GENEL - 13 Kasım 2018 Salı 09:55

Cumhuriyet Bayramı’na bir dev eser daha

A
A
A
Cumhuriyet Bayramı’na bir dev eser daha

Kamu ile özel sektör ortaklığı ile gerçekleştirilen Türkiye Cumhuriyetinin en büyük otoyol projesi İstanbul-Bursa-İzmir otoyolu 29 Ekim 2019’da hizmete açılıyor.

Kamu ile özel sektör ortaklığı ile gerçekleştirilen Türkiye Cumhuriyetinin en büyük otoyol projesi İstanbul-Bursa-İzmir otoyolu 29 Ekim 2019’da hizmete açılıyor. Tamamlandığında İstanbul İzmir arasını 3,5 saate düşürecek kamulaştırma bedelleriyle birlikte 10 milyar dolarlık yatırım projesinde çalışmalar tüm hızıyla devam ederken, teslim tarihi sözleşme tarihinden bir yıl erkene çekilen 426 kilometrelik otoyol tamamlandığında Marmara’nın etrafı tamamen otoyol ringi ile dönecek, Çanakkale ve Osmangazi köprüleriyle bu ring tamamlanmış olacak ve böylelikle İstanbul’un trafiği hem sanayi, hem de turizm anlamında İzmir’e Kuzey Ege’ye devlet yoluna girmeden aktarılmış olacak.


Halihazırda Avrupa’nın en büyük dünyanın ise 4’üncü büyük otoyolu konumundaki İstanbul, İstanbul, İzmir otoyol projesi tamamlandığında dünyanın en uzun 1’inci ve 5’inci asma köprülerini de içerisinde barındıracak. Gelecek yılın 29 Ekim’in de açılması planlanan otoyoldaki çalışmaların Bursa etabını AK Parti milletvekilleri Refik Özen ve Mustafa Esgin yerinde inceledi. Kamu Özel Sektör Ortaklığı Bölge Müdürü Sezgin Küçükbekir’i ziyaret eden Bursa milletvekilleri otoyolda devam eden çalışmalar hakkında bilgi aldı. Kısa bir brifing veren Küçükbekir, Osmangazi Köprüsü’nün ardından Çanakkale Köprüsü’nün ve devam eden çalışmaların tamamlanmasıyla birlikte Marmara’nın etrafındaki otoyol ringinin tamamlanacağını, böylelikle İstanbul’un trafiğinin hem sanayi, hem de turizm anlamında İzmir’e Kuzey Ege’ye devlet yoluna girmeden aktarılmış olacağını söyledi. Kamulaştırma çalışmalarında sona gelindiğini, yüzde 98’ler seviyesine ulaştıklarına dikkat çeken Küçükbekir, "13 bin 466 adet parsel kamulaştırdık, bunlarda da karşımızdaki muhatap sayımız 36 bin 607 kişi yani büyükçe sayılacak bir ilçe nüfusu kadar vatandaşla görüşüp bunların parsellerinin kamulaştırılmasını gerçekleştirdik" dedi.


Tamamlandığında İstanbul ile İzmir arasındaki 9 saatlik yolu 3,5 saate indirecek olan İstanbul-İzmir otoyolunda çalışmaların tüm hızıyla sürdüğünü ifade eden Küçükbekir, sözlerini şu şekilde sürdürdü:


"2013 yılında çalışmalara başlanan İstanbul-Bursa-İzmir otoyolunun toplam uzunluğu 426 kilometre. Bu 426 kilometrenin 384 kilometresini otoyol, 42 kilometresi ise bağlantı yolu oluşturuyor. Proje kapsamında yapılan Osmangazi Köprüsü 95 kilometre avantaj sağlıyor. Köprü sayesinde yıllık 650 milyon dolar tasarruf sağlanacak. Ayrıca karşıya geçme süresi 1 saat 20 dakikadan 6 dakikaya düşürüldü. Otoyolun İstanbul-Ankara, Kurtköy-Sakarya, Kuzey Marmara-Odayeri-Paşaköy, Kınalı-Odayeri, Edirne-İstanbul, Kınalı-Malkara, Malkara-Çanakkale, Kınalı-Çanakkale-Balıkesir, Çanakkale-Balıkesir otoyolları ile entegrasyonu sağlandı."



