GENEL - 23 Ekim 2016 Pazar 16:06

Prof. Dr. Canan Karatay zeytinyağı içti, görenler şaşırdı

A
A
A
Prof. Dr. Canan Karatay zeytinyağı içti, görenler şaşırdı

Kalp ve İç Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Canan Karatay, Bursa’da katıldığı zeytin festivalinde bardakla zeytinyağı içti. Bu durumu görenler ise Prof. Dr. Karatay’ı şaşkınlıkla izledi.
Gemlik Belediyesi’nin Gemlik Kent Konseyi ve sivil toplum örgütleriyle birlikte bu yıl ikincisini organize ettiği Uluslararası Gemlik Zeytini Festivali’ne, Kalp ve İç Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Canan Karatay da katıldı. Programın ardından Karatay, bir firmanın yağhanesini gezerek üretim hakkında firma sahibi Selim Solaksubaşı’ndan bilgi aldı. Üretimin modern tesislerde el değmeden yapıldığını belirten Solaksubaşı, burada Karatay’a zeytinyağının tüm üretim aşamaları hakkında bilgi verdi. Sabahki programında dünyanın en sağlıklı meyve suyunun zeytinyağı olduğunu ifade eden Prof. Dr. Canan Karatay, eline aldığı bardakla zeytinyağı içti. Kendisine peçete uzatanları da kibar bir şekilde reddeden Karatay, "Zeytinyağı başlı başına şifadır, elimi silmek ya da yıkamak yerine elime yüzüme sürerim, cildime de iyi gelir. İçmiş olduğum bu zeytinyağı boğazımı yaktı. En doğal yağ boğazı yakar zaten. Boğazım yanıyor diye bu kötü demeyin sakın. Gönül rahatlığıyla içebilirsiniz” diye konuştu.
“Zeytin ağaçlarının kesilmesine izin vermeyin”
Zeytinyağı fabrikasını gezen ve bilgiler alan Karatay’a işletme sahibi Selim Solaksubaşı, içtiği zeytinyağından hediye etti. Hediye için teşekkür eden Karatay, zeytin ve zeytinyağı üreticilerine, "Zeytin ağaçlarını kestirmeyin. Her ne sebeple olursa olsun buna izin vermeyin. Zeytin bizim hepimizin geleceği ve sağlığıdır. Gerekirse Meclis’e yürüyün ve zeytin ağaçlarının kesilmesini engelleyin” dedi.
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara Keneden korunmak için günlük vücut kontrolü yapmalı Ankara Üniversitesi’nden Doç. Dr. Ömer Orkun, “Günlük vücut kontrolleri ile kene görüldüğünde derhal çıkartılması esastır. Eğer siz keneyi bir an önce vücuttan uzaklaştırırsanız kene enfekte dahi olsa mikropları vermeden siz çok kolaylıkla kurtulabilirsiniz” dedi. Ateş, cilt içi ve diğer alanlarda kanama gibi bulgulara neden olan kene kaynaklı Kırım-Kongo kanamalı ateşi (KKKA) vakaları, Nisan ve Mayıs ayında artış gösterdi. Ankara Üniversitesi Veteriner Fakültesi Parazitoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi, Keneler ve Kene Kaynaklı Hastalıklar Araştırma Laboratuvarı Sorumlusu Doç. Dr. Ömer Orkun, İHA muhabirine yaptığı açıklamada, Kırım-Kongo kanamalı ateşe neden olan kenelerden korunma yöntemlerini açıkladı. “Kene atlamaz, sıçramaz” Kenenin özelliklerini anlatan Doç. Dr. Orkun, “Bu avcı karakterli bir kene olup insanlara yerden yürüyerek geliyor. Bu kene atlamaz, zıplamaz ve sıçramaz. Bu kene otlara ve ağaçlara tırmanmaz. Ağaçlardan da düşmez. Bunun asıl geldiği yer, yerlerden yürüyerek geliyor” ifadesini kullandı. “Avına doğru yürüyerek gidiyor” Tarım yapan vatandaşları da uyaran Orkun, “Tarımsal faaliyetlerin olduğu tarım alanlarının etraflarında daha yoğun görüyoruz. Toprakta, taşın ve yaprağın altında saklanıyor. Hedef canlı grubu, bu insan, sığır, koyun ve keçi olabilir, oradan geçene kadar bekliyor. Oradan geçerken bir takım çok kompleks algaçlarıyla algılıyor. Tabiri caizse avına doğru yürüyerek gidiyor” diye konuştu. “İnsanları onlarca metre takip edebilir” Türkiye’de Kırım Kongo Kanamalı ateşin vektörü olan kene türünün çok hızlı hareket ettiğini ifade eden Orkun, “Hatta dünyada karşılaşabileceğimiz en hızlı ve en uzun yol kat edebilen, yürüyerek veya da koşarak yol kat eden bir türdür. İnsanları onlarca metre takip edebilir. Kene tutulmasının gördüğümüz yerlerde çok karşımıza çıkan bir durumdur. Yakalıyor ve ilk tercihen en çok girdiği yer paçanın içerisinden geliyor ve açık olursa deriye ulaşmaya çalışıyor” şeklinde konuştu. Doç. Dr. Orkun, Türkiye’de kenenin olmadığı hiçbir yerin olmadığı belirterek, tarım arazisinde vakit geçiren vatandaşların ciddi risk altında olduğunu da kaydetti. “Keneden korunmak için günlük vücut kontrolü yapmalı Birtakım alınacak önlemler ile vatandaşların keneden korunmasının mümkün olduğunu söyleyen Orkun, şöyle konuştu: “İlk 24 saatten 48-72 saate kadar ulaşan sürelere ihtiyaç var. Günlük vücut kontrolleri ve kene görüldüğünde derhal çıkartılması esastır. Eğer siz keneyi bir an önce vücuttan uzaklaştırırsanız kene enfekte dahi olsa henüz size ekolojik ajanı, yani iç organizmayı ve mikropları vermeden siz çok kolaylıkla kurtulabilirsiniz.” “Çivi söker gibi çıkarabilirsiniz” Kenenin vücuttan çıkarılmasının profesyonellik isteyen bir durum olmadığına dikkati çeken Orkun, şunları kaydetti: “Keneyi çok kolaylıkla bir cımbız yardımıyla veya onları bulamazsınız eldiven, yaprak ve naylon ile tutup çıkarabilirsiniz. Çivi söker gibi çok kolay. Patlatmamak burada esastır. Çünkü bazen patlattığınızda elinizdeki yarık ve çatlaklarda mikrobiyolojik ajanların girmesi de mümkün olabiliyor. Ama keneden bir an önce kurtulmanız sizin için esas.”