ASAYİŞ - 18 Aralık 2025 Perşembe 12:25

Şarampole uçan araçta bulunan 2 kişi yaralandı

A
A
A
Şarampole uçan araçta bulunan 2 kişi yaralandı

Bilecik’te seyir halinde kontrolden çıkan otomobil şarampole uçarken, 2 kişi yaralandı.


Kaza; Bilecik-Bozüyük-Dodurga karayolu Bozalan mevkiinde meydana geldi. Bozüyük istikametine seyir halindeki 11 ACL 283 plakalı otomobil sürücüsü Sami E. bir anda aracın direksiyon hakimiyetini kaybetti. Kontrolden çıkan otomobil yolun sol tarafında bulunan ağaçlık alana uçtu. Meydana gelen trafik kazasında sürücü ve araçta yolcu olarak bulunan Müstecep A. yaralandı. Yaralılar olay yerine gelen acil servis ekiplerince yapılan ilk müdahalenin ardından Bozüyük Devlet Hastanesi kaldırıldı.


Jandarma kazayla ilgili inceleme başlattı.


Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Van Kışın kapanan yollara karşı Van’da "Anne Oteli" hizmeti Van’da kış aylarında yolların kapanma ihtimaline karşı, kırsal mahallelerde yaşayan hamile kadınlar ile bebekleri tedavi gören anneler için "Anne Oteli" hizmeti sunuluyor. Sağlık Bakanlığı tarafından hayata geçirilen "Anne Oteli" uygulaması; kış şartlarının ağır geçtiği bölgelerde sağlık hizmetlerine erişimi kolaylaştırmayı hedefliyor ve annelere hem güvenli bir ortam hem de çeşitli eğitimlerle destek sağlıyor. Doğuma az bir süre kalan hamile kadınlar, yolların kardan kapanması ihtimaline karşı Anne Oteli’nde misafir edilerek doğuma güvenli bir şekilde hazırlanıyor. Bunun yanı sıra, doğum sonrası yoğun bakımda tedavi gören bebeklerin anneleri de bu otelde konaklayarak bebeklerinden ayrılmadan tedavi sürecini takip edebiliyor. Hamile ve lohusa kadınlara konforlu bir konaklama ortamı sunan otelde, aynı zamanda hijyen, anne sütünün önemi ve bebek bakımı gibi konularda eğitimler veriliyor. Van’ın kırsal mahallelerinin yanı sıra çevre illerden gelen kadınların da yararlanabildiği bu hizmet, çok sayıda anneye ulaşmayı başardı. Misafir anne uygulaması kapsamında 2025 yılında 2 binin üzerine hamile kadın otelde ağırlanarak doğuma güvenli bir şekilde hazırlanma imkânı buldu. "Annelerimiz için konforlu ve güvenli bir ortam sunuyoruz" Konuya ilişkin konuşan Hastane Başhekimi Doç. Dr. Remzi Sarıkaya, Anne Oteli’nde aynı anda yaklaşık 50 anneyi misafir edebildiklerini belirtti. Bu yıl içerisinde 2 binin üzerinde anneyi ağırladıklarını ifade eden Başhekim Doç. Dr. Sarıkaya, "Anne Oteli’nin kuruluş amacı; gebelik sürecinde, doğum eylemi başlamadan önce herhangi bir risk ya da zorluk yaşayan annelerin hastane ortamında takip edilmesini ve doğumlarının güvenli bir şekilde hastanede gerçekleşmesini sağlamaktır. Özellikle Bahçesaray gibi uzak ilçelerimizde yaşayan ve doğum eylemi başladığında hastaneye ulaşması zaman alabilecek anneleri burada misafir ediyoruz. İl genelinin geniş bir coğrafyaya yayılmış olması, uzak köy ve ilçelerin bulunması nedeniyle anne oteliyle muhtemel riskleri en aza indiriyoruz. Aynı zamanda