GÜNDEM - 29 Ağustos 2025 Cuma 22:05

Tatvan SYDV çalışanları greve başladı

A
A
A
Tatvan SYDV çalışanları greve başladı

Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’na bağlı Bitlis’in Tatvan ilçesindeki Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı (SYDV) çalışanları, toplu iş sözleşmesi görüşmelerinin anlaşmazlıkla sonuçlanması üzerine alınan sendika kararı gereği greve gitti.


Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığına bağlı Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakıfları (SYDV), toplu iş sözleşmesi görüşmelerinin anlaşmazlıkla sonuçlanması üzerine Türkiye genelinde greve gitme kararı almıştı. Ülke genelindeki bin 3 vakıfta 10 bine yakın işçinin katılacağı grev kapsamında Tatvan Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı (SYDV) çalışanları da bu sabah 09.00 itibarıyla greve başladı. Grev öncesi Tatvan SYDV önünde toplanan çalışanlar, iş yeri önüne "Bu iş yerinde grev vardır" pankartı asarak, basın açıklaması yaptı.


Çalışanlar adına basın açıklamasını okuyan SYDV çalışanı ve aynı zamanda grev sözcüsü Nurhan Aras, bugün itibarıyla greve başladıklarını duyurdu. Kamu çerçeve protokolünde yer alan zam oranlarına tepki gösteren Aras, "Hepinizin bildiği gibi konfederasyonumuz Türk-İş ile hükümet arasında 1 Ocak 2025 tarihinden geçerli olan Kamu Kesimi Toplu İş Sözleşmeleri Çerçeve Protokolü 2 Ağustos 2025 tarihinde imzalandı. Bu protokolle birlikte 600 bin kamu işçisi hak ettiği ücret zamlarını aldı. Sendikamız Koop-İş, örgütlü olduğu kamu iş yerlerinde birer birer sözleşmeleri imzalıyor. Ancak ne yazık ki Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı, kendisine bağlı Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakıflarında kamu çerçeve protokolüyle elde edilen ücret zamlarını uygulamak istemiyor. Vakıflarda çalışan arkadaşlarımızı 600 bin kamu işçisinden ve 30 binin üzerindeki Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı işçisinden ayırarak, onlara memurlara verilen yüzde 11 + yüzde 7 oranlarını uygulamak istiyor. İşte biz bugün burada, bu haklı ve meşru davamız için toplandık. Sendikamızın aldığı karar gereğince, ülkemizin dört bir yanındaki bin 3 Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfında bugün itibariyle greve çıkıyoruz. Ancak biz bugün burada, sadece ücret artışı talep ettiğimiz için değil, yıllardır görmezden gelinen emeğimizin, alın terimizin ve fedakârlıklarımızın hakkını almak için bir aradayız" dedi.


Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakıflarında görev yapanların emekçi olduğunu ifade eden Aras, "Depremde ilk sahaya çıkan, pandemide evinden çok vatandaş gören, kısıtlı bütçelerle milyonların derdine derman olmaya çalışan emekçileriz. Vatandaşın en çaresiz anında yanında olan, 24 saat esasına göre görev yapan, hafta sonu bile evini görmeden yardıma muhtaç kesimlerin sorunlarını çözmeye uğraşan bir neferler ordusuyuz. Ama bugün bizim derdimizi dinleyen kimse yok. Bizlere kamu çerçeve protokolündeki zam oranları bile çok görülüyor. Oysa önceki iki sözleşme döneminde bu oranlar hiç tereddüt edilmeden kabul edilmişti. Soruyoruz; şimdi ne değişti? Ne acıdır ki bu ülkenin dört bir yanında görev yapan 600 bin kamu işçisi ve Aile Bakanlığı bünyesindeki 30 binin üzerindeki işçi kamu çerçeve protokolüyle hak ettikleri zam oranlarını alırken, bizlere üvey evlat muamelesi reva görülüyor. Toplu sözleşme masasında biz yokmuşuz gibi davranılıyor. Oysa bu sözleşme işletme toplu iş sözleşmesidir ve Türkiye genelinde bin 3 vakıf çalışanını ilgilendirmektedir. Biz bu görevi sadece ücret için yapmadık, yapmıyoruz. Ama bu, hakkımız olanı istemeyeceğimiz anlamına gelmez. Bizler, yoksulun umudu, afetzedenin dayanağı, sistemin sessiz kahramanlarıyız. Bugün, hak ettiğimiz ücretleri alamadığımız için greve gidiyoruz. Çünkü bizler geçinemiyoruz, değer görmüyoruz, yok sayılıyoruz. Ve buradan sesleniyoruz; bizi yok sayan hiçbir sözleşme ve protokol geçerli değildir. Bizi hesaba katmayan hiçbir yönetim bu veballe ayakta duramaz. Bu grev bir çığlıktır. Bu grev bir hatırlatmadır. Biz varız, biz güçlüyüz, biz biriz, biz Koop-İş Sendikası çatısı altında örgütlü, bilinçli ve kararlıyız. Emeğimizin hakkını alıncaya dek öir adım geri atmak yok. Zafer direnen emekçinin olacak" diye konuştu.


