GENEL - 08 Mart 2017 Çarşamba 15:23

Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Gürcan: "Kendi ülkem ve toprağım kadar kadını özgür bir yer görmedim"

A
A
A
Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Gürcan: "Kendi ülkem ve toprağım kadar kadını özgür bir yer görmedim"

Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Ayşen Gürcan, hikmet, iffet, adalet ve cesaretin kadına çok yakıştığını söyleyerek, "Kendi ülkem ve toprağım kadar kadını özgür bir yer görmedim" dedi.

Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Ayşen Gürcan, hikmet, iffet, adalet ve cesaretin kadına çok yakıştığını söyleyerek, "Kendi ülkem ve toprağım kadar kadını özgür bir yer görmedim" dedi.
Eski Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı, Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Ayşen Gürcan, Burdur Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birliği tarafından 8 Mart Dünya Emekçiler Kadınlar Günü dolayısıyla düzenlenen kahvaltıya katıldı. Kadın esnafların bulunduğu kahvaltıda, Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Ayşen Gürcan’a, Burdur Valisi Şerif Yılmaz, AK Parti Burdur Milletvekilleri Bayram Özçelik ve Reşat Petek eşlik etti.
Babasının esnaf olduğunu ve esnaflığın derdini, esnaflığın uğraşısını yaşadığını kaydeden Ayşen Gürcan, "Ben esnaf çocuğuyum, bilirim esnaflığın ne olduğunu. Babam yıllarca manavlık yaptı, sonra ben üniversiteye geçince küçük bir bakkal dükkanı vardı. Esnaflığı herhalde en güzel anlatan, bir sonraki ayın gelirini bilememektir. Memurlar bunu bilmez, memurlar her ay saf bir gelirle kazancını bilirler ama esnaf bilmez. Onun için babamdan bir şey istediğim zaman, meşhur bir çarşambamız vardı, çünkü salı günleri pazar kurulur, salı günü gelen gelir, çarşamba alışverişimizi sağlardık. Ama her sabah istisnasız, dini bayramlar hariç babam işine gitti ve her akşam geliş saati de sabit olmadı. Bu anlamda, esnaflığın derdini, esnaflığın uğraşısını ama kendi dükkanının sahibi olmanın özgürlüğünü, bağımsızlığının nasıl bir şey olduğunu babamdan biliyorum. O yüzden sizleri takdir ediyorum, hepinizi kutluyorum" dedi.

"Burdur kadını çalışkandır"
Burdur kadınının çalışkan olduğunu vurgulayan Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Gürcan, "Burdur kadını çok çalışkandır. Nereden biliyorum? İlkokul üçüncü sınıftan itibaren üniversiteye gidinceye kadar annem halı dokumaya giderdi, ben de onunla giderdim. Çünkü ihtiyacımız varsa babamızdan, annem kocasından istemezdi, giderdik hala var mı bilmiyorum. Halı dokurduk. Bu anlamda Burdur kadını çok çalışkandır, bilirim ekmeğini taştan çıkarır, halı dokur, gül toplar, eker, biçer, hep üretir, maşallah hiç gocunmaz da bundan ve görüyorum ki sizler hem eğitim alarak hem de kendinize ait bir iş yeri açarak bugün burada bizlerle bir aradasınız. Rrabbim emeklerinizi yağlı eylesin. Bol kazançlar versin" diye konuştu.

"Kendi ülkem ve toprağım kadar kadını özgür bir yer görmedim"
Kadınların hayata eksiden başladığını ifade eden Gürcan, "Bugün kadın günü olduğu için kadınlar üzerinden gideceğiz. Hiçbir zaman bir güne sığmayacak kadar değerli olduklarını bilirim. En azından kendi adıma, yıllardır verdiğim çaba adına, bir tık eksiden başlıyor muyuz hayata? Evet başlıyoruz ama samimiyetle söylüyorum. Bir çok ülkeyi gördüm, doğuyu ve batıyı gördüm ama kendi ülkem kadar, kendi toprağım kadar kadını özgür bir yer görmedim. Samimiyetle söylüyorum özellikle Burdur için söylüyorum çünkü Burdur’un kendine has bir yapısı var. Hepiniz esnafsınız, maşallah, nüfusu bu kadar küçük olan bir yerde esnaf kadınların oranı yüzde 10 ki bunların birçoğu daha fazladır da, eşi ya da oğlu üzerinden göstermiş olabilir. Benim annem yıllarca babamın yanında çalıştı" dedi.