annelerimiz için konforlu ve güvenli bir ortam sunuyoruz" dedi. "Annelerimizin tüm ihtiyaçları karşılanıyor" Gebelik takibi için misafir edilen annelerin kapasiteyi doldurmadığından, farklı bir uygulamayı da hayata geçirdiklerini ifade eden Sarıkaya, "Yeni doğum yapmış ve bebeği yenidoğan yoğun bakım ünitesinde tedavi gören anneleri de, bebekleriyle daha yakın olabilmeleri ve rahat emzirebilmeleri için anne otelimizde misafir ediyoruz. Bu süreçte annelerimizin tüm ihtiyaçları da karşılanıyor. Anne otelimiz, yenidoğan yoğun bakım ünitesinin hemen karşısında yer alıyor. Bu sayede anneler, anne sütünü çok kısa sürede ve kolaylıkla bebeklerine ulaştırabiliyor. Bunun yanı sıra yemek, sosyal alanlar ve en önemlisi eğitim imkânları da sunuluyor. Annelerimize emzirme, bebek bakımı ve sağlıklı büyüme sürecinde dikkat edilmesi gereken hususlar konusunda arkadaşlarımız tarafından kapsamlı eğitimler veriliyor. Bu organizasyonun hayata geçirilmesinde emeği geçen tüm sağlık çalışanlarımıza ve çalışma arkadaşlarımıza gönülden teşekkür ediyorum" diye konuştu. 10 gün önce doğum yaptığını dile getiren İkra Çakır ise "Erken doğum yaptım bu yüzden bebeğim kuvözde kaldı. O süreç devam ediyor. Anne oteli çalışanlarının ilgisi çok iyi, bu yüzden çok memnun kaldık. Uzakta yaşadığımız için burada kaldık" şeklinde konuştu.
Erzurum ETÜ’de insani yardım ağları ve gençliğin rolü konuşuldu Erzurum Büyükşehir Belediyesi (EBB) koordinatörlüğünde Avrupa Birliği Erasmus+ programı doğrultusunda yürütülen "KA220: IMPACT HUB: AI-Powered Youth Participation Model for Inclusive Governance" projesi kapsamında düzenlenen "Uluslararası İnsani Yardım Ağları: Koordinasyon, Etik ve Gençlik" programı Erzurum Teknik Üniversitesi (ETÜ) ev sahipliğinde gerçekleştirildi. ETÜ ve EBB koordinasyonunda, İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi, Sağlık Bilimleri Fakültesi ile Bilim ve Fikir Topluluğu’nun iş birliğiyle gençlerin insani yardım süreçlerindeki rolünü ve etik sorumluluklarını mercek altına almak amacıyla düzenlenen programa ETÜ Rektörü Prof. Dr. Bülent Çakmak, Erzurum Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreteri Zafer Aynalı, Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) Türkiye Ofisi Başkanı Dr. Tasnim Atatrah, akademisyenler ve çok sayıda öğrenci katıldı. EBB Genel Sekreteri Aynalı: Proje Gençlerin Liderlik Kapasitesini Güçlendirecek Prof. Dr. Muammer Yaylalı Konferans Salonunda düzenlenen programın açılışında konuşan EBB Genel Sekreteri Zafer Aynalı, gençlerin yerel ve küresel insani yardım süreçlerindeki rolüne değinerek: "Gençlerin üreteceği fikirlerin yerel uygulamalara dönüşmesi, gönüllülük ağlarının koordineli ilerlemesi ve kamu hizmetlerinin erişilebilirliğinin artırılması için gerekli adımları atıyoruz. Bugün burada gençlerimizin bilgi, vicdan ve dayanışma ekseninde bir araya gelmesi bizler için büyük bir gurur kaynağıdır. Etkinlik, gençlerin kriz anlarında doğru bilgiye