Yapılan basın açıklaması sonrası SYDV çalışanları alınan karar doğrultusunda greve başladı.



Tatvan SYDV çalışanları greve başladı

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Malatya "İyilik Elçisi" Projesi gençlere yardımlaşma ve tarih bilinci aşılıyor Yeşilyurt Belediyesi Sosyal Hizmetler Müdürlüğü tarafından hayata geçirilen ‘İyilik Elçisi’ Projesi kapsamında Beydağı Anadolu Lisesi öğrencilerine yönelik anlamlı ve farkındalık dolu bir program düzenlendi. Programda gençlere yardımlaşma, paylaşma ve toplumsal dayanışmanın önemi anlatılırken, sosyal sorumluluk bilincinin küçük yaşlarda kazanılmasının gerekliliğine vurgu yapıldı. Yeşilyurt Belediyesi, "iyiliğin izinde, bilinçle büyüyen gençler" yetiştirmek amacıyla sosyal, kültürel ve eğitici projelerini kararlılıkla sürdürmeye devam ediyor. ‘İyilik Elçisi’ Projesi kapsamında gerçekleşen gezi ve inceleme ziyaretine katılan Beydağı Anadolu Lisesi öğrencileri, Yeşilyurt Belediyesi bünyesinde faaliyet gösteren Hayır Çarşısını ziyaret etti. Burada yürütülen yardım faaliyetleri hakkında detaylı bilgiler alan öğrenciler, ihtiyaç sahiplerine ulaştırılan desteklerin nasıl organize edildiğini yerinde görme fırsatı buldu. Emanet Çarşı’nın, dayanışma kültürünü güçlendiren ve iyiliği çoğaltan bir sosyal hizmet modeli olduğuna dikkat çekildi. Programın devamında öğrenciler için Savaş Müzesi, Tekstil Müzesi ve Cezaevi Müzesi gezileri düzenlendi. Gerçekleştirilen müze ziyaretleriyle gençler, Malatya’nın ve ülkemizin yakın tarihine, kültürel ve sosyal mirasına yakından tanıklık etti. Savaş Müzesi’nde milli mücadele ruhu ve fedakârlık duygusu ön plana çıkarken, Tekstil Müzesi’nde kentin üretim kültürü ve emeğin değeri anlatıldı. Cezaevi Müzesi gezisinde ise geçmişten günümüze toplumsal hafıza ve insan hikâyeleri üzerinden önemli mesajlar paylaşıldı. ‘İyilik Elçisi’ Projesi ile öğrencilerin hem sosyal sorumluluk bilinci kazanması hem de tarih ve kültürle bağ kurarak bilinçli bireyler olarak yetişmeleri hedefleniyor. Program sonunda öğrenciler, yardımlaşmanın ve paylaşmanın toplumsal birlikteliğin temel taşlarından biri olduğunu bir kez daha idrak ederken, tarih bilinciyle geleceğe daha güçlü adımlarla yürümenin önemini kavradı.
Diyarbakır DTSO Başkanı Kaya: "2026’da en büyük beklenti kredi faiz oranlarının düşmesi ve krediye erişimin kolaylaşması" Diyarbakır Ticaret ve Sanayi Odası (DTSO) Başkanı Mehmet Kaya, 2025 yılının hem ticaret hem de imalat ve sanayi sektörü açısından istedikleri düzeyde geçmediğini ifade ederek, 2026’ya yönelik en büyük beklentilerinin kredi faiz oranlarının düşmesi ve krediye erişimin kolaylaşması olduğunu belirtti. Diyarbakır Ticaret ve Sanayi Odası (DTSO) Başkanı Mehmet Kaya, 2025 yılını değerlendirdi. Kaya, "Doğrusu 2025 yılı, hem ticaret hem de imalat ve sanayi sektörü açısından istediğimiz düzeyde geçti diyemeyiz. Bu süreci olumsuz etkileyen en önemli faktörlerden