GENEL - 02 Temmuz 2019 Salı 09:20

‘Sakin Şehir’ Ahlat’ı ayda 20 bin kişi ziyaret ediyor

A
A
A
‘Sakin Şehir’ Ahlat’ı ayda 20 bin kişi ziyaret ediyor

Tarihi ve doğal zenginlikleriyle bilinen Bitlis’in Ahlat ilçesi, ‘Sakin Şehir (Cittaslow)’ ilan edilmesinden sonra ziyaretçi akınına uğramaya başladı.

Tarihi ve doğal zenginlikleriyle bilinen Bitlis’in Ahlat ilçesi, ‘Sakin Şehir (Cittaslow)’ ilan edilmesinden sonra ziyaretçi akınına uğramaya başladı.


Türkiye’nin önemli turizm merkezleri arasında yer alan ve bu yıl İtalya’da gerçekleştirilen Uluslararası Cittaslow İcra Kurulu Toplantısı’nda "sakin şehir" üyeliği kabul edilen Ahlat, yerli ve yabancı turistlerin uğrak mekanı haline geldi. Özellikle geçtiğimiz yıl ağustos ayında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın ziyareti ve “Tavsiye ediyorum, Ahlat’a muhakkak gidin” çağrısının ardından Ahlat Selçuklu Meydan Mezarlığı başta olmak üzere birçok tarihi mekan çok sayıda ziyaretçi çekiyor.



“Cumhurbaşkanımızın çağrısı karşılık buldu”


Ahlat Belediye Başkanı Abdulalim Mümtaz Çoban; Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın çağrısı, Ahlat’ın ‘Sakin Şehir (Cittaslow)’ ilan edilmesi ve UNESCO’nun içinde yer almasıyla birlikte ziyaretçi sayısında ciddi artış olduğunu söyledi. Ayda 20 bin kişinin Ahlat’ı ziyaret ettiğini belirten Çoban, “Tabi düne oranla kıyasladığımızda çok ciddi bir karşılık bulmaya başladı. Cumhurbaşkanımızın özellikle de ‘Ahlat’ı ziyaret edin’ çağrısı tüm Türkiye’de farklı kuruluşlar tarafından ve toplumumuz tarafından karşılık bulmaya başladı. Ahlat’ı önceki yıllar aydan bin veya bin 500 kişi ziyaret ederken, şu anda ayda 20 binin üzerinde ziyaretçimiz var. Bunun 10 bin civarı sadece resmi kayıtlarımızda müzeye girişi yapanlar, bir de gelen turların büyük bir bölümü de müzeyi ziyaret etmeden direkt alana giriyor. Ahlat bir açık hava müzesi, böyle olunca bazı vatandaşlar müzeyi ziyaret etme gereği duymuyor. ‘Nasıl olsa alanda göreceğimizi müzede de göreceğiz’ anlamında bir karşılık olduğu için ‘orjinali ile buluşalım’ diye direkt alana giriyorlar. Tur rehberlerimiz de bu konuda alanda çalışmayı tercih ediyorlar. Ama buradaki hareketliliğin temelinde başta Cumhurbaşkanımızın çağrısı, Cittaslow’un içerisinde yer almamız, artık uluslar arası bir takip ağının içerisine girmemiz, takriben dünyada 200 şehirden biri olma özelliğini elde etmekle aynı zamanda ülkemizde de Cittaslow’un 16 tane üyesi var. Bunların da network’üyle baktığımızda ciddi bir hareketlilik var. Yine UNESCO içerisinde yer almamız ama her şeyden önce ecdadın bıraktığı mirasın karşılık bulmasıdır” dedi.