ulaşma, güvenli iletişim kurma ve etik ilkeleri uygulama becerilerini geliştirmelerine olanak sağlayacak. Bu süreç, aynı zamanda gençlerin liderlik kapasitelerini güçlendirecek ve onların toplumsal sorumluluk bilincini pekiştirecek" diye konuştu. Rektör Çakmak: Üniversitelerin Görevi İnsan Onurunu Koruyan Bir Kültür İnşa Etmektir Üniversitenin insan hakları ve gençlik odaklı rolünün önemine dikkat çeken Rektör Çakmak ise: "Impact HUB projesi, öğrenci odaklı katılım modellerini güçlendirecek. Gençler, çeşitli etkinlikler aracılığıyla eylem planları geliştirecek, kurumlar arası koordinasyonu derinleştirecek ve insan hakları perspektifini somutlaştıracak. Üniversitelerin görevi yalnızca bilgi aktarmak değil, aynı zamanda insan onurunu koruyan bir kültür inşa etmektir. Bugün gönlümüz, dünyanın farklı bölgelerinde zulme uğrayan kardeşlerimizledir; en hayırlı gün, bu zulümlerin son bulduğunu gördüğümüz gün olacaktır" ifadelerini kullandı. DSÖ Türkiye Ofisi Başkanı Atatrah: Gençlerin Katkısı Geleceğin Etik Ve Profesyonel Liderliğine Yapılan Değerli Bir Yatırımdır Programın onur konuğu DSÖ Türkiye Ofisi Başkanı Dr. Tasnim Atatrah ise sağlık krizlerinde koordinasyon ve gençlerin rolünün önemine vurgu yaparak: ’Türkiye’de yürüttüğümüz çalışmalar, insan hakları yaklaşımının somut sonuçlara dönüşmesinin güçlü bir örneğidir. Acil durum hazırlığı, ruh sağlığı hizmetlerinin güçlendirilmesi ve kırılgan topluluklara hizmet sunumunun iyileştirilmesi gibi alanlarda desteğimizi sürdürüyoruz. Kaynakların ihtiyaç sahiplerine ulaşması, mahremiyetin korunması ve şeffaflığın sağlanması temel önceliklerimizdir. Bugünkü programda gençlerin farklı düşüncelerini, enerjisini ve bağlılığını görmekten mutluluk duyuyoruz. Onların katkıları, geleceğin etik ve profesyonel liderliğine yapılan değerli bir yatırım sağlayacak" şeklinde konuştu. Konuşmaların ardından devam eden programda öğrenci grupları, barınma, gıda, eğitim ve mülteci hakları gibi temel konuları kendi perspektiflerinden ele alarak hazırladıkları bildirgeleri katılımcılara sundu. Gençler, "bir obje, bir hak" başlığıyla hazırladıkları dijital fotoğraf sergisinde gündelik objeler aracılığıyla insan hakları hikayelerini aktardı. Ayrıca kampüs genelinde gerçekleştirilen video röportajlarında, öğrenciler insan haklarının özünü tek cümleyle nasıl ifade edebileceklerini paylaştı. Programın en dikkat çekici bölümlerinden biri, DSÖ Türkiye Ofisi Başkanı Dr. Tasnim Atatrah ile öğrenciler arasında gerçekleşen interaktif soru-cevap oturumu oldu. Gençler, sahadaki "zarar vermeme" ilkesi, kriz anında koordinasyon ve insani yardım kariyer yolları hakkında doğrudan sorular yöneltti. Etkinlik, teşekkür belgelerinin takdimi ve Dr. Atatrah’ın küresel deneyimlerini aktardığı özel atölye çalışmasıyla son buldu. Etkinlik kapsamında düzenlenen hayır çarşısı itkinliğinden elde edilen gelir ise B.M. Dünya Gıda Programı’nın Gazze gıda yardım fonuna bağışlandı.