biri, banka faiz oranlarının oldukça yüksek olmasıdır. Yüksek faiz oranları, işletmelerin büyümesini neredeyse imkansız hale getirmiştir. Burada iki durumu birlikte değerlendirmek gerekir. Birincisi, kredi kullanmış olan işletmeler, faiz oranlarının yüksekliği nedeniyle büyüme hedeflerinden vazgeçerek kredilerini kapatma yoluna gitmişlerdir. Bu durum, işletmelerin öz kaynaklarını nakde çevirmelerine ve dolayısıyla faaliyetlerini yavaşlatmalarına, hatta durma noktasına getirmelerine neden olmuştur. İkinci olarak ise büyümeyi hedefleyen işletmelerin, yalnızca öz kaynaklarıyla büyümelerinin mümkün olmaması ve krediye erişimde yaşanan zorluklar öne çıkmaktadır. Krediye ulaşabilen işletmeler ise yüksek faiz oranları ve düşük karlılık nedeniyle bu yoldan vazgeçmiş, bu da büyümeyi engellemiştir. Bu sürecin sonucu olarak özellikle istihdam kaybı yaşanmıştır. Diyarbakır için istihdam açısından büyük önem taşıyan, yoğun bir sektör olan hazır giyim ve tekstil sektöründe yaklaşık yüzde 30’a varan istihdam kaybı meydana gelmiştir. Bununla birlikte yalnızca istihdam değil, işletmelerin yaklaşık yüzde 30’unun faaliyetlerini durdurması gibi ciddi sonuçlar da ortaya çıkmıştır" dedi. 2026’da beklenti kredi faiz oranlarının düşmesi ve krediye kolay erişim 2026 yılına yönelik en büyük beklentilerinin kredi faiz oranlarının düşmesi ve krediye erişimin kolaylaşması olduğunu ifade eden Kaya, şu ifadeleri kullandı: "Kredi oranlarının düşmesi, bölgede sektörlerin hızlı bir şekilde gelişmesini sağlayacaktır. İlimizin sanayi altyapısı bu açıdan güçlüdür. Her türlü sanayi ürününü üretebilecek kapasitemiz, alanlarımız, altyapımız, beşeri sermayemiz ve genç nüfusumuz bulunmaktadır. Gelişmiş ülkelerin en önemli özelliklerinden biri, komşularıyla yaptıkları ticaretin yüksekliğidir. Barış süreci de tam olarak bunu etkileyecek bir unsurdur. Türkiye’nin güney komşularıyla yakalayacağı bir barış ortamı, en fazla sınır ve komşu illerin ticaretini ve ekonomisini olumlu yönde etkileyecektir. İhracat rakamlarına baktığımızda Irak’ın bu anlamda önemli bir örnek olduğunu görüyoruz. Irak, en çok ticaret yaptığımız ülkeler arasında hızla üst sıralara çıkmıştır. Aynı süreci Suriye için de yakalayabiliriz. Suriye’nin yeniden imarı ve kalkınmasında itici güç Türkiye, özellikle de bölge illeri olacaktır. Bu nedenle barış sürecinin en olumlu etkileyeceği alan ekonomidir. Bu süreç, hem Türkiye hem de güney komşularımız için önemli bir kalkınma modeli oluşturacaktır." 2026 yılı özellikle tüccarların, sanayicilerin ve imalatçıların arzu ettiği performansın yakalandığı bir yıl olmasını dileyen Kaya, "Barış sürecinin gelişmesi ve güney komşularımızla ilişkilerin güçlenmesi, hem ekonomimizin gelişmesine hem de yaşam kalitemizin artmasına katkı sağlayacaktır. Bu vesileyle hem üyelerimizin hem de halkımızın yeni yıla barış, huzur ve mutluluk içinde girmesini temenni ediyorum" diye konuştu.