GÜNDEM - 06 Aralık 2025 Cumartesi 15:19

Tokat’tan Bolu’ya uzanan 88 yıllık hatıra

A
A
A
Tokat’tan Bolu’ya uzanan 88 yıllık hatıra

Atatürk’ün manevi kızı Afet İnan’ın babası İsmail Hakkı Uzmay’a verilen 88 yıllık bakır maşrapa, Bolu’da özenle korunup sergileniyor.


Mustafa Kemal Atatürk tarafından atanan İsmail Hakkı Uzmay’a verilen hediye Bolu’da saklanıyor. 1931-1939 yıllarında milletvekilliği yapan İsmail Hakkı Uzmay’a, Tokat ziyareti sırasında el işçiliğiyle yapılan bakır maşrapa hediye edildi. Yaklaşık 88 yıllık hediyeye Bolu halkı sahip çıkarak sakladı. Bakır maşrapa şu anda Bolu’nun 221 yıllık tarihi hazinesi Taşhan’da sergileniyor. Ayrıca İsmail Hakkı Uzmay’ın, Mustafa Kemal Atatürk’ün manevi kızı Afet İnan’ın öz babası olduğu biliniyor.


"Eseri Bolu’ya kazandırdık"


Taşhan’da antikacı dükkanı bulunan ve İsmail Hakkı Uzmay’a verilen hediyeye sahip çıkan Ali Yerli, "’İsmail Uzmay Bolu Mebusu’ diye buraya da bir not düşülmüş. Çok kıymetli bir eserdir. İsmail Uzmay, Bolu’da milletvekilliği yapmış. Kendisi Bulgaristan Şumnu doğumludur. Aynı zamanda kıymetli bir bilgi, Atatürk’ün manevi kızı Afet İnan’ın da öz ve öz babasıdır. Bolu’da yıllarca hizmet etmiş. Biz de bu eseri bir müzayeden aldık ve Bolu’ya kazandırdık. Eseri burada sergiliyoruz" şeklinde konuştu.