"Hikmet, iffet, adalet ve cesaret, kadına çok yakışır"
Kadına hikmet, iffet, adalet ve cesaret değerlerinin çok yakıştığını ifade eden Ayşen Gürcan,
"Kadına dört değer çok önemlidir, çok yakışır, hikmet, iffet, adalet ve cesaret. Hele hele Anadolu kadınına, bu kavramlar bizim kültürel mirasımızdan bizlere kalan önemli göstergelerdir. Hikmeti de, iffeti de, adalet ve cesareti de başka yerlerde aramaya gerek yoktur. Aradığımız tüm değerler bizim eski medeniyetimizde mevcuttur. Bu değerler üzerinde inşa ettiğimiz hanımlar, toplumumuzda elbette karşılık bulacaktır ancak kadınlar dahil olmadıkları bir dünyanın sorunlarından en çok da etkilenen kesimdir. Bu değerler üzerine inşa ettiğimiz hanımlar, toplumumuzda elbette karşılık bulacaktır. Ancak kadınlar, dahil olmadıkları dünyanın sorunlarından en çok etkilenen kesim maalesef. Dünyanın en yoksul kesimini kadınlar oluşturuyor. Yine dünyanın her yerinde milyonlarca kadın en temel haklarını kullanmaktan dahi mahrum yaşıyor. İsmi, kimliği olmayan coğrafyalar gördük. Kadının ne kimliği ne de varlığı var. Biz daha Cumhuriyetin kurulduğu dönemlerde hem kimliğimiz hem de seçme seçilme hakkımızı kazandık. Kadınları eğitime, siyasete, istihdama, ekonomiye kısaca hayata dahil etmeden yapılan her girişim başarısız olmaya mahkumdur. Kadınlarımızın bilgi ve tecrübeleriyle dünyaya katacağı önemli değerler vardır. Sürdürülebilir kalkınma da kadınların üretme, karar alma mekanizmaları ve siyasete katılımlarıyla mümkündür" diye konuştu.

"Türk kültüründe kadın ve erkek birbirini tamamlıyor"
Türk kültüründe kadın ve erkeğin birbirini tamamladığını belirten Ayşen Gürcan, "Hayatın her safhasında kadın ile erkek birdir, beraberdir. Bu anayasamıza, yasalarımıza, kültürel değerlerimize göre böyledir. Anayasanın 10. maddesine ’Kadın ve erkekler eşit haklara sahiptir. Devlet bu eşitliğin hayata geçmesini sağlamak yükümlüdür.’ ifadesini koyduk. Kadın hakları konusunda Türkiye’de bugün her zamankinden çok daha kararlı bir duruş sergilendiğini memnuniyetle ifade etmek istiyorum" şeklinde konuştu.

