ASAYİŞ - 26 Kasım 2025 Çarşamba 18:33

Bingöl’de 120 öğrenci gıda zehirlenmesi şüphesiyle tedavi altına alındı

A
A
A

Bingöl’de bir yatılı bölge ortaokulu ve ilkokulda öğlen yemeğinden sonra rahatsızlanan 120 öğrenci, gıda zehirlenmesi şüphesiyle tedavi altına alındı.

Olay, Adaklı ilçesinde meydana geldi. Edinilen bilgiye göre ilçede bulunan Yatılı Bölge Ortaokulu ve Şehit Hikmet Saydan İlk Okulu’nda verilen öğle yemeği sonrasında bazı öğrencilerde mide bulantısı başladı. Bunun üzerine gıda zehirlenmesi şüphesi ile sağlık ekipler hızlıca okullara yönlendirildi. İlk belirlemelere göre rahatsızlanan 120 öğrenci peyderpey 112 Acil Sağlık ekiplerince Adaklı ve Kiğı İlçe Devlet Hastanelerine sevk edildi. Öğrencilerden 13’ünün ise Bingöl Devlet Hastanesine yönlendirildiği bildirildi. Konuyla ilgili adli ve idari tahkikat başlatıldığını bildiren Bingöl Valiliği, gerekli incelemelerim başlatıldığını ve yemeklerden numuneler alınarak laboratuvara gönderildiğini ifade edildi.

"Öğrencilerimizin genel sağlık durumları iyi"

Bingöl Valiliğinden yapılan açıklamada, "Bugün Adaklı ilçemizde bulunan Yatılı Bölge Ortaokulu ve Şehit Hikmet Saydan İlk Okulu’nda verilen öğle yemeği sonrasında bazı öğrencilerimizde görülen mide bulantısı üzerine gıda zehirlenmesi şüphesi ile sağlık ekiplerimiz hızlıca okullara yönlendirilmiştir. İlk belirlemelere göre rahatsızlanan 120 öğrencimiz peyderpey 112 Acil Sağlık ekiplerince Adaklı ve Kiğı İlçe Devlet Hastanelerine sevk edilmiştir. Bunlardan 13 öğrenci Bingöl Devlet Hastanesine yönlendirilmiş, İl merkezinden 2 çocuk doktoru ivedilikle ilçelerimize görevlendirilmiştir. Öğrencilerimizin genel sağlık durumları iyi ve hayati tehlikeleri bulunmamakta olup tedbir amaçlı gözlem altında tutulmaktadırlar. Durumu iyileşenler taburcu edilmektedir" denildi.

"Numuneler alınarak laboratuvara gönderilmiştir"

Açıklamanın devamında, "Olayın ardından Kaymakamlığımızın talimatıyla İlçe Tarım ve Orman Müdürlüğü ile İlçe Sağlık Müdürlüğü ekipleri tarafından okul yemekhanesinde gerekli incelemeler başlatılmış, numuneler alınarak laboratuvara gönderilmiştir. Süreç kaymakamlığımız tarafından hassasiyetle takip edilmekte olup konuyla ilgili adli ve idari tahkikat başlatılmıştır. Gelişmeler doğrultusunda gerekli açıklamalar yapılacak, süreç şeffaf biçimde kamuoyuyla paylaşılacaktır" ifadelerine yer verildi.