“Ahlat, tarih ve lezzet durağıdır”


Ahlat’ın sadece kültürel mirasla değil doğal güzellikleriyle de ön plana çıkan bir şehir olduğunun altını çizen Çoban, sözlerini şöyle sürdürdü:


“Ahlat’ta sadece kültürel miras mevzusu yok. Buraya gelen vatandaşlarımız bir doğal ve kültürel zenginlikle karşı karşıya kalıyor. Bir tarafta Nemrut Dağı, bir tarafta Süphan Dağı, krater gölü olması, Nazik Gölü, Van Gölü gibi göller diyarı olması, buradaki turizm akının ana unsurları arasında da yer alıyor. Florada muhteşem bir zenginlik var. Lezzet durağıyız zaten. Cittaslow’un içerisinde yer alma nedenlerimizden tarih ve lezzet durağı olma özelliğimizdir. Burada endemik bitkilerin de zenginliğini bir araya getirdiğinizde, Ahlat muhteşem bir plato ve koşarak gelmek lazım. İnsanlarımızda şu anda bu vesileyle böyle bir ziyaret akını gerçekleştiriyorlar. Ahlat’ta da vatandaşlarımız ve esnafımız ağır ağır buna hazırlanıyor. İnşallah bu bölgeye çok önemli katkı sağlayacaktır.”



“Ahlat’ı herkesin gelip görmesini tavsiye ediyorum”


Özkan Özay adlı ziyaretçi ise Ahlat’ı herkesin gelip görmesini tavsiye ederek, “Aslen Mersinliyim. Van’ın Erciş ilçesinde doktor olarak görev yapmaktayım. Erciş’e yakın bölgeleri zaman zaman ziyaret ediyoruz. Bugün de Ahlat’a geldik. Selçuklu Mezarlığı’nı ziyaret ettik. Burası açık hava müzesi gibi bir tarihi müze, çok güzel değerler var. Aynı zamanda Ahlat’ta çok güzel bir ilçemiz, doğa güzellikleri de çok dinlendirici bir yer. Devletimiz de buraya çok güzel yatırımlar yapmış, herkesin gelip görmesini tavsiye ediyorum” diye konuştu.


