınlar ki, Ertuğrul Gazi ahlakı heybetle ve heyecanla ayaktadır. Terör örgütlerini kullanarak zehir saçanlara, fütuhat mirasının rövanşını alabilmek için zulmü rehber edenlere Bizans çetelerinin pespaye durumunu, İzmir’de denize dökülen müstevlilerin kepaze hallerini hatırlatmak isterim. Türk milleti birdir, devletiyle bütünleşmiştir. Bizi bölemeyecekler, tarihi varlığımıza kast edemeyecekler. Gerekirse hepimiz şehit oluruz, ama bu vatanı asla teslim etmeyiz" ifadelerini kullandı.



"Bu kutsal vatan toprakları her türlü mülahazanın üzerinde tutulması gereken bir hazinedir"


Devlet Bahçeli konuşmasını şöyle sürdürdü:


"Bilinmelidir ki, 948 yıldır üzerinde yaşadığımız bu kutsal vatan toprakları; muzaffer atalarımızın emaneti olup, varlığı her türlü mülahazanın üzerinde tutulması gereken bir hazinedir. Bu hazineyi yağmayı düşünen iç ve dış mihrakları doğduklarına doğacaklarına pişman etmek Türk milleti için şeref konusudur. Onlar kaçacak biz kovalayacağız, onlar pusu kuracak biz bozacağız, tuzak kuracaklar biz dağıtacağız, eninde sonunda da yakalarından tutup yaptıklarının hesabını birer birer soracağız. Türkiye’nin çöküşü için faal halde bulunan şer ve şiddet cephesine karşı Söğüt oluruz, Kosova oluruz, Niğbolu oluruz, Mohaç oluruz, Preveze oluruz, Çanakkale oluruz, Anafartalar oluruz, Conkbayırı oluruz, Sakarya oluruz, Dumlupınar oluruz, bir kez daha taarruz ederek dedelerinin yanına gömeriz. Geçmişte Türk milletini yok etmeye azmeden melun güçlere nasıl cevap verilmişse, bugün de bu büyük milletin iradesinin yeniden şahlanarak hak edenlere Osmanlı’nın şamarını indireceği muhakkaktır. Bu itibarla, Türk milletinin yeniden küresel arenada güçlü ve sözü dinlenir bir hale gelmesi, muhterem ceddimizle başlayan tarihi mirasa sarılarak gerçekleşecek ve mutlaka başarılacaktır."