Samsun Başkan Kurnaz’dan yaş almışlara vefa: "Her biri ayrı ayrı kıymetli" Samsun’un İlkadım Belediye Başkanı İhsan Kurnaz, Aktif Yaşam Merkezi, Ata Ocağı ve Huzur Konağı’ndan hizmet alan yaş almış kadınlarla bir araya gelerek, "Her biriniz bizler için ayrı ayrı değerli ve kıymetlisiniz" dedi. İlkadım Belediyesi ve Samsun Büyükşehir Belediyesi iş birliğinde hizmet veren Aktif Yaşam Merkezi, Huzur Konağı ve Ata Ocağı, yaş almış misafirlerini ağırlamaya devam ediyor. Yaş almış bireylerin kişisel bakımlarının yapıldığı, sağlıkla ilgili kontrollerinin gerçekleştirildiği ve el becerileri kurslarının verildiği merkezlerde, misafirlerin eğlenmeleri ve sosyalleşmelerine yönelik faaliyetler de düzenleniyor. Bu kapsamda, merkezin misafiri olan kadınlara yönelik eğlence programı düzenlendi. "Onların mutluluğu bizim mutluluğumuz’ Acem Tekkesi’nde düzenlenen kadınlara yönelik yıl sonu eğlence programına katılan İlkadım Belediye Başkanı İhsan Kurnaz, "Büyüklerimiz için özel olarak hizmete aldığımız Ata Ocağı ve Huzur Konağı ve Aktif Yaşam Merkezi’mizin kıymetli kadın misafirlerini yıl sonu eğlencesi programında ağırlamaktan mutluluk duyduk. Samsun Büyükşehir Belediyesi’nin destekleriyle yaş almış bireylerimizin kişisel bakımlarını yapıyor, sağlıkla ilgili takiplerini gerçekleştiriyor; sosyalleşmeleri, boş vakitlerini değerlendirmeleri ve el becerilerini geliştirmeleri için kurslar düzenliyoruz. Misafirlerimizin yanı sıra aileleri de bu hizmetten oldukça memnun kalıyor. Büyüklerimizin sosyalleşmelerine bir nebze olsun katkıda bulunmak için yıl sonu eğlence programı düzenledik. Çünkü her biri bizler için ayrı ayrı değerli ve kıymetlidir. Onların bu ve benzeri etkinliklerde gözlerindeki mutluluğu görmek bizleri de son derece mutlu ediyor. Önümüzdeki süreçte kıymetli büyüklerimizle daha farklı etkinliklerde yine bir araya geleceğiz" diye konuştu.
Diyarbakır Bir asırdır toprak altında olan Diyarbakır surlarının 1.35 metresi gün yüzüne çıkartıldı Diyarbakır’ın merkez Sur ilçesindeki İç Kale Artuklu Sarayı kazısında 100 yıldır toprak altında olan surun bir kısmı ortaya çıkartıldı. 1.35 metre yükseklikte, 17 metre uzunluğundaki duvarın Hurriler döneminde yapıldığı tahmin ediliyor. UNESCO Dünya Kültür Mirası Listesinde yer alan Sur ilçesinde İçkale Müze Kompleksi alanında Amida Höyük, Diyarbakır merkezde ilk yerleşimin başladığı yer olarak biliniyor. Yaklaşık olarak 10 bin yıldır kesintisiz olarak yerleşime sahne olan höyükte yapılan kazılardan şimdiye kadar tespit edilen buluntulara göre yerleşimin Neolotik (M.Ö. 8000) yılında başladığı tespit edildi. Diyarbakır bölgesinin yönetim merkezi olan Amida Höyük, 10 bin yıldır kesintisiz olarak yönetim merkezi olması ve yerleşimin devam etmesi bakımından Filistin’in Eriha kentinden sonra dünyada ikinci sırada yer alıyor. Hurriler, Hurri-Mitanniler, Bitzamani Krallığı, Asurlular, Urartular, Medler, Persler, Büyük İskender, Selevkoslar, Büyük Tigran Krallığı, Romalılar, Bizanslılar, Sasaniler, Emeviler, Abbasiler, Hamdaniler, Mervaniler, Selçuklular, Nisanoğulları, Artuklular, Eyyubiler, İlhanlılar, Akkoyunlular, Safeviler ve Osmanlılarının da aralarında yer aldığı birçok medeniyete ev sahipliği yapan höyükte, Kültür ve Turizm Bakanlığının izniyle, Dicle Üniversitesi Sanat ve Tasarım Fakültesi Dekanı Prof. Dr. İrfan Yıldız başkanlığında 8 yıldır kazı çalışmalarına devam ediliyor. Artuklu