Esra Aydın isimli ziyaretçi de Tatvan’da öğretmenlik yaptığını belirterek, “Fırsat buldukça Ahlat Selçuklu Mezarlığı’na gezmeye geliyoruz. Ben daha öncesinden buraları gezmeye geldim, ama bugün tekrardan gezmek istedik. Çünkü buranın çok güzel bir tarihi dokusu var. Özellikle buraya her geldiğimde geçmişte yaşanılanlar gözümde canlanıyor. Doğu Anadolu’nun tanıtılması açısından da buraların reklamlarının yapılması gerekiyor. Buraların mümkün olduğu kadar yeni kuşaklara öğretilmesi lazım. O yüzden burayı herkesin gezmesini tavsiye ediyorum” şeklinde konuştu.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ağrı ’Çilek Abla’ köy okulu öğrencilerini baharla süslenmiş çileklerle buluşturdu Daha önce hiç çilek tatmamış çocukları çilekle buluşturduğu için “Çilek Abla” lakabıyla tanınan Zeynep Taşdemir, Kocaeli’den Ağrı’ya iyilik köprüsü kurarak onlarca çocuğa unutamayacakları bir gün yaşattı. Köy okulu öğrencilerine yardım etmek amacıyla geçen yıl Ağrı’ya gelen ve burada gittikleri bir köy okulunda okuyan öğrencilerin daha önce hiç çilek yemediklerine şahit olan Zeynep Taşdemir, hem öğrencilere çilek tattırmak hem de onlara unutamayacakları bir gün yaşatmak için arkadaşlarıyla beraber Kocaeli’den Ağrı’ya doğru yola çıktı. Ağrı merkeze bağlı Doğutepe köyüne doğru yola çıkan gönüllüler, kasalar dolusu çileklerle çocuklara ulaştı. Çocukların kahkahalarının havada uçuştuğu etkinlikte pastalar kesildi, oyunlar oynanıp müzisyenler eşliğinde şarkılar söylendi. Etkinliğin sonunda çeşitli hediyeler alan öğrencilerin mutlulukları ise yüzlerinden okundu. Bütün çabasının çocuklara çileği tattırmak ve onlara unutamayacakları bir gün yaşatmak olduğunu söyleyen Zeynep Taşdemir, "Kocaeli’de yaşıyorum. Bugün buraya tekrar gelmemin nedeni çocukluktan hayalim olan ve geçen sene de katılım sağladığım köy okulunda çocukların hiç çilek yemediğini ya da pastaların içerisindeki çilekler için kavga ettiklerine şahit oldum. Bugün de bu hikaye ile tekrar buraya adım attım. Böyle büyük bir şenlik düzenlemek istedim. Bugün gelen misafirlerimin çoğu benim gibi Kocaeli’den, farklı şehirlerden gelen iyilik dostlarımızdı. Ve onlar da çocukların bire bir gözündeki ışıltıya şahitlik ettiler. Onların çocuklarıyla kendi çocukları kaynaştı. Böyle bir projede olduğum için ve yanımda destekçim oldukları için çok mutluyum. Bundan önce sosyal sorumluluk projelerinde de bulundular. Kitap çıkarttım bu alanda ve bu kitabı çıkarttığım zaman nasıl bir destek aldıysam şu anda da aynı destek devam ediyor. Bunlar her zaman benim içimi kıpır kıpır eder ve çocuklarınla mutluluğuna, o çilek abla demelerine şahit oluşum beni çok mutlu ediyor. Bunların da devamlılığı olması adına istiyorum, devam etsin her zaman farklı şehirlerde farklı yerlerde bu tarz etkinlikler olsun ve çocukların mutluluğuna orada şahitlik edelim. Bugün burada farklı keyifler yaptık, gelenekler köy şenliği gibi oldu aslında. Köydeki o güzel geçmişe dayalı oyunlar, şarkılar, türküler; müzisyen arkadaşlarımızla çocuklarla beraber söyledik ve bu çok güzel bir şeye şahitlik etti. Çocuklar gelip ’Abla ilk defa işte bu tarz şeylerle karşılaştık, ilk defa dron gördük’ diyen çocuklar oldu, bu beni çok mutlu etti. Bugün buraya gelen iyilik dostlarımızdan kimisi kadın girişimcilerdi ve bunlar kurabiyeler yapıp gelenler oldu, çilek sepetiyle gelenler oldu, oyuncaklarla gelen gelenler oldu ve bu beni çok mutlu etti. Hayalimdeki projeyi kendim yaptım ama beni yalnız bırakmayarak buraya gelip kendi çocuklarıyla okuldaki çocuklarla oynamalarına şahitlik etmek ekstra beni mutlu etti" diye konuştu.
