GENEL - 14 Eylül 2018 Cuma 11:32

Diyanet İşleri Başkanı Erbaş: “Gençlerimizi bizden koparmak isteyenlere fırsat vermeyin”

A
A
A
Diyanet İşleri Başkanı Erbaş: “Gençlerimizi bizden koparmak isteyenlere fırsat vermeyin”

Diyanet İşleri Başkanı Prof.

Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş, Bitlis’te din görevlileri ile bir araya geldiği toplantıda, “Gençlerimizi bizden koparmak isteyenlere fırsat vermeyin” dedi.


Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş, Bitlis’te din görevlileri ile bir araya geldi. Bitlis Eren Üniversitesi Merkezi Konferans Salonu’nda gerçekleştirilen toplantıda konuşan Erbaş, müezzininden imamına, Kur’an kursu öğretmeninden vaizine, müftüsüne, müftülük çalışanlarına kadar tüm din görevlilerinin hayra çağıran, iyiliği emreden, kötülükten men eden ve bu vesileyle kurtuluşa ermeyi arzu eden topluluk olduğunu söyledi. Din görevlisi olmanın büyük bir nimet olduğuna değinen Erbaş, “Bu büyük nimetin karşılığında biz nasıl şükredeceğiz? Çalışarak, gayret ederek, gece gündüz demeden çocuklarımızla, gençlerimizle, her yaştan insanımızla ilgilenerek, onların camilerle gönül köprülerini kurarak bunu yerine getireceğiz, şükrümüzü böyle yerine getireceğiz” dedi.


Cahiliye döneminde yaşananları hatırlatan Erbaş, “O günü bugünle bir mukayese edelim daha mı az cehalet var? O gün kız çocukları diri diri toprağa gömülüyordu, ama bugün kız çocukları adeta ruhen gömülüyor. Bir bakınız etrafımıza, o gün sömürü düzeni vardı, bugün yok mu? Irkçılıktan kaynaklanan belaları hep birlikte yaşıyoruz, hep birlikte bu belaları def etmeye çalışıyoruz” diye konuştu.



“Ulaşmadığımız bir genç kalmayacak”


“Peygamber Efendimizden sonra peygamber gelmeyecek" diyen Erbaş, “Peygamberden sonra o karanlık dönemler bir daha yaşanmayacak anlamına gelmez; işte yaşanıyor. Peki, peygamberlerin görevini kim yapacak? Alimler yapacak, bizler yapacağız hep birlikte. Peygamber Efendimizin yatacak zamanı var mıydı, oturacak zamanı var mıydı? İlk inen ayetler. Ne var o ayetlerde? Okumak var, oku emri var, öğrenmek var, öğretmek var, kalem var, kalemle yazmak var, ilim var, irfan var. İkinci inen ayetlerle ilk inen vahiydeki ayetlerin münasebetini kuralım. Tamam, ilim, okumak, yazmak, bunları hallettiniz. Peki, ne yapacaksınız bunları hallettikten sonra? İkinci inen vahye bakınız, ’Ey örtüye bürünen, kalk ve insanları uyar.’ İşte ikinci gelen ayeti kerimeye bizim çok dikkat etmemiz lazım. Yıllarca emek veriyoruz, okuyoruz, okutuyoruz. Bunu ne yapacağız, o öğrendiklerimizi nasıl kullanacağız? Her hafta her hocamız, her talebimiz, her hafta köy, kasaba dolaşacak, ulaşmadığımız bir genç kalmayacak, ulaşmadığımız bir çocuk kalmayacak, çalmadığımız bir kapı kalmayacak. Öğrendiklerimizi anlatacağız. Eğer biz böyle hareket edersek, işimiz vaktimizden çok dersek, işte o zaman Rabbimiz bize bunun neticelerini çok güzel bir şekilde gösterecek” şeklinde konuştu.


Erbaş, bayan hocalara özellikle evleri ziyaret etmelerini tavsiye ederek, “Aileleri, kızlarımızı, annelerini ziyaret edeceksiniz, sadece Kur’an kursumuza gelsin de onları okutalım diye beklemeyeceksiniz. Kapı-kapı dolaşacaksınız, irşat vazifesi başka türlü olmaz” ifadelerini kullandı.



“Bu çocuklar bizim çocuklarımız ama birtakım mihraklar onları bizden koparmaya çalışıyor”


“Gençlerimize sahip çıkmamız lazım” diyen Erbaş, “Sizler sadece camilerde değil okullarda olacaksınız, çocuklarımızı ziyaret edeceksiniz, öğretmenlerimizi ziyaret edeceksiniz, onlarla hasbihal edeceksiniz. Gençlerimizi bizden koparmak isteyenlere fırsat vermeyeceksiniz. Dinden, imandan uzak birtakım ideolojiler bizim gençlerimizi bizden nasıl alıyorlar? Başımızı yastığa koyduğumuz zaman ne olur düşünelim, başımızı iki elimizin arasına alalım düşünelim. Bu çocuklar bizim çocuklarımız. Ama bilgisizlik, ama birtakım mihraklar, birtakım ideolojik temsilciler çocuklarımızı, gençlerimizi bizden koparmaya çalışıyor. Bizim onlardan uzak durmamız onları bizden uzaklaştırıyor. Mademki Peygamberimizin varisiyiz o zaman Peygamberimiz gibi davranmak zorundayız. Üzülmeyeceğiz, gevşemeyeceğiz bazı olumsuzluklar olabilir insanlık hali. Olumsuzluklar bizi gevşekliğe sürüklemeyecek. Ama gayret edeceğiz, çünkü insana ancak ve ancak çalıştığının karşılığı vardır” dedi.



