POLİTİKA - 06 Nisan 2018 Cuma 12:56

Başbakan Yardımcısı Fikri Işık Bingöl’de

A
A
A
Başbakan Yardımcısı Fikri Işık Bingöl’de

Başbakan Yardımcısı Fikri Işık,"Eskişehir Osmangazi Üniversitesi’nde yaşanan olayın araştırılıyor, soruşturmanın sonunda bütün gerçeklerin ortaya çıkacağına inanıyorum"dedi.

Başbakan Yardımcısı Fikri Işık,"Eskişehir Osmangazi Üniversitesi’nde yaşanan olayın araştırılıyor, soruşturmanın sonunda bütün gerçeklerin ortaya çıkacağına inanıyorum"dedi.


Başbakan Yardımcısı Fikri Işık, çeşitli ziyaretlerde bulunmak için Bingöl’e geldi. İl Jandarma Komutanlığına helikopterle gelen Işık, burada Bingöl Valisi Ali Mantı ve Belediye Başkanı Yücel Barakazi tarafından karşılandı, ardından valiliğe geçti.


Valilikte gazetecilere açıklama yapan Bakan Işık," Maalesef bölge 35 yıldır terörün olduğu ve bu terörden dolayı çok fazla kan kaybetmiş bir bölge. Devletin bütün yatırımlarının engellenmesi adeta insanların fakirliğe mahkum edilmesi ve bu yolla da kendilerine eleman devşirmesini hedefleyen terör örgütünün bu bölgede oluşturduğu tahribatı hepimiz çok iyi biliyoruz. Bölge hem tabi güzellikleriyle hem çalışkan insan yapısıyla hem de barındırdığı bütün tarihi ve kültürel değerlerle bugün ki pozisyonundan çok çok daha iyi olması gereken bir bölge. Bu açıdan özellikle AK Parti iktidarı döneminde bölgeye çok yoğun yatırımlar yaptık. Bizler de bölgede terörle mücadelenin güvenlik boyutu dışında özellikle sosyal, kültürel, ekonomik, manevi boyutlarıyla ilgili çalışmalarımızı sürdürüyoruz. İstiyoruz ki, teröristlerle kahramanca mücadele eden askerimiz, polisimiz, jandarmamız, güvenlik korucularımızın verdiği mücadeledeki başarıyı kalıcı kılalım. Bunun da yolu terörle mücadelenin güvenlik boyutu dışında diğer boyutla da bu mücadeleyi desteklemek. Bunun için yoğun bir çalışma yapıyoruz. Bölgede istihdamın arttırılması, işsizliğin azaltılması ve bölgenin potansiyelinin en üst noktaya taşınmasına dönük çalışmalarımız var. Bu bölge her gün daha iyiye gidiyor” dedi.



"Bölgeye çok ciddi bir iç turizm ilgisi var"


Bingöl’ün teröre teslim olmadığını altını çizen Bakan Işık, “Daha önce de parti görevimden dolayı Bingöl’ünde içinde olduğu Doğu Anadolu bölgesine baktım. O dönemde de bölgenin havası çok daha sıkıntılıydı ama şuanda hamd olsun bölgede ciddi bir rahatlama var. Zaten Bingöl’ün merkezi hiçbir zaman teröre teslim olmadı. Terörün çirkin yüzünü Bingöl hiçbir zaman kabullenmedi ve bu konuda gereken mücadeleyi verdi. Bölgenin genel atmosferinde bir miktar etkilenme oluyordu ama şuanda bölgede olduğu gibi Bingöl’de de çok güzel bir atmosfer var. Bölgeye çok ciddi bir iç turizm ilgisi var. Bölge hem istihdam açısından hem de diğer açıdan daha iyi bir noktaya gelecek” şeklinde konuştu.



"Soruşturmanın sonunda bütün gerçekler ortaya çıkacak"