Ankara Hak-İş Başkanı Arslan: “Türkiye, dünyada gelir eşitsizliği sıralamasında dördüncü” Hak-İş Genel Başkanı Mahmut Arslan, “Türkiye, dünyada gelir eşitsizliği sıralamasında Meksika, Şili ve Kosta Rika’dan sonra dördüncü sırada” dedi. Türkiye Yüzyılında Çalışma Hayatı: “Emeğin, Sendikal Örgütlenmenin ve İstihdamın Geleceği” başlıklı 13. Çalışma Meclisi Toplantısı Ankara’da düzenlendi. Toplantıya Hak-İş Genel Başkanı Mahmut Arslan, Memur-Sen Genel Başkanı Ali Yalçın ve Türk-İş Genel Başkanı Ergün Atalay katıldı. Gelişmiş ülkelerde asgari ücretin istisnai ücret olduğunu hatırlatan Hak-İş Başkanı Arslan, asgari ücrette çalışanlara Avrupa Birliği ülkelerinde sosyal destek verildiğini söyledi. Türkiye’de asgari ücrette çalışma oranının toplam çalışanların yüze 40’ı olduğunu ifade eden Arslan Türkiye’de asgari ücretin genel bir geçim ücreti olduğunu söyledi. “Türkiye, dünyada gelir eşitsizliği sıralamasında dördüncü” Gayrisafi milli hasıladan emeğin aldığı payın yüzde 24 olduğunu dile getiren Arslan, “Dünyada gelir eşitsizliği sıralamasında Türkiye; Meksika, Şili ve Kostarika’dan sonra dördüncü sırada. Türkiye gibi büyümesi devam eden, gayrisafi milli hasılatı 3 kat artmış bir ülke gelir adaletsizliği ve eşitsizliği bakımdan dünyanın en sondan dördüncü ülkesi. Bu bize yakışmıyor. Gayrisafi milli hasıladan emeğin aldığı pay OECD ülkelerinde ortalama yüze 50-60 seviyesinde. Avrupa Birliği ortalaması yüzde 60- 70. Türkiye’de ise yüzde yirmidört. Yazıktır” dedi. Stokçuluk yapanların merhametsiz olduğunu dile getiren Türk-İş Genel Başkanı Atalay, “Bizim ülkemizde asgari zamcıları var. Asgari ücret konuşulduğu zaman harekete geçiyorlar. Bu her zaman böyleydi. Adam stokçuluk yapıyor. Et yerine başka bir şey kesiyor. Şimdi kanun çalışmaları var. Bu suçu işleyenlere ceza vereceğiz. Bu işi yapanlar merhametsiz adamlar. İsteseniz kadar ceza verin. Onların parayla ilgili ilişkisine kesmezseniz merhametsizce zam yapmaya devam ederler” dedi. “Ekonominin kötü yönetimi var” Toplumun büyük bir bölümünde alım gücünün düştüğünü kaydeden Atalay, “Ekonominin kötü yönetimi var. Bunu bedelini emekli, çitçi ve işsiz ve asgari ücretli ödüyor. Öyle bir noktaya geldik ki kamuda 20 yıl çalışan işçiler asgari ücretin bir tık üzerinde ücret alacak seviyede. Önceden kamudaki işçi ücretleri özel sektöre örnek oluyordu” ifadelerini kullandı. “Kamuda 950 bin kişi, örgütlülüğün dışında” Türkiye’de yaklaşık 4 milyon kamu emekçisinin olduğunun altını çizen Memur-Sen Genel Başkanı Ali Yalçın, “Emeğin ve işin geleceği tartışılıyor. Onun için geleceği soyut normlar değil, somut olaylar denilecek. Esnek çalışmanı tartışıldığı bir zemindeyiz. İstihdamın konuşulduğu bir zemindeyiz. İşin ve emeğin geleceğini konuşacaksak bu konuyu yine emeğin bileşenleri, sendikalar, kamu ve eğitim kurumları olarak hep beraber bu konuları tartışmamız lazım. Bunun için de bu sosyal diyalog ortamını arttırmakta fayda görüyorum. Kamuda 4 milyona yaklaşık kamu emekçisi var. Memur emeklisi sayısı 2 milyon 300 binin üzerine çıkmış durumda. Dolayısıyla altı milyonu aşan geniş bir kitleden bahsediyoruz. Örgütlenme boyutuna baktığınız zaman kamuda 950 bin kişi, örgütlülüğün dışında duruyor. Örgütlülüğün kapsamının ve örgütlülük alanının genişletilmesine ihtiyaç var. Bu konuda yeniden tartışmaya ihtiyaç var” dedi.