Dünyanın en uzun dördüncü asma köprüsü


Proje kapsamında yer alan Osmangazi Köprüsü, 2 milyon 682 metre uzunluğu, 252 metre kule yüksekliği, bin 550 metre orta açıklığı, 566 metre yan açıklığı ile dünyanın en uzun 4. asma köprüsü olma özelliğine sahip. Ancak, mermi başlıklarıyla birlikte 333 metre kule yüksekliğine sahip Çanakkale Köprüsü’nün tamamlanıp, dünyanın en uzun asma köprüsü özelliğini kazanmasıyla birlikte, Osmangazi Köprüsü sıralamada beşinciliğe düşecek.



Çalışmalar tüm hızıyla sürüyor


Proje kapsamında 67 milyon 505 bin 893 metrekare alan 2 milyar 353 milyon liraya kamulaştırıldı. Otoyolda bulunan 38 viyadüğün 23’ü, 294 alt geçidin 251’i, 77 üst geçidin 36’sı, 102 köprünün 63’ü, 732 kutu menfezin 640’ı, 3 tünelin tamamı, 22 kavşağın 11’i, 17 servis alanının 6’sı, 6 bakım işletme tesisinin 3’ü tamamlandı.



Kazı işlemlerinin yüzde 96’sı tamamlandı


Öte yandan, otoyoldaki kazı işlemlerinin yüzde 96’sı tamamlandı. Şu ana kadar otoyolda 174 milyon 739 bin 87 metreküp kazı ve yüzde 97’si tamamlanan 138 milyon 852 bin 64 metreküp dolgu işlemi yapıldı. Otoyol boyunca 473 bin 810 tane kazık dikilirken, şu ana kadar 3 milyon 455 bin 570 metreküp beton döküldü. Ayrıca 505 bin 306 ton ise demir kullanıldı. Otoyol boyunca 3 adet tünel bulunuyor. Projenin en uzun tüneli 3 bin 590 kilometre ile Orhangazi. Selçukgazi tüneli bin 250, Belkahve tüneli bin 605 kilometre uzunlukta. Ayrıca yaklaşan kış şartları için otoyolda tüm tedbirler alındı. Toplamda 62 adet araç ve kar küreme bıçağı, tuz serici ile kasa kayar vincin aralarında bulunduğu 46 ekipmanda hazırda bekliyor.



Bursa için 1,578 milyon dolar harcandı


2018 yılında projenin tamamı için harcanan 761 milyon doların, 204 milyon doları Bursa sınırları içerisindeki 141 kilometrelik alan için harcandı. Projenin tamamı için harcanan 6,610 milyon doların, 1,578 milyon doları Bursa için harcandı. Otoyolda 612’si mühendis olmak üzere 7 bin 129 personel çalışıyor. Bin 672 iş makinesi yürütülen çalışmalara destek veriyor. Ayrıca proje bünyesinde 290 adet alt yüklenici firma yer alıyor.



Kilometre başına 5 cent


İstanbul - Bursa - İzmir otoyolunu kullanan bir kişi kilometre başına 5 cent ödeyecek İstanbul Dilovası’ndan İzmir’e kadar gidecek olan bir kişi 420 kilometrelik yok için 21 dolar, Türk lirasıyla bugünün kuruyla 115 lira ödeyecek. İsteyen mevcut devlet yolunu da kullanabilecek. Çanakkale Köprüsü’nün de tamamlanmasıyla birlikte garantisi verilen araç sayısının çok üzerinde aracın otoyolu kullanması bekleniyor. Öte yandan, Osmangazi Köprüsü’ndeki günlük 25 bin olan ortalama araç geçiş sayısı bir yılda yüzde 25 artarak 40 bine ulaştı.



Milletvekilleri otoyolu inceledi


AK Parti Bursa milletvekilleri Refik Özen ve Mustafa Esgin, Karayolları Kamu Özel Sektör Ortaklığı Bölge Müdürlüğü’nü ziyaret etti. Kamu Özel Sektörü Bursa Bölge Müdürü Sezgin Küçükbekir, Özen ve Esgin’e yapımı devam eden İstanbul-İzmir otoyolu ile alakalı bilgi verdi. Verilen bilginin ardından Özen ve Esgin, yapımı devam eden otoyolu yerinde inceledi. Havadan drone ile görüntülenen çalışmalarının aralıksız olarak devam ettiği görüldü.