“Her cami aynı zamanda bir medresedir, bir mekteptir”


Sahih dini bilgiyi anlatmak için hutbelerin, vaazların önemli fırsatlar olduğunun altını çizen Erbaş, “Cami dersleri çok önemli fırsatlardandır. Camileri sadece namaz kılmak için açılıp kapanan mekanlar olarak değerlendirmeyeceğiz. Her cami aynı zamanda bir medresedir, bir mekteptir. Camilerimiz işte bu tür güzellikleri bağrında taşımalı. Mektep olma, medrese olma güzelliğini, zenginliğini kıyamete kadar devam ettirmeli. Bunu istiyoruz” diyerek sözlerini tamamladı.


Toplantıya Diyanet İşleri Başkanlığı Mushafları İnceleme ve Kıraat Kurulu Başkanı Hafız Osman Şahin, Bitlis İl Müftüsü Mehmet Faysal Geylani ve çok sayıda din görevlisi katıldı.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul İstanbul’da düzenlenen “Mahzen-34” operasyonunda elebaşılığını Sezai Gülmez’in yaptığı organize suç örgütü çökertildi İstanbul’da düzenlenen “Mahzen-34” operasyonunda elebaşılığını Sezai Gülmez’in yaptığı organize suç örgütü çökertildi. Operasyonda elebaşının da içerisinde bulunduğu organize suç örgütü üyesi 9 şüpheli yakalandı. İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, İstanbul’da düzenlenen “Mahzen-34” operasyonunda elebaşılığını Sezai Gülmez’in yaptığı organize suç örgütünün çökertildiğini belirterek operasyonda elebaşının da içerisinde bulunduğu organize suç örgütü üyesi 9 şüphelinin yakalandığını kaydetti. "Aziz milletimizin bilmesini isterim ki; hangi büyüklükte olursa olsun organize suç örgütlerini çökertip, adalete teslim edeceğiz. Şafak sökerken de gün batarken de operasyonlarımız devam edecek" diyen Bakan Yerlikaya şunları kaydetti: "Emniyet Genel Müdürlüğü KOM Başkanlığı koordinesinde; İstanbul İl Emniyet Müdürlüğü Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğünce yapılan çalışmalar sonucu elebaşılığını Sezai Gülmez’in yaptığı organize suç örgütü üyesi şüphelilerin; suç işlemek amacıyla örgüt kurmak, kasten adam öldürmeye teşebbüs, iş yerlerine yönelik çok sayıda molotofkokteyli ve silahlı saldırı, genel güvenliğin kasten tehlikeye sokulması, 6136 sayılı kanuna muhalefet, tehdit ve mala zarar verme suçlarını işledikleri tespit edildi. Operasyon sonucu 3 adet ruhsatsız tabanca, çok sayıda şarjör ve fişeğe el konuldu. Operasyonları gerçekleştiren kahraman polislerimizi tebrik ediyorum. Allah ayağınıza taş değdirmesin. Milletimizin duası sizinle."
Adana Dede Korkut hikayeleri Türklerde kadının konumunu ortaya koyuyor Çukurova Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Refiye Şenesen, “Türk Kültüründe Dede Korkut Kitabı” adlı konferansında Dede Korkut hikayelerindeki kadının konum ve önemine değindi. Prof. Dr. Şenesen, Çukurova Üniversitesi Türkoloji Araştırmaları Merkezi’nde (ÇÜTAM) verdiği konferansta, Dede Korkut Hikayelerinde genel olarak Oğuzların birtakım mücadelelerinin yer aldığını ifade ederek, “Bu mücadelelerin ikisi Oğuzların kendi aralarında yaptıkları mücadelelerdir. Bunlardan birinde Dirse Han ve oğlu Boğaç Han arasında geçer. Bir başka mücadele ise İç Oğuz ve Taş Oğuz karşılaşır” dedi. Prof. Dr. Şenesen, şunları kaydetti: “Dede Korkut Hikayelerinde sağlam temellere oturtulmuş bir sosyal yapıyla karşılaşırız. Eski kültür hayatımızı ile ilgili zengin bilgiye bu hikayelerde rastlıyoruz. Hikayelerde toplumun başında hanlar hanı diye gösterilen Begil oğlu Emren Hikayesinde padişah olarak ifade edilen Bayındır Han vardır. Bayındır Han’ın hikayelerindeki rolü beylere akın izin vermek, divanı toplamak, yılda bir defa büyük bir ziyafet vermektir. Hikayelerde kahraman olarak görünmez.” Dede Korkut Hikayelerinde hemen hemen tüm hikayelerde kadının önemli bir yer tuttuğunu söyleyen Ç.Ü. Fen Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Refiye Şenesen, “Kadın bir güzellik sembolü olmanın yanında sosyal hayat içinde erkeğin yanında onun eşi ve ortağı olarak yer alır. Kadın sosyal hayat içinde düşüncesi alınan, eş seçiminde özgür, vefa duygusu gelişmiş, anne, iffet sahibi, saygı duyulan biridir. Bu özelliklerinin yanı sıra ata biner, kılıç kullanır, ok atar ve erkeklerle yarışır” şeklinde konuştu. Konferans sonunda Prof. Dr. Refiye Şenesen’e teşekkür belgesi verilirken hatıra fotoğrafı çekimi de gerçekleştirildi.