(YE-FK-

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ağrı Patnos’ta açık cezaevinde hükümlülere meslek edindirme kursları başladı Patnos Açık Ceza İnfaz Kurumu’nda hükümlülerin hem meslek edinmesi hem de topluma uyum süreçlerinin desteklenmesi amacıyla dört farklı alanda kurs açıldı. Cumhuriyet Savcısı Emin Burak Sürezli, kursları ziyaret ederek çalışmalar hakkında bilgi aldı. Ağrı’nın Patnos ilçesinde bulunan Patnos Açık Ceza İnfaz Kurumu’nda, hükümlülerin ilgi ve yetenekleri doğrultusunda mesleki beceri kazanmalarını hedefleyen kurslar 2025-2026 eğitim-öğretim yılı kapsamında başlatıldı. Hayat boyu öğrenme anlayışı ve Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğü’nün Standartlar Sistemi doğrultusunda yürütülen eğitimler, Patnos Halk Eğitim Merkezi iş birliğiyle gerçekleştiriliyor. Kurumda Erkek Kuaförlüğü, Sac Metal Kalıp İmalatı, Aşçı Çırağı ve Yağlı Boya Resim olmak üzere dört farklı alanda kurs açıldı. Cumhuriyet Savcısı Emin Burak Sürezli, 20 Kasım 2025’te gerçekleştirdiği ziyarette kurs öğretmenleri ve hükümlülerle bir araya gelerek yürütülen eğitimler hakkında bilgi aldı. Savcı Sürezli, mesleki kursların hem kişisel gelişim hem de topluma uyum açısından taşıdığı önemi vurgulayarak, "Bu eğitimler, hükümlülerin salıverilmelerinin ardından gelir sağlayabilecekleri bir meslek edinmelerine katkı sunuyor" dedi. Kurslara katılan hükümlüler ise verilen eğitimlerden duydukları memnuniyeti dile getirerek Savcı Sürezli’nin ilgisinin kendilerini motive ettiğini belirtti. Ziyarete Kurum Müdürü Esma Hatun Sağlam, İdare Memuru Hakan Gümüştaş ve Kurum Öğretmeni Sevda Deniz de eşlik etti. Kurum yönetimi, mesleki ve teknik eğitimin hükümlülerin yeniden topluma kazandırılması açısından taşıdığı öneme dikkat çekerek Savcı Sürezli’ye teşekkür etti.
Bursa Osmangazi’de engelli bireyler ve aileleri kahvaltıda buluştu Toplumsal farkındalığı artırarak engelli bireylerin yaşamını kolaylaştırma amacıyla çalışmalarını yoğun şekilde sürdüren Osmangazi Belediyesi, geniş bir katılım ile engelli bireylere özel bir etkinlik düzenledi. 3 Aralık Dünya Engelliler Günü kapsamında çeşitli çalışmalara imza atan Osmangazi Belediyesi, bu kez Osmangazi Kent Lokantası’nda engelli bireyler için kahvaltı gerçekleştirdi. Etkinliğe Bursa Vali Yardımcısı Mustafa Güney, Osmangazi Belediyesi Meclis Üyesi Şafak Sayan, Osmangazi Kent Konseyi Genel Sekreteri Mutlu Çınar, Demokratik Sol Parti Bursa İl Başkanı Mehmet Seskır, Osmangazi Kent Konseyi Engelliler Meclisi Başkanı Orhan Koca ile engelli bireyler ve aileleri katıldı. "Size verilen haklar lütuf değil, haktır" Engelli bireylere yönelik etkinliklerin sayısının artmasının memnuniyet verici olduğunu dile getiren Bursa Vali Yardımcısı Mustafa Güney, "Osmangazi Belediye Başkanımız Erkan Aydın’a çok teşekkür ediyorum, sadece bu güzel etkinlik için değil, diğer zamanlarda da engellilere yönelik yaptıkları için. İnşallah bu artarak devam eder. Engelli bireylere verilen haklar lütuf değildir, uluslararası sözleşmeler var. Birleşmiş Milletler’in engelli hakları sözleşmesi var, Türkiye bunu 2009’da imzaladı. Dolayısıyla bizim anayasamızın da üstünde bir kural, devlet engellilere bu hakları vermek zorunda. Sizlere verilen haklar lütuf değil, haktır. Hem Allah tarafından, hem kanun tarafından. Niye bunu söylüyorum? Haklarınızı arayın, isteyin. Biz eksiklikleri tamamlayalım." diye konuştu. "Daha erişilebilir bir yaşam oluşturmakla yükümlüyüz" Osmangazi Belediyesi Meclis Üyesi Şafak Sayan da, engelin insanların hayatlarına konulmuş bir sınır olmadığını dile getirerek, "Engel, toplumun görmediği, hissetmediği, dikkate almadığı alanlarda başlar. Bizler bu sınırları kaldırmak, görünmez engelleri yok etmek ve herkes için daha erişilebilir bir yaşam oluşturmakla yükümlüyüz. Toplumun gerçek gücü, farklılıklarına değer vermesinde, eşitliği benimsemesinde, dayanışmayı büyütmesinde çıkar." ifadelerini kullandı. Etkinliklerin finali tiyatro oyunuyla gerçekleşecek Osmangazi Kent Konseyi Genel Sekreteri Mutlu Çınar ise, yoğun bir şekilde çalışmaların