Eskişehir Osmangazi Üniversitesi’nde yaşanan olayın araştırıldığını belirten Işık;"Çok acı çok üzücü bir olay. 4 tane masum insanın hayatını kaybetmesi hakikaten hepimizi derinden üzdü. Bütün akademik camiaya başsağlığı diliyorum. Soruşturmanın sonunda bütün gerçeklerin ortaya çıkacağına inanıyorum. İnşallah bir daha böyle saldırılar ne akademik camiada ne de ülkemiz her noktasında yaşanmaz"ifadelerini kullandı.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Kars Karslı vatandaştan duyarlı davranış Ermeni-Türk harbinde Kars’ta 1920 yılında şehit düşen Yüzbaşı Faik Bey’in mezarına duyarlı vatandaş tarafından önce bayrak dikildi, ardında da mezarın bulunduğu bölge temizlendi. Tarihi Benli Ahmet İstasyonu’nda dört tarafı duvarla çevrili olan Yüzbaşı Faik Bey’in mezarının anıt mezar haline getirilmesini isteyen vatandaşlar, mezarlıkta 5 ayrı mezarın bulunduğuna dikkat çekerek mezarın olduğu bölgenin koruma altına alınması gerektiğini veya buraya anıt mezar yapılmasını istedi. Kars’ın en işlek caddelerinden birisi olan Faikbey Caddesi’ne ismi verilen Yüzbaşı Faik Bey’in mezarının tarihi istasyonda bulunduğunu ifade eden vatandaşlar, "Kars ve civarının Ermenilerden geri alınması için yapılan harekat esnasında 12. Tümen, 36. Alay 1’inci tabur komutanı yüzbaşı Faik bey 14 Ekim 1920 tarihinde Ermeni-Türk harbinde, Berne (Koyunyurdu) Köyü’nün doğusundaki tepede birliğin başında olduğu sırada çarpışmalarda şehit düştü. Ben de her sene geliyorum. Otlarını temizliyoruz, bayrağını taktık. Her yıl bu ayalarda gelip buranın bakım ve onarımı yapıyorum" dedi. Duyarlı vatandaş daha sonra Yüzbaşı Faik Bey’in bulunduğu mezarın etrafını temizledi, mezarın üzerinde bulunan ağaç parçalarını ve istenmeyen otlarını topladı, mezarlığın içerisindeki bayrağı değiştirdi. Şehitlere dua eden vatandaş daha sonra bölgeden ayrıldı.
Antalya Eşinden para istedi, ’param yok’ cevabını alınca hayatı değişti, kendi işinin patronu oldu Kocası harçlık vermeyince kendi dükkanını açan kadın, 36 yıldır mesleğini icra ediyor. Antalya’nın Serik ilçesinde yaşayan Fahriye Altınkaynak, 36 yıldır hayali olan olan terzilik mesleğini sürdürüyor. Altınkaynak, terziliğe hobi olarak başladı. Eşinden bir ihtiyacı için bir miktar para istediğinde “Param yok” cevabını alan Altınkaynak, kendi iş yerini açtı. Evindeki el makinesi ve kumaşlarla birlikte dikiş, giyim üzerine açtığı küçük bir dükkanla geçimini sağlamaya başlayan Fahriye Altınkaynak (62), “Herkes bana, "Başaramazsın, yapamazsın, tek başına bir bayansın” dedi. Ben de yapabilirim dedim” dedi. Terzilik mesleğiyle çocuklarını okuttu İş yeri açtığı zaman müşteri gelmesi için konfeksiyonlara broşür ve kartvizit dağıttığını anlatan Fahriye Altınkaynak, mesleğinin çocukluk hayali olduğunu aktardı. Eşinin işine karşı gösterdiği tüm direnişlere rağmen, 36 yıllık zaman zarfında 3 çocuğunun üniversite öğrenimini tamamladığını açıklayan Altınkaynak, meslekte nasıl başarıya ulaştığını şu sözlerle ifade etti: "Mesleğim, çocukluk hayalim. Bu işe önce evde başladım. Fakat evde olmuyordu, eve gelen çocuklarıyla geliyordu, çalışma imkanım olmuyordu. Sonra çok acil bir para ihtiyacım oldu. Eşimden para istedim, ’Param yok’ dedi. Eşimin bana öyle demesi çok üzdü. Oturup düşündüm ve bir iş yeri açmaya karar verdim. Hemen araştırmaya başladım ve dikiş, giyim üzerine bir dükkan kiraladım ama hiçbir şeyim yoktu, sadece küçük bir el makinem vardı. Herkes bana, ’Başaramazsın, yapamazsın, tek başına bir bayansın’ dedi. Ben de ’Neden, ben de yapabilirim’ dedim. Evimdeki makinemi iş yerime getirdim. Broşürler, kartvizitler bastırdım. Bütün konfeksiyonları dolaşarak dağıttım. ’Yapılacak tadilat işlerinize talibim’ dedim. Evdeki kumaşlarımı getirdim, dükkanıma yerleştirdim, badana yaptım. Eşim şiddetle karşı çıktı, ’Yapamazsın, uğraşamazsın, otur evde yemeğini yap’ dedi. Ama ben kararlıydım. Çok ağır bir kelime kullandı. Eğer hayat müşterekse ve ben çalışmıyorsam, almakla mükelleftir kendisi. Almıyorsa, ben de bir şeyler yapma ihtiyacı hissettim. Kimseye muhtaç olmak istemedim. O kadar zor ki birilerine muhtaç olmak. Azmettim ve yavaş yavaş müşterilerim gelmeye başladı. Sonra eşimden ayrıldım." Kadınların hayatta her zaman üretken olması gerektiğini anlatan Altınkaynak, “Elimden geldiği kadar helalinden olsun diye gece gündüz, gece yarılarına kadar çalıştım. 3 çocuğum ve 8 torunum var. Oğullarım ve kızım üniversiteyi bitirdi ve hepsinin mesleği var. Torunlarımla mutluyum ve en güzeli bir işim var. Bir kadın, üretken ve karınca gibi olmalı. İlla ki, iş yeri açması gerekmiyor. Evde, tarlada, fabrika başka bir iş yerinde çalışsın ama üretsin. Kadınlar, kimseye muhtaç olmamalı, dimdik ayakta kalmalı” diye konuştu.