Özen, 119 kilometrelik Bursa ayağının yaklaşık 45 kilometresinin trafiğe açıldığını söyledi. Özen, “İzmir-Bursa-İstanbul otobanını yerinde inceledik. Detaylı bir bilgilendirme aldık. Çalışmaların 119 kilometrelik kısmı Bursa ayağında. Yaklaşık 22 kilometre bağlantı yolları var. Bunun yaklaşık 45 kilometresi trafiğe açılmış durumda. Ciddi çalışma ve emek var. Arzumuz, 2019 yılı 29 Ekim’inde hayata geçirilmesi” dedi.


İnşaattaki belirli aşamaları bitme noktasına geldiğini belirten Özen, “Türkiye’nin en önemli ve prestijli projelerinden birine imza atıyoruz. Arkadaşlar çok emek veriyor. Emek veren bütün arkadaşlarımıza, projeyi yürüten firmamıza kolaylıklar diliyorum. Durmak yok, yola devam” diye konuştu.


Türkiye’nin çok önemli projesi olduğunu vurgulayan Esgin ise, “Çalışmaların sona geldiğini gördük. İstanbul Bursa arası zaten hizmete açılmıştı. Özellikli proje. Maliyeti 10 milyar doları geçen bir proje. Türk mühendisliğinin geldiği noktayı ortaya koyuyor. Burada önemli başarı ve performans var. Çalışma yapılan jeolojik zemin şartlarına göre bazı bölgelerde çalışmalar uzun ve kısa sürebiliyor. 1 yıl içerisinde bitirilip, açılması en büyük arzumuz” açıklamasında bulundu.


Bursa-Karacabey Karakoca viyadüğünün olduğu bölgeyi incelediklerini anlatan Esgin, şunları söyledi:


“Çalışmalar son aşamaya gelmiş. Emeğe geçen bütün teknik ekiplere, mühendislerimize, firmalara çok teşekkür ediyorum. Tasarruf yılı ilan edilen bu senede hızlı ve etkili şekilde gerçekleştiriyorsak, bunları milletten aldığımız ilhamla yapıyoruz. 29 Ekim 2019’da inşallah bu otoyol tamamen bitmiş olacak. Biz geleneği bir geleneği de ortaya koymuş olduk. Geçtiğimiz günlerde dünyanın en büyük havalimanını açmıştık. Önümüzdeki yıldı otoyol hizmete girecek. Biz cumhuriyetimizi lafla, sloganla değil, icraatlarımızla kutluyoruz. Millete hizmet etmenin heyecanını taşıyoruz. Milletimizin beklenti ve taleplerini en üst düzeyde ortaya koymak için bir caba içerisindeyiz.”