Fatih Bilici

 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul L’oréal Türkiye genç bilim kadınlarını ödüllendirmeye devam ediyor Tekno-güzellik şirketi L’Oréal Türkiye’nin UNESCO Türkiye Milli Komisyonu iş birliğiyle yürüttüğü "Bilim Kadınları İçin" programı 23 yıldır devam ediyor. Program, bugüne kadar Türkiye’den 128 bilim kadınını destekledi. Bu yıl Boğaziçi Üniversitesi Biyomedikal Mühendisliği Enstitüsü’nden Doç. Dr. Banu İyisan, Üçlü Negatif Meme Kanseri için tamamen doğal biyomalzemelerle akıllı ve hedefli nanoilaç teknolojileri geliştirmeyi amaçlayan projesiyle ödüllendirildi. Türkiye’nin önde gelen kurumsal sosyal sorumluluk programlarından biri olan "Bilim Kadınları İçin" programında, bu yıl ödül alan bilim kadınları L’Oréal Türkiye’nin ev sahipliğinde gerçekleştirilen tören ile duyuruldu. Bu kapsamda Boğaziçi Üniversitesi Biyomedikal Mühendisliği Enstitüsü öğretim üyesi Doç. Dr. Banu İyisan, tamamen doğal biyomalzemeler kullanarak Üçlü Negatif Meme Kanseri (ÜNMK) tedavisinde hedefli ve akıllı nanoilaç sistemleri geliştirmeyi amaçlayan projesiyle öne çıkıyor. Kadınlarda en sık görülen kanser türü olan meme kanserinin agresif alt türlerinden Üçlü Negatif Meme Kanseri’ne yönelik bu çalışma, mevcut tedavilerin sınırlılıklarını aşmayı hedefleyen önemli bir yaklaşım sunuyor. Eğitim ve araştırma yolculuğu: Almanya’dan Türkiye’ye uzanan bilim kariyeri Programın uluslararası ayağı olan L’Oréal-UNESCO For Women in Science, 140’dan fazla ülkede 4 bin 700’den fazla bilim kadınını desteklemiş ve bu isimlerden 7’si daha sonra Nobel Ödülü’ne layık görülmüştü. Türkiye, bu programın en aktif yürütüldüğü ve en çok destek veren ilk beş ülkeden biri olarak öne çıkıyor. İstanbul Teknik Üniversitesi Kimya Mühendisliği bölümünde lisans ve yüksek lisansını tamamlayan Doç. Dr. Banu İyisan 2012 yılında doktora eğitimi için Almanya’ya taşındı. Leibniz Polimer Enstitüsü’nde biyomedikal nanomalzemeler, kontrollü ilaç salım sistemleri, sentetik biyoloji ve biyosensör uygulamaları üzerine çalıştı; 2016’da Dresden Teknik Üniversitesi’nden doktora derecesini aldı. Doktora sürecinde International Helmholtz Research School for Nanoelectronic Networks (IHRS NANONET) programında nanoteknoloji ve malzeme bilimi üzerine eğitim alan araştırmacı, 2017-2020 yılları arasında Max Planck Polimer Araştırma Enstitüsü’nde yürütülen bir AB projesinde, meme kanseri teşhisi için nanofotonik sistemler geliştirmeye yönelik doktora sonrası çalışmalar yaptı. 2023 yılında Max Planck Partner Grup Lideri seçilerek, MPIP ile uluslararası iş birliğini güçlendirdi. Üçlü negatif meme kanserine yönelik yenilikçi tedavi yaklaşımı Yürüttüğü akıllı hibrit nanoilaç teknolojisi projesiyle, meme kanserinin en agresif alt türlerinden biri olan Üçlü Negatif Meme Kanseri’nin hedefli tedavilere yanıt vermemesi ve mevcut kemoterapi ilaçlarının ciddi yan etkilere yol açması nedeniyle ortaya çıkan ihtiyaca çözüm sunmayı amaçlayan İyisan, proje kapsamında tamamen doğal biyomalzemeler kullanarak Üçlü Negatif Meme Kanseri hücrelerini seçici biçimde hedefleyebilen ve pH gibi çevresel uyarılara duyarlı çalışan akıllı hibrit nanoilaç taşıyıcılarının tasarlanmasını hedefliyor. Bu yaklaşım, tedavi etkinliğinin artırılmasına ve yan etkilerin önemli ölçüde azaltılmasına katkı sağlamayı amaçlarken, sürdürülebilir teknolojilerle geliştirilen sistemin gelecekte farklı agresif kanser türlerinde de uygulanabilir olması hedefleniyor. 2020 yılından bu yana Boğaziçi Üniversitesi Biyomedikal Mühendisliği Enstitüsü’nde görev yapan Doç. Dr. Banu İyisan aldığı fonlarla Biyofonksiyonel Nanomalzeme Tasarım Laboratuvarı’nı kurarak araştırmalarını burada sürdürmeye devam ediyor.