sürdüğünü vurgulayarak, "Osmangazi Belediyesi’nde engelli bireylere yönelik dördüncü etkinlik, yarın da Osmangazi Belediyesi’nin 3 Aralık’a yönelik etkinliklerinin finali tiyatro ile yapılacak." diyerek, tüm Bursalıları ‘Miras Değil Mübarek’ adlı tiyatro oyununa davet etti. Osmangazi Kent Konseyi Engelliler Meclisi Başkanı Orhan Koca da yaptığı açıklamada, büyük bir özveri ile çalıştıklarını kaydederek, "Hiçbir engelli birey evde kalmamalı. Özgürce dolaşabildiği bir Bursa için, Osmangazi için elimizden geleni fazlasıyla yapacağız." açıklamasında bulundu. Kahvaltının ardından çalan müzikler eşliğinde doyasıya eğlenen engelli bireyler, coşku dolu anlar yaşadı.
İstanbul Fatih Belediye Başkanı Mehmet Ergün Turan, gazetecilerin dertlerini dinledi Fatih Belediye Başkanı Mehmet Ergün Turan, Fatih’te yaşayan ve çalışan gazetecilerle bir araya geldi. Başkan Mehmet Ergün Turan, gazetecilerle kahvaltı edip Fatih’te çalışan ve yaşayan gazetecilerin sorunları dinledi. Fatih Belediye Başkanı Mehmet Ergün Turan, Fatih’te yaşayan ve ulusal haber ajanslarında, gazetelerde, televizyonlarda görev yapan muhabir, gazeteci ve kameramanlarla bir araya geldi. Topkapı Kütüphanesinde düzenlenen programda Belediye Başkanı Mehmet Ergün Turan, gazetecilerle kahvaltı edip Fatih’te çalışan ve yaşayan gazetecilerin sorunları dinledi. "Tecrübeli bir şekilde buraya geldik" Programda konuşan Fatih Belediye Başkanı Mehmet Ergün Turan, görevinin sorumluluklarından bahsetti. Geldiği görevde geçmiş dönem tecrübesinin katkısının olduğunu söyleyen Başkan Turan, "Bizim yaşımızdaki insanların artık bundan sonraki hayatında biriktireceği asıl önemli olay, memlekete hizmet için önemli işler yapma imkânımız var. Yine açık konuşalım: Bizim dediğimiz şey, kendimizi övmek olarak anlamayın. Tecrübeli bir şekilde buraya geldik. Bizi seçenler nasıl saygı değerse başkasını seçende saygı değerdir. Bizi seçenler iyi başkalarını seçenler kötü olmaz. Halk tercihinde bulundu" ifadelerini kullandı. Başkan Turan daha sonra gazetecilerle sohbete devam ederek, günün anlamını ifade edecek toplu fotoğraf çektirdi.
Ankara HAK-İŞ Başkanı Arslan: "Asgari Ücret Tespit Komisyonunun yapısını değiştirelim" HAK-İŞ Genel Başkanı Mahmut Arslan, "Asgari Ücret Tespit Komisyonunun yapısını değiştirelim. Daha katılımcı olsun. Kriterler koyalım, sadece TÜİK’in kriterleri değil. TÜİK’in sepetiyle bizim sepet uymuyor" dedi. Kültür ve Turizm Bakanlığının katkılarıyla düzenlenen HAK-İŞ 14’üncü Uluslararası Kısa Film Yarışmasının ödülleri Ankara’da bir otelde gerçekleştirilen törenle sahiplerini buldu. Ulusal ve uluslararası kategorilerde 4 dalda toplam 8 ödül ile ‘Sendikacı Gözünden’ kategorisindeki ödüllerin takdim edildiği tören sonrası, Hak İşçi Sendikaları Konfederasyonu (HAK-İŞ) Genel Başkanı Arslan basın mensuplarına asgari ücret gündemine ilişkin değerlendirmelerde bulundu. "Türkiye’de çalışanların yarıdan fazlası asgari ücretle çalışıyor gözüküyor" Asgari ücretin minimum ücret olduğunu ifade eden Arslan, "Sosyal güvenlik kurumunun verilerine baktığımız zaman Türkiye’de çalışanların yarıdan fazlası asgari ücretle çalışıyor gözüküyor. Asgari ücret genelde ülkelerde toplam çalışanların yüzde 5’i, yüzde 8’i, yüzde 10’unu geçmez. Niye Türkiye’de yüzde 50’den fazla? Maalesef işverenlerimiz asgari ücretin vergi dışı kaldığını dikkate alarak asgari ücretten gösteriyorlar ücretleri ama daha fazla ücret veriyor. Bundan dolayı da asgari ücretli çalışanların oranı yükseliyor. Örneğin iş işsizlik ödeneği asgari ücrete göre endekslenmiş cezalar, sosyal yardımlar bunların hepsi asgari ücrete endeksli olduğu için belirlenirken belirleyici olan Çalışma Bakanlığı değil Maliye Bakanlığı. O zaman biz diyoruz ikinci sorun asgari ücret sadece asgari ücret olsun. Diğer kalemleri başka bir düzenleme yapın. Maliye Bakanı diyor ki asgari ücret artarsa bu kalemler de artacak. O zaman asgari ücretle karşı bir tavır geliştirilir" diye konuştu. Asgari Ücret Tespit Komisyonunun yapısının antidemokratik olduğunu belirten Arslan, "Çoğulcu değil, katılımcı