Elazığ Elazığ’da ‘kadına yönelik şiddetle mücadele’ semineri verildi Elazığ genelinde hizmet veren özel eğitim ve rehabilitasyon merkezi çalışanlarına “kadına yönelik şiddetle mücadele” ve “erken yaşta ve zorla evliliklerle mücadele” eğitim semineri verildi. Aile ve Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğüne bağlı Şiddet Önleme ve İzleme Merkezi (ŞÖNİM) koordinasyonunda İl Emniyet Müdürlüğü ve İl Jandarma Komutanlığı katkılarıyla il genelinde hizmet veren özel eğitim ve rehabilitasyon merkezi çalışanlarına yönelik seminer düzenlendi. Ahmet Tevfik Ozan Fuar ve Kongre Merkezinde düzenlenen seminerde sinevizyon gösterimi destekli ‘kadına yönelik şiddetle mücadele’ ve ‘erken yaşta ve zorla evlilikler ile mücadele’ konuları hakkında sunumlar gerçekleştirildi. Seminerde, şiddetin tanımı, türleri, yaygınlığı, şiddet mağduru kadınlara sunulan hizmetler, aile içi şiddetle mücadelede yasal mevzuat, erken yaşta ve zorla evliliklerde yasal mevzuat ve tedbir kararları ve elektronik kelepçe konuları anlatıldı. Öte yandan, kolluk kuvvetleri tarafından Kadın Destek Uygulaması (KADES) ile Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele İl Eylem Planı ve 6284 sayılı kanun ile ilgili bilgilendirmelerde bulunarak broşür dağıtıldı. Gerçekleştirilen seminer hakkında bilgi veren Elazığ Aile ve Sosyal Hizmetler il Müdürü Ömer Faruk Ergün, “İlimiz 2022-2025 yılları kadına yönelik şiddetle mücadele il eylem planı çerçevesinde Özel Eğitim ve Rehabilitasyon Merkezi çalışanlarına yönelik ‘kadına yönelik şiddetle mücadele’ ve ‘erken yaşta ve zorla evliliklerle mücadele’ farkındalık eğitim çalışmalarımızı yürütüyoruz. Kadına yönelik şiddetin her türlüsünü önlemek amacıyla toplumun her alanına inebildiğimiz, gidebildiğimiz her alana ulaşmak için çalışmalarımızı yürütüyoruz” dedi.
Muğla Muğla’da ’Çanakkale Ruhu’ Fotoğraf yarışmasında dereceye giren öğrencilere ödülleri verildi Diyanet İşleri Başkanlığı Gençlik Koordinatörlüğü’nün üniversite öğrencilerine yönelik düzenlediği “Çanakkale Ruhu” Fotoğraf Yarışmasına katılarak Muğla’da dereceye giren öğrencilerin ödülleri Muğla İl Müftüsü Yaşar Çapçı tarafından takdim edildi. Yarışmada birinci olan MSKÜ Sınıf Öğretmenliği öğrencisi Büşra Tufan ile ikinci olan MSKÜ İslami İlimler Fakültesi öğrencisi Fatih Akagündüz’ü makamında kabul eden Müftü Çapçı, Diyanet İşleri Başkanlığı Gençlik Koordinatörlüğü tarafından “18 Mart Çanakkale Deniz Zaferi ve Şehitleri Anma Günü” dolayısı ile Üniversite öğrencilerine yönelik düzenlenen “Çanakkale Ruhu” adlı yarışmaya katılımları dolayısı ile kendilerine teşekkür ederek, başarılarının devamını diledi. Dereceye giren öğrenciler Tufan ve Akagündüz de Müftü Çapçı’ya teşekkür ederek manevi yönden kendileri için kıymeti maddiyattan daha yüksek olan bu yarışmaya katılmaktan şeref duyduklarını dile getirerek, düzenleyen yetkilere teşekkür etti. Daha sonra ödül törenine geçildi. TDV Muğla Şubesi’nin katkılarıyla hazırlanan ödül zarflarını, Muğla İl Müftüsü Yaşar Çapçı öğrencilere verdi. Gençlik Koordinatörü ve İl Vaizi Cüneyt Çakır ve TDV Muğla Şube Uzmanı Kahraman Kazandere’nin de hazır bulunduğu törende öğrenciler dereceye girdikleri fotoğraflar ile birlikte objektiflere poz verdi.