Sarayı Kazısı, Cumhurbaşkanlığı kararıyla yürütülen 12 aylık kazılar statüsünde yer alıyor. Kazı Başkanı Prof. Dr. İrfan Yıldız, kazı çalışmalarının 2 0cak 2025’te büro çalışmalarıyla başlandığını, 23 Haziran 2025 tarihinden itibaren de arazi çalışmalarına devam edildiğini söyledi. Arazi çalışmalarının 31 Aralık tarihinde sonlanacağını aktaran Yıldız, yaklaşık 365 gün çalışma yapmış olacaklarını kaydetti. Prof. Dr. Yıldız, bu yıl özelikle sarayın kuzey tarafında bulunan ve Alay Meydanı olarak adlandırılan bölümde kazı çalışmaları yaptıklarını aktararak, "Şimdiye kadar yaptığımız çalışmalarda toplamda 5 çarpı 5 metre ölçülerinde 26 açmada arkeolojik kazılar yapıldı. Toplamda 650 metrekarelik bir alanın arkeolojik kazısı tamamlandı. Özelikle alay meydanı açık hava toplantıların, törenlerin yapıldığı mekandı. Buranın çevre düzenlemesinin yapılması amacıyla 2025 kazı çalışmalarında ağırlıklı olarak alay meydanı çalışıldı. Alay Meydanı’nda yaptığımız çalışmalarda Diyarbakır surlarının en eski kısmı olan tahminen Hurriler döneminde yapıldığı düşündüğümüz, yaklaşık 100 yıldır toprak altında olan 1.35 metre yükseklikte, 17 metre uzunluğu olan kısmı olan ortaya çıkartıldı" dedi. Bu sur kısmının Diyarbakır surlarının ilk bölümü olduğu için aynı zamanda o dönemde surların yapıldığı teknik, kullanılan taşlar hakkında da bilgi vermekte olduğuna dikkat çeken Prof. Dr. Yıldız, "Büyük ebatlı blok taşlar kullanılmış, kesme taş şeklinde. Ancak bunların temel kısmında daha küçük boyutlu kırma taş malzemesi kullanılması da dikkat çekicidir. Kazı çalışmalarında aynı zamanda Osmanlı döneminde bu surların hemen önüne çeşitli mekanların eklendiğini de görüyoruz. Şu anda bu mekanlara ait iki kemerin başlangıç seviyesinin olduğu kısımlar ortaya çıkartıldı" diye konuştu. "Eksi 4.45 derinlikte Diyarbakır’ın altını kaplayan zemin kayalığa ulaşıldı" Cumhuriyet döneminde çok yoğun şekilde kullanıldığından dolayı alanda aynı zamanda betonarme yapılara ait izler de olduğunu söyleyen Yıldız, "Alay Meydanında yaptığımız çalışmalarda daha önceki sezonlarda da aynı çalışmayı yapmıştık. En az bir aşmada ana kayaya ulaşacak seviyeye kadar kazı çalışmaları devam ediyor. Bu yılda yaptığımız çalışmalarda eksi 4.45 derinlikte Diyarbakır’ın altını kaplayan zemin kayalığa ulaşıldı. Özelikle ilk çağlarda o zemin kayalıkta taşların kesilmesi dikkat çekicidir. Aslında anlıyoruz ki ilk inşalar günümüze kadar teknolojiyi kullanmış. Bulunduğu alanda o teknolojiden yararlanarak yapılar inşa etmişlerdir. Amida Höyük ve Artuklu Sarayı bölge için çok önem arz eden lokasyon. Bölgenin yıllarca yönetildiği bir merkez konumunda" dedi. Alay Meydanı tekrar Diyarbakır için toplantıların yapıldığı meydan haline gelecek Şu ana kadar yapılan çalışmalarda kesintisiz, 10 bin yıllık yaşamıyla Diyarbakır Amida Höyük’ün, eski adıyla Amid şehrinin Filistin’in Eriha kentinden sonra yaşamın kesintisiz devam ettiği dünyanın en eski ikinci kenti konumunda olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Yıldız, "Alay Meydanı’nda düzenlemeler devam ediyor. Kazının bitimiyle beraber çevre düzenlemesi yapılacak. Burası aynı zamanda Diyarbakır için de açık hava etkinliği olacak. Binlerce yıl toplantı, bayramlaşma, tahta çıkış törenleri yapıldığı alay meydanı, aynı zaman da tekrar Diyarbakır için toplantıların yapıldığı bir meydan haline gelecek" ifadelerinde bulundu.