KÜLTÜR SANAT - 15 Kasım 2017 Çarşamba 13:54

Orhan Kemâl ve Nâzım Hikmet’in hapishane dostluğunu anlattı

A
A
A
Orhan Kemâl ve Nâzım Hikmet’in hapishane dostluğunu anlattı

Araştırmacı yazar Erden Akbulut, Nâzım Hikmet ve Orhan Kemâl’in dostluklarını ve hapishane hayatlarını “Hapishanede Dostluk ve Yazmak” konulu söyleşide anlattı.

Araştırmacı yazar Erden Akbulut, Nâzım Hikmet ve Orhan Kemâl’in dostluklarını ve hapishane hayatlarını “Hapishanede Dostluk ve Yazmak” konulu söyleşide anlattı.


Nilüfer Belediyesi’nin düzenlediği 2017 Yılın Yazar Orhan Kemâl etkinlikleri kapsamında araştırmacı yazar Erden Akbulut, “Hapishanede Dostluk ve Yazmak” söyleşisinde Bursalı edebiyat tutkunlarıyla bir araya geldi. Söyleşide Orhan Kemâl’in kaleme aldığı “Nâzım Hikmet’le 3,5 Yıl” adlı kitabı da ele alındı. Nâzım Hikmet ve Orhan Kemâl dostluğuna ilişkin daha çok belgeler ve Orhan Kemal’in kendi sesinden kimi tanıklıklarını aktarmak istediğini söyleyen Erden Akbulut, “İlginç bir şekilde Nâzım Hikmet ve Orhan Kemal daha birbirlerini tanımadan bir araya getiriliyorlar. Genelkurmay Başkanlığı Adli Müşavirliği’nin 17 Şubat 1939 tarihli tebliğinin birinci maddesinde Nâzım Hikmet’in mahkumiyetini bize aktarıyor. Bildiğiniz gibi Nâzım, Ocak 1938’de İstanbul’da tutuklanarak Ankara’ya götürülmüş, Harbiye davasında mahkum edilmiş. O esnada yürütülmekte olan Donanma davasında ikinci kez mahkum edilerek toplam 28 yıl hapse mahkum edilmişti. 1938 yılının Ağustos’una geldiğimizde Nazım Hikmet cezaevindeydi. Aynı tebliğin devamında 3’üncü maddesine geldiğimizde bu sefer Orhan Kemal’in adını görüyoruz. Böylece Nâzım ve Orhan Kemâl ilk defa bir araya gelmiş oluyorlar” dedi.


Araştırmacı yazar Erden Akbulut, Orhan Kemâl’in sesinden Nâzım Hikmet’le ilk karşılaşmasını konu alan ses kaydını da dinletti. Bugüne kadar hiçbir yerde yayınlanmamış belgeler arasında yer alan; Orhan Kemal’in cezaevinden tahliye olmasının ardından 29 Eylül 1943’te Nâzım Hikmet’e gönderdiği mektubun yeni Türkçeye aktarılmış halini ve Orhan Kemal’in eski Türkçe el yazısını paylaştı.


“Hapishanede Dostluk ve Yazmak” söyleşisinin sonunda Nilüfer Belediyesi Kütüphane Müdürü Şafak Pala, araştırmacı yazar Erden Akbulut’a Nilüfer Belediye Başkanı Mustafa Bozbey adına teşekkür etti.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Giresun Kadınlar baharla birlikte pazarda doğal ürünleri satıyor Baharın gelmesiyle kadınlar pazarındaki ürün çeşitliliği de arttı. Çoğu doğada kendiliğinden yetişen dikenucu, geldirdik, kabalak gibi bitkileri toplayarak kendi yetiştirdikleri ürünlerle beraber ilçe pazarında satan kadınlar aile ekonomilerine katkı sağlıyor. Giresun’un köylerinde yaşayan kadınlar, evde yaptıkları yöresel ürünler ile yetiştirdikleri sebze ve meyveleri ilçelerin pazarlarında satarak aile ekonomilerine katkı sağlıyor. Kendi yetiştirdikleri ürünlerle beraber, doğada kendiliğinden yetişen bitkilerin de pazarda yoğun ilgi gördüğünü anlatan Atike Sefer, “Bahar mevsimi geldiği için pazarda sattığımız ürünlerde arttı. Kendi yetiştirdiğimiz lahana, bezelye, kıvırcık, yeşil soğan gibi ürünlerin yanı sıra doğada kendiliğinden yetişen kabalak, galdirik, dikenucu olarak bilinen melocan da toplayarak pazara getiriyoruz. Bu tezgahta sattığım her şey organik ve tazedir. Köyde sabah erken saatlerde tarlalardan topladığım sebze ve meyveleri pazara getiriyorum. Yeter ki üretim olsun üretilen her şeyin pazarda müşterisi oluyor” dedi. Üretilen her ürünün pazarda yeri var Her ne kadar kadınlar pazarı olsa da üreten herkese pazarda yer olduğunu ifade eden Aydın Öztürk ise, “Artık köylerde pek üreten kalmadı. Köylüler de gelip lahanasını pazardan alır duruma geldi. Oysaki köylerde sadece ekip diktiğin değil doğada kendiliğinden yetişen birçok bitki de ihtiyaçlarını karşılamaya yetiyor. Ben bir emekli olmama rağmen köyde üretip gelip pazarda satıyorum ve ihtiyacımı karşılıyorum. Üreten herkese pazarda yer olduğu gibi üretilen her şeyinde alıcısı oluyor” dedi.