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bilecik Bilecik, 9 bin yıl öncesine ve Batı Anadolu’nun en eski yerleşim yeri unvanına sahip Bilecik İl Kültür ve Turizm Müdürü Serkan Bircan, Müzeler Günü dolayısıyla kutlama mesajında, "Bahçelievler Neolitik kazı çalışmalarında bizleri 9 bin yıl öncesine ve Batı Anadolu’nun en eski yerleşim yeri unvanını almamıza bunun yanında İnhisar’da Gedikkaya İn Mağarası kazı çalışmalarında ise günümüzden 16 bin 500’lü yıllara uzanan zengin bir tarih geçişinin olduğu aşikârdır" dedi. Bilecik İl Kültür ve Turizm Müdürü Serkan Bircan, Müzeler Günü’nü kutlayarak, "Dünya kültür mirasının korunması ve müzeciliğin tanıtılması amacıyla ICOM (Uluslararası Müzeler Birliği) tarafından tüm dünyada her yıl 18 Mayıs Müzeler Günü olarak kutlanmakta olup, buna bağlı olarak farklı etkinlikler ile Müzeler Günü kutlanmaktadır. Bu yıl Milletlerarası Müzeler Konseyi (ICOM) ana tema olarak ‘Müzelerde Eğitim ve Araştırma’ belirlenmiştir. Eskiden müzelerimiz içinde bulundurduğu esere teşhir-tanzim ve depoculuk yapmaktaydı. Dünyada ve ülkemizde her alanda olduğu gibi müzecilik alanında da baş döndürücü gelişmeler yaşanmaktadır. En önemli değişme de artık müzelerimiz halkın eğitimi ulusal ve uluslararası konferansların, seminerlerin yapıldığı çeşitli sosyal ve kültürel faaliyetlerin düzenlendiği sergilerin açıldığı, bilimsel kazı ve yayınların yapıldığı toplumumuza yön veren eğitim ve kültür merkezleri haline gelmiştir" dedi. "Günümüzden 16 bin 500’lü yıllara uzanan zengin bir tarih geçişinin olduğu aşikârdır" İl Müdürü Bircan açıklamasının devamında, "İlimiz tarihi zenginliği zengin kültürel mirası ve birçok medeniyete ev sahipliği yapan kadim bir şeyi olmasından dolayı önemli bir konum ve stratejik durumdadır. Yapılan kazılarda ortaya çıkan buluntular ve akademik bilimsel çalışmalar doğrultusunda yakın zamanda milattan önce 3000’li yıllara dayanan uzanan bir tarihe geçmişinin bilinirliliği varken son yapılan bilimsel ve arkeolojik kazı çalışmalarında şehrimizin tarihi Bahçelievler Neolitik kazı çalışmalarında bizleri 9 bin yıl öncesine ve Batı Anadolu’nun en eski yerleşim yeri unvanını almamıza bunun yanında İnhisar’da Gedikkaya İn Mağarası kazı çalışmalarında ise günümüzden 16 bin 500’lü yıllara uzanan zengin bir tarih geçişinin olduğu aşikârdır. Dirilişin, kuruluşun ve kurtuluşun şehri olarak tanımladığımız gazi şehir Bilecik’te şu an Kültür ve Turizm Bakanlığımıza bağlı Söğüt ve Bilecik Müze Müdürlüğü bununla birlikte Bozüyük Belediyesi ve Bilecik Belediyesi’ne ait 2 önemli şehir müzemiz hizmet vermektedir" ifadelerine yer verdi.
İstanbul Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz: “Fonun başlangıç sermayesini 500 milyon dolar olarak belirledik” Türk Yatırım Fonu Guvernörler Kuruluşu toplantısında konuşan Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, “Toplamda 170 milyonu aşan genç ve dinamik nüfusumuz, 1,2 trilyon doları aşan ticaret hacmimiz ve müşterek zengin kültür mirasımız, büyük atılımlarımızı gerçekleştirmek için sağlam bir temel teşkil etmektedir” dedi. Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, Türk Yatırım Fonu Guvernörler Kurulu toplantısına katılım gösterdi. Dolmabahçe Çalışma Ofisi’nde gerçekleştirilen toplantının ikinci oturumunda konuşan Yılmaz, “Bu tarihi açılışın gerçekleşmesinde payı olan kardeş Türk devletlerinin tüm değerli temsilcilerini yürekten tebrik ediyorum. Sözlerimin başında sizlere Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın en kalbi selamlarını ve kutlama dileklerini iletiyorum” dedi. “Teşkilatımızın, uluslararası arenada görünürlüğü her geçen gün artmaktadır” 1992’de "Türk Dili Konuşan Ülkeler Devlet Başkanları Zirveleri" olarak başlattığımız sürecin ilerlemesiyle bugün tam teşekküllü bir teşkilata sahip olmaktan onur duyduğunu belirten Yılmaz, “Türk Devletleri Teşkilatları güçlü bağlarımızın üzerinde yükselen Teşkilatımızın, uluslararası arenada görünürlüğü ve etkinliği de her geçen gün artmaktadır. Müşterek çabalarımız sayesinde aile meclisimiz, kurumsal yapısını sağlamlaştıran, uluslararası arenada takip edilen ve üçüncü ülkelerin işbirliği yapmak istediği güçlü ve saygın bir teşkilat haline gelmiştir. Hedefimiz, Türk dünyasını her alanda güçlendirmek ve farklı sınamalar karşısında daha dayanıklı hale getirmektir. Toplamda 170 milyonu aşan genç ve dinamik nüfusumuz, 1,2 trilyon doları aşan ticaret hacmimiz ve müşterek zengin kültür mirasımız, büyük atılımlarımızı gerçekleştirmek için sağlam bir temel teşkil etmektedir. 