değil. Asgari ücret belirlenirken TÜİK’in rakamları esas alınarak belirlenmeye çalışılıyor. TÜİK’in sepetindeki mal ve hizmetlerin oranı asgari ücretlinin tüketimdeki mal ve hizmetlerin oranından ayrı. Asgari ücretlinin gerçek ihtiyacı olan asgari ücret olmaktan çıkıyor. Diyoruz ki biz Asgari Ücret Tespit Komisyonunun yapısını değiştirelim. Daha katılımcı olsun. Kriterler koyalım, sadece TÜİK’in kriterleri değil. TÜİK’in sepetiyle bizim sepet uymuyor. Evet o rakamlara itirazım yok ama oranları düşük. Halbuki işçiler için temel ihtiyaç maddelerinin oranları yüksek olması lazım. Kim yer almalı? İşçiler, temsilcileri, işveren. Çünkü kamuda çalışan kamudaki işçilerin ücreti asgari ücret değil. Daha yüksek. O zaman biz asgari ücreti belirlerken hükümetin burada yer almaması gerekiyor. Hükümet düzenleyici rol üstlensin. Asgari Ücret Tespit Komisyonun yapısını değiştirelim. İlan edilen asgari ücreti yayınlasın ama asla komisyonda yer almasın" şeklinde konuştu. "İşverenlerle bir asgari ücret belirlenmesi adaletsiz ve haksız olur" Aynı zamanda Arslan, şu ifadelere yer verdi: "Komisyonun yapısı değişmezse toplantıya katılmayacağız diye bir yıldır Türk-İş açıklama yapıyor. Biz de açıklama yapıyoruz. Diyoruz ki hükümete gelin, Türk-İş buraya katılmayacak. İşverenlerle hükümetin belirlediği asgari ücret sağlıklı olmaz. O zaman bir an evvel bir düzenleme yapalım. Maalesef hükümetimize, sayın bakanımıza iletmemize rağmen bugüne kadar herhangi bir düzenleme yapılmadı. Şimdi sayın bakanımız asgari ücret tespit konusunu toplantıya çağırdı. HAK-İŞ zaten istese de katılamaz. O zaman işverenlerle bir asgari ücret belirlenmesi de adaletsiz ve haksız olur." "Rakamlara bakınca Türkiye’nin ortalama ücretini belirliyor" Asgari Ücret Tespit Komisyonundan sağlıklı bir asgari ücret çıkmayacağını ve çıkarılmayacağını dile getiren Arslan, "5 kişi işçi tarafında, 5 işveren tarafında, 5 de hükümet tarafında. Ancak o 5 kişinin oyu sayılmıyor. Bakanlığın tek oyu var, işverenin tek oyu var, işçilerin tek oyu var. Bakanlıktan 1 kişiyle işveren anlaşırsa asgari ücret yine çıkacak. Dolayısıyla o sanıyorum kamuoyunu ikna etmek için geliştirmiş bir yöntem. Bunun hiçbir karşılığı yok. Bakanlık bunu yapmak zorunda. Türkiye’nin sadece minimum ücretini belirlemiyoruz. Rakamlara bakınca Türkiye’nin ortalama ücretini belirliyor. O zaman burada sosyal taraflarının olması gerekmiyor mu? Hükümetin olmaması gerekiyor. Çünkü asgari ücret özel sektör. Bizim temel talebimiz, Asgari Ücret Tespit Komisyonunun 2 tane aktörü oluyor. Biri işveren, özel sektör. Buraya kamu da dahil olabilir. İkincisi de işçiler. Bu ikisinin ortak belirlediği bir hakem de başkan olabilir. Belirleyemezse kura usulü olabiliyor. Bunun yöntemleri var" ifadelerini kullandı. "Evli ve 2 çocuklu bir işçinin esas alınarak burada asgari ücreti belirleme söz konusu olabilir" Asgari ücret tutarına ilişkin konuşan Arslan, "Türkiye’de toplam çalışanlar içerisinde asgari ücretlerin oranı yüzde 3, yüzde 5 olsa başka bir değerlendirme yaparız ama Sosyal Güvenlik Kurumu’nun verilerinde yüzde 50’den fazla olunca başka bir şey söylemek gerekmiyor. Biz minimum ücreti mi tespit edeceğiz, geçim ücretini mi tespit edeceğiz, ortalama ücreti mi? Burada bir kargaşa var. Bunu da eğer komisyonun yapısını sağlıklı kurabilirsek söyleyeceğimiz rakamlar daha sağlıklı sonuç verebilir. O nedenle bizim şu anda çalışmamız var. Bir, geçtiğimiz yıllardan başlayarak enflasyona atıfta bulunarak nerede olmamız gerekiyordu? Buna bakmak gerekiyor. İkincisi sadece enflasyon değil, aile sorumlulukları da dikkate alınarak, tek işçi için değil, evli ve 2 çocuklu bir işçinin esas alınarak burada asgari ücreti belirleme söz konusu olabilir. Üç, Türkiye büyüyor. Bu yıl da 3.5-4 arası, önümüzdeki yıl yüzde 4’ün üzerinde büyüyecek. O zaman bu büyümeden de asgari ücretin pay alması gerekiyor. Büyümeden pay alırsa, enflasyon artı refah payı olursa, geçmiş kayıplar da telafi edilirse ortaya çıkacak rakam minimum ücreti belirler. Rakam vermekten ziyade sistemi konuşmak gerekiyor" dedi.