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara AJet’in Ankara-Erzincan seferi yapan uçağı bomba ihbarı nedeniyle Ankara’ya geri döndü AJet’in VF4150 numaralı Ankara-Erzincan seferini yapan uçağı bomba ihbarı nedeniyle Ankara Esenboğa Havalimanına geri döndü. Edinilen bilgilere göre AJet’in VF4150 numaralı Ankara-Erzincan seferini yapan Boeing 737 tipi uçakta bomba ihbarı yapıldı. Ankara Esenboğa Havalimanından saat 23.55’te kalkan uçak, ihbar nedeniyle yaklaşık 40 dakika sonra Ankara Esenboğa Havalimanına döndü. Yolcuları tahliye edilerek güvenli bölgeye alınan uçakta güvenlik güçleri tarafından arama yapıldı. Yarım saat süren incelemenin ardından ihbarın asılsız olduğu öğrenildi. Uçakta bulunan yolculardan Murat Bozdelen ise o anları, “AJet firmasından Erzincan için biletimizi aldık. Saat 23.55’te bindik. Biz 40 dakikada indiğimizi sandık. Bize bilgilendirme yapılmadı. İndikten sonra sadece, kadınlar ve çocuklar çıksın, dediler. Biz de internete girip öğrendik ki bomba ihbarı varmış. Sonra buraya geldik, mağdur olduk. Bana kalsa ben biletin parasını isterim ama öyle bir şey yapmıyorlar. 7 gün bekletiyorlarmış” şeklinde anlattı. Uçakta bulunan başka bir yolcu Ayhan Akkaya ise “Saat 12’ye beş kala bindik. Uçak Ankara’ya geri indi. Bize hiçbir şey söylenmedi. 2 saat uçağın içerisinde bekledik. Yetkililerden cevap alamadık. Biz neden beklediğimizi sorduk. Pilot bey bilgi verecek, dediler ama bilgi veren olmadı. Güvenlik güçleri silahları ile gelince biz tedirgin olduk zaten. İlk önce bayanları aldılar. Sonra bizi aldılar. Buraya getirdiler bizi ama burada da yetkili bulamıyoruz” dedi.
Bayburt Bayburt’ta basit yaralama suçunda taraflar TSK’ya bağış yapma şartıyla uzlaştılar Bayburt’ta ’Basit Yaralama’ suçunda taraflar Türk Silahlı Kuvvetlerine (TSK) 10 bin lira bağış yapılması noktasında anlaştılar, dosya mahkemeye intikal etmeden çözülerek kapatıldı. K.A ve B.N.K isimli iki arkadaş dışarıda vakit geçirdikleri sırada araçla yanlarına gelen H.A ve R.A isimli şahıslar tarafından darp edildiler. Darp edildikleri iddiasıyla emniyete başvuran iki arkadaş H.A ve R.A’dan şikayetçi oldular. Mağdurların şikayeti üzerine şüpheliler H.A ve R.A hakkında ’Basit Yaralama’ suçundan soruşturma başlatıldı. Cumhuriyet Başsavcılığının yürüttüğü çalışmalar sonucunda dosyadaki suçun uzlaştırmaya uygun bir suç olduğu belirlendi, dosya Bayburt Cumhuriyet Başsavcılığı Uzlaştırma Bürosuna gönderildi. Uzlaştırma bürosu ekipleri, mağdur taraflarla uzlaşma şartlarını görüşmek için bir araya geldiler. Mağdur K.A ve B.N.K, TSK’ya bağış yapılması şartıyla şüphelilerle uzlaşacağını uzlaştırma bürosu ekiplerine bildirdiler. K.A’nın ve B.N’K’nın uzlaşma talebini kabul eden şüpheliler, TSK’ya 10 bin lira bağışta bulundular. Uzlaştırma Bürosu görevlilerinin titizlikle yürüttüğü çalışmalar sonucunda dosya mahkemeye intikal etmeden, çözüme kavuşturularak kapatıldı. Bununla birlikte, Uzlaştırma Bürosunda görevli Cumhuriyet Savcısı Asya Büşra Alim, taraflarla görüşme sağlayan uzlaştırmacılara titiz çalışmalarından ötürü teşekkür ederek, kişi onarıcı adalet anlayışına hizmet etme gayreti içerisinde olduklarını, kamuya yararlı edimleri Uzlaştırma Bürosu ekipleriyle birlikte gerçekleştirdiklerini ve çalışmaların özenle yürütüldüğünü vurguladı.
Bayburt Uzlaştırma Büro ekiplerince bir dosya daha çözüme kavuşturuldu Bayburt’ta özel bir diş kliniğine tedavi olmak için başvuran H.H.O isimli hasta, kendisine yanlış tedavi uygulandığı gerekçesiyle B.S.G isimli doktordan şikayetçi oldu. Mağdur H.H.O, şikayetçi olduğu doktorla Türkiye Erozyonla Mücadele, Ağaçlandırma ve Doğal Varlıkları Koruma Vakfı’na (TEMA) bağış yapma şartıyla uzlaşmaya vardı. Anlaşma sağlanan dosya ise Uzlaştırma Bürosu ekiplerinin çalışmaları sonucunda kapatıldı. H.H.O isimli bir vatandaş, tedavi olmak için gittiği özel diş kliniğinde diş hekimi B.S.G’nin kendisine yanlış tedavi uyguladığı iddiasıyla doktordan şikayetçi oldu, B.S.G, hakkında ’Taksirle Bir Kişinin Yaralamasına Neden Olma’ suçundan soruşturma başlatıldı. Dosyanın Bayburt Cumhuriyet Başsavcılığına intikal etmesi sonucunda dosya incelendi, suçun uzlaştırmaya tabi olduğu belirlendi. Devreye giren Cumhuriyet Başsavcılığı Uzlaştırma Bürosu ekipleri, mağdur H.H.O ile görüşme sağladılar. Mağdur H.H.O, şüpheli B.S.G’den TEMA Vakfı’na 150 fidan bağışta bulunmasını istedi. Daha sonra şüpheli B.S.G ile bir araya gelen uzlaştırma bürosu ekipleri, H.H.O’nun talebini B.S.G’ye ilettiler. H.H.O’nun isteğini kabul eden doktor ise, 150 fidan karşılığında TEMA Vakfı’na 12 bin 800 lira bağışta bulundu. Mahkemelerin iş yükünün azaltılması amacıyla yapılan uzlaşma görüşmeleri sonucunda, taraflar edimli olarak uzlaşmayı kabul etmiş oldular. Uzlaştırma Bürosu ekiplerinin özverili çalışmalarıyla bir dosya daha sonuca vardırılarak, kapatıldı. Öte yandan, Uzlaştırma Bürosunda görevli Cumhuriyet Savcısı Asya Büşra Alim, kamu yararı gözeten çalışmaların özenle devam ettiğini bildirerek, Uzlaştırma Bürosu ekiplerine çalışmalarından ötürü teşekkürlerini iletti. Önceliklerinin kamu yararı olduğunun altını çizen Savcı Alim, Bayburt Cumhuriyet Başsavcılığı Uzlaştırma Bürosu olarak çalışmaları özenle ve önemle yürüttüklerini söyledi.