2002 yılına baktığımızda üye devletlerimizin 558 milyar dolar ihracat yaptıklarını görüyoruz” ifadelerini kullandı. “Fonun başlangıç sermayesini 500 milyon dolar olarak belirledik” Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın 2019 yılında Türk Yatırım Fonu’nun kurulmasına yönelik niyetlerini ortaya koyduğuna değinen Yılmaz, “2021 yılında ise üye devletlerin ilgili Bakanlıklar Türk Yatırım Fonu’nun Kuruluş Anlaşmasını nihai hale getirmekle görevlendirilmiştir. Üye devletlerimizin ilgili Bakanlıkları son iki yıldır, Kuruluş Anlaşmasını nihai hale getirmek üzere çalıştılar. Uzun dönem üzerinde çalışılan Türk Yatırım Fonu’nun (TYF) Kuruluş Anlaşmasının Türk Devletleri Teşkilatı (TDT) Olağanüstü Ankara Zirvesi’nde devlet başkanlarımızın himayesinde imzalanmış olması bu süreci taçlandıran somut ve tarihi bir adım olmuştur. Kuruluş Anlaşmasının, üye devletlerimizin yüce Meclislerinde onaylanmasının ardından açılış gününe ulaşmış bulunuyoruz. Fon’dan beklentimiz, Türk coğrafyasının daha müreffeh yarınları için ekonomik gelişmesine en yüksek katkıyı sunacak şekilde destek olması ve finansal sürdürülebilirliğini korumasıdır. Ortak kimliğimizi, devletlerin eşitlik prensibine dayanarak geliştirmeyi amaçlıyoruz. Bu noktadan hareketle Türk Yatırım Fonu ’Eşit Sermaye Katkısı ve Eşit Oy’ ilkesiyle kurulmuştur. Fonun başlangıç sermayesini 500 milyon ABD dolar olarak belirledik. Bu sermaye tabanı; etkili projeler, güçlü kurumsal yapı ve şeffaf iş modeliyle birlikte, diğer yatırımcıları çekerek daha da artacaktır. Özellikle, diğer uluslararası ve bölgesel kalkınma kuruluşlarının ve özel sektörün kaynaklarının mobilize edilmesini öngörüyoruz. TYF, uluslararası ve ulusal finans ve kalkınma kurumlarının yanı sıra ticaret odaları ve özel kuruluşlarla da işbirliği içerisinde faaliyet gösterecektir” ifadelerine yer verdi. “Fonun şeffaf ve sonuç odaklı olarak faaliyet göstereceğinden de eminiz” Geçtiğimiz yıl Türk Devletleri Teşkilatı’nın Astana Zirvesinde İstanbul’un 2025 yılında Türk dünyası finans merkezi olarak ilan edildiğini söyleyen Yılmaz, “İstanbul Finans Merkezi (İFM), İstanbul’un bölgesinde ve dünyada uluslararası bir finans merkezi olmasına katkı sağlayacaktır. Tüm bu özellikleriyle ve avantajlarıyla İstanbul TYF’ye şüphesiz ki güç katacak ve gerek Türk dünyasına gerekse Fon’a yatırımcı çekilmesinde önemli katkılar sunacaktır. Fon’un üye ülkelerin kalkınma ihtiyaçlarına azami düzeyde cevap verecek şekilde, şeffaf ve sonuç odaklı olarak faaliyet göstereceğinden de eminiz. Türk Yatırım Fonu’nun faaliyetlerine başlaması, ülkelerimiz arasında daha fazla ekonomik iş birliği ve bütünleşmeye yönelik yolculuğumuzda tarihi bir mihenk taşını temsil etmektedir. Fon, halklarımız arasındaki birlik ve iş birliğinin ve ekonomik ilişkilerimizi derinleştirmeye yönelik kararlılığımızın önemli bir sembolüdür. Fonu, gelecek nesillere umut ve refah aşılayan bir başarı öyküsü haline getirmek için kararlılıkla birlikte çalışmaya devam edeceğiz. TYF’nin kuruluş sürecinde tüm üye ülkeler tarafından gösterilen çabaları takdirle karşılıyoruz. TYF Başkanı Sayın Bağdat Amreyev’in bu konudaki her daim özverili çalışmalarını özellikle vurgulamak istiyorum. Huzurlarınızda kendisine şükranlarımı sunuyor, muvaffakiyetler diliyorum” dedi. Toplantı, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz ve Türk Yatırım Fonu Başkanı Bağdat Amreyev’in imzaladığı anlaşmayla sona erdi.