Kadın girişimcilere, yeni düzenlemeleri anlattı
Gürcan, konuşmasının sonunda kadın girişimcilere yönelik hükümetin getirdiği yeni düzenlemeleri anlattı. Gürcan, "Hazine destekli sistemde KOBİ kredileri için yüzde 75 olan kefalet oranı, kadın girişimcilerinin kullanacağı krediler için yüzde 85’e çıkarıldı. Azami kefalet tutarı yararlanıcı başına 85 bin lira, risk grubu için de 130 bin liradır. KOSGEB’in düzenlediği uygulamalı girişimcilik eğitimleri var. Bu eğitimleri alanların yüzde 46’sını kadınlarımız oluşturuyor. KOSGEB yeni girişimci desteği de sağlıyor. Desteklemeden faydalananların da yüzde 48’ini kadın girişimciler oluşturuyor. 2010 yılından günümüze kadar yaklaşık 30 bin KOBİ’ye destek ödemesi yapılmış, bu rakamın yaklaşık 14 bin 500’ünü kadın girişimciler oluşturmuştur. Kadınların okuması, iş hayatına girmesi, karar organlarında aktif rol alması demek daha medeni ve insani çalışmalara yol açtığını tecrübelerimden biliyorum. Girişimci kadınların kendi aralarında dayanışma sağlamaları, ulusal, bölgesel, uluslararası düzeyde örgütlenmeleri ve iş birliği mekanizmaları oluşturmaları da küreselleşen dünyanın en önemli ihtiyaçları arasındadır" ifadelerini kullandı.
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Gaziantep Üniversite sanayi sektör buluşmaları etkinliğine öğrencilerden yoğun ilgi Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Başkan Vekili, TİM Tekstil ve Hammaddeleri Sektör Kurulu Başkanı Ahmet Fikret Kileci Üniversite-Sanayi Sektör Buluşmaları etkinliğinde, Gaziantep Üniversitesi (GAÜN) öğrencileri ile bir araya geldi. GAÜN Güzel Sanatlar Fakültesi Konferans Salonunda gerçekleşen etkinlikte Ahmet Fikret Kileci, sektöre ve iş yaşamına dair tecrübelerini aktardı. Doku-Kumaş Tasarım Yarışması’na tüm öğrencileri, genç tasarımcıları davet eden Kileci, bu yıl dördüncüsü düzenlenen ödüllü Doku-Kumaş Tasarım Yarışması hakkında katılımcıları bilgilendirdi. Dünyada çok hızlı bir değişim ve farklılaşma olduğunu belirten Kileci, “Bu farklılaşma öyle bir noktaya gidiyor ki yeni doğruların, dinamiklerin çok farklı olduğu ve akılcı hareket edilmesi gereken bir döneme giriyoruz. Öğrencilere, genç kardeşlerimize bu sistemin dışında kalmamalarını, eğitimlerini nasıl tamamlamaları gerektiğini bu tür etkinliklerle anlatmaya çalışıyoruz” dedi. “Sürdürülebilirliği birinci planda tutacağız” Tekstilin hızlı bir şekilde değişiklik gösterdiğini aktaran Kileci, “Sürdürülebilirliğin, geri dönüşümün en önemli kuralı işi kaynağında araştırmaktır. İşin kaynağında birbirine uymayan malzemeleri bir araya getirip sırf tasarım, moda uğruna yaptığınızda kabul edilmiyor. Malzeme tasarımında, ürün tasarımında diğer tüm yapılan işlerde sürdürülebilirliği, insanın geleceğini birinci planda tutacağız. Buna göre ürün tasarlayacağız” şeklinde konuştu. Katma değeri yüksek tekstil ihracatına katkı sağlamak ve sürdürülebilirlik temasını tasarım ekosistemine kazandırmak adına düzenlenen Doku Kumaş Tasarım Yarışması; ‘dokuma, örme ve baskı’ olmak üzere 3 farklı kategoride düzenlenecek. Son başvuru 12 Temmuz 2024 olan yarışmada başarılı olanlara toplam 1 milyon 950 bin TL para ödülü dağıtılacak.
Gaziantep GAÜN’de MEDEK Çalıştayı Gaziantep Üniversitesi (GAÜN) Kalite Geliştirme Koordinatörlüğü tarafından ‘Mesleki Eğitim Değerlendirme ve Akreditasyon Derneği (MEDEK) Çalıştayı’ düzenlendi. GAÜN Turizm Uygulama Oteli’nde düzenlenen çalıştayın açılışında konuşan GAÜN Genel Sekreteri Dr. Muhammet Musa Budak, MEDEK Çalıştayı’nın mesleki eğitimin mevcut durumunu değerlendirmek, sorunları tespit etmek ve çözüm önerileri geliştirmek için önemli bir platform olduğunu vurguladı. Dr. Budak, “Akreditasyon kuruluşumuz olan MEDEK’ten aldığımız bilgilere göre bu sene GAÜN olarak başvuruda lider durumdayız. Altı tane meslek yüksekokulumuzdan 13 tane ayrı programımızı bu akreditasyon sürecine dahil ettik. Biz heyecanlıyız ama bu süreçte sadece heyecanlı olmak yetmiyor. Sabır, sebat ve devamlılıkla, hepimiz birlikte dayanışma halinde olursak, el ele verirsek üniversite olarak daha çok başarıya imza atacağız” dedi. GAÜN Kalite Geliştirme Koordinatörü Öğr. Gör. Dr. Derya Özçalışkan ise konuşmasında mesleki eğitimin önemine ve MEDEK’in bu alandaki rolüne vurgu yaparak, GAÜN olarak mesleki eğitimin kalitesini artırmak ve bu alanda uluslararası standartlara ulaşmak için MEDEK ile iş birliği yapmaktan memnuniyet duyduklarını dile getirdi. Açılış konuşmalarının ardından çalıştayda; GAÜN Akreditasyon Sorumlusu M. Erkan Toksöz ‘Akreditasyonun Kurumsal Açıdan Önemi’, GAÜN Kalite Geliştirme Koordinatörü Öğr. Gör. Dr. Derya Özçalışkan ‘MEDEK Program Akreditasyonu Genel Ölçütler’ ve ‘MEDEK Program Akreditasyonu Programa Özel Ölçütler’ konularında sunum yaptı. Çalıştayda, GAÜN’deki meslek yüksekokullarının mevcut durumu değerlendirilirken, nitelikli iş gücüne katkı sağlayacak stratejiler ve uygulamalar ele alındı. MEDEK’in misyonuna uygun olarak, meslek yüksekokullarının akreditasyon süreçlerindeki önemi ve bu süreçlerde izlenecek yollar da katılımcılarla paylaşıldı.