EKONOMİ - 28 Eylül 2020 Pazartesi 08:56

Devlet desteğiyle ayda bin kapı üretiyor

A
A
A
Devlet desteğiyle ayda bin kapı üretiyor

Bitlis Organize Sanayi Bölgesinde (OSB) devletin sağladığı arsa desteğiyle kurulan kapı üretim fabrikası, ayda 4 bin kapı üreterek komşu ülkelere gönderiyor.

Bitlis Organize Sanayi Bölgesinde (OSB) devletin sağladığı arsa desteğiyle kurulan kapı üretim fabrikası, ayda 4 bin kapı üreterek komşu ülkelere gönderiyor.


Bitlis’in Rahva mevkiindeki OSB’de bulunan kapı üretim fabrikası, bin 500 metrekare alanda üzerine faaliyet gösteriyor. İşletmeci Harun Sıpor, fabrikada 40 kişiyi istihdam ettiklerini ifade ederek, üretilen kapıların bölge illerine ve komşu ülkelere gönderildiğini belirtti. Fabrikada ev içi oda kapıları ürettiklerini anlatan Sıpor, en son model teknoloji ile birinci kalite malzemeler kullandıklarını söyledi. Harun Sıpor, “Devletten aldığımız arsa desteği ile hem işletmemizi büyüttük hem de istihdama katkı sağladık. Fabrikamızda 40 kişi çalışıyor. Hem iç pazarda hem de dış pazarda büyüyen bir firma olmak istiyoruz. Bölge illerimiz Hakkari, Iğdır ve Şırnak olmak üzere Irak, Dohuk, Erbil ve Azerbaycan’a kapı ihraç ediyoruz. Devletin verdiği teşvik ile bu yıl OSB’de üretim alanımızı oluşturduk. Tamamen son teknoloji makinelerle çalışıyoruz. Amacımız daha kaliteli ve daha düzgün imalat yapabilmek” diye konuştu.


İlerleyen zamanlarda hem üretim hem de istihdam alanını daha genişletmek istediklerini ifade eden Harun Sıpor, “Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde sadece Diyarbakır’da bu şekilde imalat yapan bir fabrika var. Bizimde amacımız ilerleyen zamanda üretim ağımızı genişletmek ve buna dayalı olarak istihdamı daha fazla sağlamaktır. Sadece bölge illeri ve komşu ülkeler değil Türkiye’nin hemen hemen yer iline ve diğer ülkelere de ihracat yapmak istiyoruz. Bu nedenle devlet tarafından verilen teşvikler çok önemlidir” dedi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul İstanbul’da düzenlenen “Mahzen-34” operasyonunda elebaşılığını Sezai Gülmez’in yaptığı organize suç örgütü çökertildi İstanbul’da düzenlenen “Mahzen-34” operasyonunda elebaşılığını Sezai Gülmez’in yaptığı organize suç örgütü çökertildi. Operasyonda elebaşının da içerisinde bulunduğu organize suç örgütü üyesi 9 şüpheli yakalandı. İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, İstanbul’da düzenlenen “Mahzen-34” operasyonunda elebaşılığını Sezai Gülmez’in yaptığı organize suç örgütünün çökertildiğini belirterek operasyonda elebaşının da içerisinde bulunduğu organize suç örgütü üyesi 9 şüphelinin yakalandığını kaydetti. "Aziz milletimizin bilmesini isterim ki; hangi büyüklükte olursa olsun organize suç örgütlerini çökertip, adalete teslim edeceğiz. Şafak sökerken de gün batarken de operasyonlarımız devam edecek" diyen Bakan Yerlikaya şunları kaydetti: "Emniyet Genel Müdürlüğü KOM Başkanlığı koordinesinde; İstanbul İl Emniyet Müdürlüğü Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğünce yapılan çalışmalar sonucu elebaşılığını Sezai Gülmez’in yaptığı organize suç örgütü üyesi şüphelilerin; suç işlemek amacıyla örgüt kurmak, kasten adam öldürmeye teşebbüs, iş yerlerine yönelik çok sayıda molotofkokteyli ve silahlı saldırı, genel güvenliğin kasten tehlikeye sokulması, 6136 sayılı kanuna muhalefet, tehdit ve mala zarar verme suçlarını işledikleri tespit edildi. Operasyon sonucu 3 adet ruhsatsız tabanca, çok sayıda şarjör ve fişeğe el konuldu. Operasyonları gerçekleştiren kahraman polislerimizi tebrik ediyorum. Allah ayağınıza taş değdirmesin. Milletimizin duası sizinle."
Adana Dede Korkut hikayeleri Türklerde kadının konumunu ortaya koyuyor Çukurova Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Refiye Şenesen, “Türk Kültüründe Dede Korkut Kitabı” adlı konferansında Dede Korkut hikayelerindeki kadının konum ve önemine değindi. Prof. Dr. Şenesen, Çukurova Üniversitesi Türkoloji Araştırmaları Merkezi’nde (ÇÜTAM) verdiği konferansta, Dede Korkut Hikayelerinde genel olarak Oğuzların birtakım mücadelelerinin yer aldığını ifade ederek, “Bu mücadelelerin ikisi Oğuzların kendi aralarında yaptıkları mücadelelerdir. Bunlardan birinde Dirse Han ve oğlu Boğaç Han arasında geçer. Bir başka mücadele ise İç Oğuz ve Taş Oğuz karşılaşır” dedi. Prof. Dr. Şenesen, şunları kaydetti: “Dede Korkut Hikayelerinde sağlam temellere oturtulmuş bir sosyal yapıyla karşılaşırız. Eski kültür hayatımızı ile ilgili zengin bilgiye bu hikayelerde rastlıyoruz. Hikayelerde toplumun başında hanlar hanı diye gösterilen Begil oğlu Emren Hikayesinde padişah olarak ifade edilen Bayındır Han vardır. Bayındır Han’ın hikayelerindeki rolü beylere akın izin vermek, divanı toplamak, yılda bir defa büyük bir ziyafet vermektir. Hikayelerde kahraman olarak görünmez.” Dede Korkut Hikayelerinde hemen hemen tüm hikayelerde kadının önemli bir yer tuttuğunu söyleyen Ç.Ü. Fen Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Refiye Şenesen, “Kadın bir güzellik sembolü olmanın yanında sosyal hayat içinde erkeğin yanında onun eşi ve ortağı olarak yer alır. Kadın sosyal hayat içinde düşüncesi alınan, eş seçiminde özgür, vefa duygusu gelişmiş, anne, iffet sahibi, saygı duyulan biridir. Bu özelliklerinin yanı sıra ata biner, kılıç kullanır, ok atar ve erkeklerle yarışır” şeklinde konuştu. Konferans sonunda Prof. Dr. Refiye Şenesen’e teşekkür belgesi verilirken hatıra fotoğrafı çekimi de gerçekleştirildi.